BAYRAK DEYINCE

16 Eylül 2014 16:12 Murat Gedik
Okunma
8646
BAYRAK DEYINCE


“Hepiniz birer Türk bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.” Alparslan TÜRKEŞ
“Bayrak”; bir milletin, topluluğun, devletin, askerî birliğin veya kuruluşun işareti veya alameti mahiyetinde olan, bir mızrak parçası veya gönderin ucuna asılan kumaş parçası, tuğ, rayet olarak sözlükte tanımlanmaktadır. Oysaki biz bayrağı bu tanımlamanın çok ötesinde görürüz. Biz onu aynı zamanda bir namus gibi görür ve gözümüz gibi koruruz. Çünkü Allah korusun, o bir yere düştü mü bizler için hayat bir zindan olur. Bu sebeple Mehmet Emin Resulzade’nin söylemiş olduğu gibi “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez.”
Hilalin İslam’ı, yıldızın Türklüğü temsil ettiği o ay yıldızlı bayrak boşuna al rengi almamıştır. İşte o bayrağın göklere çekilmesi  ve bir daha inmemesi için nice şehitler vermiştir bu millet. Bu bizim, yani Türk’ün bayrağıdır çünkü ondaki anlam ve gizem, tarihimin derinliklerinden gelir ve şehitlerimin kanının rengini taşır. “On Beş Yılı Karşılarken” adlı şiirinde ne güzel demiş Mithat Cemal Kuntay: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.” diye.
Bayrak deyince akla tarihe adını “Bayrak Şairi” olarak yazdıran Arif Nihat Asya (1904 – 1975) gelir. Onun o muazzam Bayrak şiirini okumak Bayrağımızın anlamını ne güzel dile getiriyor:
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü...
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü;
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar...
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim;
Yer yüzünde yer beğen;
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!

Maalesef bu “Bayrak Şiiri” senelerce Millî Eğitim Bakanlığı kitaplarında yer alırken ülkenin bölünmesine yol açan çözüm saçmalığına kurban edilerek kitaplardan çıkartılmıştır. Herhâlde aynı şairin “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor” şiirini bugünlerde sıkça okuyup hayata geçirmek gerekmekte.
Namus diye bildiğimiz bayrak, son zamanlarda siyasi iradenin vermiş olduğu tavizler yüzünden tacize uğramaktadır. 1996 yılında Kıbrıs’ta bir Rum’un Türk bayrağını indirmek için direğe çıktığında nasıl vurularak yere serildiği henüz hafızalarımızdan silinmemişken maalesef Lice’de hem de askerî bir alanda bayrağımız direkten alınıp yerlere atılmıştır. Siyasi irade ve asker maalesef bunu sadece seyretmekle kalmıştır. Bu olaya karşı sessiz kalanların elbette bayrak diye bir hassasiyetleri olamaz. Özellikle siyasi iradede bu hassasiyet hiç yoktur, o irade zaten Türklüğü ve Türk millyetçiliğini ayaklar altına almayı kendine görev olarak kabul etmiştir. İşte tam bu sırada Aşık Sefai’nin “Bayraksızlar”adlı şiiri bu zihniyete cevap veriyor. Sefai şiirin başında diyor ki:
“Bayraksızlar, bayraksızlar
  Yere düşse bayrak sızlar ;
  Nerden bilsin kıymetini
  Soysuz sopsuz bayraksızlar!”
Evet nereden bilecekler ki o bayrağın kıymetini. Onun için çile çekmemişler, şehit vermemişler. Onlar için sadece o bir bez parçasıdır. Ama bilmezler ki onun sayesinde rahat bir hayat sürmekteler ve onun sayesinde mevcut koltuklarda oturmaktadırlar.
Türk bayrağı, sadece Anadolu’da yaşayan Türklerin bayrağı değildir. O, yer yüzünde yaşayıp her daim Türklüğü ile gururlananların bayrağıdır. O bayrağı gören her Türk heyecanlanır ve onunla muhabbet eder ve özlem giderir. Ahmet Cevat boşuna dememiştir “Çırpınırdın Karadeniz bakıp Türk’ün bayrağına.” diye. Bizler o bayrakla umutlarımızı yeşertir ve geleceğe Mustafa Kemal’ce koşarız. O bayrağı bizler o kadar benimsemişiz ki Başbuğ Alparslan Türkeş Bey’in söylemiş olduğu gibi her Türk’ü birer bayrak olarak görürüz: Hepiniz birer Türk bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.”
Cenab-ı Allah bizleri o ay yıldızlı bayrağa layık olabilmeyi nasip etsin, yer yüzü var olduğu müddetçe onu dalgalandırsın. Bizlere ise o bayrağa ahde vefayı unutmamayı nasip etsin.