Biz Türklerin; genlerimizle yüzyıllar ötesinden taşıdığımız, her ne olursa olsun başarılı olma tutkumuz vardır. Bunu koşulsuz isteriz.
İsteklerimiz sınırsızdır da bunlar için gerekli ön çalışmayı yapar mıyız? İşte bu durum tartışmalı.
"Hiç emek vermeden mükemmel sonucu almak…"
Harika ama özellikle spor faaliyetlerinde, hele ki çağımızda neredeyse imkânsız...
Mükemmel skorlar, şampiyonluklar ya da rekorlar…
Sporda bütün bunları elde etmenin tek yolu var: O da yatırım.
Kime yatırım? Genç nesle. Yani altyapıya.
Spor insanları söyleyip dururlar : “Sporun herhangi bir dalında iyi bir yönetim, tesisler, teknik ekip ve iyi sporcu kadrosu ile günlük başarılar elde edebilirsiniz. Eğer bunun kalıcı olmasını istiyorsanız asıl yatırımı altyapıya yapmalısınız.”
Gerçekten de saman alevi gibi bir anda parlayan, kısa sonra da sönen spor kulüplerinin elde ettiği başarıların tamamını; tesadüfen bir araya gelmiş kadrolarla yakaladığını görürüz.
Buna karşılık bilimsel ve çağdaş bir eğitim planlaması ile altyapıya yatırım yapan spor kulüpleri ise sansasyonel olmayan kalıcı başarıyı yakalamaktalar.
Bu konu böylesine önem kazanırken Türkiye'de özellikle iki spor branşı, futbol ve basketbolda altyapıya verilen önem giderek artmakta. İşte bu altyapının dinamosu da günümüzde spor okulları.
Peki, bu okullar ne yapar?
Bu sorunun cevabını almak için Ankara’da faaliyet gösteren bir basketbol okulunun kapısını çaldık.
2004 yılından beri yetenekli gençlerin bulunması ve basketbola kazandırılması için hizmet veren Hidayet Türkoğlu Basketbol Okulları ile Ankara Basketbol Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve Kulüp Sorumlusu Ozan Bilgili ile altyapı sorunlarını konuştuk.
Öncelikle spor okullarının amacı nedir? Çocuklarımızı neden buralara gönderelim?
Basketbol okullarının temel amacı, genç yeteneklerin kaybolmadan bu spora kazandırılmasıdır. Bunun yanı sıra basketbolun temel eğitimi ve sporcu terbiyesinin gençlerimize kazandırması amaçlarımız arasında. Bu okullara gelen gençler mutlaka profesyonel oyuncular olmayacak kuşkusuz. Ama hepsi iyi bir basketbol seyircisi olacaklar. Bütün kuralları bilen... Bu çok önemli, bilinçli bir grubun oluşması açısından... Basketbol işte böyle büyüyecek ve gelişecek. Bunun ötesinde okulların hedefi altyapı takımlarımıza basketbolcu yetiştirmek, bu sporcuların daha sonra A takımlarında oynamalarıdır.
Bilinçli bir spor kamuoyunun ötesinde bu okulların amacı ne?
Her basketbol okulunun temel hedefi, kendi kulüp takımlarına oyuncu yetiştirmektir. Ya da böyle olmalı demem daha doğru olur. Bu hedef genç basketbolcuları motive etmek için de kullanılmalı. Basketbol okulları bu sporun temelidir. Nasıl ki bir binanın temeli olmadan üstüne kat çıkamazsınız, basketbol okulları olmadan da bu oyunu istenilen kriterlerde oynayamazsınız. Tabii imkânsız değil, eğer olağanüstü bir yeteneğiniz varsa. Bu noktada da bizlere yani yönetici ve antrenörlere büyük iş düşüyor. Elimize gelen tertemiz, saf değerleri doğru yönlendirip onlara bu işin nasıl olması gerektiğini öğretebilirsek, başarı da kendiliğinden gelecektir. Bu çerçevede işler iyi gidiyor. Bunun canlı örneklerini yaşıyoruz.
Basketbol okulu ve kulübünüzün giderlerini nasıl karşılıyorsunuz?
İşte sorun burada. Bir spor tesisinin tahmin edilemeyecek kadar çok gider kalemi vardır. Bizim de bu giderleri karşılamak için üyelerimizden aldığımız bağışlar var. Ayrıca kulüp başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimizin bağışları da bize destek oluyor. Ancak az da olsa devletten bir destek bekliyoruz. Hiç olmazsa spor tesisleri için bir ödenek olsa ve bu yardım sıkı bir biçimde denetlense altyapı için büyük bir katkı olur. Tesislerin masrafları bütün kulüpleri zor durumda bırakan etkenlerin başında geliyor. Bu konuda devletin yapacağı destek bizlerin işini çok kolaylaştıracak.
Bu şartlarda Türkiye dünya basketbolunun neresinde? Bu işin iyi yönetildiğini düşünüyor musunuz?
Türkiye’de basketbol iyiye doğru yol alıyor. Özellikle altyapı artık iyi basketbolcular üretiyor. Aslında bu işin sırrı, her işte olduğu gibi basketbolu yönetenlerin sahanın içinden geliyor olmaları. Eğer bunun devamlılığı sağlanırsa Türkiye basketbolunun bir ekol hâline gelmesi mümkün. Nitekim ligimiz şu an Avrupa’nın en değerli ligi olarak gösteriliyor. Buradaki tek handikap, Türk oyuncuların sahada yer aldıkları süreler. Çok yetenekli ve başarılı millî takımlar altyapısına sahibiz. Türk basketbolcular daha fazla süreler almaya başladığında bir ekol hâline geleceğiz.
Son olarak altyapıdaki basketbolculara, daha da önemlisi velilere önerileriniz nedir?
Spor okulu, minik takım, küçük takım, yıldız takım, genç takım seviyelerinde olan bütün sporcular ya da onların velileri bilmelidirler ki bu oyuncular 18 yaşına gelene kadar altyapı sporcularıdır. Dolayısıyla sporu ve eğitimlerini en iyi şekilde eş zamanlı olarak götürmeleri çok önemli. Bununla birlikte öğrenme isteğinden ve sporcu ahlakından asla vazgeçmeden çok çalışmak gerekiyor. Bu, her sporcunun hedefi olmalı. Hedef dedim! Bu çok önemli bir olgu... Her basketbolcu adayı kendisine bir hedef koymalı ve bu uğurda elinden gelenin en iyisini yapmak için çalışmalı. Basketbolcu adayları unutmamalı ki en iyi olmak için bütün fırsatlar iyi değerlendirilmeli.