Artvin’deki Cerattepe çevre mücadelesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında çatlağa yol açtı.
Erdoğan, Cerattepe’de çevre mücadelesi veren Artvin halkını “yavru geziciler” olarak nitelerken Davutoğlu, onları Ankara’ya kadar çağırıp dinledi.
Erdoğan'a en sert tepkiyi gösteren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan Mehmet Cengiz'in bir numaralı avukatıdır. Onun çıkarlarını korumak zorundadır. Çünkü ikisi beraber malı götürdüler. Milletin anasına küfür eden adama sahip çıkmak ne demektir?" dedi.
ARTVİNLİLER YALNIZ DEĞİL
Artvin'deki çevre mücadelesi sürecinde adını duyduğumuz Cominco Madencilik AŞ, uluslararası bir şirket. 1989 yılında maden arama ruhsatı, 1994 yılında da işletme ruhsatı alarak bölgede çalışmalara başladı. Artvinli, kısa bir süre sonra Cerattepe Maden İşletmesinin faaliyete geçmesi hâlinde Artvin için bir çevre felaketinin ortaya çıkacağını anladı. Bunun üzerine 1995 yılında Yeşil Artvin Derneği kuruldu ve mücadele böylece başladı.
Bu mücadele ne hükûmete ne de devlete karşı bir mücadele değil. Bu mücadeleyi yürütenlerin arasında MHP'li, AKP'li ve CHP'li yüzlerce insan bulunuyor. Bu; 20 yılı aşkın süredir doğasını, suyunu, toprağını, kısaca yaşamını korumak için mücadele eden topyekûn Artvinlilerin destansı bir mücadelesi.
Cerattepe'de maden araması yapmak isteyen Cengiz Holdinge ait iş makinelerine karşı çıkan halka, polis ve jandarma ekipleri müdahale etti. 180 kişi, açılan soruşturma kapsamında Emniyet Müdürlüğünde ifade verdi.
Bu arada kamuya ait değerli arsa ve arazilerin yağmalanmasıyla palazlanan zenginler arasında "ihale kralı" olarak ünlenen Cengiz Holding'in 420 milyon liralık vergi borcu, iddiaya göre AKP hükûmeti tarafından sıfırlandı.
DAVUTOĞLU HEM MÜJDE VERDİ HEM DE UYARDI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Artvin Cerattepe'deki bakır ve altın madenine karşı çıkan heyeti Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Görüşmeye, 2002 yılında AKP Bursa milletvekili olarak yaptığı konuşmada madene karşı çıkan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de katıldı. Heyette Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve Genel Sekreter Bedrettin Kalın, AK Partili Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, AK Parti ve CHP Milletvekilleri, AK Parti, CHP ve MHP İl Başkanları, Artvin Ticaret Odası Başkanı, Memur-Sen İl Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesinden öğretim üyeleri yer aldı.
İki saat süren görüşmenin sonunda hem müjde veren hem de uyarıda bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Artvin’in o rengârenk ağaçlarının zarar görmemesine özen gösterilecek. O suyundan içtiğim, doğasına hayran kaldığım Şavşat’ın, Artvin’in, Cerattepe’nin güzelliklerini korumak bizim en temel borcumuzdur. Yanlış bir uygulama olur ise bunun da gereğini yaparız. Toplantıda Artvinlilerin kaygılarını dinledim, hükûmetimiz adına bazı teminatlar da verdim. Öncelikle Cerattepe’de maden işletmesi mahkeme kararları sonuçlanana kadar faaliyetleri duracak. Herkes mahkeme kararına saygı gösterecek. İzinsiz gösterilerden kaçınılacak. Hele hele birtakım illegal gösteriler yapılırsa kamu düzeni muhafaza edilecek. Artvin’in en büyük teminatının bizler olduğunu unutmayınız.”
Görüşmeye katılan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Başbakan Davutoğlu'nun kabulü ile ilgili şöyle konuştu:
"Başbakanımız mahkeme sürecinde çalışma yapılmayacağına ilişkin bize söz verdi. Bu olumlu bir gelişmedir. Bu talimat sonrası polis ve jandarma güçleri ile maden şirketinin iş makinelerinin geri çekilmesini talep ettik. Ancak bununla ilgili henüz bir net cevap alamadık. Umarız bu talebimiz de yerine gelir. Artvin halkının mücadelesi, maden şirketi Cerattepe’yi terk edene kadar devam edecektir."
"BU MÜCADELE BİZE DÜNYA MİRASINI FARK ETTİRDİ"
Ankara'da Kırsal Çevre Derneğinin konuğu olan Nur Neşe Karahan, Karahan, Cerattepe bölgesinde çıkarılmak istenen altın ve bakır madenine karşı Artvinlilerin verdiği mücadeleyi ve bölgede yapılan çalışmaların çevreye verdiği zararları anlattı.
"Bu mücadeleye başladıktan sonra dünya mirası üzerinde oturduğumuzun farkına vardık." diyen Karahan, şunları söyledi:
"Bunun sadece bize ait bir şey olmadığını biliyoruz. Bunun, gelecek nesillere aktarmamız gerektiğini biliyoruz. Bu mücadeleyi Artvin'deki bütün canlılar adına veriyoruz. Kişisel değil, ortak bir mücadeledir. Eğer böyle olmasaydı 25 yıldır bu mücadeleyi sürdüremezdik. Artvin çok farklı bir coğrafya. Doğu Karadeniz'in en sonundaki iliyiz. Artvin'in hemen üstünde Cerrattepe diye bir maden sahası var. Aslını sorarsanız çok özel bir coğrafyada yaşıyoruz. Cerrattepe 250 hektarlık bir alan. 2012'den sonra Bu bölgeyi tek ruhsata indirgediler. Aslında Artvin'in bütün yaşamı üst tarafındaki ormanlara bağlıdır. Burası Türkiye'deki en önemli millî parklardan birisidir. Artvin bir sorunlar yumağı ile iç içe bulunuyor. Çoruh Vadisi’nde 5 ana baraj, 76 HES, 325 maden ruhsat alanı bulunuyor. Artvin'in maden haritasına baktığımız zaman bütünüyle temiz bir alan kalmamış durumda. Artvin bütünüyle bir dünya mirası bir kent. Kafkas ekolojik bölgesinin Türkiye'deki en önemli uzantısı. Doğ Karadeniz'de özel bir eko sisteme sahip. Artvin'in üzerinde 2 binin üzerinde bitki çeşidinin yanı sıra, yüzlerce tıbbi bitki çeşidimiz var. Sadece Cerattepe'de 22 tane endemik türümüz mevcut. Burası aynı zamanda yırtıcı kuş göç yolu."
"YASAL OLMAYAN BİR ŞEYE VE ŞİDDETE BAŞVURMADIK"
Nur Neşe Karahan, bugüne kadar yasal olmayan hiçbir şeye başvurmadıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Sadece yaşam alanımızı korumaya çalışıyoruz. Onun dışında bizim silahla veya başka bir şeyle ilgimiz olmaz. Yaptığımız protesto eylemleri için hakkımızda açılan davalar var. 61 avukatın desteği ile Türkiye'de en yüksek başvurulu 751 kurumsal ve bireysel başvuru ile yeni davamızı da açtık. Derneğimizin hiçbir zaman toplu parası olmadı. Gerektiği zaman herkes anında hemen elini cebine atıp paylaşarak masraflarımızı gideriyoruz. Kaynağını bilmediğimiz hiçbir yerden bağış kabul etmiyoruz. Çünkü altından başka şeyler de çıkabiliyor. Sloganımız, 'Cerattepe Geçilmez, Artvin Halkı Yenilmez.' Bu seneki sloganımız bu. Artvin'e giden herkes bu pankartın önünde fotoğraf çektiriyor. Yeni evlenen çiftler bile gidip bu pankartın önünde poz veriyor. Üzerine onunla ilgili şiirler yazıp davetiye bastırıyorlar. Düğünden önce oraya gidip fotoğraf çektirip sonra düğüne gidiyorlar. Türkiye'nin her tarafından inanılmaz destek geliyor. Biz bu mücadeleyi asla kişiselleştirmedik ve herkesin çok büyük emeği var. Yaşamımızı savunmak zorundayız. Bu yola hep beraber baş koyduk. Oradaki ekolojinin sadece ağaç olmadığını biliyoruz. Bütün kültürümüz bunların yüzünden büyük bir tahribata uğradı. İnanılmaz kötü şeyler yaşıyoruz. Bu sadece Artvin'in değil, tüm ülke ve dünyanın sorunu. Para hırsı yüzünden bu durumlar yaşanıyor. Böyle giderse kendilerini de yok edecekler, bizi de yok edecekler. O sebeple herkesin mutlaka bir şeyler yapması lazım."
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Artvin’deki Cerattepe çevre mücadelesinin âdeta simgesi olmuş bir kadın.
Karahan, 14 Şubat 1956 yılında Artvin'in Yusufeli ilçesinde dünyaya geldi. Devlet memuru olarak başladığı iş hayatına pastacılık yaparak devam etti. Çevre mücadelesine 1990'lı yıllarda İstanbul'da eczacılık okuyup Artvin'e dönen eşiyle birlikte başladı. Eşini 1995'te trafik kazası sonucu kaybetmesinin ardından çevre mücadelesine dört elle sarılan Karahan, pastanesini kapatarak Yeşil Artvin Derneğinde çalışmaya başladı. Hâlen derneğin başkanlığını yürütüyor.
Karahan; tıpkı "yeşil yol" mücadelesinde “Devlet biziz, devlet bizsiz olur mu, biz devletsiz olabilir miyiz?" diyen Rabia Ana gibi, Artvin Cerattepe'de siyanürle altın ve bakır madeni çıkarılmasına karşı yıllardır ön saflarda verdiği mücadelede adını duyurdu.
Kendisine bu mücadelenin amacını sorduğumuzda kararlı bir tavırla, "Gövdenizden başınız kesilse, yaşayabilir misiniz?" sorusuyla yanıt verdi.