MEDYAYA GÖZDAĞI OPERASYONU

28 Ekim 2015 10:46 Evin GÖKTAŞ
Okunma
2182
  MEDYAYA GÖZDAĞI OPERASYONU


   İktidara biat etmeyen medya organlarına seri operasyonlar başlatıldı.  Koza-İpek Grubu'ndan sonra sırada diğer medya grupları var.
  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun başlattığı soruşturma kapsamında, "Fetullah Gülen Terör Örgütü"ne üye olduğu ve finans desteği sağladığı” gerekçesiyle Bugün ve Kanaltürk televizyonlarıyla Bugün gazetesinin de sahibi olan Koza İpek Holding’in patronu Hamdi Akın İpek ve şirketlerine operasyon düzenlendi.
  Operasyon, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Başkanlığı raporlarına dayandırıldı. Yurtdışına transfer edildiği öne sürülen 7 milyar 40 milyon doların yasal olup olmadığı MASAK tarafından araştırılmaya başlandı.
  Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. İpek, İngiltere’de olduğu için gözaltı kararı uygulanamadı. Gözaltına alınan 7 Koza Holding yöneticisi serbest bırakıldı.
  Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının istemi doğrultusunda Hamdi Akın İpek hakkında, "yokluğunda tutuklama" kararı verdi. Karara göre İpek, Türkiye'ye döner dönmez gözaltına alınarak mahkemeye çıkartılacak. İpek, yurt dışından dönmezse hakkında kırmızı bülten çıkartılarak bulunduğu ülkeden iadesi istenecek.
  Hamdi Akın İpek'in annesi Melek İpek, oğlunun bir hatasının bulunmayacağını savunarak "Akın Bey İngiltere'ye kaçmaz. Kaçmasını gerektirecek hiçbir şey yok. Bunu yaptıranlar benim düşmanım değil. İki kardeş kavga ediyor gibi geliyor bana ve ben üzgünüm." dedi.
   Operasyona sert tepki gösteren MHP Genel Başkanı Bahçeli, medyaya bugünkü siyasi iktidar tarafından baskı değil, zulüm yapıldığını bildirdi.
   Koza-İpek Medya Grubuna yönelik operasyon, gazeteci ve yazarları da ayağa kaldırdı. Yayımlanan "Nazi Almanyası 2015'e" başlıklı bildiriye 180 aydın ve gazeteci imza attı.
   Koza-İpek Holding, Ali İpek tarafından kuruldu. Grubun esas büyümesi ise madencilik faaliyetleriyle oldu. İkinci kuşak Hamdi Akın İpek, Koza Altın-Koza Anadolu Metal şirketlerini kurdu. Türkiye’nin değişik bölgelerinde başta altın olmak üzere madencilik faaliyetlerinde bulundu.
   Hamdi Akın İpek, Fetullah Gülen’e yakın bir işadamı. Bu yüzden iktidar ile cemaat iyi geçinirken işleri iyi gitti. Maden ruhsatları konusunda sıkıntı yaşamadı. Ankara’daki İpek Üniversitesi için arsa tahsisi kolay oldu. İktidarın kimi isimleri, Kanaltürk’ü kendi ofisleri gibi kullandı. Grup, bünyesinde bulunan havacılık şirketinin elindeki uçakları sık sık bakanlara tahsis etti. Cemaat yayınlarında çalışan gazeteciler, bakanlığı sırasında Ahmet Davutoğlu’na uçak tahsis edildiğini belirtti.
   Cemaatle iktidar köprüleri attıktan sonra Hamdi Akın İpek duruşunu bozmayarak Fetullah Gülen’e bağlılığını sürdürdü. Bunun üzerine düğmeye basılarak grubun şirketlerine yönelik operasyon gerçekleştirildi.
 
  Mahkemeden Arama Kararı Çıkartıldı   
  Soruşturma kapsamında Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinden arama kararı alındı. Kararda, Hamdi Akın İpek hakkında “Fetullah Gülen Terör Örgütü yöneticisi olmak, terörizmin finansmanı, zimmet, terör örgütünün propagandasını yapmak.” suçlarından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
  MASAK ile KOM Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda, Koza Altın AŞ’nin 210 milyon lira sermaye ile İngiltere’de 2014 yılında Koza LTD firmasını kurduğu ve madenlerden gelen paranın bu iştirake konularak yurtdışına çıkarılabileceğine dikkat çekildi. Raporlarda, İpek Grubu şirketlerinin mali tablolarında ve banka hareketlerinde “ticari hayatın doğasına uygun olmayan şüpheli farklılıklar olduğu, ticari hayatın gerekleri ile açıklanamayan kazançlar ile para hareketlerinin bulunduğu” bildirildi.
   Grubun Fetullah Gülen Terör Örgütü ile fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olduğuna işaret edilen arama kararında, örgüte finansman sağlamak, örgütün mali kaynaklarını gizlemek ve yurtdışına aktarmak, yazılı ve görsel medya organları aracılığıyla örgüt propagandası yapmak amacıyla bir kısım “paravan ve şemsiye şirketler” kurarak gerçeğe aykırı işlemler yapıldığı konusunda kuvvetli şuç şüphelerine ulaşıldığı kaydedildi.  
  Koza-İpek Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfı’nın Akbank AŞ bünyesindeki banka hesabına 2011 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ereğli Demir Çelik Fabrikaları AŞ tarafından 122 milyon lira gönderildiğine dikkat çekilen kararda, bu durumun bir hatadan kaynaklandığı yönünde bilgi verildiği, ancak bu açıklamanın inandırıcılıktan uzak olduğu ifade edildi.
 
  AKP'ye Yakınlığından Terör Suçlamasına
  Vakfa ait tüm belgelere el konulması istenilen raporlarda; Finansbank, Garanti Bankası, Akbank ve Banka Asya aracılığıyla İpek Grubu şirketlerinin Bahreyn, Malta ve Kıbrıs’taki hesaplarına transfer ettikleri 7 milyar 40 milyon dolar paranın, şirketlerin yasal faaliyetleri neticesinde kazanılan para olup olmadığının belirlenmesi talep edildi. Kararda, örgütle irtibatının belirlenmesi amacıyla İpek’in evinde, kendisine ait cep telefonları ve bilgisayarlarında, ortağı olduğu vakıf ile şirket merkezlerinde arama yapılacağı belirtilen kararda, bilgisayarlara da el konulması istendi. Arama yapılacak yerler arasında Kanaltürk ve Bugün gazetesi Ankara temsilciliklerinin olduğu binalar da yer aldı.
  Operasyona mali şube, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şubesi, terörle mücadele şubesi ve siber suçlarla mücadele şubesine bağlı polisler katıldı. Çevik kuvvet de binanın çevresinde güvenlik önlemi aldı. Arama kapsamında polisler bilgisayarları ve evrakı inceledi.
 
  Bahçeli: Siyasi İktidar Medyaya Baskı Değil Zulüm Yapıyor
  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, medyaya yönelik yapılan bu uygulamaları şöyle değerlendirdi:
  “Basın üzerinde çok büyük baskılar olduğu gibi sermaye grupları üzerinde de büyük tedirginlik yaratacak davranışlar sergilenmektedir. Bunlardan bir kötü örnek bugün gerçekleşmiş oluyor. Bunu tasvip etmem mümkün değil. Bu gidişatın sonu da hayırlı olmayacaktır. Uzun zamandan beri Türkiye’de basın üzerinde çok büyük baskılar var. Sermaye grupları üzerinde de yaratılan baskılar tedirginlik verici. Medyaya bugünkü siyasi iktidar tarafından baskı değil, zulüm yapılmaktadır. Birçok basın mensubu arkadaşlarımız görevlerinden uzaklaştırılmıştır. MHP olarak doğru bulmuyoruz. Bu yolu tercih eden insanlardan ve bu uygulamaya sebebiyet verenlerden, bir gün devlet yönetiminde söz sahibi olduğumuz vakit hepsinin hesabını soracağımızı da ilan ediyorum."
 
  Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Dünyaya Rezil Ediyorlar
  İpek Koza Grubu’na yönelik operasyona tepki gösteren muhalefet partileri, basına yönelik baskıların kabul edilemeyeceğini bildirdi.
  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdraroğlu, “Baskı devam ediyor ama dikkatle takip ediyoruz. Medyası susturulan bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bu konuda hükûmeti dikkatli, tutarlı olmaya ve bizi dünyaya rezil etmemeye davet ediyorum." derken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “1 Kasım’da farklı bir sonuç elde etmek isteyenler, bugün ayar veriyor. İbretiâlem için yağınızı denk alın, başınıza bunlar gelecek diyorlar." değerlendirmesini yaptı.
 
  Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Basına yönelik operasyonların Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğu konusunda bütün dünyada büyük bir endişe yaratmasından ürkerim. Operasyonların doğru olmadığı düşüncesindeyim." değerlendirmesinde bulundu.
 
  İpek: Bir Kuruş Kara Para Bulsunlar Holdingi Onlara Vereceğim
  Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek, operasyonlar sırasında “bir kuruş kara para” bulunması durumunda holdingi iddia sahiplerine vereceğini bildirdi. Operasyon sırasında İngiltere'de bulunduğunu belirten İpek, Kanaltürk Televizyonuna görüşlerini açıkladı. Yaptıkları bütün harcamaların hepsinin de resmi olduğunu vurgulayan İpek, şunları söyledi:
  "Resmî olmayan tek bir kuruş param bile yok. Şimdi siz üç ayda bir yayınlanan bu kadar uluslararası olarak tanımlanan bir şirkete leke atabilir misiniz? Tutmaz! Duruşumu ortaya koyarım. Bu arada benim için, grubum için akla hayale gelmeyen iftiralar ediyorlar. El insaf be kardeşim! Şimdi ben tabii bunları söyleyen insanları görünce yazıklar olsun diyorum. Ne olursa olsun; bir insan yalan olduğunu bile bile, iftira olduğunu bile bile bu kadar masum bir insana nasıl bu kadar hakarette bulunabilir? Eğer bir baskın yapacaklarsa bankaya baskın yapsınlar ve bankaya sorsunlar. Ereğli Demir’e sorsunlar kardeşim, böyle bir para göndermiş mi bana? Yok bunların hiçbirisi. İşte baskınlarda şirketler %10 üzerinde değer kaybetmiş. Ben bunları sırtımda taşımıyorum.”
  MASAK tarafından istenen bütün bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak teslim ettiklerini, imzalanarak tutanak altına alındığını daha önce söylediklerini anlatan İpek, “Bütün şirketlerimizde 5 yılık, 8 yıllık geriye doğru incelemeler yapıldı ve mantıklı mantıksız aramadan bütün evrakı teslim ettik. Bütün sorulara tereddüde mahal kalmayacak şekilde cevap verdik. Bunun devletin kayıtlarında olduğunu söyledik.” dedi. Akın İpek, şöyle devam etti:
  “Bu neye benzedi biliyor musun, içinde oturduğunuz evin kapısını kırıp içeri girmeye benzedi. MASAK başkanına da yazılı olarak soracağım. Benim çocuklarımın bile odasına girdiler. Neden girdiniz diye. Bir kuruş kara para bulsunlar, bir kuruş haksız para bulsunlar, bu parayı kendilerine iade edeceğim, 7 milyar doları kendilerine vereceğim. Yok böyle bir şey; bu tamamen hayal mahsulü boş bir iftira. İnsan haklı olduğu zaman rahat konuşur, haksız ise çekinerek konuşuruz. Şu anda İngiltere’de gece gündüz sondaj yapıyorum. Yurt dışında böyle bir girişim yapan bir şirket, nasıl bilgilerini saklayabilir? Birazcık akıl, birazcık vicdan. Bugüne kadar ne istedilerse verdim. Hele en son istedikleri bir belge var Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir kimseden bu kadar yoğun bir belge istememişlerdir. Üç ayda bitecek belgeyi biz birkaç günde bitirip verdik kendilerine. Bir tane kara para bulsunlar, Allah beni kahretsin, bütün şirketi kendilerine vereceğim. Bütün parayı kendilerine vereceğim. Çok açık söylüyorum bulamayacaklar. Bir tek haksız para bulamayacaklar. Bu da onların hayat hikâyelerine kara bir sayfa olarak yapışsın.”
 
  180 Aydın ve Gazeteciden Özgürlük Bildirisi
  Türkiye’deki medyaya yönelik baskıları protesto amacıyla aydınlar, gazeteciler, yazarlar ve eski AKP'li dört vekilin de olduğu 180 kişi, “Nazi Almanyası 2015” başlığıyla bir bildiri yayınladı. Nazi Almanya’sına atıf yapılan bildiride, "Biz bu filmi yaşamadık, görmedik, ama çok iyi biliyoruz. Türkiye’ye yaşatmayacağız." denildi.
   “Tek Adam olma umudu tükenince ve 17-25 Aralık’ın ortaya dökülmesi kaçınılmazlaşınca oyunun son perdesi başladı.” vurgusu yapılan bildiride, Bugün gazetesinin “IŞİD’e Silah Malzemeleri Akçakale’den” manşetiyle çıktığı gün; Koza İpek Holding’in firmalarının “Teröre finansman sağlamak”, İpek Medya Grubu’nun “örgüte destek” suçlamasıyla basıldığı kaydedildi.
 
  Sıra Biat Etmeyen Gazetelerde
  Daha önce Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “İşte Erdoğan’ın Yok Dediği Silahlar” manşetiyle MİT TIR’ları skandalının açıklanmasının ardından söz konusu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında “devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” suçlaması 2 müebbet ve 42 yıl hapis cezası istemiyle davalar açıldığı hatırlatılan bildiride, “Şimdi sırada, topun ağzında Aydın Doğan grubu olmak üzere, yandaş olmayıp biat etmeyen başka holdingler ve bağımsız medya organları dizilmiş vaziyette. Oynanan oyunlar ortaya dökülmesin diye Recep Tayyip Erdoğan rejimi son kozlarını bütün şiddetiyle oynuyor.” ifadesine yer verildi.
  “Bu filmi başkaları daha evvel yaşadı.” denilen bildiride, Hitler döneminde önceleri inanmış bir Nazi Partisi seçmeni olan Alman İlahiyatçı Martin Niemöller’in, “Naziler önce komünistler için geldiler ve bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim, çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim, çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim, çünkü Katolik değildim. Sonra benim için geldiklerindeyse çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.” şeklindeki sözleri hatırlatıldı.