YENİÇAĞDA SULH VE HUZUR PROJESİ DOĞRULTUSUNDA TÜRK DEVLET ANLAYIŞI
FatihOĞUZ
3 Kasım 2023 tarihinde Türk dünyasınamensup tüm ülke ve toplulukları yakından ilgilendiren bir etkinlik gerçekleşti.Kazakistan’ın Astana şehrinde Türk Devletleri Teşkilatı Devlet BaşkanlarıKonseyi “Türk Devri” başlığı altında toplandı. Toplantı sonrası yayımlanan 10.Zirve bildirisi 156 madde içermektedir[1].Maddeler incelendiğinde Türk dünyası için önemli gelişmelerin habercisikonumunda olduğu görülecektir.
“Türkiye'nin Türk dünyası içinde güçlübağların ve iş birliğinin geliştirilmesinde oynadığı kritik rolün bilinciyleTürk halklarını birbirine bağlayan ortak değerlere ve arzulara olan sarsılmazbağlılıkları için Türkiye liderliğine ve Türk halkına derin şükranlarının” ifadeedildiği bildirinin kapsadığı alanlar şu şekilde sıralanmıştır:
1. Siyaset,Dış Politika ve Güvenli İş Birliği
2. Ekonomikve Sektörel İş Birliği
3. HalktanHalka İş Birliği
4. TürkDünyasında Kurumsal İş Birliği
5. ÜçüncüTaraflarla İş Birliği
6. TeşkilataDair Konular
İçerik bakımından bildiri sadece siyasicoğrafyayı değil aynı zamanda Türk dünyasının gönül coğrafyasına uzanmış.Beklentilerin yüksek olması hasebiyle atılan adımların etkinliği ve etkileşimitatmin edici tarafı sıkça sorgulanmaktadır. Zaten sorgulanmaması vahim olur.Elbette sorgulanmalıdır lakin bu sorgulanma kalkındırma ve açıklayıcı nitelikteolmalıdır.
Türk Devletleri Teşkilatını oluşturan Türkdevletlerinin tarihçesine bakıldığında her biri kendine özgü bir mevcudiyet vemeşruiyet sürecinden geçmiştir. Özellikle 18 İla 20. asrın girdabında Türkdünyasını oluşturan Türk devletleri Türk toplulukları karşı karşıya kaldıklarızorlulukların karşısında sergiledikleri mücadele incelenmeden, mukayeseedilmeden Türk Devletleri Teşkilatının faaliyet alanı ile ilgili rasyonel biryorum getirmek ne kadar mümkündür? Türk devletlerinin güç kazanması,kalkınması, ilerlemesi elbette Türk Devletleri Teşkilatına cazibe ve gönülcoğrafyasına da ferahlık katması olasılıktır. Bu bakımından atılan her adım,yapılan her etkinlik, oluşturulan her iş birliği Türk dünyası açısındankıymetlidir.
Türk Devletleri Teşkilatının gönülcoğrafyası sadece Türk camiasını kapsamamaktadır. Bildiriden de anlayacağımızüzere mazlumların bulunduğu her belde gönül coğrafyanın tabii bir üyesidir. Buda Türk Devletleri Teşkilatının varlık sebebini insani ve vicdani eksenüzerinde temellendirdiğini göstermektedir. Yapılan her hizmette, üretilen her üründe, ortaya konulan her eserde;insani bir hassasiyet barındırmaktır. Sağlıkta, sanayide, ekonomide, siyasette,bilimde vuku bulan her müspet gelişmeden hâkim unsurlar tarafından göz ardıedilen toplumlar, ülkeler bundan nasıl yararlanır diye sistematik gelişmelereşahit oluyoruz. Türkiye ise bu gelişmelerde önce ülke olma iddiasını yeni birvizyon doğrultusunda ortaya koyduğu AR-GE ve ÜR-GE çalışmalarıyla her geçen günile kuvvetlendirmektedir. İnsanlar kendi dönemlerinde tüm müspet gelişmelerininnihai sonuca erişmesine ister. Tabiri caiz ise dünya gözüyle görmeyi arzular.Lakin bu öyle kolay değildir. Tüm gelişmeler birbiriyle ilişkilidir. Süreçiçerisinde görülen aksaklıklar dahi o sürecin bir parçasıdır. Burada esas olanhusus süreç esnasında elde edilen verimliliği sinerjiye dönüştürebilmektir.Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile elde ettiği imkân sayesindeyüksek bir sinerjiye ulaşması ve bunu hem komşu ülkeleriyle hem müttefikleriylehem de gönül coğrafyasında bulunan toplumlarla paylaşması yeni bir sulh vehuzur projesinin hazırlanması bakımından önemlidir. 100. yılını idrak eden TürkiyeCumhuriyeti Devleti’nin ortaya koyduğu yeni çağın sulh ve huzur projesi MustafaKemal Atatürk’ün prensiplerinin devamı olduğunu söyleyebiliriz.
Atatürk 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM’deyaptığı konuşmada dikkat çektiği prensip şudur: “Efendiler! Haricîsiyasetimizde dürüstlük memleketimizin emniyetine ve inkişafının masuniyetinedikkat, şiarı hareketimize kılavuz olmaktadır. Esaslı ıslahat ve inkişafatiçinde bulunan bir memleketin hem kendisinde hem muhitlerinde sulh ve huzurucidden arzu etmesinden daha kolay izah olunabilecek bir keyfiyet olamaz.”
Görüldüğü gibi Türk Devletleri Teşkilatınınetkin üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilke ve ülkü edindiği hususlartarihî, vicdani ve insani bütünlük arz etmektedir. “Türk Devri” başlığı altındatoplanan konseyin temel motivasyonu bu bütünlüğü yeni çağda sulh ve huzurprojesi olarak tüm dünya milletlerinin yararı yönünde olduğunu söylemekmümkündür.