SİLAH YA DA EKMEK

21 Şubat 2019 14:19 Cesurhan Taş
Okunma
952

SİLAH YA DA EKMEK
Cesurhan TAŞ (Araştırmacı-Yazar)


İnsanlığın yaratıldığı ilk günlerden beridir güvenlik ihtiyacı ve beslenme ihtiyacı her daim giderilmesi gereken öncelikli ihtiyaçlar olarak var olagelmiştir. Diğer bütün ihtiyaçlar, bu iki te-mel ihtiyaç karşılandıktan sonra karşılanması gereken ihtiyaçlar olarak ihtiyaçlar hiyerarşisinde yerlerini alırken beslenme ihtiyacı ile güvenlik ihtiyacının kendi arasındaki önceliklendirme de-recesi zaman zaman değişebilmiştir. Güvenlik ihtiyacı modern literatürde “silahlanma” sözcüğü ile ifade edilmektedir ki bu da iki ya da daha fazla devletin birbirlerine karşı daha fazla gelişmiş teknolojiye, daha büyük ordu ve daha çok silaha sahip olma talebi olarak tanımlanmaktadır.
İsveç merkezli Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) son araş-tırmasına göre, silah ticareti her geçen yıl giderek daha fazla artıyor. Dünyada silah ve savunma sanayisi ürünleri piyasasının yarısından fazlası Amerikan şirketlerinin elinde bulunuyor. SIPRI sıralamasına göre Rusya Federasyonu daha üst basamaklara yükselmiş görünüyor. Türk şirketle-rinin silah satışları ise 2017 yılında bir önceki yıla göre %24 oranında artmış. Küresel bazda en büyük 50 silah üreticisi şirket arasında İsrail menşeli üç farklı şirket yer alıyor.
Küresel ölçekte silah üretip ihraç eden ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya başı çekmektedir. Silah satışının %74'ünü bu beş ülke gerçekleştiriyor. ABD’nin üç büyük müşterisi ise Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye olarak göze çarpmaktadır.
Söz konusu rapor incelendiğinde silah, uçak ve diğer ekipmanların üretiminin daha çok Ba-tı Avrupa ve ABD üzerinde yoğunlaşmış olduğu görülmektedir. ABD, dünyadaki toplam silah sa-tışları içinde %57’lik bir paya sahipken Rusya Federasyonu %9,5 ile açık ara ikinci sırada yer al-maktadır. Orta Doğu ve diğer bölgelere satış yapan ve S-400 teknolojisinin arkasındaki şirket olan Almaz-Antey 9 milyar dolarlık satış rakamıyla Rusya silah sanayinin merkezinde yer almaktadır. Avrupa dışından listede yer alan ülkeler sadece İsrail, Japonya, Hindistan ve Güney Kore olmuş-tur. İsrail kişi başına dünyada en büyük silah satıcısı olma özelliğini korumuş ancak geçen yıla göre endüstriyel satış açısından bir artış gösterememiştir. Araştırmaya göre Türkiye de büyük silah üreticilerinden biri olma yolunda büyük ilerleme kaydetmiştir. Radar sistemleri de dâhil olmak üzere elektronik ekipmanlar üreten ASELSAN şirketi 2017 yılında 1,4 milyar dolarlık satış gerçekleştirmiştir. Araştırma raporuna, Çin ile ilgili bilgiler, söz konusu ülkedeki şirketlerin ge-rekli verileri vermemesi sebebiyle rapora dâhil edilememiştir.
Türkiye’nin silah endüstrisinde hızla büyümesi, taarruz ve savunma silah sistemlerini ken-disinin üretmesi ve artık ihraç eder duruma gelmesi dosta güven vermekte, düşmana korku sal-maktadır. Türkiye’nin varlığı ve bağımsızlığı, Türk milletinin birliği ve bütünlüğü ancak güçlü bir ordu ile sağlanabilir. Bunun bilincinde olarak ilgili ve yetkililerimin çalışıyor olması Türk kimli-ğini gururla taşıyanlara onur vermektedir. Zira etrafımızda Türklüğe düşmanlık besleyenler boş durmamaktadırlar.
Medya organlarında çıkan haberlere göre Yunanistan, yaşlanmakta olan donanmasının güç-lendirilmesi amacıyla alınacak yeni savaş gemilerinin bedellerinin ödemelerinde yardım etsin diye yunan kamuoyundan bağış yapmalarını istemektedir. Yunan Savunma Bakanı Panos Kam-menos, Fransa’dan iki savaş gemisi satın alma girişimlerinin Nisan/2018’de başarısızlığa uğrama-sının ardından kitlesel fon kampanyası düzenleneceğini ilan etmiştir. Kammenos’un söz konusu parayı Yunanistan’ın Fransız firması Naval Grouptan iki milyar avro karşılığında satın alma mak-sadıyla pazarlık yaptığı iki Belharra sınıfı firkateyni satın almak için istediği belirtilmektedir. Yu-nanistan’da mali kriz ve bütçe kesintileri o kadar ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır ki onlarca geminin Ege Denizi’nde devriye gezebileceği yakıtı dahi temin etmekte zorlanılmaktadır. Türkiye ile kıyaslandığında kendi savaş gemilerini üretemeyen Yunanistan, Türkiye ve Türkler için bir tehdit oluşturamayacaktır.
Savunma sanayisi alanında büyüyen çoğu şirkette görüldüğü üzere asıl para kazandıran un-sur, tank benzeri ağır silah sistemlerinin dışında artık yüksek teknolojidir. Yüksek kâr getiren ürünler içinde hassas radarlar, havacılık elektroniği ve hava savunma sistemleri yer almaktadır. Söz gelimi, bir PATRIOT bataryası 1 milyar dolar tutarken bir S-400 bataryası 500 milyon dolar, bir THAAD hava savunma bataryası ise 3 milyar dolar piyasa fiyatına satılmaktadır.
Savunma ile ilgili yeni kararlar alınırken bu kararların bölgesel ve küresel gerilimi tırman-dırma potansiyelini de dikkate almak gerekiyor. Kimi ülkelerin uzun menzilli konvansiyonel sis-temler, balistik ve seyir füzeleri dâhil olmak üzere yeni vuruş yetenekleri geliştirme çabaları di-ğer tarafı da benzer önlemler almaya yönlendirebilir. Söz gelimi, Rusya'nın NATO'dan ve Batılı ülkelerden bir tehdit algılaması içinde olduğunu açıklaması, ardından da Gürcistan ve Ukrayna’da askerî güç kullanması NATO üyesi ülkelerin güvenlik kaygılarını arttırmıştır. Bunu dengelemek için Baltık bölgesine yeni NATO birliklerinin konuşlandırılması ve Karadeniz'de NATO varlığının arttırılması, bu defa Rusya'da benzer endişelerin doğmasına yol açmıştır. Dolayısıyla, bu konuda dikkatli ve ölçülü davranmak, kısıtlamayı ve makul savunma yeterliliği ilkelerini dikkate almak gerekmektedir.
Bilim ve teknolojinin hızlı bir gelişim gösterdiği günümüzde birçok yeni tehdit türleri orta-ya çıkmıştır. Bu tehditleri bertaraf etmeye yönelik olarak savunma sistemlerinin geliştirilmesi veya silahlanmanın önlenmesi için yeni anlaşmaların yapılması gerekmektedir. Siber saldırılar, insansız hava araçları ile yapılan saldırılar, uzayın silahlandırılması gibi konularda yeni uluslara-rası anlaşma ve sözleşmelerin yapılması zarureti doğmuştur.
Ülkelerin silahı mı ya da ekmeği mi daha çok önemsediğine ilişkin asıl sorunsala gelince. SIPRI araştırması gösteriyor ki dünya hala silaha önem ve öncelik veriyor. Uluslar, giderek artan bir şekilde ileri teknolojik özellikli silahlar ile hava savunma sistemlerini tercih ediyor.
Tüm bunlardan daha öncelikli ve elzem olan ise silahlanma yarışından feragat edilmek su-retiyle elde edilecek maddi kaynakların sağlık ve eğitim alanlarında değerlendirilmesi dünyamı-zın daha yaşanabilir bir hâle gelmesine katkı sağlanmasıdır.