TERÖR
“Biliniz ki; 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi.
Mondros’ta çerçevesi çizilip Sevr’de dayatılan imha planları
15 Temmuz’da yeniden gün yüzüne çıkarıldı.”
Dr. Devlet BAHÇELİ
(Yenikapı, İstanbul, 7 Ağustos 2016)
Öğretim Görevlisi Ahmet AKBAYIR
“Soğuk Savaş ve sonrası dönemde daha fazla ön plana çıkan terör kavramı, uluslararası bir sorun olarak da sistemde yer etmeye başlamıştır. Soğuk Savaş, Doğu ve Batı bloklarının birbirine karşı, başta ideolojik olmak üzere; ekonomik, askerî ve teknolojik üstünlük kurma mücadelesi şeklinde geçmiştir. Aslında karşılıklı bir psikolojik savaştan bahsedilse de Soğuk Savaş Dönemi şiddet içeren çatışmaları da beraberinde getirmiştir ve 21. yüzyılda önemli bir uluslararası sorun olan terör de bu çatışmaların bir unsuru olarak ortaya çıkmıştır. 21. yüzyılda terörün temel çatışma unsuru olduğu en önemli olay, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) karşı geçekleştirilen terör saldırıları olmuştur. 11 Eylül Saldırıları, güçlü devletlerin de tehdit edilebilme potansiyelini göstermiş ve devletlerin güvenlik politikalarını yeniden şekillendirmiştir. Terörün ne kadar ciddi bir güvenlik sorunu olduğu ortaya çıkmış ve teröre olan bakış dönüşmüştür. Özellikle ABD merkezli terörle mücadele, uluslararası sistemde teröre küresel bir boyut kazandırmıştır. Bununla birlikte günümüz dünyasında terör halen başlıca güvenlik tehditlerinden biri olmaya devam etmektedir.”
Terör, tarih boyunca bireyleri, toplumları ve devletleri tehdit eden sürekli bir unsur olmuştur. Tarihsel süreçte terör kavramı ve bu kavramın taşıdığı anlamlar değişiklik gösterse de terör her zaman bir tehdit unsuru olarak kalmıştır. Terörün kökenleri Âdem'den günümüze kadar uzanmakta olup, Habil ve Kabil kıssası bu bağlamda sıklıkla referans alınmaktadır. Kişisel çıkarların, başkalarının haklarını ihlal ederek şiddet yoluyla korunması, terörün temel yapı taşlarından birini oluşturur. Bu nedenle, terörün tarihsel arka planını anlamak, onun tanımını ve etkilerini doğru analiz etmekle mümkündür.
“Terör yıldırma amaçlı olarak şiddet kullanımıdır. Terörizm ise planlı, hesaplı bir şekilde şiddet kullanarak hedefi yıldırmak, baskı altına almak ve nihayetinde arzulanan siyasal hedeflere ulaşmaktır. Terörizm kendisi bizatihi amaç değil uygulanan siyasi ajandanın ve/veya ulaşılmak istenen siyasi hedeflerindir vasıtasıdır. Terör silahlı ve hukuk dışı bir eylemdir ve hayatın olağan akışını bozarak ve/veya keserek, korkutma ve yıldırma yoluyla hedefe ulaşmayı amaçlar. Terör maksatlı, planlı, sistematik bir eylemler bütünüdür.”
Terör, milletin birliğini ve dirliğini hedef alan hain eylemlerdir. Terör, devletin bekasını, toplumun huzurunu ve milletin geleceğini tehdit eden bir unsurdur. Bu bağlamda, terörist gruplar ve onların destekçileri, millî değerlere ve ülkenin bağımsızlığına zarar vermek amacındadır. Yüce Türk milleti, terörle mücadeleyi, vatanseverliğin ve millî bilincin bir gereği olarak görür. Bu mücadelede, milletin her ferdinin sorumluluk alması ve teröre karşı tek vücut olması gerektiğine inanır. Terör, sadece fiziksel şiddetle sınırlı olmayan, aynı zamanda toplumsal yapıyı zayıflatmayı hedefleyen bir tehdittir. Terörün ardındaki güçlerin, ülkenin iç işlerine müdahale etmek ve millî birlik ve beraberliği bozmak istediği bilinir. Bu nedenle, terörle mücadelede millî iradenin ve devlet otoritesinin güçlü olması esastır. Son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünden gelen üstün deneyimi ve tecrübesiyle, terörizme karşı kararlı ve tavizsiz bir duruş sergilemeyi savunur ve gerektiği her zaman yapmaktan kendini alıkoymaz. Millî güvenlik ve halkın huzuru için, teröristlere ve destekçilerine karşı etkili ve kapsamlı tedbirler alır. Terörle mücadelede, sadece güvenlik önlemleri değil, aynı zamanda millî bilinç ve eğitim de büyük önem taşır. Genç nesillerin millî ve manevi değerlerle yetiştirilmesi, terörizme karşı en güçlü savunma hattını oluşturur. Eğitim yoluyla, gençler vatan sevgisi ve millet bilinciyle donatılmalıdır. Terörle mücadelenin uzun vadeli başarısı, milletin bir bütün olarak hareket etmesine ve millî birlikteliğin korunmasına bağlıdır. Bu bağlamda, terörizme karşı verilen mücadele, millî varlığın ve devletin bekasının teminatıdır.
‘TOPRAK; MİLLETİN KÖKÜDÜR, ONU NASIL VEREBİLİRİM!’
METE HAN
Terörizm Türleri
Aşağıdan Terör
Mevcut politik düzende kargaşa oluşturup otoriteyi zayıflatma hareketidir.
Yukarıdan Terör
İktidar seçkinlerinin ya da egemen güçlerin uyguladıkları terördür. İktidarda kalmak için muhalefeti zayıflatmak, vatandaşlarına karşı sindirme politikası uygulamak, halkı korkutmayı hedefleyen bir terör biçimidir.
Devlet Terörü
Kendi devletinin millî çıkarlarını bahane ederek başka devletler veya başka bir yerdeki unsurlara karşı yürütülen yok etme eylemidir. SSCB döneminde KGB, bugün İsrail Devleti’nin MOSSAD eylemleri bu türü kapsamaktadır.
Siyasi ve İdeolojik Terör
Bir siyasi ve ideolojik düşünceyi savunan insanların yapmış oldukları illegal hareketleridir.
Bölücü Terör
Dış destekli kaynağın en fazla olduğu terördür. Sözde etnik, dinî, kültürel inançlar kullanılarak diğer devlet zayıflatılmak suretiyle hâkimiyet sahasının genişletilmesi düşünülmektedir burada amaç farklılıklar değil sadece emperyalist inançların hâkimiyetidir. İRA (İngiltere), ETA (İspanya-Fransa) ve PKK (Türkiye) dünyadaki bu tür terör faaliyetlerinden örneklerinden birkaçıdır.
Din Terörü
Din kullanılarak yapılan terör türüdür.
Narko Terör
Uyuşturucu trafiğini yöneterek mali çıkar amaçlayan terör çeşididir.
Medya Terörü
Eylemleri kitlelere hoş gösterip, teröristin gönüllü reklamını yapan, bu amaçla da tanıtım sağlayan terör çeşididir.
Örgütsüz Terör
Herhangi bir gruba bağlı olmayan fakat suç işlemeye müsait ruh hâline sahip bireylerin gerçekleştirdiği eylemler bu türdendir (20 Temmuz 2012 BATMAN filminin galasında 14 kişiyi öldüren ve onlarca kişiyi yaralayan Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 24 yaşındaki James HOLMES’İN gerçekleştirdiği faaliyet bu tipe örnektir).
Dünyada Bilinen Başlıca Terör Teşkilatları
İnsanlık tarihi boyunca hemen her dönem terör olayları yaşanmıştır. Ancak yirminci yüzyılda dünyada terör daha çok Marksist-Leninist ideoloji doğrultusunda faaliyet göstermiş ve çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.
Anadolu’da PKK (2015 itibarıyla 50.000’den fazla Türk insanı şehit edilmiştir.) ve ASALA (Ermeni Terör Örgütü 1973 – 1985, 42 Türk diplomat şehit edilmiştir.), Almanya RAF-Devrimci Hücreler ve Neo Naziler, İtalya Kızıl Tugaylar, Belçika Komünist Hücreler ve FRAP, İspanya ETA, İrlanda İRA, Danimarka Yeşil Ceketliler, Fransa Action Directe ve İngiltere’de Millî Cephe dünyanın bilinen terör örgütlerinden birkaçıdır.
Türk Milletinde Terör
Türk tarihinde ilk terör eylemleri on birinci yüzyılda Selçuklular Dönemi’nde Hasan Sabbah’ın kurduğu HAŞHAŞİLER denilen terördür. Sonrasında 1961-1980 yaşanılan öğrenci ve genel vatandaşların hareketleri devamında ASALA ve günümüzde ise PKK olayları Türk milletinin maruz kaldığı dış destekli terör olaylarıdır.
Türkiye’deki Terörü Destekleyen Ülkeler
Asala’yı o dönem Ermenilerin kurduğu fakat Fransa ve birçok Avrupa ülkesinin desteklediği ortadadır. PKK dâhil son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mize zarar vermek için oluşturulan terör şebekelerini ABD, Yunanistan, Rusya, Fransa, İtalya, Belçika, İsveç, Danimarka’nın desteklediği bilinmektedir.
FETÖ, 15 Temmuz 2016 tarihinde ülke yönetimini ele geçirmek amacıyla yapılan kanlı darbe girişimini gerçekleştiren terör örgütüdür. Bu terör örgütünün amacı, cemaat oligarşisine dayanan totaliter bir devlet düzeni kurmak ve uluslararası düzeyde etkili bir siyasi ve ekonomik güç hâline gelmektir. Ülke içinde ve ülke dışında yapılanarak devletimize zarar vermeyi amaçlamışlardır.
“Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), ülkemiz için en büyük tehditlerden biri olduğunu 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle ortaya koymuştur… FETÖ’nün diğer terör örgütlerinden farklı olarak sosyoekonomik, sosyopsikolojik, sosyopolitik, güvenlik ögelerini içinde barındırması, kripto elemanlarla uyuyan hücreler şeklinde yapılanması, diğer terör örgütleri ve dış istihbarat birimleriyle iş birliği yapma gibi özellikleri onu daha büyük bir tehlike hâline getirmektedir. FETÖ yaklaşık 40 yıllık bir çalışmayla toplumun dinî, sosyopsikolojik, sosyoekonomik alanlardaki ihtiyaçlarını eğitim, hayır işleri gibi maskelerle perdeleyerek çok ciddi bir destek elde etmiştir.”
15 Temmuz 2016 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve devlet kurumlarının içerisine sızmış Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu bir grup hain tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, Türk milletinin millî iradesine ve bağımsızlığına karşı yapılmış alçakça bir saldırı bir ihanettir.
“Güvenlik bürokrasisi içindeki bu örgütlenme neticesinde FETÖ silahlı bir terör örgütüne dönüşmüştür. Bununla birlikte örgüt, bürokrasinin her kademesine kendi üyelerini yerleştirmek için büyük çaba sarf etmiştir. Sınav sorularını çalarak ve mevcut bürokratları makamlarından yasadışı ve gayrimeşru yollarla uzaklaştırmayı başararak devlet idaresi içinde paralel yapılanmasını kurmuştur.”
“Ülkenin birliğini, bütünlüğünü, demokrasisini ve millî iradeyi hedef alan darbe girişimi sırasında; 8.000’den fazla askerî personel, 35 savaş uçağı, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç ve 4.000’e yakın silah kullanılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), Ankara Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Merkezi, İstanbul Boğaziçi Köprüsü ve stratejik bazı kamu binaları tahrip edilmiştir. Ülkesine ve demokrasiye sahip çıkmak amacıyla meydanlara inen ve darbeye karşı direnen savunmasız 250 masum insan öldürülmüş, 2.193 vatandaşımız da ağır şekilde yaralanmıştır.”
Terör, siyasi bir amaca ulaşmak için mevcut siyasi yapıyı değiştirmeyi veya yok etmeyi hedefleyen şiddet eylemlerini içerir. Terörist gruplar, kendi ideolojileri dışındaki halkı hedef alarak şiddet uygulamakta veya şiddet tehdidinde bulunmaktadır. Bu eylemler, teröristlerin hedeflerine ulaşmak için toplumda korku ve panik yaratmayı amaçlar. Terör, siyasi duruma bakılmaksızın, mevcut düzeni kendi çıkarları doğrultusunda bozmayı hedefler.
“Terörizmin birincil hedefi propaganda yoluyla varlığını hissettirmek ve ideolojik amaçlarına yönelik bir algı oluşturmaktır… Terör eylemlerinde, süreklilik ve sistematik hareket etme önceliği mevcuttur. Kişilere uygulanan şiddet fiilleri ve buna binaen yapılan tehditlerin süreklilik göstermesi, terörün planlı ve sistemli olarak ilerlediğini göstermektedir… Bu yüzdendir ki toplumu derinden sarsacak ve hükûmeti çaresiz bırakacak; kamu binalarını bombalamak, kalabalık mekânları silahla taramak vb. gibi eylemlere girişmektedirler… Terörün belirtilen bu amaçlarının temeli, gerçekleştirdikleri eylemler vasıtasıyla toplum genelinde korku hâlinin var olmasını sağlamaktır… Bütün bu etkenlerin yol açtığı terörizm; asıl amacı olan topluma korku salma ve güvensizlik aşılama işlevini yerine getirmiş olur. Çünkü terör olaylarının amacı insanları etkilemek ve onların kararlarını değiştirmek kendi saflarında yer almalarını sağlamaktır. İnsan psikolojisine göre eylemlerini oluşturmak, şekillendirmek ve yönetmek teröristlerin izlediği yol ve yöntemdir.”
Terör, millî devletlerin güvenlik ve istikrarını doğrudan tehdit eder. Toplumda korku ve güvensizlik yaratarak, sosyal huzuru bozar ve ekonomik kalkınmayı olumsuz etkiler. Devletin otoritesini zayıflatır ve vatandaşların devlete olan güvenini sarsar. Millî birlik ve beraberliği hedef alarak, etnik ve dinî ayrılıkları körükler. Milletlerarası terör örgütleri, sınırları aşan operasyonlar düzenleyerek küresel güvenlik tehdidi oluşturabilir. Terör örgütlerinin finans kaynakları ve silah temini gibi ağları, milletlerarası toplumun koordineli müdahalelerini zorunlu kılar. Bu nedenle, terörle mücadele millî düzeyde olduğu kadar milletlerarası iş birliği ve koordinasyon gerektiren bir süreçtir. Sonuç olarak, terörizm, millî devletlerin egemenliklerine ve toplumsal bütünlüklerine ciddi zararlar verir ve aynı zamanda milletlerarası ilişkilerde gerilim yaratır ve ülkeler arası güveni zayıflatır.
Kaynakça
İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı, Sorularla Terörizm ve Terör Örgütleri.