İSRAİL VAHŞETİNİN YENİ BOYUTU; SOYKIRIM

11 Mart 2024 12:57 Mehmet DEMİRKAN
Okunma
66
İSRAİL VAHŞETİNİN YENİ BOYUTU; SOYKIRIM

İSRAİL VAHŞETİNİN YENİ BOYUTU; SOYKIRIM

Mehmet DEMİRKAN

 

Temel bir söylem vardır. Denir ki,“Bir cinayet, bir saldırı, bir savaş, kimin işine yarıyorsa, büyük birolasılıkla ya onun tarafından yapılmış, ya onun tarafından teşvik edilmiş ya daonun tarafından görmezden gelinmiştir.” Filistin halkı soykırıma uğrarken,konuyu bu çerçevede okumak daha akılcı sonuçlar oluşturacaktır.  Filistin,bir dönem “Kenan” olarak bilinen coğrafi alanın ismi. Tevrat’taki Hazretiİbrahim’e; “Senin soyundan gelenlere Mısır Nehri’nden Büyük Nehre, FıratNehri’ne kadar uzanan toprakları veriyorum” (Teşniye 11:24) kelamından yolaçıkılarak  “Büyük İsrail” projesinin dayanağı yapılan “Arz-ı Mevud” yani“Vadedilmiş Topraklar.” Tarihî süreç çok yalın. İsrail Devleti İkinci DünyaSavaşı’nda Nazilerin Yahudilere yaptıkları soykırım sonrasında, BirleşmişMilletlerin önerisiyle, bu insanlık suçunu telafi etmek için Orta Doğu'da,Filistin toprakları üzerinde, tek taraflı bağımsızlık ilanı ile 1948'dekuruldu. Önce dünyanın dört bir tarafından kurulan yeni devlete göçenYahudiler, sonra Filistinli Arapların toprakları satın alındı, ardından dazorbalıkla işgal edildi. Filistinlilerin yıllar boyunca Gazze Şeridi ile BatıŞeria’ya sıkıştırılırken, milyonlarcası da mülteci olarak Ürdün, Lübnan, Suriyeve Tunus'a sığınmak zorunda bırakıldı. Filistinlilerin yıllardır bir varoluşsavaşı veriyor, üstelik ikiye bölünerek. Batı Şeria’da  El-Fetih, Gazze’deHamas.

HAMAS'IN SALDIRISI, ARDINDAN GELEN SOYKIRIM

Temelbir söylem vardır. Denir ki, “Bir cinayet, bir saldırı, bir savaş, kimin işineyarıyorsa, büyük bir olasılıkla ya onun tarafından yapılmış, ya onun tarafındanteşvik edilmiş ya da onun tarafından görmezden gelinmiştir.” Filistin halkısoykırıma uğrarken, konuyu bu çerçevede okumak daha akılcı sonuçlaroluşturacaktır. Hamas, son saldırı için 1973’teki savaşın (Yom Kippur) yıl dönümünüve İsrail’deki önemli dinî bayramlar serisinin sonuncusunun kutlandığı birŞabat gününü seçti. Bu saldırı ile ne hedeflenmiş olabilir? Hamas, saldırıylakahramanlaşıp, Batı Şeria’da da etkin olmayı ve El Fetih’i zayıflatmayıhesaplamış olabilir. Bu saldırısı ile İsrail’in başta Suudi Arabistan olmaküzere diğer zengin Arap ülkeleriyle yakınlaşmasını önlemek istemiş olabilir.Hamas şimdilik bu amaçlarına ulaşmış gibi görünüyor. Ama bunlardan daha önemliiki şey var. Hamas’ın bu saldırısı, içeride sorunlarla boğuşan ve güç kaybedenaşırı sağcı Netanyahu'yu ve onun 6’lı koalisyon iktidarını kurtardı. Sosyalmedyada yayılan görüntüler Hamas’ın saldırısında sivillerin vahşice hedefalındığını ortaya koydu. Bu görüntüler, İsrail yönetimi için bir fırsattı.Zordaki Netanyahu iktidarı da bunu, varoluşu için kullandı. Daha da vahimiAmerika Birleşik Devletleri (ABD) bütün gücü ile Akdeniz’e yerleşti.

VAHŞETİN TETİKLEYİCİSİ ABD

Hamas’ınsaldırısının ardından İsrail’in bu saldırıya ölçüsüz, orantısız, vahşicekarşılık vereceği biliniyordu. Ancak işin insanlık suçu işleme boyutunageleceği düşünülmemişti. Üstelik ABD de bu suça ortak oldu. Öyle ki, İsrail,takviye ABD güçleri bölgeye gönderilene kadar kara harekâtını erteledi. Bu aradahesapta mekik diplomasisi yürüten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “Ben aynı zamanda bir Yahudi olarak da buradayım.” şeklinde konuştu. ABD'nin enzayıf başkanlarından birisi olan Joe Biden ve “Kalben siyonistim.” derken, biryandan İsrail’i frenlemeye çalıştı, diğer yandan İsrail’e özellikle Hamasdışındaki aktörlerden gelebilecek tehditleri bertaraf edecek önlemler dealdı.  Aradan geçen sürede Hizbullah kuzeyden yeni bir cephe açmadı. Bu daABD’nin Doğu Akdeniz’e yaptığı deniz gücü yığınağının caydırıcı olduğunugösteriyor. ABD savaş gemileri, İsrail’in hava ve balistik füze savunmasınıciddi biçimde takviye ediyor. Hizbullah’tan ya da İran’dan yapılacak füzesaldırılarının tespitini ve etkisiz hâle getirilmesini kolaylaştırıyor. USSCarney muhribi, Yemen'deki Husilerin İsrail’i hedef alan seyir füzeleri veSİHA’larını önlüyor. Öte yandan bölgeye kaydırılan USS Gerald Ford uçak gemisiçok gelişmiş bir radara sahip. Bu radar 360 derece tarama kabiliyetiyle,denizde ve karada konuşlu balistik füze savunma sistemlerini desteksağlayabiliyor. Görev grubunda balistik füze savunma yetenekli bir kruvazör ilebirkaç muhrip de yer alıyor. Böylesine büyük bir askerî gücün Türkiye’nin bukadar yakınına kaydırılması Ankara’yı kaygılandırıyor. Bunun Türkiye'yi hedefalan bir hamle olup olmadığı hararetle tartışılıyor. Aslında Hamas'ın saldırısıöncesinde Ankara-Washington ilişkilerinde büyük gerilim yaşanıyordu. Suriyeüzerinde Türkiye’ye ait bir SİHA, Amerikan Hava Kuvvetlerine ait F-16tarafından düşürüldü. Türk SİHA’sının düşürülmesinin ardından başlayan süreçte,İncirlik ve Malatya-Kürecik’teki radar gündeme geldi ve buraların ABD’ninkullanımına kapatılması gerektiği savunuldu. Oysa Hamas’ın saldırıları ilebaşlayan, İsrail’in soykırıma varan saldırıları ile devam eden sürecinöncesinde Orta Doğu'ya barış konusundaki umutların yeşerdiği bir dönemyaşanıyordu. Türkiye-İsrail ile ilişkilerinde hatırı sayılır adımlar atılırken,Körfez ülkeleri “Abraham Accord” (İbrahim Anlaşmaları) çerçevesinde İsrail ileilişkileri normalleştirmişti. En son saldırıdan hemen önce İsrail-SuudiArabistan anlaşması da gündemdeydi.

SADECE TÜRKİYE ÇÖZÜM ÜRETEBİLİR

Şimdibüyük bir kaos yaşanırken, akılcı diplomatik hamlelerle Türkiye, bölgede etkingücünü arttırabilir. Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında girişimleri enetkili olacak ülkelerin başında geliyor. Rusya, mevcut karmaşadan kısmenmemnun. Çünkü dikkatler Ukrayna işgalinden uzaklaştı ve bir cephe daha açmakistemiyor. Çin, çatışmalara doğrudan müdahale taraftarı zaten hiç olmadı.“İtidal” tavsiye ediyor sürekli. Hem İsrail hem de Filistinliler ile yakınilişkileri var. Tarihî olarak hep Filistinli Arapların yanında yer alan olanMısır, Suriye, Suudi Arabistan, Libya ve diğer Arap ülkelerinden cılız seslerçıkıyor. Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı sert kınama ötesinde nekarar alacaklarını bilmiyor. Kimse beyanat vermeden öteye gidemezken hem Hamas,hem El Fetih, hem İsrail, hem ABD, hem AB, hem Rusya, hem de İran ilekonuşabilen tek ülke var. O da Türkiye. İnisiyatif alacak Türkiye, savaşınyayılmasını önleyebilir, Filistinlilerin insanı yardıma ulaşmasınısağlayabilir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Lübnan’da düzenlediği basıntoplantısında “Bu savaştan daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihî birbarış da çıkabilir.” dedi. Bu yaklaşım gelişmelere taraf olan ülkelerinbaşkentlerinde “önemli” başlığı ile kaydedildi. Eski istihbarat başkanı olarakdikkatle izlenen Hakan Fidan, istihbarat mekanizmaları, askerî ve siyasi kararalıcılar nezdinde itibarı ve güvenirliği var, sözüne de güveniliyor.Türkiye’nin olmazsa olmaz diye gündemde tuttuğu yaklaşım; iki devletli çözüm…Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından desteklenen çözümiçin 5 ana başlıkta uzlaşı aranıyor. Filistin Devleti’nin tanınması, İsrail Devleti’nintanınması, sınırların belirlenmesi, Kudüs’ün statüsü ve mültecilerin durumu. Bubaşlıkları ve iki devletin var olması düşüncesini bütün dünya kabul ediyorancak hiçbir başlıkta bir arpa boyu yol alınamıyor. Bu noktada Mustafa KemalAtatürk’ün ‘The Saturday Evening Post’ dergisinin yazarı Isaac F. Marcosson’aTemmuz 1923'te verdiği röportajda söylediği sözler Orta Doğu’da izlememizgereken politikaya ışık tutar nitelikte. Atatürk diyor ki; “Bir gün, cihanharbinden sonra Orta Doğu'da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır.O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz Cumhuriyet’imizin yöneticileri, bu halklarındeğil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileriuğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkıonların da hakkından gelecektir…”