ÖLÜ SÖVÜCÜLÜK

28 Mayıs 2015 17:43 Agâh HÜSEYİN
Okunma
2122
ÖLÜ SÖVÜCÜLÜK

 
Bilim adamı olsaydım, “ölü sövücülük” diye bir başlık atar; kapsamlı bir saha araştırması yapardım.
Neden mi?
Kenan Evren’in vefatıyla tavan yapan “ölü sövücü” popülasyonunu görünce bu sahanın pek mümbit olduğu kanaatine vardım.
İşin garibi Kenan Evren’e sövenler arasında 12 Eylül’ün çilekeşleri pek yok. Sövenler ise prim yapma peşindeki eski şakşakçılar ile 12 Eylül’ün GDO’lu ürünleri.
Kim bunlar?
Tahterevallinin iki ucu: “Müslümancı” taife ile sözde “hümanist” solcular.
6 yılı cezaevinde geçen Yılma Durak’ın sözleri bu “ölü sövücülere” tokat gibi: “Ölünün arkasından konuşulmaz. Biz İslami inançları olan insanlarız. (…) Ölüme sevinilmez ama ailece gördüğümüz acı ve ıstıraptan ötürü bu ölümü Rabb’imizin bir intikamı ve takdiri olarak gördük.”
Bu millet zalimi övmez, ölüye sövmezdi.
“Müslümancı” bir partinin iktidarında ne çok manevi değerimizi kaybetmişiz meğerse. 
Bugün zalim için methiyeler düzülürken “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun!”  denilirken Hakk’a intikal edenlere iştahlı iştahlı sövülüyor.
Sol malumdu ama “Müslümancı” taife kendini iyi sakladı. Ya da gaflete düşüp fark edemedik. Hâlbuki eskiden merdiven altlarında “küfür kıyamet” eyleyip, Atatürk’e “veledizina” diyen bunlar değil miydi? Aynı kafa şimdi kürsülerde şehvetli nutuklar atarak İnönü’ye sövmüyor mu? 
Geçmişte Kenan Evren’e temenna edenler de bunlardı. Sağken, “Evet efendim, sepet efendim, emret efendim.”  Hak vaki olunca küfrün bini bir para...
Güzel ülkemin toprakları pek mümbit… Hangi tohumu atsan fışkırıyor yerden.
12 Eylül’ü %92 ile alkışlayanlar, şimdi %92 ile sövüyor. Geriye kalan %8, o günün darbe mağdurları da tıpkı Yılma Durak gibi vaziyeti hayretle seyrediyor.
Tıp biliminde “ölü sevici” yani bilimsel adıyla “nekrofili” diye bir hastalık vardır. Bu psikolojik hastalık “necro, yani ölü” kelimesinden türetilmiş bir tür cinsel bozukluk. Bu tür sapkınlar ölülere ilgi duyar. Hatta cinsel ihtiyaçlarını gidermek için kurbanlarını öldürürler.
Şimdi mevcut vaziyete bakıp, yeni bir hastalığımız daha oldu diye düşünüyorum.
Adını bile koydum: Ölü sövücülük…
Hatta bir de Yunanca ad buldum: Necro ivris.
Tutar mı?
Tutar bence. Memlekette bunca mürai varken moda tabirle TT (Trend Topic: popüler konu) bile olur.
Medeniyet üretmede sıkıntımız var ama ahlaksızlık üretmede gayet başarılıyız. Hem de “Allah! Allah!” nidalarıyla.
“Kör ölür badem gözlü olur.” derler ya… Kastettiğimiz bu değil. Eskiden kusurlar söylenirdi ölenin ardından ama edep dâhilinde ve makul bir zaman geçtikten sonra. “Tabakhaneye ‘.ok’ yetiştirme,” gayretine düşen “Müslümancı (!)” taifeyle “hümanist (!)” solcularımız sayesinde bu güzel hasletimiz sizlere ömür. Çağdaş kabalaşmanın teknolojik silahı olan akıllı telefonunu eline alan basıyor küfrü: Ölü ya da diri demeden.
Şaşırmıyorum artık.
“Kur’an’la büyüdüm.” diyenler, her gün kürsüden şehvet kokan retorikle yalan, kin, iftira kusarsa netice bu olur.
Eskiler demiş ya, “İmam ‘şey’ ederse cemaat neyler.” Bu da öyle…
Sövün efendiler sövün.
Aksırana, tıksırana, kusana kadar sövün
Lakin dikkat edin de necro ivrislikten necrofiliye geçiş yapmayın.
Nasılsa bir gün senin ölün de musalla taşına gelecek. Dua et de necro ivrisler kaldırsın cenazeni. Ezkaza nekrofililer girerse imamım kayığının altına, “Yandı gülüm keten helva.”
Allah’ın vakti bol…
Görelim O neyler, neylerse güzel eyler.
 
KAFA MEŞGULİYETİ ÜZERİNE DİYALOGLAR
 
─Ne yapıyorsun?
─Hiç. Makale yazıyorum.
─Kolay gelsin. Bak ne aldım.
─Ne aldın?
─Bavul. İş seyahatleri için.
─Aaaa ne güzel.
─Rengi nasıl?
─Dikkati çekici.
─Evet dikkati çeksin diye kırmızı aldım. Kaybolur falan. Neme lazım.
─Ne güzel.
─Bak, içi çok fonksiyonlu. Şurası diş fırçası için. Burası evrak çantası gibi.
─Aaaa ne güzel.
─Ama kilidi yok. Acaba kilidini biz mi alacağız?
─Bilmem. Alırken sormadın mı?
─Sormadım.
─Şifreli yeri var ya. Bir şifre koyarsan kilide gerek kalmaz.
─Şifresi nasıl konur?
─Bilmem. Kullanma kılavuzuna yazıyordur.
─Sen biliyor musun?
─Yok.
─Yapamaz mısın?
─Belki yaparım ama yanlış bir şey yapmayalım. En iyisi kullanma kılavuzuna bak.
─Sen de hiçbir bir şeyde yardım etmiyorsun.
─Kafam basmıyor da ondan. İstersen sen gel makale yaz, ben “kıllanma” kılavuzuna bakıp şifre kurayım.
─Dalga geçme.
 
 
GÜNÜN SÖZÜ
“Günah diye sarhoş masasına oturmayanların; hırsız, yalancı, talancı ve rüşvetçi ile kol kola gezerken yüzü kızarmıyor.” Âgah Hüseyin