TürkiyeBüyük Millet Meclisi kurulduğu günden buyana 25 Meclis Başkanı tarafındanyönetilmiştir. İlk Meclis Başkanı büyük önder Gazi Mustafa Kemal 24.04.1920’de1.tur oylamada seçilmiş ve 1923 yılına kadar Meclis Başkanlığı göreviniyürütmüştür. Büyük önderden sonra gelen 24 Meclis Başkanının 12’si ilk turdaseçilirken diğer başkanlar 2’den fazla yapılan turlarda seçilebilmişlerdir.TBMM tarihinin en zor seçilen Meclis Başkanları,1970 yılında 36. turda seçilenSabit Osman Avcı, 1973 yılında 27. turda seçilen Kemal Güven ve 1977’de yapılan38. tur oylamada ancak seçilebilen Cahit Karakaş olmuşlardır.
TürkiyeBüyük Millet Meclisinin son başkanı AKP’li İsmet Yılmaz, 1 Temmuz 2015tarihinde yapılan 4. tur oylamada 258 üyenin oyunu alarak seçilmiştir. SeçimlerdeMHP Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, CHP Deniz Baykal’ı, DTP ise eski bir AKP’li hattaAKP’nin kurucularından olan Dengir Mir Mehmet Fırat’ı aday göstermiştir.
Yapılanbaşkanlık seçiminin bence en ilginç yanı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortakaday olarak Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyen ancak Meclis Başkanlığı seçimlerindedesteklemeyen CHP’nin, 3. tura kadar kendi adayını destekleyen, 4. tur oylamadaise çekimser kalan MHP’yi eleştirmesi olmuştur.
4.turda PKK’nın uzantısı HDP ile ortak hareket ederek MHP’yi CHP-HDP koalisyonunaçekmek isteyen CHP, kendi adayı Deniz Baykal’ı seçtiremeyince MHP’yi AKP’nindestekçisi, kurtarıcısı ve koltuk değnekçiliğiyle suçlaması, cumhurbaşkanlığıseçimleri akıllara getirildiğinde garip bir durum olarak karşılanacaktır.Nitekim 1 yıl önce yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın İhsanoğlu’nuortak aday olarak takdim eden CHP’nin Sayın Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu’dur. Şimdi ne olmuştur da cumhurbaşkanlığına layık görülen Sayınİhsanoğlu Meclis Başkanlığında desteklenmemiştir?
Dahaseçimlerin yapıldığı ilk günden bu yana HDP ile hiçbir platformda yeralmayacağını açıklayan ve bu tutumunu taviz vermeden sürdüren MHP’ninacımasızca eleştirilmesi, garipsenecek bir durumdur. Düşünün ki bir yandaAKP’den kurtulmak için PKK dâhil her türlü iş birliğine hazır olan bir CHP,diğer tarafta ise CHP tarafından siyasi bir rüşvet olarak başbakanlık teklifedilen ancak ilkeleri ve memleket çıkarları doğrultusunda bu teklifi sadece birhakaret olarak kabul eden MHP ve lideri Devlet Bahçeli. Sizce hangisi dahailkelidir?
MilliyetçiHareket Partisi kurulduğu günden beri milletinin ve devletinin çıkarlarınıdüşünen, Türk milletinin gelişmesi ve kalkınması, müreffeh bir yaşam sürmesiiçin canla başla mücadele eden bir siyasi harekettir. MHP, kendini birçokmemleket melesinde ispat emiştir. 1977 yılında yapılan ve siyasi krizedönüşerek Türkiye’yi kaosa sürükleyen TBMM Başkanlığı seçim krizi, MilliyetçiHareket Partisinin devreye girmesiyle aşılmıştır. O dönemde yapılan 37 tur oylamada TürkiyeBüyük Millet Meclisi, başkanını seçememiş, ülkede kaos ve kriz ortamı, anarşigiderek artmıştır. Bu durumu gören Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye BüyükMillet Meclisinin bir an önce başkanını seçip görevine başlaması için yapılan38. tur oylamada Cumhuriyet Halk Partisinin adayı Cahit Karakaş’ı destekleyereküzerine düşen görevi yapmış, memleketimizi daha büyük bir krizden kurtarmıştır.Bugün ise MHP, 4. tur oylamaya kadar kendi adayını desteklemiş, 4 tur oylamadageçersiz oy kullanarak demokrasinin tecelli etmesini sağlamıştır.
MHPhiçbir makam ve mevki karşısında ilkelerinden taviz vermeyen bir siyasiharekettir. Nitekim MHP’yi ilkesizlik ve tutarsızlıkla, AKP destekçiliğiylesuçlayan CHP, kendi Meclis Başkanı adaylarının kapalı kapılar ardında cumhurbaşkanıylane görüştüğünü dahi bilememekte, açıklayamamaktadır.
MHP,Meclis Başkanlığı seçimlerinde doğru olanı yapmış, asla ve ülkemizi bölmekisteyen PKK ve uzantısı olan bir siyasi partiyle asla bir araya gelmeyeceğini birkez daha göstermiştir.
MHP’yeoy verenler rahat olmalıdırlar. MHP doğru yoldadır. Rahatsız olması veyapılanları sorgulaması gereken seçmen, şüphesiz CHP seçmenidir. Nitekim biryıl önce cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kılıçdaroğlu tarafından ilan edilenEkmeleddin İhsanoğlu’nun neden desteklenmediği ve Sayın Baykal’ın alelaceleseçimlerden sonra Sayın Cumhurbaşkanı ile neden görüştüğü sorgulanmalıdır. Ebetteki MHP, AKP iktidarları döneminde yapılan hukuksuzluk ve yolsuzluklarınhesabının sorulmasını istemektedir. Ancak MHP bununla birlikte bir yıkımprojesi olan sözde “çözüm süreci”ne ve dolaysıyla PKK ve her türlü uzantısınada karşıdır.
MHP,PKK ve siyasi uzantılarıyla yapılacak olan her türlü ittifakın da içinde yeralmayacak ve karşısında duracaktır. TBMM Başkanlığı seçimlerindeki tutum ve davranışıda bu ilkeli duruşunun bir neticesidir.
Siyasetsadece kazanmak değil, bazen de kurtarmaktır.