SÖZ KONUSU VATANSA

03 Aralık 2018 12:26 Prof. Dr. Temel ÇALIK
Okunma
1717
SÖZ KONUSU VATANSA

SÖZ KONUSU VATANSA
                Prof. Dr. Temel Çalık

    Vatan, vatan, vatan… Herhâlde bu kelimenin anlamını en iyi bilenler vatanından zorunlu olarak ayrılanlar, vatanı işgal edilenler ya da vatansız kalanlar desek yanlış olmayacaktır.
    Türk milleti için vatanın anlamı bir başkadır. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” sözü tam olarak bu hissiyatı ifade eder. Türk milleti vatanına sahip çıkmak ve onu korumak için her fedakârlığa katlanmış ve katlanmaya devam etmektedir. Bunun en yakın örnekleri Çanakkale’dir, Sakarya’dır, Dumlupınar’dır.
    Milliyetçi Hareket Partisinin ideolojisi ve fikrî yapısı Türk milletinin tamamının düşünce ve hissiyatına hitap eden birleştirici bir muhtevaya sahiptir. Bu anlamda Türk milletinin vatan hassasiyeti Milliyetçi Hareket Partisi ile tecelli etmektedir.
    Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde yer alan “Türk istiklâlini ve Türkiye Cumhuriyet’ini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek” Türk milliyetçileri ve Ülkücü Hareketin dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisinin temel düsturudur. Bu bağlamda Milliyetçi Hareket Partisinin kuruluşundan bu yana gösterdiği yapıcı ve yol gösterici tutumu ile milletimizin varlığını ve bekasını hep ön planda tutmuştur. Günlük siyasi çıkarları “önce ülkem” anlayışının hep geri planında düşünmüştür. Bu anlamda aşağıdaki bazı örnekler konuyu anlamak açısından önemlidir.

    -1977 yılında 6 ay Türkiye Büyük Millet Meclisine başkan seçilemiyordu. Bu durum ülkede büyük bir siyasi krize yol açmak üzereydi. Milliyetçi Hareket Partisinin girişimi sonucu Cumhuriyet Halk Partisi ile iş birliği yapılarak Cahit Karakaş TBMM başkanı seçildi ve bu sayede söz konusu kriz aşıldı.
    -1999 Seçimleri sonucu ortaya çıkan siyasi tablo hükûmet kurma sürecinde bazı problemlere yol açtı. Rahşan Ecevit’in gerçek dışı ve sorumsuz söylemlerine rağmen Milliyetçi Hareket Partisi, Bülent Ecevit başkanlığında Demokratik Sol Parti ile hükûmet kurarak sorunun çözülmesini sağladı.
    -2007’de Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimi çıkmaza girmişti. Ana muhalefet partisi, toplantı için üye tam sayısının üçte ikisi olan 367 millet vekilinin TBMM’de olması konusunda ısrar ediyor ve süreci engellemek için meclise girmiyordu. Milliyetçi Hareket Partisi Cumhurbaşkanı adayı göstererek Meclise girdi ve Cumhurbaşkanı seçiminin gerçekleşmesini sağlayarak rejim krizini önledi.
    -2008 yılında Türkiye’nin gündemini işgal eden ve toplumsal çatışma aracı olarak kullanılan başörtüsü sorunu Milliyetçi Hareket Partisinin sağduyulu yaklaşımı ile sonlandırıldı.
    -2010 yılında Anayasa değişikliği referandumunda hayır kampanyası yürütülmesi konusundaki haklılığı daha sonraki gelişmeler sonucu ortaya çıktı. Değişikliği bizzat yapanlar Milliyetçi Hareket Partisinin hakkını teslim etti.
    -2014 yılında zamanın şartlarına göre ülke menfaatini düşünerek Cumhuriyet Halk Partisi ile ortak Cumhurbaşkanı adayı göstermek ve desteklemekte hiç tereddüt etmedi.
    -2017 yılında ülkenin sosyoekonomik ve politik durumunu dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçme zorunluluğunu gören Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi için öneride bulundu ve süreç tamamlandı.
    -2018 yılında Milliyetçi Hareket Partisi son birkaç yıllık gelişmeleri değerlendirerek Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yerleşmesi için Adalet ve Kalkınma Partisi ile cumhur ittifakını kurdu.
    Sözün özü, Milliyetçi Hareket Partisi Türk milleti ve devletinin sonsuza dek yaşaması ve yaşatılması için herkes ve her kesim ile görüşmek ve iş birliği yapmakta sakınca görmemektedir. Söz konusu vatansa, Milliyetçi Hareket Partisi günlük siyasi çıkarlarını göz ardı etmekte tereddüt göstermemektedir. Bu durumu, gaflet ve dalalet içinde olan bazı gazeteciler ve aydın geçinenler anlayamazlar. Zaten onlardan da anlamaları beklenemez.