100 YILLIK SOYKIRIM YALANI

28 Mayıs 2015 15:51 Evin GÖKTAŞ
Okunma
2301
100 YILLIK SOYKIRIM YALANI


Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, 1915 Olaylarını anmak için Vatikan'da düzenlediği ayinde 20. yüzyılın ilk soykırımının Ermeni toplumuna karşı yapıldığını söyledi.
Dünya gündemine bomba gibi düşen haber, Amerikan Associated Press haber ajansı tarafından ilginç bir yorumla dünyaya duyuruldu:
"Papa, siyasi olarak patlayıcı etkisine sahip bu ifadesiyle Türkiye'yi öfkelendirecektir.”
Francesco'dan önce Papalık koltuğunda oturan Papa Benediktus “soykırım” ifadesini kullanmamıştı.
Ancak Papa Francesco'nun Ermeni soykırım iddialarına yönelik ifadeleri Türkiye ile Vatikan arasında diplomatik krize yol açtı. Papa’nın açıkamalarının ardından Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı geri çağrıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, soykırım açıklaması dolayısıyla Papa’yı kınadı.
Erdoğan şunları söyledi:
“Papa’nın Ermenilerin yüzüncü, yüz yıl önce Müslümanlar başta olmak üzere coğrafyamızdaki herkesle birlikte yaşadıkları acıları soykırım olarak nitelemesinden fevkalade üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim. Malum kısa süre önce Ankara’ya ziyareti olmuştu. Görüşmelerimizde, ben farklı bir siyasetçi görmüştüm. Din adamı demiyorum, siyasetçi görmüştüm. Fakat bu açıklamalardan sonra, gerek siyasi kimliğindeki farklılık, gerekse din adamlığındaki farklılığı ben tamamıyla ne yazık ki çok çok farklı bir zihniyetin, tarihten bu yana, milyonlarca insanın kıyımına yol açan anlayışın yeniden tezahürü olarak gördüm. Tarihî olayların kendi mecrasından çıkartılıp ülkemiz aleyhine bir kampanya amacı hâline getirilmesine izin vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum… Tarihçinin işini siyasetçiler, din adamları aldığı zaman oradan hakikat değil hezeyan çıkar. Ben tekrar ortak komisyon çağrısını yineliyor, arşivlerimizi sonuna kadar açmaya açık olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Sayın Papa’yı da bu tür yanlışlara herhalde bir daha düşmez diye kınıyorum ve uyarıyorum.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu da "Dinî liderlerden bizim beklentimiz, barış çağrısında bulunmalarıdır. Gönülleri kapalı olanlara arşivleri açmak bir fayda getirmiyor.” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Papa'nın tarihî ve hukuki gerçeklerden uzak beyanı kabul edilemez. Dinî makamlar mesnetsiz ithamlarla kin ve nefreti körükleme yeri değildir" ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da "Tarihin siyasete alet edildiği bu ayinde, geçmiş yüzyıllarda Anadolu'dan uzak coğrafyalarda yaşanan büyük acılar ve açılan karanlık sayfalar, bu meyanda sömürgeciliğin zulmü tamamen göz ardı edilerek 1915 Olaylarıyla ilgisi olmayan, yüzlerce yıl Anadolu'da birlikte yaşadığımız Hristiyan kardeşlerimizin zikredilmesi kabul edilemez." denildi.
Türkiye’den gelen bu tepkiler üzerine Vatikan Papa’nın açıklamalarını tevil etmeye çalıştı. Vatikan Basın Sözcüsü Lombardi, Papa'nın 1915 Olaylarıyla ilgili sözleri konusunda "Türk tarafından tepkiler varsa bunları dikkate alırız. Polemik peşinde değiliz." dedi.
Lombardi, Papa'nın "soykırım" sözcüğünü kullanmasının, Vatikan'ın bu konuda yeni bir pozisyon aldığı anlamına gelmediğini vurguladı.
 
AP DE SOYKIRIM DEDİ
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa’nın ardından Avrupa Parlamentosu da bir adım attı ve sözde Ermeni soykırımı konusunda tavsiye kararı alarak kabul etti. Kararda Türkiye, sözde Ermeni soykırımını tanımaya çağırıldı.
AP, 13 Mart’ta da Avrupa Birliği'ne üye bütün devletlere sözde soykırımı tanıma çağrısında bulunmuştu.
Bu gelişmeler üzerine AKP hükûmeti tepkisini sertleştirmek zorunda kaldı. Oysa iktidar kurmayları hırsıza yol belletircesine beyan ve tutumlarıyla Batı’nın bu girişimlerine âdeta zemin hazırlamış, onları cesaretlendirecek açıklamalarda bulunmuştu.
Avrupa Parlamentosunun tavsiye kararında yer alan şu cümle dikkati çekiciydi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun taziye mesajlarını doğru yolda atılmış bir adım olarak değerlendiriyor; arşivlerin açılması, geçmişler yüzleşme ve Ermeni soykırımını tanımanın Ermeni ve Türkiye halklarının uzlaşması için önemli bir şans olduğunu düşünüyoruz.”
Erdoğan Başbakanken 23 Nisan 2014 günü yayımladığı mesajda, 1915 Olayları hakkında “Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiseler, hepimizin ortak acısıdır." demiş ve şunları ifade etmişti:
"Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz… Atalarımızın dediği gibi 'Ateş düştüğü yeri yakar.'. Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir. 1915 Olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir. Türkiye'deki bu özgür ortamı, suçlayıcı, incitici, hatta bazen kışkırtıcı söylem ve iddiaları seslendirmek için vesile olarak görenler de bulunabilir. Ne var ki, tarihi meseleleri hukuki boyutlarıyla birlikte daha iyi anlamamız, kırgınlıkları yeniden dostluklara dönüştürmemiz mümkün olacaksa, farklı söylemlerin empati ve hoşgörüyle karşılanması ve bütün taraflardan benzer bir anlayışın beklenmesi tabiidir."
Başbakan Ahmet Davutoğlu da henüz Dışişleri Bakanı iken 13 Aralık 2013 tarihinde Ermenistan ziyareti yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“İttihatçıların yaptığı şey doğru bir olay da değil, gayriinsanidir. Tehciri hiçbir zaman benimsemiyoruz. Ama alıp da o tehcirden geriye doğru tarihi yazınca bu sefer bu taraftakiler de Ermeniler tamamen vatana ihanet eden dolayısıyla da tehciri hak etmiş bir kitle olarak gören bir kolektif bilinç oluşuyor. Bu iki kolektif bilinci de yıkmak lazım.”
İşte; geçmişte yapılan bu açıklamalara rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan farklı konuştu.
Erdoğan, AP’nin kararı üzerine “AP hangi tür kararı alırsa alsın bir kulağımızdan girer, öbür kulağımızdan çıkar. Çünkü Türkiye'nin böyle bir vebali, böyle bir suçu kabul etmesi asla mümkün değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım.” sözlerini sarf etti.
Diğer taraftan Dışişleri Bakanlığı AP’nin kabul ettiği metni ciddiye almadığını açıkladı. Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır AP’yi iftiracılıkla, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da goygoyculukla suçladı.
Bu arada Batı dünyasının ikiyüzlü diplomasisine son örneği AP Başkanı Martin Schulz sergiledi.  Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşerek Türkiye'nin tepkisini anladığını belirten Schulz; parlamentodan çıkan kararın, kendisinin bulunmadığı bir oturumda kabul edildiğini vurguladı.
Davutoğlu da AP’nin bu girişiminin Türkiye-AB ilişkilerine zarar vermekle kalmayacağını, aynı zamanda Türkiye ile Ermenistan arasındaki uzlaşma çabalarını da olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Sözde Ermeni soykırımı iddiaları konusunda ABD basını da kısa sürede tartışmaya girdi. 1915 Olaylarıyla ilgili Ankara'yı kızdıracak bir yoruma yer veren New York Times, Başkan Barack Obama'ya 24 Nisan'da sözde Ermeni soykırımını tanıma çağrısı yaptı. Üstelik gazete Obama'ya Papa'yı örnek gösterdi.
 
ÇEKLER TANIDI
AP’nin çağrısına AB ülkelerinden Çek Cumhuriyeti karşılık verdi. Çek Parlamentosu Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, 1915 sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yıl dönümüne ithaf edilen önergeyi kabul etti. Oybirliğiyle kabul edilen kararda, BM Genel Kurulunun 9 Aralık 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile sözde Ermeni soykırımını resmen tanıyan ülkelerin yasama, yürütme organları ve uluslararası kuruluşların kararlarına atıfta bulunularak soykırımların inkârının kınandığı duyuruldu.