"Millet ve vatan haini olmak için mutlaka askerî sırları çalarak para ile düşmana satmak icap etmez. Kendi milletinin düşmanlarına hayranlık beslemek, onların davasını gütmek, kendi kültür ve mazisini inkâr etmek de hainliktir."
Hüseyin Nihal ATSIZ
Sizlere tekrar cumhurbaşkanının yürütmeye ilişkin görevlerini hatırlatmak isterim.
Anayasa'nın 104. maddesi cumhurbaşkanının yürütmeye ilişkin görevlerini;
- Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
- Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
- Gerekli gördüğünde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
- Yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
- Uluslararası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
- TBMM adına TSK'nin başkomutanlığını temsil etmek, TSK'nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanını atamak,
- MGK'yi toplantıya çağırmak, MGK'ye başkanlık etmek,
- Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hâl ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
- Kararnameleri imzalamak,
- Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak,
- Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve başkanını atamak, DDK'ye inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak,
- YÖK üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini seçmek, şeklinde belirlemiştir.
Bu görevler Anayasa’da dururken Sayın “Cumhurbaşbakanı” tarafından yapılan icraata baktığımızda daha önceki yazılarımızda açıklamaya çalıştığımız üst kademedeki bir idari makamın, alt kademedeki bir idari makamın görevine giren bir konuda idari karar alması hâlinin var olduğunu görüyoruz. Bu da yetki ve fonksiyon gaspı olarak adlandırılmaktadır.
Bu günlerde sıklıkça izlemeye başladığımız kayıkçı kavgası vatandaşın algısına yönelik bir hareket olmakla birlikte kimi zaman özellikle “Cumhurbaşbakanı” tarafından kasıtlı olarak bu kayıkçı kavgasının dozu artırılmaktadır.
AKP iktidarı bizzat “o”nun tarafından kavga içerisine çekilmiş gibi gösterilerek yine mağduriyet yaratılmaya çalışılmaktadır. Özellikle devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik yapılanları unutturabilmek için piyasaya suni gündem olarak Merkez Bankası-“Cumhurbaşbakanı” kavgası sunulmuştur.
“O” meydanlarda bundan bile nemalanıp halka Merkez Bankasını şikâyet etmiştir. Bakın “Biz ne güzel götürüyorduk ama Merkez Bankası faiz lobisine hizmet ediyor.” diye yine mağduriyet yaratıp Merkez Bankası Başkanı vatan haini de ilan edilmek suretiyle iktidar yine beklenen oy seviyesinde tutulmaya çalışılmıştır.
Aslında vatana ihanet; sonuncusu 11. Kurultayda olmak üzere birçok defa Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından dile getirildiği üzere en üstten başlamak üzere AKP üst düzey yöneticilerine yöneltilmesi gereken bir suç olmasına rağmen yansıma ile bunu başkalarına yıkma gayreti içerisinde olmak, trajikomik bir durumdur.
Vatana ihanet, vatan hainliği ya da hıyanetivataniye, meşru egemenlik organını devirmeye veya otoritesini yıkmaya, bağlı olduğu devlete karşı savaşmaya veya düşmanla iş birliği etmeye yönelik eylemleri kapsayan suç türüdür. Tarih boyunca birçok hukuk sisteminde tüm suçların en büyüğü olarak değerlendirilmiş ve en şiddetli biçimlerde cezalandırılmıştır.
Türk ceza hukukunda vatana ihanet suçu tanımlanmamıştır. Ancak Türk Ceza Kanunu'nun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla iş birliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel millî yararlara karşı hareket, askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım konularını işleyen maddeleri, geleneksel olarak vatana ihanet kapsamına giren suçları içerir. Vatana ihanet, cumhurbaşkanının yargılanabileceği tek suçtur.
Hâl böyle olmasına rağmen vatan hainliği ile suçlanan ile onu vatan hainliği ile suçlayan aynı fotoğraf karesine girebilmiştir! İlk seçilmiş cumhurbaşkanı olmayı sıklıkla dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı madem Merkez Bankası Başkanı bir vatan haini, onunla neyi niçin görüşüyorsunuz? Yok, eğer Merkez Bankası Başkanı vatan haini değilse o zaman daha bir hafta önce adamı niçin vatan haini ilan ettiniz?
Bu ara Merkez Bankası Başkanının, Erdoğan’a yaptığı 130 sayfalık “Ekonomik Gelişmeler” başlıklı sunum, Merkez Bankasının İnternet sitesinde yayınlanmak suretiyle vatandaşlarla da paylaşıldı.
Sunumda, para politikası duruşunun enflasyon beklentilerinin en önemli belirleyicilerinden biri olduğu kaydedilmiş.
Piyasa faizlerini düşürmenin yolunun, istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin (kamu borç yükünün hafifletilmesi) ve fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşunun olduğu aktarılmış ve “Bu yolla enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebilir.” ifadeleri kullanılmış.
Yapısal reformların; tasarrufları, geleceğe ilişkin güveni ve istikrarı daha da artıracağı aktarılan sunumda, bu yolla yatırım eğiliminde ilave bir artış sağlanabileceği belirtilmiş.
Aslında sunum brifing değil ekonomi dersi gibi. Temennimiz sunum sonrası bir şeylerin öğrenilebilmiş olmasıdır. Keşke bir grafikle de “o” konuştukça doların nasıl fırladığını görsel olarak sunabilselerdi.