Eski Büyükelçi Onur ÖYMEN: "RUSYA UÇAK İŞİNİ BAHANE OLARAK KULLANIYOR"

15 Ocak 2016 18:57 Evin GÖKTAŞ
Okunma
1958
Eski Büyükelçi Onur ÖYMEN: RUSYA UÇAK İŞİNİ BAHANE OLARAK KULLANIYOR

 

 
Eski Büyükelçi ve Eski CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen, Türkiye- Rusya ilişkilerini değerlendirirken "Büyük bir askerî güç olma ve bu yolla etkinliğini artırma politikası güden Rusya, bu uçak işini gördüğüm kadarıyla bunun bahanesi olarak kullanıyor." dedi.
Öymen; dergimize yaptığı değerlendirmede, Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Düşürülen uçağın kara kutusundan ne çıkarsa çıksın Türkiye'ye yönelik tutumumuz değişmeyecek." şeklindeki sözlerinin çok önemli olduğunu ifade etti.
Putin'in, uçağının düşürülmesini bahane ederek başka politikaları hayata geçirmeye çalıştığını kaydeden Öymen, şunları söyledi:
"Putin'in bu sözleri çok kötü. Rusya bu işlerde belli ki Türkiye'yi bir bahane olarak kullanıp başka politikaları hayata geçirmeye çalışıyor. Bunların başında da Orta Doğu'da büyük bir güç olma politikası gelmektedir. Rusya niçin gitti Suriye'ye? Terörle mücadele etmek için. Peki, ne yapıyor şu anda? S-400'leri yerleştiriyor. S-400'lerle terörle mücadele edilir mi? Bunlar doğrudan doğruya Türkiye'nin güvenliğine yönelik ve bölgeye yönelik bir tehdit silahıdır. Bunu neden getiriyorsun? Bahane olarak 'Bizim uçağımızı düşürdüler, biz de kendimizi korumak için bunu yapmak zorundayız.' diyorlar. Rusya, Suriye'de ikinci bir üs kuruyor. Kara üssü orada. Ağır bombardıman uçakları konuşlandırılacak. Kıbrıs Harekâtı'ndan kısa bir süre sonra Kıbrıslı Rumlar, Ruslardan S-300 füzelerini satın almışlardı. Bu füzelerin bir kısmı da oraya gelmişti ve teslim edilmek üzereydi. Türkiye o zaman öyle büyük bir tepki gösterdi ki buna yapamadılar. Bu füzeleri gerisin geriye yolladılar. Şimdi burnumuzun dibine S-400'ler geliyor Türkiye'nin kılı kıpırdamıyor, tepki gösteren yok. Siz ne yapmak istiyorsunuz? Bu olayın tartışmasını yapacaksanız... 'Uçak işini buyurun tartışalım, haklıysanız biz de bu haklılığınızı değerlendirelim. Bütün teknik veriler ortaya çıktıktan sonra. Biz haklıysak eğer siz de bizim haklılığımızı değerlendirirsiniz. Bu meseleyi büyütmeyin. Ama bu konuya dayanarak büyük silah gücünü yığmaya çalışıyorsanız bu da bizim gözümüzden kaçmıyor.' diyeceksiniz."
 
"TÜRKİYE'Yİ KİMSE ŞAMAR OĞLANI HALİNE GETİREMEZ"
Onur Öymen; bunun, Rusya'nın bu ilk marifeti olmadığını hatırlatarak "Bundan bir süre önce Japonya'daki Kuril Adaları’nda üs kurdular. Daha önce Gürcistan'ın bir parçası olan Abhazya'da deniz ve hava üssü kurdular. Sivastopol, Ukrayna'nın çok büyük bir deniz üssüydü. Ruslar kiralıyordu. Kırım'ı ele geçirerek Sivastopol Üssü'ne sahip oldular. Tüm bunlar birbirinden bağlantısız şeyler değil." diye konuştu.
Rusya'nın 1983 tarihinde düşürdüğü bir yolcu uçağı için özür dilemediğine dikkati çeken Öymen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rusya, düşürdüğümüz savaş uçağı için bizden özür bekliyor. Peki, siz düşürdüğünüz U-2 uçağı sebebiyle özür dilediniz mi? Uyardınız mı insin de gerekli tedbiri alalım diye. Hayır, düpedüz vurdunuz ve indirdiniz. Bir Güney Kore uçağını düşürdünüz 1983'te 269 yolcusu ile birlikte. Özür dilediniz mi? Bunları hatırlatacak insan yok mu Türkiye'de? Biz Rusya ile bir tırmanmaya gitmek istemiyoruz. Gayet tabii ki ikimizin de ortak menfaatleri var. 40-50 yıldan beri sarf edilen çabaların sonucunda bir dostluk ve işbirliği ortamı doğdu. Bunu tahrip etmek istemeyiz ama onların da istememesi lazım. Türkiye'yi hiç kimse bir şamar oğlanı haline getiremez. Ona hiç kimse izin vermez. Yani kalkıp Türkiye devamlı olarak boy hedefi olacak, biz artık uçaklarımızı Suriye üzerinden uçuramayacağız, IŞİD'in hedeflerini vuramayacağız, Amerika bize diyecek ki 'Sakın uçmayın oradan.' Neden? Uçarsak vuracaklar."
"TÜRKİYE'NİN ELİNİ KOLUNU BAĞLI HÂLE GETİRDİLER"
Rusya krizinden sonra Türkiye'nin eli kolu bağlı bir hâle getirildiğini ifade eden Öymen, "Bunu sineye mi çekeceğiz? S-400 füzelerinin konuşlandırılmasını sineye mi çekeceğiz? Şimdi eğer bu göçmen meselesi olmasaydı daha uzun süre bu Suriye ilgili gelişmeler bir çözüme doğru gitmeyecekti. Fakat şimdi göçmen işi çıkınca bölgedeki bütün dengeler değişti.” diye konuştu.
Onur Öymen, daha sonra şöyle devam etti:
“Biz bu konuda diyorduk ki daha önce 'Terörle mücadele Suriye hükûmetinin görevidir. Ama siz terörle mücadele eden bir ülkeyi başka silahlı güçleri destekleyerek devirmeye çalışırsanız, onun terörle mücadelesine de zarar verirsiniz.' Şimdi kim söylüyor aynı lafı? ABD Dışişleri Bakanı söylüyor. Fransız Dışişleri Bakanı söylüyor. Hatta diyorlar ki 'Bu geçiş sürecinde Esat kalabilir. Beşşar Esad'la birlikte terörle mücadele ederiz. Suriyeli ve diğer Araplarla birlikte terörle mücadele ederiz.' Yani koşullar kadar çok değişti ki. Bütün bu muhalif gruplar Riyad'da toplantı yaptı. New York'ta yapılacak çözüm müzakereleri için heyet oluşturdular. Orada çok ilginç şeyler söylediler. Diyorlar ki 'Suriye'nin toprak bütünlüğüne taraftarız.' Hani siz Suriye'nin bazı bölgelerini ele geçirmek istiyordunuz? İlk önce bu teröristler ülkelerine gitmeli ya da bunları zorla göndermeliyiz. Hava değişti, rüzgârlar değişti. Bölgede değişen bu rüzgârların farkında mıyız? O bakımdan bizim bir kere daha düşünmemiz lazım."
 
"UÇAK KRİZİ BİR AN ÖNCE ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI"
Onur Öymen, "Şimdiye kadar nerede yanlış yaptık?" sorusuna cevap aranmasını isteyerek yanlışta ısrar edilmemesi gerektiğini belirtti.
Öymen, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Dünyanın genel gidişatına da bakalım. Bu meseleyi bir an önce barışçı bir çözüme kavuşturalım. İlk iş olarak bir ateşkes sağlansın. İnsanlar evlerine geri dönsünler. İsrail'in menfaatini düşünerek büyük devletler de Suriye'nin artık daha fazla tahrip edilmesini istemesinler. Çünkü bu işten en çok İsrail kazançlı çıktı. İsrail'den daha fazla kazanç sağlayan yok. Çünkü İsrail'in en büyük düşmanı İran... İran'ın bölgedeki en büyük dostu Suriye... İran'ın Hizbullah'a gönderdiği silahları nakleden Suriye... İsrail onun için Suriye'nin tahrip olmasını istiyor. Suriye'yi üç kere bombaladılar İsrail uçakları bu dönemde. Üçünde de İran'dan Hizbullah'a giden füzeleri bombaladılar. Şimdi biz tabloyu iyi görmek ve değerlendirmek zorundayız. Ne oluyor ne bitiyor, nasıl gidiyor gelişmeler?
Rusya'yı tahrik eden birtakım söylemlerimizden de biraz vazgeçmemiz lazım. Yangına körükle gitmenin gereği yok. Biz şimdi bağcıyı mı dövmek istiyoruz, üzüm mü yemek istiyoruz? Bu kadar büyük zarara uğradı Türk üreticileri, ihracatçıları vs. Ayrıca turizm sektörü büyük bir kayba uğradı. Şimdi biz bunları görmeyip de kılıç şakırdatmaya devam mı edeceğiz? Bundan ne kazanmış olacağız sonuçta? “Böyle çıkışlar yaparsak halk bizi destekler.' anlayışından vazgeçmeliyiz. Putin de diyor ki 'Rus halkı da beni destekler.' O zaman bunun sonucu ne olacak? Bir küçük kazadan, bir küçük beklenmedik olaydan bugünkünü aratacak bir durum ortaya çıkacak."
 
"RUSYA'YA KARŞI DAHA SOĞUKKANLI OLMAMIZ LAZIM"
"Rusya ile Türkiye arasında sıcak çatışma ortamı olabilir. Onun için daha soğukkanlı olmamız lazım." uyarısını yapan Öymen, şu önerilerde bulundu:
"Olan oldu, geçmiş değerlendirilir ve uzmanlar oturur konuşur. Bir daha böyle bir olayın olmaması için Türkiye ile Rusya arasında bir koordinasyon anlaşması yapılır. Kimin uçağı nerede uçuyor hangi irtifada uçuyor vs. bunlar konuşulur. Deniliyor ki 'Sizin bu uçağın aynısı Suriye'de de var, biz Suriye uçağı zannettik.' Cumhurbaşkanı diyor ki 'Biz bilseydik Rus uçağı olduğunu başka türlü hareket ederdik.' Demek ki bilmiyordunuz. O zaman bilmenizi nasıl sağlayacaksınız? Koordinasyon yapacaksınız. Bu yüzden oldu bu kaza. Eğer aynı anlaşma bizimle olsaydı biz bilecektik ki o uçak Rus uçağı. Yumuşatmak istiyorsanız insani boyutunu ön plana çıkartacaksınız. Bu vesileyle diyeceksiniz ki 'Atlayan pilotlardan birisinin öldürülmesini şiddetle kınıyoruz.' Özür dilemek için yanlış yaptığınızı kabul edeceksiniz. 'Yanlışlıkla vurduk.' dediniz. O zaman herkes özür diler. Rusya girdiğini kabul edecek ve onlar özür dileyecek. Şimdi girdiği tespit edilirse belki Ruslar bizden özür dileyeceklerdir. Bu kara kutuya bağlı. Bu işi biraz soğutmak lazım… Bu gibi krizleri soğutmak lazım... Her gün o krizin üzerinden siyasi bir rant sağlamaya çalışmayacaksınız. Birtakım yumuşama belirtileri var. Yeter ki biz bunu alevlendirmeyelim. Suriye meselesi çözülürse, Rusların oradaki S-400'lerinin olmasının anlamı kalmayacak. Belki yeni seçilecek Suriye hükûmeti istemeyecek bu füzeleri."
 
"ÇOK CİDDİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ."
Eski Büyükelçi ve Eski CHP Milletvekili Onur Öymen, "Neticede Suriye meselesinin çözümü hem Türk-Rus ilişkilerinin yumuşamasına katkıda bulunur hem de Rusya ve diğer ülkelerin oluşturduğu tehdidin azalmasına yardımcı olur." görüşüne yer verdi.
Bu konularda Türkiye'nin çok dikkatli bir politika izlemesi gerektiğini hatırlatan Öymen, son olarak şu görüşleri dile getirdi:
"En önemlisi de yangına körükle gitmememiz lazım. İki taraf da söyleyeceğini söyledi. Rusya bir hayli ölçüyü kaçırdı. Putin'in sarf ettiği 'Allah Türklere akıl vermemiş.' gibi laflar diplomaside yoktur. Bunlar söylenmez. Bunu söylediğiniz anda, gemileri yakıyorsunuz demektir. Türk milletine hakaret ediyorsunuz. Bunu hiçbir Türk içine sindiremez. İster iktidar olsun ister muhalefet olsun. Ruslar Ukrayna krizinden sonra buyurgan bir politika izliyor. Bakıyoruz sınırlar değişiyor. Bir süre önce Gürcistan'ın sınırı değişti. Abhazya ve Güney Osetya bağımsızlığını ilan etti. Daha sonra Rus himayesine girdiler. Kırım Rus toprağı oldu. Ukrayna'nın doğusunda 8 milyon Rus'un yaşadığı bölgede de böyle bir sınır değişimi girişimi var. Azerbaycan topraklarının bir bölümü fiilen Ermeni işgali altında bulunuyor. Yani bu şunu gösteriyor ki, artık bölge coğrafyasında değişiklikler oluyor. Amerika'nın da beklentileri var. Bir değişim eğilimi var hem Amerika hem de Rusya'da. Fakat Rusya bunu uygulamaya başladı. Bu son derece tehlikelidir. Suriye ve Irak'taki gelişmeler buna yol açabilecek nitelikte. Bölgenin siyasi coğrafyası değişirse çok şeyler değişir. Hem insan hareketleri ve göçler hem de bunun ötesinde doğal kaynakların el değiştirmesi. Yani çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir durumla karşı karşıyayız."