Milliyetçi Hareket Partisi Manisa Milletvekili Erkan Akçay:
“Soma maden faciasında siyasi sorumluluk kesinlikle vardır. Hükûmet, siyasi ve hukuki sorumluluktan kaçamaz ve kaçmamalıdır.”
MHP, Soma Holding’in Genel Müdürü Ramazan Doğru’nun eşi Melike Doğru'nun AKP'den Soma Belediye Meclis üyesi olmasını TBMM gündemine taşıdı.
Milliyetçi Hareket Partisi Manisa Milletvekili Erkan Akçay, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, "Soma Kömür İşletmeleri, Soma'da dokunulmaz bir konuma gelmiştir, âdeta dokunulmaz bir şirkettir ve sanki AKP'nin yerel yöneticilerinin şirketle ilişkileri âdeta hiyerarşik bir ilişkiye dönüşmüştür. Yine tekraren, önemli gördüğüm için ifade ediyorum: Şirketin genel müdürünün eşinin Soma Belediyesinde AKP'den 1'inci sıradan meclis üyesi olması tesadüfle izah edilemez" dedi.
Akçay, AKP tarafından Soma faciası için komisyon kurulması istemiyle verdiği önerge üzerine söz aldı.
Konuşmasında AKP hükümetine yönelik sert eleştirilerde bulunan Akçay, Soma’da yaşanan facianın davul zurna çala çala geldiğini bildirdi.
Akçay, 13 Mayısta Soma'da yaşanan maden faciası tüm Türkiye'de madencilerimizin ne kadar büyük tehlikelerle, ihmallerle karşı karşıya kaldığını en acı şekilde gösterdiğini vurgulayarak “Şimdi, yasımızı tutacağız, yaralarımızı sarmaya çalışacağız. Ancak, facianın sekizinci gününe geldiğimiz bu günde artık yaşanan bu facianın, meydana gelen bu kazanın sebeplerini, perde arkasını araştırmak, sorumluların hesap vermesini, hiçbir şeyi örtbas etmeden sağlama zamanıdır.” dedi.
AKP ile Soma Holding'in ilişkilerine de değinen Akçay, şunları söyledi:
“Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda ve bu konuyla ilgili yapılacak çalışmalarda her türlü olumlu katkıyı ve çalışmaları bütün yüreğimizle yapacağımızı buradan ifade etmek istiyorum. Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız ‘Bu acı siyaset üstüdür.’ dedi. Doğru, yaşadığımız acılar elbette ki milletimizin, hepimizin ortak acısıdır ve siyaset üstüdür ama bu yaşanan maden kazası siyasetin tam da göbeğindedir, aynı zamanda tam da siyasi bir olayla karşı karşıyayız. Madenlerin çalışma düzeni, madenlerin rödövanstı, taşerondu ve başka birtakım sistemlerle çalıştırılmasını sağlayan, tedbirleri alacak olan, denetleyecek olan siyaset kurumu, hükûmet ve ona bağlı kurumlardır. Yani, bu olay hem siyasidir hem de idari bir olayla da karşı karşıyayız."
Erkan Akçay, "Soma maden faciasında siyasi sorumluluk kesinlikle vardır değerli arkadaşlar. Hükûmet, siyasi ve hukuki sorumluluktan kaçamaz ve kaçmamalıdır. Sayın Başbakan ‘Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyun benim mesuliyetim altındadır.’ diyor. Mesuliyet sorumluluk demektir, peki bu sorumluluğu nasıl bileceğiz? Görevini yapmış mı Başbakan, hükûmet, bakanlar, bürokrasi, kurumlar ve maden şirketi? Bunların mutlaka sorgulanması gerekiyor. Artık Sayın Başbakan koyun hesabı yapmaktan vazgeçmelidir değerli arkadaşlar. Burada asıl sorumlu kurum Türkiye Kömür İşletmeleridir. Türkiye Kömür İşletmeleri Enerji Bakanlığına bağlıdır.” diye konuştu.
MİGEM’İN SORGULANMASI LAZIM
Erkan Akçay, şöyle devam etti:
“Türkiye Kömür İşletmeleri var, Ege Linyit İşletmeleri var, MİGEM var. Değerli arkadaşlar, sorumlu Hükûmetin, Enerji Bakanının da mutlaka bu hususlara açıklık getirmesi gerekiyor. MİGEM'de işler nasıl yürüyor, bunu sorgulamamız gerekiyor. Nasıl bir yönetim anlayışıyla idare ediliyor? Kimler yönetici olmuş? Bu kişiler ehil kişiler mi, layık kişiler mi, kariyeri ve likayati nedir? Tayin ve atamalar, terfiler nasıl yapılmış? Bilgili ve tecrübeli elemanların atıl ve emekli olduklarını da biliyoruz. Şimdi, 26 Şubat 2014'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün bu maden kazasının yaşandığı Soma'yla ilgili ‘Mahallinde Tetkik ve Değerlendirme Raporu’ var. Asayiş berkemal bu rapora göre, hiçbir kusur bulamamışlar. Bir tek kusur bulmuşlar, o da nedir biliyor musunuz buldukları kusur: Efendim, GSM dediğimiz telefon izni alınmamış, bu kadarcık kusur bulabilmişler. Şimdi, ikinci küçük örnek: 30 Haziran 2010'da Avrupa Birliği fonundan tam 129 bin avro para alınıyor ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü bir proje hazırlıyor. Bu projenin adı şu: ‘Madencilik Faaliyetlerini Denetleyen Teknik Elemanların Bilgi Birikimini Artırmak...’ Yani maden faaliyetlerini denetleyecek teknik elemanların bilgi birikimi artırılacak, madencilikteki teknolojik gelişmeler öğrenilecek. Bu projeye ortak kurumlar: TKİ, MTA ve ENERJİ BİR-SEN dediğimiz memur sendikası. Bu fondan bir sürü insan yurt dışına gidiyor. Kimler gidiyor? Süremiz yetmez hepsinin isimlerini saymaya ama içlerinde bir AKP milletvekili var, bir AKP il başkanı var. İlgisiz alakasız ne kadar kişi varsa bunlar yurt dışına gidiyor, geziyor, tozuyor, yiyor, içiyor; yetiyor mu, yetmiyor. Ayıba bakın değerli arkadaşlar, üstüne bir de harcırah alıyorlar. Harcırahlarının bordroları da burada… Ayıptır, ayıp! Buradan nasıl bir maden tetkik, denetim faaliyeti öğrendi elemanlar? Birçoğu hiç de ehil olmayan kişiler. Maden kazaları bu işin fıtratında varmış! E, para hırsının da bir fıtratı var tabii. Aşırı üretim hırsı var. Kömür içten içe yanıyor, gereği yapılmıyor, haber de verilmiyor. İhmal var, aldıran yok. Aşırı kazanç hırsı var. Denetimler göstermelik. Sendika evlere şenlik… Artık Türk milleti "Suçlu ayağa kalk!" diye feryat ediyor. Bu şirket kesinlikle enine boyuna sorgulanmak durumundadır. Bu şirketin Adalet ve Kalkınma Partisi ve Hükûmet erkânıyla ilişkileri sorgulanmak durumundadır. Hangi ihaleleri almış, hangi sahaları nasıl almış ve bağış yaptığı birtakım dernekler, vakıflar var mıdır yok mudur; bu iddiaların mutlaka araştırılması gerekiyor. Bu maden sahalarının pek çoğunun bu şirketlere, patronlara ihalesiz verildiğini de biliyoruz değerli arkadaşlar. "
İŞÇİLER AKP MİTİNGLERİNE ZORLA GÖTÜRÜLMÜŞ
Soma’daki maden işçilerinin Manisa’daki AKP mitinglerine zorla götürüldüğünü belirten Akçay, şöyle konuştu:
“Daha evvelki konuşmacı arkadaşlarımız da ifade etti, bizler de defaatle de dile getirdik. Bu Soma Kömür İşletmelerinin işçileri, Manisa'daki AKP mitinglerine zorla götürülmüştür, yıllardır olan budur ve zorla götürmüştür, yevmiyeleri verilmiştir, ellerine kumanyaları verilmiştir hatta maden ocaklarına dahi parti afişleri asıldığını biliyoruz. Şirket yetkilileri çalışanlarına AKP'ye oy vermeleri konusunda telkinde bulunmuştur, bulunmaktadırlar. ‘Eğer vermezseniz, eğer AKP seçimde kazanmazsa biz bu maden yerlerini alamayız, siz de işsiz kalırsınız.’ tehdit ve şantajına maruz kalmışlardır. Ve bu Soma Kömür İşletmeleri, Soma'da dokunulmaz bir konuma gelmiştir, âdeta dokunulmaz bir şirkettir ve sanki AKP'nin yerel yöneticilerinin şirketle ilişkileri âdeta hiyerarşik bir ilişkiye dönüşmüştür… "