İSRAİL-HAMASSAVAŞININ DİĞER YÜZÜ
Mehmet DEMİRKAN
İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırım ileoluşan kriz; en çok dünyadaki her gelişmeyi para üzerinden okuyan vahşikapitalistleri endişelendiriyor. Yaşanan vahşet dönemi, ekonomistler ve siyasetbilimciler tarafından “çoklu kriz” kavramı ile tanımlanıyor. Krizin ekonomiketkilerinin bölgesel sınırları aşarak küresel çapta genişleme eğiliminde olduğukaydediliyor. İsrail’in giriştiği soykırımı bütün dünya kınama sözcükleri ileizlerken, Orta Doğu yeni bir sürece evriliyor. Bu savaş tam da bölgedeki fayhatlarının çatladığı bir dönemde başladı. Bir yanda İran’ın himayesindeki,Lübnan Hizbullah'ı, Suriye’deki Esad rejimi, Yemen’deki Husiler ilesilahlandırılan ve eğitilen Irak milisleri, diğer yanda Amerika BirleşikDevletleri (ABD) ve müttefikleri. Bölgede oldukça geniş bir yelpazede oyunkurmaya çabalayan İran, aynı zamanda Gazze’deki Hamas ve İslami Cihad’ıdestekliyor, Rusya ve Çin ile de yakınlaşıyor. İşte böyle bir ortamda İsrailGazze’de on binlerce evi yerle bir ettiği saldırılarına başladı. Üsteliksoykırım suçu işleyerek. Bölge ateş topuna dönerken, önce İsrail ve Lübnansınırı ısındı. İsrail de Hizbullah da savaşmak istemese de ağırlaşan Gazze’deki soykırım, büyük savaş riskini arttırmaya devam ediyor. Yemen'deki Husiler,İsrail'e yönelik füze ve insansız hava aracıyla saldırılar düzenliyor. Şimdiyekadar hepsi hedefine ulaşmadan İsrail ya da Kızıl Deniz’deki ABD savaş gemileritarafından düşürülse de bu girişim çatışmaların nereye evrildiğini görmemizaçısından çarpıcı. Irak’ta da İran destekli milisler her fırsatta ABD üslerinesaldırıyor. ABD de buna karşılık Suriye'de İran’ın bazı birimlerini bombalıyor. Öyle bir noktaya gelindi ki, Netanyahuhükûmetindeki bir bakan, Hamas'a karşı Gazze'ye nükleer bomba atılmasını biledile getirdi. Bu yaklaşım en çok Ürdün ve Mısır tarafından ciddiye alındı.Onlar için sorun İsrail’in nükleer silahları değil, yüz binlerce Filistinlininkendi sınırlarına göçmeye zorlanma olasılığı.
VAHŞİKAPİTALİZMİN DERDİ
İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırım ileoluşan kriz; en çok dünyadaki her gelişmeyi para üzerinden okuyan vahşikapitalistleri endişelendiriyor. Yaşanan vahşet dönemi, ekonomistler ve siyasetbilimciler tarafından “çoklu kriz” kavramı ile tanımlanıyor. Krizin ekonomiketkilerinin bölgesel sınırları aşarak küresel çapta genişleme eğiliminde olduğukaydediliyor. İsrail-Hamas Savaşı patlak verdiğinde, dünya ekonomisinden gelenhaberler genelde olumluydu. ABD ekonomisinde büyüme ve istihdam eğilimigüçlüydü. Merkez Bankaları, yüksek faizler yoluyla enflasyonu, resesyona yolaçmadan denetim altına almış gibi görünüyorlardı. Çin ekonomisinde gayrimenkulpiyasalarında beklenen kriz, genelde borç krizi devletin mali desteklerininetkisiyle hafiflemiş gibiydi. Dünya ticaretindeki eğilimleri sergileyen; kargo,gemi, konteyner maliyetlerinde talep yetersizliğinden kaynaklanan gerilemeeğilimi duraklamış ve toparlanma işaretleri vermeye başlamıştı. Yani kovidsalgınının ekonomik etkileri geride kalmıştı. Bu görüntüye rağmen ekonomistlerbaşka bir tehlikeye de dikkat çekti. Tüketici pandemi döneminin ardından hızlaartan bir harcama eğilimine girdi. Ancak harcama eğilimi, yüksek faizlerinetkisi ile hane halkı ve borçlular üzerinde büyük yük olmaya başladı.
ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerindebütçe finansmanı daha da zorlaştı. Böyle bir ortamda İsrail-Hamas Savaşı çıktıve kaçınılmaz olarak dünya ekonomisinde kırılganlıkları daha da arttıracakdinamikler harekete geçti. Orta Doğu dünyanın en önemli enerji üreticisi veküresel kanıtlanmış enerji rezervlerinin %48’ine ve üretimin %33’üne sahip.Petrol hâlâ küresel birincil enerji tüketiminin %30’dan fazlasını oluşturuyorve dünyada üretilen petrolün beşte biri Hürmüz Boğazı üzerinden taşınıyor. Ekonomistlersavaşın ilk gününden bu yana, bölgede herhangi bir aksama veya tırmanma, buhayati emtianın arz ve talebini etkileyeceğine dikkat çekiyor. Dünya Bankası,Körfez ihracatını günlük 2 milyon varil (Küresel arzın %2’si) azaltan herhangibir çatışmanın petrol fiyatlarını varil başına 93-102 dolar arasınaçıkaracağını tahmin ediyor. İhracatı günlük 6-8 milyon varil azaltan büyük birsavaşın da, petrolü varil başına 141-157 dolar arasına sürükleyeceğine işaretediyor. Doğal gaz fiyatları, savaş başladığından beri üçte birden fazla arttı.Bloomberg’e göre, İran ve İsrail arasında doğrudan bir çatışma ve İran'ınHürmüz Boğazı’nı ablukaya alması ham petrol fiyatlarını varil başına 150dolardan yukarı çıkarabilir. Küresel enflasyon bunun sonucunda gelecek yılyaklaşık %6,7’ye yükselebilir ve küresel büyüme neredeyse 2 puanyavaşlayabilir. Bu beklentiler gerçekleşirse, petrol gaz ithal eden ülkelerinekonomilerindeki bozulma hızlanacak, faizler yüksek kalmaya devam edeceği için borçlanma ve borçlarını çevirmekapasiteleri daha da zayıflayacak. İsrail-Hamas Savaşı Gazze ekonomisini detamamen yok etti. İsrail ekonomisinin, savaşa 200 milyar dolar rezervlegirilmiş olsa da maliyete ne kadar dayanabileceği belli değil. İsrail’de tarımve inşaat alanında çalışan 7 bin Taylandlı işçinin hemen ülkeyi terk ettiğine,sağlık sektörünün de Filipinli çalışanların gitmeye başlamasıyla personelkaybettiğine, ülkenin güneyinde tarım alanlarının işlenemediğine, hükûmetinbazı gıda maddelerini ithal etmeye başlamak zorunda kaldığına, turizm sektöründekriz başladığına işaret ediliyor. Geniş seferberlik ve yedeklerin hareketegeçirilmiş olması, ekonomide ve İsrail’in dünyada ünlü teknoloji sektöründevasıflı personel kıtlığı yaratmaya başladı. Savaş, aynı zamanda Orta Doğu iledünyanın geri kalanı arasındaki ticaret ve yatırım akışlarını da etkilemeyebaşladı. Financial Times'a göre çatışma, hem bölgede hem de küresel çaptaartacak olan güvenlik kaygılarıyla enflasyonist baskıyı daha da güçlendirecek. Güvenlikuzmanları savaşın küresel ekonomi için jeopolitik ve güvenlik sonuçları daolacağına dikkat çekiyor. Bu noktada Rusya, farklı bir pozisyon yakalıyor.
SAVAŞRUSYA İÇİN BİR FIRSAT MI?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinçatışmalar başladığında yorum yapmadan önce üç gün bekledi. İlk açıklamasındaise ABD’yi suçladı. Putin, “Sanırım pek çok kişi, bunun ABD'nin Orta Doğu'daçözüm sürecini tekeline almaya çalışan başarısız politikasının açık bir örneğiolduğu konusunda benimle aynı fikirde olacak.” dedi. Bu açıklamadan bir süresonra da, Hamas heyetinin görüşmeler için Moskova'da olduğu açıklandı. Rusyauzmanları, Putin'in, İsrail-Hamas Savaşı’nı, ABD'nin küresel hâkimiyetini sonaerdirecek çok kutuplu yeni bir dünya düzeni için Batı ile varoluşsal bir savaşolarak sunmaya çalıştığını söylüyor. Putin’in eski danışmanlarından SergeyMarkov, kaleme aldığı bir yazıda, “Rusya, ABD ve AB'nin İsrail'i tam olarakdesteklediğini anlıyor, ancak ABD ve AB artık kötülüğün vücut bulmuş hâli vehiçbir şekilde haklı olamazlar.” ifadelerini kullandı. Markov “DolayısıylaRusya, ABD ve AB ile aynı kampta olmayacak. İsrail'in ana müttefiki şu andaRusya'nın ana düşmanı ABD'dir. Hamas'ın müttefiki de Rusya'nın müttefikiİran'dır.” dedi. Moskova’nın İran'la ilişkileri giderek daha da yakınlaşıyor.Moskova Orta Doğu'da daha önceki dengeli pozisyonunu bırakarak, açık birFilistin yanlısı pozisyon benimsediği görülüyor. Putin'in eline büyük bir kozgeçmiş durumda. ABD'nin nüfuzunu azaltmayı her şeyden çok isteyen Putin, şimdiküresel kamuoyunda puan toplayabileceğini düşünüyor. Putin kendisini taraflarlabağlantısı olan potansiyel bir barışçı olarak göstererek hem Orta Doğu'dakinüfuzunu artırmaya çalışıyor hem de krizi şansa dönüştürmeye çabalıyor. Putinbir Arap televizyon kanalına verdiği demeçte “İsrail'le çok istikrarlı, ticariilişkilerimiz var, Filistin'le onlarca yıldır dostane ilişkilerimiz var,dostlarımız bunu biliyor. Bana göre Rusya da çözüm sürecine kendi katkısınıyapabilir.” dedi. ABD ve AB’de yapılan yorumlarda ise yorumlarda “Moskova,Ukrayna'daki savaş nedeniyle Orta Doğu politikasını değiştirdi.”değerlendirmesi yapılıyor. Bütün bunların ötesinde en büyük kâbuslardan biri degiderek daha fazla çözümsüzlüğe sürüklenen mülteci sorunu.
YENİBİR MÜLTECİ DALGASI
Savaşın bölgede diğer aktörleri de içerendaha geniş bir karşılaşmayı tetikleme olasılığı de büyük kaygı yaratıyor. Savaşbölgede insani krize yol açarken, yeni bir mülteci dalgasına sebep olacağıdüşünülüyor. Özellikle Avrupalı liderler, Gazze'deki çatışmalardan dolayı 2015mülteci krizine benzer bir durumun yaşanabileceğinden endişe duyuyor. AvrupaKomisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 27 üye ülkenin liderlerine yolladığımektupta, AB'ye yönelik yasa dışı göçle mücadele amacıyla Mısır ile"stratejik bir ortaklık" kurulması gerektiğini vurguladı. Leyen,"Mısır Orta Doğu'nun güvenlik ve istikrarı için çok önemli, giderek artansayıda mülteciye ev sahipliği yapıyor ve bizim de onu destekleme sorumluluğumuzvar." dedi. AB sorunu yine kendi uzağında tutmaya çalışırken, Hamas'ınkontrolündeki Gazze'de, İsrail'in 7Ekim'den sonra düzenlediği saldırılarda yaklaşık 15 bin kişi hayatını kaybetti.Dünyada birçok ülkenin başkentinde ateşkes için gösteriler yapılıyor ve buarada antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) de tırmanıyor. Yeni bir terör dalgasıriski kaygı yaratıyor. Savaş, enerji fiyatlarından emtia fiyatlarına,enflasyondan yüksek faizlere, oradan da olası borç krizlerine kadar birçokolumsuzlukla birlikte, bölgesel ve küresel çapta jeopolitik belirsizlikleriarttırıyor. Gözlemcilere göre, süreç kısa sürede kontrol altına alınmazsa,dünya ekonomisi resesyona girecek. Günün sonunda ne yazık ki dünya, Gazze’dekisoykırımla değil, olası ekonomik durgunlukla daha fazla ilgileniyor.