MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın: “CHP'NİN BUGÜNKÜ DURUMU BİZİM İÇİN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞIDIR”

29 Ekim 2019 11:08 Evin GÖKTAŞ
Okunma
936
MHP Genel Başkan Yardımcısı  Kamil Aydın:  “CHPNİN BUGÜNKÜ DURUMU BİZİM İÇİN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞIDIR”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, "Bizim en büyük hayal kırıklığımız Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir siyasi partinin terörle adının ortak anılacak duruma getirilmesidir. Bu son derece üzücüdür. CHP'nin bugünkü durumu gerçek CHP'lileri ve Mustafa Kemal Atatürk'ü gerçekten sevenleri de incitmekte ve üzmektedir. CHP, maalesef Deniz Baykal'a yapılan o siyasi operasyonla metamorfoza uğratıldı.” dedi.
HDP'lileşen CHP'nin durumu ile ilgili dergimize görüşlerini açıklayan Aydın, çarpıcı değerlendirmeler ve tespitlerde bulundu.
Aydın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 15 Temmuz 2016 tarihinde hain bir darbe girişimine maruz kaldığını hatırlatarak, "Biz bunu birebir canlı tanıkları olarak Mecliste yaşadık. Neredeyse demokrasimiz, Cumhuriyet'imiz ve bekamız yok olacaktı. Böyle olunca ve akabinde sütten ağzımız yanınca yoğurdu üfleyerek yeme gerekliliği doğdu.” diye konuştu.
Siyasi feraseti ve engin öngörüsünün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi bir hamle yapma ihtiyacına yönelttiğini belirten Aydın, şunları kaydetti:
"Vatan ve toprak diye siyaset yapmaya çalıştığımız ülke elden gidecekti. Aklımız başımıza geldi. Çünkü biz milliyetçi bir partiyiz. Biz önce ülke ve millet diyen bir ekolden geliyoruz. Millî geleneğimiz bu ülkenin ve milletin âli menfaatleri doğrultusundadır. Yoksa siyasi bir pozisyonla her şeyin mubah olduğuna inanan bir gelenekten gelmiyoruz. Rahmetli Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş de böyle düşünürdü. Sayın Genel Başkan'ımız Devlet Bahçeli de aynı şekilde devraldığı mirası söylem açısından aynen devam ettiriyor. 7 Ağustos'ta Yenikapı'da bir ete kemiğe bürünen önce ülkem ve milletim diyen bir birliktelik doğdu. Millet de buna susamıştı. Sağ muhafazakâr ve milliyetçi bir eğilime sahip olan iki parti. Zaten PKK uzantısı HDP'nin böyle bir endişesi yok. CHP de son zamanlarda maalesef Deniz Baykal'a yapılan o siyasi operasyonla bir metamorfoza uğratıldı. Yani biçim ve içerik değiştirdi. Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucu iradesinden çok uzaklaşıp bir formata getirilen bir parti hâline dönüştü. Bunu biz demiyoruz. Bu 23 ve 24. Dönem Milletvekilleri ve Genel Başkanlarının ifadesi. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlı önceki seçilmişler ile Onur Öymen ve Deniz Baykal’ın açıklamalarına bakarsanız eğer bunu görürsünüz. Bir kere bunlar ‘Atatürkçüyüm.’ diyen bir ekol. Hepimizin meselesi var. Bölgesel meselelerimiz var, il bazında meselelerimiz var. Örneğin ben Erzurum Milletvekiliyim. Erzurum'un meseleleri var mı? Var. Ama eğer güneydoğudaki basit bir meseleyi tutar da 'Kürt sorunu, Türk sorunu, Laz sorunu, Çerkez sorunu, Boşnak sorunu' derseniz eğer o ayrıştırıcı bir dildir. Mustafa Kemal Atatürk, bugün hayatta olsaydı eğer böyle bir söylemi yırtar atar, reddeder ve kabul etmezdi.
Çünkü emperyalistler zaten 100 yıl önce de böyle bir söylemle Osmanlı Devleti'nin sadece güney sınırlarında 20'nin üzerinde devlet kurarak bizi parçaladılar. Bugün hâlâ aynı projeyi sürdürüyorlar. Yani küllerinden doğan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yok etme, parçalama, zaafa uğratmanın yolu yine aynı yaranın kaşınmasından geçiyor."

TÜRKİYE’NİN PARÇALANMA PROJELERİNE CHP ÇANAK TUTUYOR

Türkiye'nin bugün yine etnik ve inanç temelli olarak parçalanmaya çalışıldığını hatırlatan Aydın, CHP'nin de buna çanak tuttuğunu belirtti.
Aydın, anlatımlarına şöyle devam etti:
"Biz de buna karşı bir irade koyduk ve dedik ki: ‘Türkiye'nin etnik bazlı bir sorunu yoktur. Bu ayrıştırıcı ve bölücü bir dildir. Önce ülkem ve milletim deyip o zaman gemi misali Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sağlıklı bir limana çekmek lazım. Bir daha beka ve demokrasi sorunu yaşamasın. 7 Ağustos'ta ete kemiğe bürünen bu ruh hâline  “Yenikapı Ruhu” dedik. Millî birlik ve beraberlik hâli. Asgari müştereklerde buluşma hâli. Önce ülkenin ve milletin âli menfaatleri. Beka sorunu, milletin birliği. Bunlar üzerinde Genel Başkan'ımız tarafından hassasiyet gösterilerek bir cumhur ittifakı kurma temelleri atıldı. Bunu millî bir idareye nasıl dönüştürebiliriz? Dışarıdan empoze edilen bir tehdidin içeriden siyasi pazarlıklarla desteklenmesini önleme adına Anayasal değişikliğe gidildi. Genel Başkan'ımız bu öngörüyü çok rahat bir şekilde ortaya koydu. Anayasa'yı değiştirip yeni bir sistem yani güçlü bir irade için. Türkiye Cumhuriyeti içerisindeki vatandaşların %50 artı 1'inin desteğini alacak güçlü bir irade. Niçin buna 'güçlü irade' diyoruz? Çünkü halkın salt desteğini alan bir irade başka yerden emir almaz. Daha önce parlamenter sistem içerisindeki koalisyonlarda yaşadığımız olumsuzluklar bunun en büyük yansıması idi. 'Güneş Motel teorileri ve milletvekili transferleri' gibi. Buna en son örnek olarak CHP, İP'i Meclise taşıyarak yaptı. 15 milletvekilini İP'e gönderdi. Bizimle kimse pazarlık yapmasın, hain emelleri olanlar siyasi satın almalarla manipülasyonlarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tekrar bir 15 Temmuz arifesine getirmesin diye 2017'de referanduma gittik. Anayasal değişikliği sağladık. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik. Akabinde 2018'de seçimlerle cumhur ittifakı adayı Sayın Cumhurbaşkanı’mızı seçtirdik. %52 oy oranı ile irade güçlü bir şekilde oturdu. Bugün de terörle kıyasıya bir mücadele devam ediyor. Kıyasıya bir mücadeleden kim rahatsız olur? 1978'de Diyarbakır Lice'nin Fis köyünde kurulan terör örgütü. Genel Başkan'ımız bunu sürekli olarak hatırlatır. Dört parçalı bir Kürdistan kurma hayali bugün yok olmuş değil. Tam tersine bunu bugün bütün dünyaya yayarak anlatıyorlar. Lobi faaliyetleri diplomatik bağlamda sürüyor. Ülkeler bazında, ekonomik bazda, siyasi bazda her anlamda devam ediyor. “

CHP’NİN YÖNETİMİNİ DEĞİŞTİREN İRADE “HDP İLE YAKINLAŞ” DEDİ.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, “Biz de bu ülkeyi parçalatmama azim ve kararlılığı içindeyiz. Cumhur ittifakı içerisinde terörle kıyasıya bir mücadele bizim olmazsa olmaz şartımızdı. Bizim siyasi bir pazarlığımız, makamsal bir dayatmamız ve talebimiz yok. Genel Başkan'ımız da bu konuda çok hassas." hatırlatmasında bulundu.
Aydın, CHP’nin bundan niçin rahatsızlık duyduğunu ve nasıl HDP’lileştiğini şöyle anlattı:
“İçeriden fethetme hareketi CHP'de ve Meral Akşener üzerinden de MHP’de denendi. Kaset olayı ile CHP'de başarılı oldu mu? Oldu. MHP'yi sarstı ama ulu çınarı yıkamadılar ve yok edemediler. Ne oldu? Tarlalardan imza toplama kampanyaları ile sonuç alınamadı. Bu defa parti kurdurdular. Amaç neydi? Cumhur ittifakının önemli bir direnç kaynağı olan Milliyetçi Hareket Partisini zayıflatmak, zaafa uğratmak, yok etmek. Onlar açısından Milliyetçi Hareket Partisini Meclis dışında tutmak işi daha da kolaylaştıracaktı. Allah'a şükür bu olmadı. Cumhur ittifakı karşısında ana temel ilkeleri neydi? Bizim çok önemli olan üçayağımız neydi? ‘Terörle mücadele, bekayı ön plana almak, uluslararası görüşmelerde ve dış siyasette onurlu bir duruş sergilemek.’ Bunda kararlıyız. Ama CHP’deki bugünkü zihniyet, yönetiminde biçim, şekil ve söylem değişmesine ön açan güç, sufleleri bu sefer dedi ki ‘Siz de bir araya gelin, terörle mücadele akamete ve sekteye uğrasın.’ Türkiye’de kendi içinde her gün şehit veren her gün il il doğu ve güneydoğuda sıkıntılar yaşayan, bunu da ekonomiye, sosyal hayata yansıması olan bir süreç devam etsin. Hâlbuki şimdi öyle değil. İçeride ve dışarıda sınır ötesinde bile operasyon yapıyoruz. Örneğin; bir konsolosumuzu Erbil'de şehit ettiler. Yapanlar anında yakalandı ve etkisiz hâle getirildi. Şimdi böyle kararlı bir yapı karşısında CHP ne yapacak? Onu oraya koyan irade ne dedi? “HDP ile yakınlaşacaksın.” dedi. İşte şimdi ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze getiriyorlar: Kürt sorunu. Kürt'ü niçin sorun yapıyorsunuz? Türkiye'de ‘Kürt sorunu’ diye bir sorun yok. Milliyetçi Hareket Partisi bunu net şekilde ve sosyolojik olarak tahlillerini yaparak ortaya koydu. Bir etnik köken, sorun olamaz. Bu ayrıştırıcı bir dildir. ‘Laz sorunu, Kürt sorunu, Çerkez sorunu’ derseniz bunun altından kalkamazsınız. Bölgesel sorunlar olabilir. İl, ilçe, altyapı sorunları olabilir. Bu her yer için olabilir ama tutup cımbızla bir yeri kaşıyıp onun etnik kimlik aidiyetini, artık millet olmuş, millet olma azmini, kararlılığını göstermiş, 100 yıldır asgari müşterekleri bir araya getirmiş, gerçekten bir millet olma şuuruna ermiş bir yapıyı geriye niçin sardırıyorsunuz? Niye etnik kökenleri tekrar dönüştürmeye ve ayrıştırmaya tabi tutuyorsunuz? CHP buna çanak tutuyor. Geçmişte de zaman zaman ortaya çıkardıkları bir ‘Kürt raporu’ vardı. Onların ifadesi ile söylüyorum. Ama o zaman Atatürkçü millî irade kısmen de olsa vardı. Çünkü Atatürk büyük bir Türk milliyetçisidir ve bu konuda tavrı bellidir. Atatürk'ün Kerkük düşüncesi, Hatay düşüncesi, Dersim olaylarındaki tavrı belli idi. Dolayısıyla bunlar şimdilik Atatürk'ün tamamen ülkü ve ilkelerinden uzaklaşmış ve ona zarar vermiş bir şekilde sadece ismini kullanıyorlar.”