Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kamu kurum ve kuruluşlarına ait kiralık hizmet binaları için her yıl milyarlarca lira öderken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “saray”da oturuyor.
Erdoğan için 2 milyar dolar harcanıp Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde kaçak olarak saray yapılmasını akıl mantık almıyor.
Devlet, büyük çoğunluğu AKP'li kişi ve özel kuruluşlara ait olduğu iddia edilen kiralık binalara Hazine'den astronomik bedeller ödüyor.
AKP iktidarında Türkiye, kendi toprağında âdeta "kiracı" durumuna düştü.
Kendi binalarına sığmayan, başta TBMM ve Başbakanlık olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurum ve kuruluşlarının kiraladıkları lüks binalar dikkati çekiyor.
Başkent'in merkezî ve merkeze yakın birçok bölgesinde devlet adına kiralanan devasa binaları görmek mümkün.
Son yıllarda ise Eskişehir ve Konya yolu üzerindeki lüks rezidansların tercih edilmeye başlandığı gözleniyor.
Aynı şekilde taşıt alımı yerine kiralık araç kullanımına da ağırlık verilmesi sonucu taşıt araçları için ödenen kira tutarı büyük miktarlara ulaştı.
Kiralanan hizmet binalarıyla kiralık taşıtlara sadece geçen yıl içinde yaklaşık yarım milyar lira ödeme yapıldığı ifade edildi.
Sadece son 5-6 yılda kira olarak Maliye bütçesinden ayrılan yüksek meblağlarla, içinde oturulan binaların daha da iyisi yapılabilirdi.
Kaç-Ak Saray'a ödenen milyarlarca dolarla, kamu kurum ve kuruluşlarına hizmet binası yapılsaydı, devlet büyük ölçüde kiracılıktan kurtulabilirdi.
Yine lojmanları satarak sayılarını azaltmayı hedefleyen devlet, özel sektör ile vatandaşlardan bina kiralayıp lojman olarak kullandığı binalar için geçen yıl 18,1 milyon lira kira ödedi.
Ayrıca kiralanan uçak ve helikopter gibi hava araçları için ödenen kira da 128 milyon lirayı aştı. Deniz taşıtları için 104 bin lira, canlı hayvanlar için 3 milyon lira, iş makineleri için 156 milyon lira ve personel servisleri için de 326 milyon lira kira bedeli ödendi.
Devlet taşıt kiralamanın yanı sıra 2013 yılında 105 milyon lira ödeyip yeni taşıt aldı.
Ayrıca hizmet binası yapmak amacıyla ise 200 milyon lira değerinde arsa ile 20 milyon lira değerinde bina satın alan devlet, lojman amaçlı kullanmak üzere de 116 bin lira değerinde bina satın aldı.
KİRADA OLMAYAN DEVLET KURUMU YOK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ankara’da çeşitli şahıs ve özel sektöre ait binalarda kira ödeyerek hizmet veren bakanlıklar ile bağlı kuruluşları şunlar:
"TBMM, Başbakanlık, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal ve Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EÜAŞ Genel Müdürlüğü, MTA Genel Müdürlüğü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, TEİAŞ Genel Müdürlüğü, BOTAŞ Genel Müdürlüğü, TKİ Genel Müdürlüğü, TPAO Genel Müdürlüğü, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, PTT Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü."
TBMM YILDA 120 BİN TL KİRA ÖDÜYOR
Yetkililer, Atatürk Bulvarı ile Akay Caddesi köşesinde bulunan ve mülkiyeti Orman Genel Müdürlüğüne ait hizmet binasının 5 yıllık kullanım hakkının yıllık 120 bin TL kira bedeli karşılığında TBMM’ye verildiğini belirtiler.
Başbakanlığın Yüksel ve Meşrutiyet caddelerindeki iki hizmet binasının da kiralık olduğu kaydedildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Ankara’da görev yapan 19 Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğünden 5’inin farklı kiralık binalarda hizmet verdiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bazı genel müdürlüklerinin de kirada bulunduğunu ifade edildi.
Yetkililere göre ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, yapımı TOKİ tarafından gerçekleştirilen yeni binası teslim edilinceye kadar kiralık binada faaliyet gösteriyor. Yine aynı bakanlığın kuruluşu olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu da faaliyetlerini kiralık bir binada sürdürüyor.
DEVLET TİYATROLARI DA KİRALIK
Kültür ve Turizm Bakanlığına ait Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı 6 kütüphane kiralık binalarda hizmet veriyor.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü İdari Binası, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün idari binası ile Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünün Şinasi Sahnesi ve Akün Sahnesine kira ödeniyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının merkez teşkilat birimlerinden 3’ü kiralık binada hizmet veriyor. İçişleri Bakanlığının Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı ile Mahallî İdareler Kontrolörleri ve Dernek Denetçileri kiralık binalarda görev yapıyor.
Ayrıca Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına bağlı bazı birimler kiralık binalarda hizmet veriyor.
YENİÇERİ: KİRALAMA, YANDAŞI ZENGİN ETME İŞİ
MHP'li vekiller yıllardır soru önergeleri ile konunun peşini bırakmıyor. Konuyu Meclis gündeminde tutmaya çalışan vekiller, AKP yandaşlarının bu şekilde zenginleştirildiğini iddia ediyor.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, "Türkiye'de genel anlamda kamunun kiralama konusu bir takım insanları özellikle partilileri zenginleştirme aracı olarak kullanılmaktadır." dedi.
Yeniçeri, dergimize yaptığı açıklamada bu konu hakkında şimdiye kadar başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere 10 ayrı bakana soru önergesi verdiğini bildirdi.
"Şimdi bir bu kiralara bir de Ermenek'te yürekleri dağlayan Recep Tezcan'ın yırtık ayakkabılarına baktığınızda gerçekten Türkiye'de bir takım şeylerin yanlış gittiğini görüyorsunuz." diyen Yeniçeri, şöyle devam etti:
"Bana göre bir yandan 17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonları diğer taraftan kiralamalar, ihaleler, satışlar, özelleştirmeler, kamulaştırmalar bütün bunlar hangi alanda bakarsanız bakın; bunların altında büyük bir yolsuzluk ve irtikap olduğunu gözlüyorsunuz."
DAVUTOĞLU İÇİN AYDA 52 BİN 720 LİRA KİRA ÖDENİYOR
"Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, aylık kirası 52 bin 720 lira olan bir konutta oturmaktadır. Devletin konutu yok muydu, vardı. Dışişleri Bakanlığının konutu yok muydu, vardı. Fakat Dışişleri Bakanlığı konutunda eski Dışişleri Bakanı ve sonradan Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül oturdu. Cumhurbaşkanlığı konutunu kullanmayıp Çankaya'daki Dışişleri Bakanlığı konutunu kullandı. Ahmet Davutoğlu için de Dışişleri Bakanlığı döneminde kendisine Kayserili bir işadamından bir bina kiralandı. Bu bina için 4 yıl içinde ödenen kira bedeli ile belki o bina gibi 2 bina yapma noktasına gelindi. Diğer taraftan Bakanlıklar semtinde bulunan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı binası. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden kiralandı bu bina. Kiraladıktan sonra bu binanın içine yapmış oldukları tadilat ve değişiklik 6 milyon lira civarında. Bu para ile neredeyse öyle bir bina yapmak mümkündür. Balgat'ta eskiden Bülent Arınç'a bağlı idi Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne ait 2 tane bina var. Bu binalara 4 sene içinde ödenen kira miktarı 11 milyon lira civarında. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Eskişehir yolu üzerindeki binasının aylık kirası yaklaşık 1 milyon TL. Ben oraya müteahhitleri götürdüm. Neredeyse 2 yıllık kirası ile öyle bir binanın yapılabileceğini söylediler. Ben kendilerine sordum, 'Bu binayı kaça ve kimden kiraladınız?' diye, ama bir türlü cevap alamadım."
BU İKTİDAR AHLAKİ MEŞRUİYETİNİ YİTİRDİ
kiralanan bu binaların büyük çoğunluğunun AKP yandaşlarına ait olduğunu ileri süren Özcan Yeniçeri, ancak baskı, şiddet ve devlet terörü uygulayarak bu yolsuzlukların duyulmasını önlediklerini kaydetti.
Yeniçeri daha sonra şunları söyledi:
“İktidarın bu yönü ile ahlaki meşruiyetini yitirdiğini düşünüyorum. Ancak şu anda iş başında oldukları ve baskıcı bir yöntem uyguladıkları için bunların ortaya çıkması çok zor. Şimdi iktidar hesap vermesi gerekirken 'Aman yandım Allah, paralel yapı bütün bu kötülüklerin kaynağı.' diyor. Birisi hırsızlık yapıyor, öbürü de bu hırsızlığı yasa dışı yollarla tespit etmiş. Birisi yasa dışı tespit etmekten dolayı suçlu, öbürü de çalmaktan, yağmadan, yemeden dolayı suçlu. Garip gurebanın, fakir fukaranın malını mülkünü haksız hukuksuz şekilde birilerinin üzerine geçirmekten suçlu. Bütün bunları değerlendirebilmek için öncelikle bu iktidarın milletin başından çekip gitmesi lazım. Aksi takdirde bu millet kendi hırsızını, kendi yolsuzunu, kendi yağmacısını, kendi başında tutmaktan dolayı çok büyük sorunlarla bu süreçte karşı karşıya kalacak."
YOLSUZLUK YAPMAK KARİYER HÂLİNE GELDİ
Dünya üzerinde böyle yağmacı ve yolsuz iktidarları, inadına iş başında tutmanın makbul olmadığını belirten Yeniçeri, şu görüşlere yer verdi:
"Türkiye'de yağma ve yolsuzluk adeta kariyer hâline geldi. Bu iktidarın en büyük kariyeri yolsuzluktur. Bu iktidar kadar rafine bir yolsuzluk yapan başka bir iktidarı Cumhuriyet tarihi yazmamıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarına fahiş fiyatlarla kiralanan binaların kime ait olduğunu isim isim belirlemek mümkün. Şu anda Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı binası var. İncelediğinizde hepsinin AKP'li olduğu ortaya çıkar. Seçim sırasında hepsinin üzerlerinde baştan aşağı Tayyip Erdoğan'ın resimleri ve AKP'nin afişleri vardı. Bu binalar kimin diye baktım. Sonradan bunlar birer birer kiralanınca demek ki neden afişler astıkları belli dedim."
TAŞÇI: DEVLET EV SAHİBİ İKEN ŞİMDİ KİRACI OLDU
Devletin neden kendine ait binalarda değil de kiralık binalarda hizmet verdiğini, "Emlakçılar Kralı" olarak tanınan ünlülerin emlakçısı Salim Taşçı'ya sorduk.
Emlak ve kiralama konusunda uzman olan Taşçı, "Devlet kendi elindeki kurumları özelleştirme adı altında yok pahasına sattı. Ev sahibi iken devlet şimdi kiracı oldu. Muhalefet partileri başka şeylerle uğraşacaklarına bu konuyla uğraşsınlar." diye konuştu.
Taşçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"1991 ve 1992 yıllarında Türkiye'nin kamu mallarını satma olayı gündeme geldiğinde bir gazeteci arkadaşım, 'Siz ne diyorsunuz bu konuda?' deyince, benim de cevabım şu oldu: 'Müflis tüccar en son oturduğu yeri satar.' dedim. Bu cümleyi yıl 2014 yine kullanıyoruz. Keşke biz ifadeyi kullanmamış olsaydık. Bir kere Türkiye’nin arazi yapısına ait gayrimenkul envanteri yoktur. Ama kaba taslak envanterde Türkiye'nin % 67,9'u Hazine'nin. Bunun içinde dağlar ve tepeler, her şey var. Fakat korkarım ki bu gidişle oran yarı yarıya düşecek. Bir tarım ülkesi olan Türkiye eriğini, muzunu Latin Amerika'dan ithal edecek duruma geldi. Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Kamunun elindeki bakanlık, genel müdürlük ve müsteşarlıkların istihdam edildiği binalar özelleştirme adı altında elden çıkarılıp lüks rezidanslar kiralanıyor. Bir bakanlık için yılda 100, 200, 700 bin TL'ler ödeniyor. Bu günah değil mi? Burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Türkiye’de madem yüzde 70'e yakın arazi devletin, bu TOKİ ne iş yapar? Verin TOKİ'ye yapsın ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralar gitmesin. Bu o kadar zor bir şey değil ki. Devlet bina yapamaz mı? Devlet yapar da Tevfik Fikret'in 'Han-ı Yağma' şiiri ortaya çıkar. 'Yiyin efendiler yiyin.' Özeti bu.
BİNLERCE MİMAR VE MÜHENDİS NE İŞ YAPAR?
Salim Taşçı, İmar ve İskân Bakanlığında binlerce mimar ve mühendisin görev yaptığını hatırlatarak "Ey devlet, senin bu kadar istihdam ettiğin mühendisin, mimarın ne iş yapıyor da gidiyorsun kiralık yerlerde oturuyorsun? Her ay kira için milyonlarca lira ödüyorsun. Bazı binalara ödediğin rakamla 6 yıl içinde o binayı yaptıracak duruma gelirsin." diye konuştu.
Eskişehir yolu ve Konya yolu üzerinde devlet daireleri için kiralık yerlerin tutulduğunu kaydeden Taşçı, şunları söyledi:
"Öyle olaylar oluyor ki bazen etini sıkıyorsun. 'Hakikaten bunlar oluyor mu?' diye. Muhalefet partileri de bu konuyu sık sık dile getirmeliler. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını aramaları gerekirken başka konularla uğraşıyorlar. Devlet her yıl milyarlarca lira özel kişi ve kuruluşlara kira ödüyor. Bunun hesabını sorulması lazım. Kiralamış oldukları binalar da tanıdıkların. O binaların sahihleri Türkiye'nin kalbur üstü müteahhit takımı. Acaba Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yıllık 725 bin liraya tuttuğu yerde kaç kişiyi istihdam ediyor? Günah değil mi bir Aile Bakanlığının devasa bir binayı kiralaması? Devletin parasının çarçur edildiğini görüyorum. Bir binaya 5 yıl içerisinde ödemiş oldukları kira ile yeni bir bina yapılır. Devlet kiracı olamaz. Anayasa’da ‘sosyal devlet’ diyorsun. Hiç değilse sosyal devletin bir kaç tane özelliğini yerine getirsin. Devlet, millet için vardır. Millet olarak bana kirada hizmet yap demiyorum. Hiç bir toplum da kendi binalarını sat da bana hizmet yap demez.”
DEVLET BİRİMLERİNİN %40'I KİRADA
Emlakçılar Kralı Salim taşçı, yaptığı araştırmalara göre Ankara'daki devlet birimlerinin %40'ının kiralık binalarda hizmet verdiğini bildirdi.
Bu oranın giderek yükseldiğini kaydeden Taşçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Örneğin Türk Telekom'a bakalım. Türk Telekom özelleştirilirken, PTT'nin tüm Türkiye'de bulunan yerleri yok pahasına satıldı. PTT'nin çoğu kirada… Sen Telekom'u özelleştiriyorsun, binaları neden satıyorsun? Kızılay'ın göbeğinde İzmir Caddesi'ndeki PTT kirada… Ankara'nın çoğu yerinde kirada… Bunlar sadece bizim gördüklerimiz. Diğer yerlerdeki PTT binalarının acaba sahibi mi yoksa kiracı mı? Çünkü onların olduğu yerler Telekom'a geçti. Çarşaf çarşaf Telekom ilanları görüyoruz. Kiracı durumunda olması devletin itibarını zedeliyor. Sosyal devlet kiracı olamaz. Yapılana kadar kiracı olabilir, ama %40'ını sen kiracı yaparsan bu hoş bir şey değil. Gelecek kuşaklara nasıl hesap vereceğiz? 'Maşallah dedelerimiz yiyip içip yatmışlar, elindekileri satmışlar derler.' Yarın bunun hesabı mutlaka sorulacaktır."