YİĞİT BAŞINDAN ÂLİ EKSİK OLMUYOR

15 Şubat 2014 14:06 Dr. Veysi Kayıran
Okunma
2480
YİĞİT BAŞINDAN ÂLİ EKSİK OLMUYOR

Terörün bittiğini ve hükûmetin bu konuda başarılı adımlar attığını sananlar bir kez daha aldandılar. MHP’nin Esenyurt’taki seçim bürosu 26 Ocak’ta teröristlerin silahlı saldırısına hedef oldu. Menfur saldırıda Yusufiyeli Cengiz’in şehit edilmesi ve 5 Ülküdaşımızın da yaralanması, yüreğimize kor düşürdü.

Saldırının; bazı medya kuruluşları tarafından karşıt görüşlü grupların çatışması şeklinde verilmesi, sayfalarında habere küçük yer ayıran gazeteler tarafından sıradanlaştırılma eğilimi oldukça manidar. Basının MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket hakkındaki ön yargıları sürüyor ve bunun faturasını da yıllardır milletimiz ödüyor.

Medyanın görmezden geldiği hakikat şu: Bölücü terör örgütünün Türkiye topraklarında bir uydu devlet kurma emelleri karşısında millî bilinci sıcak tutan, millî vicdanı temsil eden kararlılık Milliyetçi-Ülkücü camiada temerküz ediyor.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket, 12 Eylül Darbesi öncesinde komünist örgütlerin planlarını bozarak değerini ve gücünü ortaya koydu, ancak ağır bedeller ödedi. Sonradan komünist ideoloji marjinalleşti. Şimdi birkaç eski tüfeğin romantizminde yaşatılmaya çalışılıyor. MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket var oldukça PKK’nın da aynı akıbete uğrayacağı malum.

O bakımdan Esenyurt’ta yapılan saldırının sıradan bir asayiş hadisesi olarak görülmemesi ve çok yönlü değerlendirilmesi gerekiyor. Saldırıları düzenleyerek kendisine çıkar sağlamak isteyen birden çok aktör sayılabilir; ama fail,  onlara taşeronluk eden bölücü terör örgütü. Yabancı gizli servislerin, kirli emelleri için PKK’yı kullandığını herkes biliyor.

Bu; hem sivil bir iç çatışma arzulayan PKK’nın hem de gündemdeki yolsuzluk, HSYK, devlet krizi gibi konuların bir nebze unutturulmasını isteyen çevrelerin gizli ittifakını besleyen bir eylem.

Seçimlere iki ay kala MHP’nin tepkisini test etmeye yönelik bu tertip, terörün pusuda beklediğinin delili. Zaten terör örgütünün militanları yurdu terk etmediler, sözde ateşkes öncesinden daha planlı ve tehlikeli biçimde yurdun dört yanına yayıldılar.

Güneydoğuda fiilen devlet otoritesinin yerini alan PKK, yerel seçimlerin sonuçlarına göre hareket ederek daha büyük bir hamlede bulunacak. Yerel seçimlerin neticelerini bir tür halk oylaması sayarak ilk aşamada özerklik ilan etmeyi deneyecek. İlk fırsatta da iç savaş, kardeş kavgası çıkarmaya yeltenecek. Karşısında sivil unsurlar bulursa uluslararası camiayı destek, himaye ve müdahaleye çağıracak.

AKP iktidarının ne bu ayrıştırıcı tehdidi savuşturacak iradesi ne dinamizmi ne de cesareti var. O bakımdan 30 Mart Yerel Seçimlerinde milletin demokratik tercihi, PKK denklemini çözmek için önemli bir adım teşkil edecek.

Türkiye yerel seçimlerden sonra yeni bir siyasi sıcak hava dalgasının etkisine girecek. Gerek siyasi gerekse ekonomik göstergeler, sıcaklık dalgasının bunaltıcı olacağını ortaya koyuyor. 30 Mart Yerel Seçimlerinden sonra Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi siyasetin atmosferini daha da ısıtacak.

Tam bu noktada Türk milliyetçilerine şimdilik itidal, sükûnet ve vakarı korumak, haklı gerekçelerini halka sabırla anlatmak düşüyor.

Bu vesileyle Yeni Düşünce olarak şehit Ülküdaşımız Yusufiyeli Cengiz’e Allah’tan rahmet ve kederli ailesine başsağlığı, yaralı Ülküdaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz. Hakk’a yürüyen Ülküdaşımızın manevi hatırası önünde saygıyla eğilirken, bütün şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Yiğit başından âli, boran eksik olmuyor.