CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz:
"Hükûmet Soma olayının faturasını şirketin birkaç yetkilisine çıkartıp sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor."
EVİN GÖKTAŞ
YENİ DÜŞÜNCE - CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz; Soma faciasında zincirleme bir sorumluluğun söz konusu olduğunu kaydederek, "Gördüğüm kadarıyla Hükümet olayın şirketin bir kaç yetkilisine çıkartıp sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor." diyor.
301 maden işçisinin hayatına mal olan kazadan sonra bölgeye giden ilk milletvekili olan Öz, Yeni Düşünce’nin sorularını cevapladı.
Milletvekili seçildikten sonra Soma dahil bölgede bulunan tüm maden ocakları ile ilgili sorunları sık sık TBMM gündemine taşıyan Öz, en son geçen günlerde Soma faciasından zarar gören vatandaşların maddi kayıplarını azaltmak adına Meclis'e 12 maddelik özel bir kanun teklifi sundu.
Öz'ün Soma'daki yaraları sarma amaçlı teklifinde; madencilerin ve madenci yakınlarının, esnafın banka ve vergi borçlarının ertelenmesi, yeni kredilerde kolaylık, kapsamlı ve seçeneklere ayrılmış konut yardımı, özlük haklarında iyileştirmeler, yaşamını yitiren madenci yakınları için kamuda kadrolu iş ve "şehitlik" düzenlemesi yer alıyor.
Sakine Öz, "Aileleri yaşadıkları dramla, acıyla baş başa bırakmayacağız. Yasal haklarını savunmak ve yardımcı olmak zaten asli görevimiz. Bir kadın ve o bölgenin insanı olarak her zaman yanlarında olup, sıkıntılarına çözüm bulmaya, ellerinden tutmaya çalışacağım." sözünü veriyor.
Manisa Milletvekili olduktan sonra, bölgesinde bulunan maden ocaklarının sorunları ile ilgili ne gibi çalışmalarda bulundunuz?
2011 seçimlerinden sonra bölgenin bütün sorunları ile özellikle de tarım sorunları ile çok ilgilendik. Ama Soma bizim için çok farklı idi. Soma bir maden bölgesidir. Orada iş güvenliği, sağlığı ve taşeron işçilikle ilgili sorunlarımız vardı. Biz bunları elimizden geldiği kadar gündeme taşımaya çalıştık. Geçen yıl art arda iki tane maden kazası oldu. Biz o aşamada iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili iki araştırma önergesi verdik. Olaydan sonra oraya ilk giden yine biz olduk. Soma Holding AŞ'ye ait iş cinayetinde de bakanla beraber bölgeye giden ilk milletvekili olduk. Geçen yıl verdiğimiz araştırma önergelerinde müfettiş de talep ettik. Ama ne yazık ki bu önerilerimizin hiç birisi dikkate alınmadı. Müfettişler geldi ancak ocakların durumu ile ilgili detaylı bir rapor vermediler.
Bizim orada ikinci olarak ön plana çıkardığımız bir konu daha vardı. Orada sürekli olarak yangınlar çıkıyordu. Hastanede ileri teknolojide bir yangın ünitesinin olmadığını öğrendiğimizde, bunun mutlaka Soma'da olması gerektiğini ifade ettik. O konuda da duyarsızlık yaşadık. Bu talebimizi savsaklamalarını şaşkınlıkla izledik. Çünkü orada ileri derecede bir yangın sonucu yaralama olduğunda, Manisa ya da İzmir'e giderken yolda kaybettiğimiz madencilerimiz oldu. 2-3 ay önce bu kaza ile ilgili verdiğimiz önerge de yanıtsız kaldı. Ayrıca madenlerde çalışan taşeron işçilerin yasal hakları ve talepleri ile ilgili de çalışmalarımız oldu. Soma'da sadece madende değil, diğer sektörlerde çalışan güvenlikçi personel vardı. Onların çalışma koşulları ile ilgili bir takım sorunları vardı. Onları gündeme getirdik. Bu çalışmamız sonucunda bir takım olumlu gelişmeler sağlandı.
Sizce bu faciada en büyük sorumluluk kime ait?
Ben herkesin; işyeri sahibinden, müfettişlerden, bakanlıklara kadar herkesin aynı derecede burada sorumluluklarının olduğunu ve sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünüyorum. Kendileri de bunun farkında. Çünkü hemen orada kriz masası oluşturarak halkın ve işçilerin tepkilerini yumuşatarak kontrol altında tutmaya çalışmalarından belli. Kendileri de bu iş kazasının oluşmasında paylarının olduğunun farkındalar.
Hükümetin kaza ile ilgili yaklaşımını ve başından beri izlediği politikayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şu anda ailelerin tepkilerini dindirmeye yönelik kısa süreli yatıştırma olarak değerlendiriyorum. Vermiş oldukları söz ve vaatleri yerine getirmelerini istiyorum. İş güvenliğinin sağlanması, taşeronun kaldırılması ya da maaşlarının artırılması ile ilgili verdikleri sözlerin yerine getirmelerini temenni ediyorum.
-Soma'daki maden faciasından sonra Türkiye'de ne gibi gerçekler ortaya çıktı?
İnsan hayatının özellikle bu dönemde ne kadar çok değersiz hale geldiği ortaya çıktı.
Artık hangi kurum ve kuruluş olursa olsun, liyakatle bir yere gelebilme ya da yükselebilme imkânının yok olduğu ortaya çıktı Tamamen siyasi erkin etkisiyle bir yerlere gelinebileceği ortaya çıktı. Bence en tehlikelisi de bu. Liyakatsiz insanların etkili ve yetili yerlere geldiği
ortaya çıktı. Belki de bu kazada böyle bir durum var. Çünkü sabah saatlerinde
karbonmonoksit gazı ile ilgili alarm verilmesine rağmen tedbir alınmıyor. Bu yetkin
olmamakla ilgili olabilir.
Bölge milletvekili olarak bundan sonra Soma ile ilgili ne gibi çalışmalar
yapacaksınız?
Parti olarak Soma'da bu olayın arkasından bütün aileleri ziyaret ederek baş sağlığında bulunduk ve ailelerin ihtiyaçlarını tespit etmeye çalıştık. Türkiye'nin dört bir tarafından arayıp yardım etmek isteyen insanlar oldu. Bunların ihtiyaçlarını tespit edip bu yardım severlerle buluşturmaya çalışıyoruz. Kazada yakınlarını kaybeden bütün aileleri ziyaret ederek başsağlığında bulunduk. İhtiyaçlarını tespit ettik. Bu aileleri şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Yaşamış oldukları acılarla baş başa bırakmayacağız. Her zaman onların yanında olacağız. Tabii ki yapılabilecek hukuksal yardımı yapacağız. onların yasal haklarını savunmak ve bu haklarını almalarını sağlamak zaten görevimiz. Bir kadın olarak, o bölgenin insanı olarak her zaman yanlarında olup sıkıntılarına çözüm bulmaya ve ellerinden tutmaya çalışacağım.