ANT İÇMEK VE KENDİNE GELMEK

10 Aralık 2018 13:25 Cesurhan Taş
Okunma
1527
ANT İÇMEK VE KENDİNE GELMEK

ANT İÇMEK VE KENDİNE GELMEK
İlkokul çağlarında, her sabah okula gittiğimizde derslere ant içerek başlardık. Ant içmenin ne anlama geldiğini pek bilmesek de “güzel ve iyi bir şey olmalı ki bize söyletiyorlar” diyerek kabullenip heyecanla hep bir ağızdan söylerdik. İlerleyen yaşlarımızda bile “öğrenci andı”mızın sözleri kulaklarımızda çınlamaya devam eder.
İlkokullardaki “ant içilmesi” uygulaması ile Türklük, doğruluk, çalışkanlık, küçüklere sevgi, büyüklere saygı, yasa, ilke, ülkü gibi birçok kavram ve değer ile erken yaşlarda her bir Türk bireyinin tanışması sağlanırdı. Ancak, ne olduysa oldu;2013 yılının ekim ayında Türk okullarında ant içilmesi olayına son verildi. TÜRK KAMU-SEN’e bağlı Türk Eğitim Sen’in, öğrenci andının okunmasına son veren idari işlemin iptali için Danıştay’da açtığı iptal davası sonucunda Danıştay 8.Dairesi işlemi iptal ederek ant içilmesi uygulamasını geri getirdi. Fakat ant içilmesi uygulamasına son verdiren kesimler tarafından bu yargı kararı şiddetle eleştirilerek mahkemenin, idarenin yerine geçerek karar aldığı savları dillendirildi. Bu sebeple de konunun biraz daha odaklanılarak incelenmesi zarureti hâsıl olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'deki ilköğretim okullarında her sabah öğrencilerin derse girmeden önce okuduğu ant, dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlanmış ve 1933 yılında uygulamaya konulmuştur. Daha sonra 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini almıştır. Öğrenci Andı’nın günümüzde söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. maddesiyle belirlenmiştir.
Ant sözcüğü, eski Türkçe’deki ānd  sözcüğünden gelmektedir. Eski Türkçe’deki andık fiili, Orta Türkçeden itibaren yerini iç-, bėr- ve ėt- yardımcı fiilleriyle kurulan yapılara bırakmıştır. Divanı Lügat et-Türk’te and olarak geçen sözcüğün, Eski Uygurcada iki kez ant  olarak geçtiği ispatlanmıştır. And  sözcüğünün Türkiye Türkçesinde olduğu gibi içmek yardımcı fiiliyle kullanımı, Orta Türkçeden itibaren görülmektedir. Ant içmek, Osmanlı dönemi Türkçesinde “yemin etmek” şeklinde söylenen deyimin karşılığıdır. Mukaddes olarak kabul edilen bir değer üzerine yemin edilerek iddia edilen hususta delil gösterilir. Bir nevi taahhüt olarak değerlendirilebilir.
Ülkemizde “Çözüm Süreci” olarak lanse edilen uygulamalar döneminde çeşitli etnik grupların dışlandığı iddia edilerek “öğrenci andı” kaldırıldığında buna tepki gösteren Türklük vakar ve onuruna sahip kişi ve kuruluşlar, yasal zeminde mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Ant içilmesi uygulamasının kaldırılmasının beşinci yılı sonunda ant içilmesi uygulamasının devamı yönünde mahkeme kararı çıkartabilmişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileri ise söz konusu mahkeme kararını temyiz edeceklerini ilan etmişlerdir. MEB’nın temyiz kararı almasında kamuoyunda etkili olan bir takım akademisyen, araştırmacı, gazeteci unvanlı kişilerin yapmış oldukları baskıların etkili olduğu gözlenmektedir. Söz konusu kişiler, öğrenci andında yer alan Türklük vurgununun her gün ve sürekli tekrarının Türkiye’deki Türk olmayan kişilerin çocuklarını rahatsız ettiğini iddia etmektedirler. Sürekli Türklüğün vurgulanmasının anlamsız olduğunu ifade etmektedirler. Türküm, doğruyum, çalışkanım, demekle Türk, doğru ve çalışkan olunamayacağını dillendirmektedirler.
 Elbette "Türküm" demekle TÜRK olunmayacağı gibi "doğruyum" demekle de doğru olunmaz. Bu değerleri içselleştirmek ve özümsemek gerekir. Bunun için de bu değerleri, kendi kendimize sessizce veya yüksek sesle sürekli tekrar ederek öncelikle ve bizzat kendimize kabul ettirmemiz gerekir.
Bir takım sözlerin tekrarı, kendi kendini gerçekler. Sözlerin tekrarı, o sözlerin beyinde daha çok iz bırakmasını ve pekişmesini sağlar. Beyinde olan bir şey de eyleme geçirilir. Böylece de sözlerin manası hakikate dönüşür. Tekrar, eğitim ve öğretimin en temel unsurlarından birisidir.
Nasıl ki Allah'ın ismi şerifi sürekli tekrar ettirilerek insanın sürekli Allah'ı hatırlaması ve onun ilahi sistemine uygun yaşaması istenirse; doğruluk, çalışkanlık, üretkenlik, Türklük gibi kimi değerlerin tekrar ettirilmesi ile de bu değerlerin insanlarda içselleştirilmesi amaçlanır.
Ant içmek; Türklüğün manevi bengi suyundan içerek Türk insanının kendisine gelmesidir. Türklük onur ve bilincini, çok küçük yaşlardan itibaren en küçük zerrelerine kadar hissetmesidir. Her ne iş yaparsa yapsın, varlığını Türklüğün varlık hakkına, varlığını idame hakkına adamayı taahhüt etmesidir. Sahip olduğu bütün rütbeler, unvanlar, sıfatlardan bağımsız ve soyutlanmış olarak özünden atamalı bir şekilde hayatını sürdürmesi demektir.
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene...