BİR KURULTAYIN ARDINDAN
Murat GEDİK
“Yeryüzünün göbeğinde
Kuruldu Kurultayları...
Günleri sönmek bilmedi,
Yere düşmedi ayları.”
Yaşamış ve parçası olduğumuz Hollanda’ya ilk gelen büyüklerimiz teşkilatlanmaya önem vermiştir. Her ne kadar o dönemlerde tez Anadolu’ya dönmek hedef olarak kafalarda olsa da artık onlar gibi Türk insanının buradaki her şeyi kalıcı olmuştur, tıpkı kurmuş oldukları teşkilatlar gibi. Bu teşkilatlardan biri de şüphesiz Hollanda Türk Federasyon’dur. Temeli yetmişli yılların başında atılan bu yapı, bugün Hollanda’nın her yerinde şubeleri tarafından temsil edilmekte ve insanımıza çeşitli alanlarda hizmet vermektedir. Büyüklerimiz çok zor şartlar altında bu Federasyon’u kurmuşlar ve gelecek nesillere emanet etmişlerdi. İçten ve dışarıdan her türlü oynanan oyunlara rağmen var olsunlar, onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Çizgisinden sapmayan elleri öpülesilere selam olsun. Dalgalandırmış oldukları bayrak şu an bizlerde, Yaradan mahcup eylemesin. 19 Mayıs 2012 tarihinde yapılan Hollanda Türk Federasyon Olağan Kurultayı ile bize genel başkanlık görevi layık görülmüştü… O günden itibaren 7 arkadaşımızla beraber yol yürüdük. Ne arkamda ne önümde durdular, hep yanımda oldular. Kötü günde, iyi günde hep bir olduk. Yeri geldi beraber toy eyledik, yeri geldi dert sofrasında beraber diz çöktük. Teşkilat başkanlarımızın, gönüldaşlarımızın samimi ve dik duruşları bizlere hep güç verdi. Güzel işlere imza atabildiysek, hepsinin katkısı vardır. Başkanlarımızın etrafında bulunanların da haklarını yememek lazım, âdeta bir bütün olup kenetlendik. Ya o yüzlerce yönetici sıfatı olmayıp ta bizlere yeri geldiğinde fiziken, yeri geldiğinde dualarıyla destek olanlar. Var olsunlar! Bu sefer ise alışık olmadığımız bir biçimde 10. Olağan Kurultayımızı gerçekleştirmiş olduk. Pandemi illeti geniş kapsamlı bir kurultay yapmamıza engel oldu. Binlerce kişinin bir araya geldiği o eski kurultayları bu sefer yapamadık. Genele açık bir davet çıkaramadık. Bunun yanında Türk insanına hizmet veren güzide teşkilatların başkanlarını dahi davet edemedik. Mecburiyetten basını bile aramıza alamadık. Davet edemediğimiz kim varsa, hepsi haklarını helal etsinler. Şartlar maalesef karşımıza engeller çıkardı. 10. Olağan Kurultayımızı sadece yönetici arkadaşlarımızın aileleri ile birlikte gerçekleştirdik. Sınırlı tutma mecburiyetinde olduğumuz bu kurultayımızda genel başkanlığa tekrar layık görüldük. Dileğim odur ki, inşallah bizlere güvenenlere layık olabiliriz. Bir önceki dönem yönetimimizde bulunan yedi arkadaşımız da yeni dönemde görev almaya devam edecekler. Var olan sekiz kişilik ekibimize dört tane, her birinin ayrı yeteneği ve tecrübesi olan arkadaş daha eklenmiş olup, yarım kalan projelerimizi nasipse tamamlamaya çalışacağız. Geçmiş dönem neler yapabildik, neler yapamadık burada yazmaya gerek görmüyorum. Bunun takdirini Türk Federasyon sevdalılarına bırakmak isterim. Daha doğrusu Türk insanına bırakmak isterim, çünkü bizim hizmet alanımız milletimizin tümünü kucaklamaya yöneliktir. Dedim ya, bulunduğumuz ortam her daim gönüllerimizde olanları aramızda görmeyi engelledi. Başta Ülkücü Hareketin Lideri Sayın Dr. Devlet Bahçeli Bey’i aramızda görmeyi çok arzulardık. Olmadı, fakat onu temsilen Avrupa Türk Konfederasyon Genel Başkanı’mız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Cemal Çetin Bey aramızdaydı. İnşallah bir sonraki kurultaylarımızda eskiden olduğu gibi büyüklerimiz de aramızda olabilirler. Kurultayımızda raporlarımızı sunarak bir dönemi kapatıp yeni döneme bismillah dedik. Aynı azim, aynı heyecan, aynı inanç ve aynı hedef ile. Yani 2012 yılının 19 Mayıs’ında göreve geldiğimiz gibi, “9 Mayıs Ruhu” ile koşturmaya devam. Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in emanetini böylece en güzel biçimde temsil etme azmi ve heyecanı ile. Yazıma büyük şair ve fikir adamı Ârif Nihat Asya’nın ‘Onlar’ şiirinden bir dörtlük ile başlamıştım. Rahmet olsun ona “İnanmak” adlı şiirinden bir dörtlük ile yazımı sonlandırmak yerinde olur.
“Yolumuzda aylar, yıllar
Basamak basamak...
Basamakların çıkamadığı yere
Kanatlarınla çıkmak...”