KAÇKAR DAĞLARI’NDAN UZAKTA -KARÇAL DAĞLARI’NIN ETEKLERİNDE BİR SAKİN (YAVAŞ) ŞEHİR: Ş A V Ş A T

02 Temmuz 2021 12:01 Prof. Dr. Temel ÇALIK
Okunma
1141
KAÇKAR DAĞLARINDAN UZAKTA -KARÇAL DAĞLARININ ETEKLERİNDE BİR SAKİN (YAVAŞ) ŞEHİR: Ş A V Ş A T

KAÇKAR DAĞLARI’NDAN UZAKTA -KARÇAL DAĞLARI’NIN ETEKLERİNDE BİR SAKİN (YAVAŞ) ŞEHİR: Ş A V Ş A T

Temel ÇALIK

Türkiye’nin kuzeydoğusunda bir sakin şehir olan, tarihî ve doğal güzellikleriyle adeta cennetten bir köşedir Şavşat…  Ziyaret ettiğinizde, el değmemiş doğası karşılayacak ve tüm güzellikleriyle sakin bir ruh hâline sokacak sizi…  Gezerken, tarihî dokusuyla, geleneksel mimarisi ve el sanatlarıyla, muhteşem coğrafyasıyla, sessizliği ve samimi insanlarıyla huzur içinde olacaksınız.  Şavşat’ı ziyaret edip tanıdıktan sonra ayrılmanın sizin için zor olacağını da bilmelisiniz.  
Doğusunda Ardahan ile kendi adını taşıyan çayın kenarında kurulmuş olan Hanak ilçesi, kuzeydoğusunda etrafı ormanlarla kaplanmış 1583 metre rakımlı Posof ilçesi, güney ve güneybatısında Artvin’in asude ilçesi Ardanuç, batısında Artvin Merkez ve Borçka ilçesi, kuzeyinde ise; “kardeş ve komşu Gürcistan Devleti” yer almaktadır. Dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmış olan ilçenin dört yanı yüksek dağlarla çevrilidir. Karçal Dağları, batı ve kuzeybatı yönünü sınırlandırır. Kuzeyde ise, Sivritepe Dağları ile Cin Dağları bulunmaktadır. Doğuda Ardahan-Artvin sınırlarını teşkil eden Sahara Dağları, güneyde ise Karagöl Dağları… bütün heybetiyle Şavşat’ı ve konuklarını selamlamaktadır.
Türkiye’nin nadide ilçelerinden biri olan Şavşat, akarsu bakımından da zengindir. Dağların zirvelerinden yolculuğa başlayan akarsular, şırıltılarıyla vadileri şenlendirerek, menzile doğru yollarına devam etmektedirler.  Ayrıca, ilçede çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Göllerin en büyüğü Karagöl Dağları’nda bulunan ve bu dağa kendi adını veren Karagöl’dür. Bol miktarda alabalık bulunan gölden sulama amaçlı olarak da yararlanılmaktadır. Pınarlı köyü yakınlarında Balık Gölü, Arsiyan Yaylası’nda ise Kız Gölü, Boğa Gölü ve Koyun Gölü Şavşat’ı taçlandıran doğal zenginlikleridir.
Masal diyarlarını andıran tabiatı, gölleri, ahşap mimarisi, millî parkları, tarihî eserleri, yaylaları ve yaban hayatı çeşitliliğiyle ziyaretçilerine dört mevsim farklı güzellikler sunan "sakin şehir", son baharda bitki örtüsündeki sarı, yeşil, kırmızı, turuncu ve kahverenginin tonlarıyla masalsı bir görünüme bürünüyor. Yukarıda belirtmeye çalıştığımız ve daha başka özellikleriyle Şavşat, İtalya'nın Milano kentinde 21-23 Haziran 2015'te gerçekleştirilen Cittaslow Genel Kurulunda "sakin şehir (yavaş şehir-cittaslow)" unvanını almıştır. Şavşat, görsel bir şölen sunduğunu sonbahardaki renk cümbüşüyle son yıllarda doğa tutkunlarının ve doğayı doyasıya yaşamak isteyenlerin ilgi odağı olmuştur. İlçede doğa, tarih ve kültürün harmanladığını tarihî öneme sahip Şavşat Kalesi, Tibet Kilisesi gibi yapılar da önemli bir yere sahiptir. Sahara Millî Parkı, Şavşat Karagöl, Balık Gölü, Arsiyan Yaylası ve buradaki yüzen adalar, görülmeye değer doğa ve tarihî miraslardır. Şavşat’ın bütün köylerinde yöreye özgü ahşap mimariyi görmek mümkündür.  
Ziyaretçilerinden birinin ifadesi …"Buranın renkleri, doğası, suları, insanı çok etkileyici, Karadeniz başlı başına bir cennet. Şavşat’ta bu cennetin baş tacı bir yer. Doğadaki renk çeşitliliği insanı cezbediyor. Renklerin bütün tonu var. Doğadaki bu değişimi görmek için ekim ayı çok keyifli." Benzersiz bir coğrafi konuma sahip olan Şavşat ve civarında, MÖ 900-600 yılları arasında Urartular, Kohlisler ve Kimmerler yaşamıştır. Daha sonraları bölgede Saka Türkleri, Yunan, Roma-Bizans, Sasani ve Abbasilerin hâkimiyet kurduğu bilinmektedir. Şavşat kelimesinin etimolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, Orta Çağ Dönemi’nde Şavşeti olarak anılan yöre, Gürcü dilinde “siyah yer” olarak tanımlanabilir. Anadolu’ya 12’nci yüzyıldan sonra Selçuklu Türklerinin akınlar yaptığı bilinmektedir. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Rize ilinin Osmanlı topraklarına katıldığı zaman şimdiki Batum yakınlarındaki Gönye kasabası da kendiliğinden teslim olmuştur. Sultan Selim, Trabzon’a döndükten sonra Artvin Beyleri kendilerinin de korunmasını istemişlerdir. Bunun üzerine yapılan ikinci seferde Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka çevreleri Osmanlı topraklarına katılmış, beylerine “yarı beylik” verilmiştir. Bölge Gürcistan vilayeti adlı idari bölümü için alınmış ve Artvin, Şavşat, Ardanuç birer sancak hâline getirilmiştir.
Şavşat’ta Osmanlı idaresi Kanuni Sultan Süleyman zamanında yani 16’ncı yüzyılın ortalarında gerçekleşmiş olup yarı özerk “Ocaklık” şeklinde 1860’lı yıllara kadar devam etmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Şavşat, Çarlık Rusya’sına savaş tazminatı olarak terk edilmiş ve bu durum Şubat 1921’e kadar sürmüştür. Rus işgal döneminde ve Birinci Dünya Savaşı zamanında yörenin Müslüman Türk halkı vatanlarını terk etmek durumunda kalmışlar ve Anadolu’ya ulaşmak için göç yollarına düşmüşlerdir. Bir bölümü tekrar Şavşat ve köylerine dönerken önemli bir kısmı da Bursa, Kocaeli, İstanbul, Tokat, Amasya, Ordu ve Samsun gibi illere yerleşmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’nde, önce Ardahan’a sonrasında ise Artvin iline bağlı olarak idare edilen Şavşat ilçesinde 1928 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur.
Türkiye'de Seferihisar, Perşembe, Yalvaç, Taraklı, Gökçeada, Vize, Akyaka, Yenipazar, Halfeti'den sonra Şavşat, "sakin şehir" unvanı alan 10'uncu şehirdir. Karadeniz bölgesinde bulunan Artvin iline bağlı bir ilçe ve ilçenin merkezi olan kasaba, Türkiye'nin en kuzeydoğusundaki ilçelerindendir. Bir belde ve toplam 70 köyden oluşmaktadır. Kuymaktan mıhlamaya yerel lezzetleri ile Şavşat'ın doğal güzelliklerini bir arada yaşamanın sırrına erebilirsiniz. Tarihî varlıkları ve tabiat güzellikleri ile Şavşat, Doğu Karadeniz'de görülmesi gereken yerlerden biridir. Güzellikte birbiriyle yarışan, Sahara-Karagöl Millî Parkı, Karaağaç Gölü, Boğa Gölü, Carba Gölü, Koyunlu Şelalesi, Kocabey Köyü Kışlaları, Maden köyü ve Şelalesi ile Papart Ormanı’na yapacağınız ziyarette, katedilen yol boyunca atılan her bir adımda farklı bir güzelliği keşfedersiniz. Derelerinden akan suyun berraklığı ve eşsiz tadı, yeşilin farklı tonlarına bürünen yaprakların kuş cıvıltılarına karışan sesi, bitki örtüsünün çeşitliliği ve aldığınız her bir nefesin sağlığınıza kattığı değer yolculuğunuz boyunca keşfedeceğiniz güzelliklerin sadece kelimelere dökülebilenleridir.
 Arsiyan, Bilbilan, Cancır, Cengelek, Sahara ve Sarıçayır yaylaları âdeta doğanın Şavşat’a paha biçilmez bir armağanıdır. Bahar ve yaz aylarında bu yaylarda rengârenk çiçekler arasında geçireceğiniz her anı ve Arsiyan Yaylası’ndaki  12 yüzen adayı ölümsüzleştirmek isteyeceğiniz için, fotoğraf makinenizi yanınıza almanız önemlidir. Dağcılık sporuna ilgisi olanlar, Cin Dağı, Karçal Dağları, Nasara Dağı, Sarıçayır Dağı, Yalnızçam Dağları ve Göze Dağı sizleri beklemektedir. Otluca köyünde yer alan yeraltı mahzenleri, Yavuzköy'de bulunan Komta Kalıntıları, Meşeli köyündeki yer altı odaları, Köprülü köyündeki Zor Bey Camii ve yurtları, Kocabey Camii, Cevizli (Tibet) ve Pırnallı (Porta) Kilisesi, tarihî Kemer Köprü, Şavşat Kalesi, Dutlu Kalesi, Tukharis Kalesi, Ustamis, Parih ve Bilbilan Kalesi; büyük şehirlerin hızlı ve yorucu hayatından kurtulmak isteyenler için bulunmaz nimetlerdir.
Şavşat’ta günü sonlandırırken kendinize keyifli bir ziyafet çekmeyi ihmal etmeyiniz. Başta kavurma, ağaç şişlerde yapılan kebaplar etli yemeklerin yöreye özgülerindendir. Keşkek, gendima ve şilav gibi yemekler tanelilerden yapılanlardır. Dağ pancarı, kuş yemeği, gımı, yaban semizotu, pazı kavurması, ebegümeci gibi otlardan yapılan yemekler şifa kaynağıdır. Taze asma yaprağı, pazı ve lahanadan sarma yapılmaktadır. Kabak tatlısı, hasuta, kaysefe, zurbiyet, demir tatlısı, sütlaç, aşure, baklava veya ballı lokum tatlılardan birini tatmadan sofradan kalkarsanız yemeği tamamlamış olmazsınız. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız gezinizde, tarihin doğayla buluşmasına tanıklık ederken, tertemiz havanın eşliğinde hayatın içine yerleştirilmiş değerleri tarihî seyrinde keşfetmenin mutluluğunu tatmak için gezi programınıza sakin şehir Şavşat’ı almanızın, size tarifsiz bir farklılık yaşatacağı muhakkaktır. Mevlana aşağıdaki sözüyle sanki Şavşat’a davet ediyor bizleri… “Gelin bağa yeşiller kuşanan doğayı görün;/Her köşede bir çiçek dükkânı açan doğayı görün;/Güller gülerek sesleniyor bülbüllere; Susun, susarak doğayı görün.”

KAYNAKÇA
Ak, D., (2017), Yavaş Kent (Cittaslow) Hareketi ve Türkiye Örnekleri Üzerine Bir Değerlendirme, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 10 Sayı: 52
Akman, E., (2018), Türkiye’deki Yavaş Şehirlerin Politika uygulamaları Üzerinden Bir Analiz, Ekev Akademi Dergisi Yıl: 22 Sayı: 76 .
Bilir, Y. Z., (2012), Artvin İli Şavşat İlçesi Monografyası, Payda Yayıncılık, Ankara.
Coşar, F., (2014), Yavaş Şehir Olgusunun Kentsel Yaşam Kalitesi Üzerindeki Algılanan Etkisi, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 25, Sayı 2, Güz: 226 - 240
Coşkun, O., (2015), Artvin Sülaleleri ve Kökenleri, Çatı Kitapları, İstanbul.
Erdoğan, A. (2017). Kırsal Peyzaj Kimliğinin Sürdürülebilirliği ve Yavaş Şehir (Cittaslow) Hareketi: Artvin-Şavşat Örneği. Paradoks Ekonomi Sosyoloji ve Politika Dergisi, Cilt: 13 özel sayı: 1, 33-46.
Özdede, D.  (2009), Her Yönüyle Şavşat, Arkadaş Kitapevi, Samsun.
http://savsat.gov.tr/tarihî-yapisi#
ttps://hcittaslowturkiye.org/cittaslow-savsat/
https://artvin.ktb.gov.tr/TR-55831/topografya.html
https://www.neredekal.com/mekân/savsat-gezilecek-yerler-tarihî-mekânlar/
https://www.atlasdergisi.com/kesfet/gezi/yavas-sehir-sakin-sehir-nedir-turkiye-yavas-sehir-listesi.html
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/sakin-sehir-savsat-sonbahar-renkleriyle-masal-diyari-gibi/