Bir devletin en önemli görevlerinden biri, toplumun güvenliğini sağlayabilmektir. Bu, toplumun da kendisini yönetenlerden en haklı talebidir. İnsanların yaşadıkları şehirlerde güvenli bir şekilde işe gitmek, sokaklarda gezmek, rahatça seyahat edebilmek kısacası korkusuzca yaşayabilmeyi beklemesi en doğal istekleridir. Bunu karşılayacak olan hiç şüphesiz devleti yöneten iradedir.
Peki Türkiye ne kadar güvenli diye bir soru sorsak, bizi yönetenlere?
Eminim verecekleri cevap, “Türkiye güvenli bir ülke.” olacaktır.
Onlara göre ülkenin bir bölgesinde sürekli çatışmaların olması, her gün mayınların, bombaların patlaması, insanlarımızın ölmesi, askerimizin şehit olması hatta başkentte dahi bombalar patlayıp yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi bile Türkiye’yi güvensiz bir ülke yapmaz.
Çünkü Türkiye’yi yönetenler çok yetenekli ve mükemmel insanlardır. Bu yaşananlar her ülkede olan normal şeylerdir. Asıl olan, yönetimde istikrarın sürmesidir. AKP ve zihniyetinin ilelebet iktidarda kalmasıdır. AKP iktidardan giderse o zaman ülkemiz tarumar olur Allah muhafaza...
Alışsın milletimiz canım; bombalara, patlamalara.
Komşularımızı örnek alalım. Her gün bir iki şehit vererek ayda bir bomba patlayarak öyle güvensiz bir ülke hâline gelmeyiz.
Abartmayalım canım...
Ha ne dedi Sayın Başbakanımız; geçtiğimiz haftalarda Lahey’deki Yatırımcılar Forumunda, “Türkiye hem kârlı hem de güvenli bir ülkedir.”
Peki ya Sayın Cumhurbaşkanımız? O da Ankara’da askerî bölgedeki bombalı saldırının hemen ertesinde İstanbul'da ''UNESCO Gastronomi Kenti Gaziantep'' için düzenlenen programda, “Türkiye dünyanın en güvenli ülkelerinden biridir.” demedi mi?
Şimdi biz Türkiye’de güvenlik sorunu var dersek, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza muhalefet etmiş olacağız. Hem biz onlardan daha iyi bilemeyiz ki(!)...
Her ne kadar ülkemizin 10-15 vilayetine gidemiyor olsak da Türkiye güvenli bir ülkedir.
Doğuda her gün şehitler veriyor olsak da Türkiye güvenli bir ülkedir.
Son altı ayda başkente -ki bir tanesi askerî bölgede olmak üzere- iki tane bomba patlamış ve yüzlerce insanımız hayatını kaybetmiş olsa dahi Türkiye güvenli bir ülkedir.
Bakın komşumuz Irak’a, Suriye’ye; oralarda her gün yüzlerce insan ölüyor, yüzlerce bomba patlıyor. Bizde senede iki bomba patlamış, her gün üç beş şehit vermişiz önemli mi? Bunlar istisna ve istisnalar da kaideyi bozmaz.
Şükredelim ki başımızda ustayla, hoca var yoksa Afganistan olurduk Allah muhafaza...
Biz bırakalım yaşadıklarımızı, saçma gerçekleri Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza güvenelim, söylediklerine inanalım.
Nelerine inanmadık ki...
***
Nasıl da saçmalamaya başladık değil mi?
Yazılarımız, hareketlerimiz ve anlayışımızla milletçe saçmalamaya başladık.
7 Haziran’da AKP’yi iktidardan düşürdük, 5 ay sonra saçmaladık ve tekrar başımıza getirdik. İstikrar bozulmasın diye.
Evet, istikrar bozulmadı.
Biz gidersek ekonomi bozulur, mahvoluruz dediler inandık;
Biz gidersek Toroslar geri döner dediler, inandık;
Biz gidersek kaos olur, Türkiye yangın yerine döner dediler; biz inandık;
Terörü çözüyoruz, çözüm sürecini başlattık, artık şehit gelmeyecek dediler, biz inandık;
Biz gidersek borçlarınızı ödeyemezsiniz dediler, biz inandık;
Yol yaptılar, tren yaptılar; sizi çağ atlattık dediler, biz inandık;
Çarşaf çarşaf kasetler çıktı, bunlar montaj dediler, biz inandık;
Parsel parsel sattılar “Kandırılmışız.” dediler, biz inandık;
Türkiye’nin en büyük sorunu bu ihtilal Anayasa’sıdır dediler, ona da inandık;
Şimdi başkanlık sistemi gelirse hiçbir derdimiz kalmaz diyorlar, korkarım ona da inanacağız.
14 yılda alıştığımız en önemli şey, usta ne derse inanmak oldu.
Sonuç?
Ankara’da askerî bölgede patlama ve 29 kişinin hayatını kaybetmesi...
Daha nelere inanacağız millet olarak bilmem ama AKP’ye inandıkça batacağız.
İnanma milletim, yoksa karanlığa bile hasret duyacağız...