Suriyeli Aylan bebeğin dramı tüm dünyayı sarstı. Herkes, Bodrum sahillerinde cansız minik bedeni bulunan Aylan için gözyaşı dökerken, Batı ülkelerinde mültecilere yönelik algı da değişti. Avrupa ülkeleri, Batı kentlerine doğru yürüyüşe geçen Suriyeli mültecilere kucak açmaya başladı.
Evin GÖKTAŞ – Ailesiyle birlikte IŞİD vahşetinden kaçıp Bodrum'dan Yunanistan’a gitmeye çalışırken botun batması sonucu boğulan ve daha sonra cansız bedeni karaya vuran Suriyeli Aylan bebek, bütün dünyayı yasa boğdu. 3 yaşındaki Aylan’ın yürekleri dağlayan, gözyaşı döktüren, isyan ettiren o fotoğrafı insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti.
Aylan, minik cansız bedeni kumsalda bulunduğundan bu yana beynimizden çıkmak bilmiyor. Kıyıya vuran insanlığın utancı ve vahşetin fotoğrafı olan ve herkeste aynı acıyı uyandıran o kare, kimsenin gözünün önünden gitmiyor. O masum bebek, tüm dünyayı ve liderlerini ayağa kaldırdı.
Herkesin gözyaşı döktüğü Aylan, Batı ülkelerinde mültecilere yönelik algının da değişmesine sebep oldu. AB ülkeleri, Batı kentlerine doğru doğru yürüyüşe geçen Suriyeli mültecilere nihayet kucak açmaya başladı.
Baba Abdullah Kurdi, eşi Rihan ve oğulları Galip ve Aylan'la birlikte Aynelarap'taki çatışmalardan kaçmıştı. Kanada'da akrabaları vardı. Onların yanına gidip yeni bir hayat kuracaklardı. Ama bu hayalleri Akdeniz'in sularına gömüldü. Yüzme bilmiyorlardı. Can yelekleri vardı ama insan tacirlerinin bindikleri bota daha fazla insan sığdırmak için el konulmuştu. 3 yaşındaki Aylan, 5 yaşındaki abisi Galip ve annesi Rehan, ülkelerinden çok uzakta bindikleri bot alabora olduğu için boğularak can verdi. Baba Abdullah Kurdi ise yüzerek sahile çıkmayı başardı.
Minik Aylan’ın halası Tima Kurdi Kanada’da yaşıyordu. Daha önce kız kardeşinin yanına gitmek için Kanada'dan vize isteyen ancak başvurusu reddedilen Baba Kurdi, çareyi kaçak olarak gitmekte bulmuştu. Tek amacı çocuklarının geleceği için botla karşıdaki Yunan adasına geçmekti Bodrum Akyarlar’dan. İstanköy’den Midilli'ye, Sakız'a geçmeyi, oradan da Kanada’ya gitmeyi hayal ediyordu. Gidemedi. Her şeyini kaybeden acılı baba, Kanada'ya gitme planı ile ayrıldığı topraklarına ailesinin cenazeleriyle döndü. Aylan, abisi Galip ve annesi Reyhan Kurdi; Aynelarap’ta toprağa verildi. Acılı baba Abdullah Kurdi, daha iyi bir hayat için çıktığı 4 kişilik yolda, artık bundan sonraki hayatında tek başına kaldı.
“Çocuklarım Ellerimin Arasından Kayıp Denizde Boğuldu.”
Baba Abdullah Kurdi, yaşadıkları dehşeti şöyle anlattı:
“Bot alabora oldu. Çocuklarım ellerimin arasından kaydı. Karım ve çocuklarım gecenin karanlığında ellerimden kayıp denizde kayboldu. Gecenin karanlığında herkes bağırıyordu. Bu nedenle sesimi çocuklarıma ve eşime duyuramıyordum. Herkes çığlık çığlığaydı. Işıklara bakarak karaya doğru yüzmeye çalıştım. Karaya çıktığımızda eşimi ve çocuklarımı aradım bulamadım. Korkudan kaçtıklarını düşündüm, Bodrum’a geldik. Sonra şehirde buluştuğumuz noktaya gelmediklerini görünce hastaneye giderek acı haberi aldım."
Minik Aylan’ın Bodrum kıyılarında yüzükoyun yatan ve herkesi üzüntüye boğan cesedi, Astsubay Mehmet Çıplak tarafından bulundu.
Aylan, Sığınmacı Dramının Simgesi Oldu
Kıyıya vuran masum bebek, tüm dünyayı ve liderlerini ayağa kaldırdı. Her konuda insanlık dersi veren Avrupa, daha önce bırakın göçmenlere kucak açmayı, kaba kuvvet kullanarak engellemeye çalıştı. Bir anda sığınmacı dramının simgesi hâline gelen Aylan'ın görüntüsü, az da olsa Avrupa'nın bazı liderlerinin yüreğini titretti. Başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, biraz daha göçmen kabul etmeye başladı.
Aylan bebeğin bütün dünyayı sallayan ölümüyle birlikte Avrupa’dan, Amerika kıtasından cılız da olsa vicdani sesler duyuldu. Aylan, Avrupa’da göçmenlere yönelik duyarlığı artırırken Almanya ve Avusturya, Macaristan’dan ayrılmak isteyen göçmenlere giriş izni verdi. Bir günde Macaristan’dan 10 bin kişi sınırı geçti.
Avrupa, Suriyeli mülteciler konusunda ayağa kalkmış durumda. İtalya’dan Yunan adalarına, Makedonya sınırından Macaristan ovalarına her yerden Suriyeli mültecilerle ilgili haber ve görüntüler var ama bu Suriye’den kaçanların çok küçük bir parçasını oluşturuyor.
Hiçbir ülkenin tek başına kolaylıkla baş edemeyeceği bir durum söz konusu… Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısı 2 milyonu geçerken Avrupa ülkelerinin 25 bin, ABD’nin 2 bin civarında varlıklı, eğitimli, toplumuna adapte olabilir Suriyeliyi ülkesine kabul etmesi aslında dramın büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Körfez Ülkeleri Sığınmacı Krizine Kayıtsız Kaldı.
Dünya, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenlerin hikâyeleriyle yankılanırken peki ya Doğu’da, İslam âleminde neler oluyor? Körfez’deki zengin Arap ülkelerinin duruma kayıtsızlığı gözlerden kaçmıyor. Mültecilerle ilgili bilgiler, Suudi Arabistan’dan Katar’a kadar petrol dolarlarında yüzen ülkelerin Suriyeli mültecileri topraklarına kabul etmediğini ortaya koyuyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt ve Bahreyn; tek bir Suriyeliye sığınma hakkı tanımadı.
Financial Times, Körfez’deki Arap ülkeleri yetkililerinin, Suriye’deki ayrımcılıkların ve aşırı dinci saldırıların kendi ülkelerine sıçramasından endişe ettiğini yazdı. Körfez ülkelerinin Suriyeli mültecilere için topladığı yardımlar da beklenilenden az. 5 Körfez ülkesinin topladığı yardımlar ABD’nin tek başına sağladığının altında kaldı.
Suriye’den Türkiye’ye ilk toplu göç, 29 Nisan 2011’de Hatay’dan başlamıştı. O günden bu yana iki milyonu aşkın Suriyeli akla gelen gelmeyen her yöntemi deneyerek Türkiye’nin 81 iline dağıldı. AKP’nin bütün illerimize eşit dağıttığı başlıca sorun Suriyeli mülteciler; payını almayan il yok.
Avrupa ise her konuda olduğu gibi bu konuda da bencil hareket ediyor. AB üyesi ülkelerin her biri soruna kendi koşulları çerçevesinde yaklaşıyor. Nihayet Merkel lütfetti, Suriyeli mültecilerin çağın en büyük insanlık krizi olduğunu söyledi. Ürettiği çözüm ise Türkiye gibi ülkelere bir miktar para verip mültecilerin kendi topraklarına gelmemesini sağlamak. Sorunun Avrupa’daki en önemli muhatabı İtalya ya gelince bu ülke, AB’nin kayıtsızlığına isyan etmek üzere… Yakında ülkesine gelen mültecileri kuzey sınırına götürüp “Forza!” diyecek.
Türkiye sınırından Batı’ya geçebilmeyi başaran Suriyelilerin muhatap oldukları ilk ülkeler, Yunanistan, Makedonya, Macaristan bu ülkeler de sorunu çözme bağlamında iflasın eşiğinde.
Kim Bu Trajedinin Sorumlusu?
Gün geçmiyor ki Türkiye - Yunanistan karasularında batmış bir tekne veya bottan arta kalan onlarca ölüm haberi gelmesin. Suriye’de savaştan kaçan milyonlarca insanın trajedisinde yapıp ettikleriyle bu savaşı uzatan herkesin rolü var. Savaşın neredeyse her tarafı savaşın uzamasında pay sahibi. Memleketimizin de bunda hiç azımsanmayacak bir rolü var. O botlarda boğulanların on binlercesini Türkiye sahillerinden çeteler kaçırıyor. Onların kurbanlık koyun sürüleri gibi çeteler tarafından küçük botlara istif edilmesini engellememek ise bir insanlık suçu.
Masum ve tertemiz bir çocuğun abisi ve annesiyle birlikte boğulmasına neden olan kim, sorumlular nerede? Orta Doğu’nun enerji kaynaklarını, enerji yollarını sahiplenmek isteyenler değil mi onlar? Milyonlarca insanın ölümüne, evsiz barksız kalmasına, topraklarını terk etmesine neden olanlar belli, kimlikleri ortada.
Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de baskıcı bir rejime, "demokrasi ve özgürlük" adına son vermeye çalışanlar değil mi? Milyonlarca insanın kanına girenler, şimdi çıkmış Aylin bebeğin ölümüne üzülüyor, sahte gözyaşı döküyor.
Aylan veya onun gibi yüz binlerce çocuk, yüz binlerce genç, yüz binlerce kadın erkek neden Batı’ya gitmek istiyor?
O Fotoğrafı Çeken Gazeteci Nilüfer Demir Konuştu!
Ailesiyle birlikte Bodrum'dan Yunanistan'a gitmeye çalışırken hayatını kaybeden Aylan'ın kıyıya vuran cansız bedeninin görüntüleri, çağımızın en büyük dramını silinmemek üzere belleklere kazıdı.
"Kıyıya vuran çocuk" fotoğrafını çeken DHA Bodrum Muhabiri Nilüfer Demir, dünyada infial uyandıran fotoğrafla ilgili canlı yayınlara bağlanarak duygularını anlattı. Fotoğrafın bu kadar yankı uyandıracağını hiç düşünmediğini belirten Demir, "Sadece Aylan'ı gördüğümde duyduğum acıyı göstermek istemiştim. Umarım bu fotoğraf onların bu dramlarına bir son getirir." dedi.
Avrupa Gazeteleri Manşetlerine Taşıdı
Dünyanın önde gelen haber kanallarının yayımladığı fotoğraflar, İsveç’ten İspanya'ya kadar bütün Avrupa ülkelerinde büyük gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Gazeteler Aylal bebeğin resmiyle birlikte haberi, “O da insan evladı... “Avrupa’nın mülteci krizinin şok edici ve zalim gerçeği”, “İnsani felaketin minik kurbanı”, “Avrupa’nın öldüğü sahil”, “Kıyıya vuran insanlık”, “Avrupa’nın çöküşü... Daha nereye kadar sabredeceksiniz?”, “Bu fotoğraf Avrupa’nın değerlerini dondurdu”, “Utanç fotoğrafı” gibi başlıklarla verdi.