1 Kasım Türk milletinin şapkayı önüne koyup kırk düşünüp son kararını vermesinin zamanı artık…
Bu yüzden bu erken seçimin konsepti: “KARAR VER TÜRKİYE”dir.
Çözülme süreci mi?
Güçlü devlet mi?
Karar Ver Türkiye!
Bölünmüş bir Türkiye mi?
Yeniden Büyük Türkiye mi?
Karar Ver Türkiye!
Şehit anaları mı?
Çürük anaları mı?
Karar Ver Türkiye!
Sarayda saltanat sürenler mi?
Dağda eşkıya kovalayanlar mı?
Karar Ver Türkiye!
Gemicik lortları mı?
Asker babaları mı?
Karar Ver Türkiye!
Soyguncu düzeni mi?
Hak ve Adalet mi?
Karar Ver Türkiye!
Milleti istismar edenler mi?
Önce Milletim diyenler mi?
Karar Ver Türkiye!
Milletin parasını hortumlayanlar mı?
Ayakkabısı delik şehit babaları mı?
Karar Ver Türkiye!
Küresel sermayenin kölesi olmak mı?
Bağımsız, bağlantısız bir ekonomik düzen mi?
Karar Ver Türkiye!
Para sıfırlayanlar mı?
Beytülmale el uzatmayanlar mı?
Karar Ver Türkiye!
Rıza Zarrablar, rüşvetçi bakanlar, Bilaller mi?
Ay yıldızlı hilaller mi?
Karar Ver Türkiye!
ALGI YÖNETİMİ
Adamın biri Agâh Hüseyin’e sormuş:
─Üstat! demiş. Bu “başarılı algı yönetimi” denen şey, ne menem şeydir?
Agâh Hüseyin cevap vermiş:
─Bak evlat, bir memlekette “hırsız” denince herkesin aklına aynı isim geliyorsa buna “başarılı algı yönetimi” denir.
AGÂH HÜSEYİN’DEN “APTALLIK” ÜÇ TEORİ:
Teori 1: Aşırı aptallık ahlaksızlıkla eş değerdir.
Teori 2: Aptalların çok olduğu bir ülkede en kolay şey kahraman olmaktır.
Teori 3: Bir ülkenin bağımsızlığı kötüler değil, aptallar çoğaldığı zaman tehlikeye girer.
BİR DİKTATÖRÜN HALKINA HİTABESİ
Ey Halkım!
Birinci vazifen, saltanatımı ve dahi iktidarımı ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. İktidarımın mutlakıyetinin yegâne temeli budur. Bu temel senin göğsünü siper edeceğin en kıymetli hazinemdir.
Gelecekte bu mühim vazifeden seni mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî muhaliflerim olacaktır. Bir gün saltanatımı ve iktidarımı müdafaa mecburiyetine düşersen içinde bulunduğun şartlara ve çaresizliğe aldırmayacaksın! Şartlar ne kadar namüsait olursa olsun beyaz kefenini giyip yollara düşeceksin.
Ey Halkım!
İstikbal ve iktidarıma kasteden muhalifler dünyanın en adil, en demokratik kurum ve kuruluşları olabilirler. Ben, bir gün ezkaza adil ve demokratik seçimlerle dahi olsa iktidarımı ve istikbalimi kaybetmiş bir duruma düşebilirim. Bu kurumlar ve kuruluşlar hukuku ve adaleti kullanarak iktidarımın hırsızlıklarını, yolsuzluklarını, tespit etmiş; bütün kirli çamaşırlarımı ortaya çıkarmış, beni iktidardan indirmeye karar vermiş de olabilirler.
Allah korusun bütün bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere bu yolsuzluk ve hırsızlıkların ucu aileme bile dokunabilir. Hatta bu demokratik kurum ve kuruluşlar meydanlara çıkıp iktidarımın pisliklerini sizlere anlatabilirler. Bütün bunlar yüzünden harap ve bitap düşmüş, köşeye sıkışmış olabilirim.
Ey iktidarımın istikbalinin evladı!
Bu hâl ve şartlar içinde dahi vazifen; iktidarımı, saltanatımı ve sarayımı korumak ve kollamaktır. Muhtaç olduğun şey, seçim öncesi dağıtacağımız yardım paketleri içindedir.
Afiyet olsun!