Türkiye’nin ağdalı gündemine ve yığınla sorununa rağmen başkanlık sistemi tartışmaları üst sıralardaki yerini koruyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri bu kazanın altını sürekli ısıtıyor.
Rejim değişikliği meselesi çok önemli bir konu…
Türkiye’yi siyasi istikrarsızlığa sürükleyip Latin Amerika ülkesi hâline getirebilecek böylesi bir talebin arkasında duranları anlamak zor. Bir akıl tutulması yaşanıyor âdeta. AKP’de siyaset yapan bir Anayasa profesörü bile başkanlık sistemi lehinde fetva verebiliyor.
Bu sayıda, Prof. Dr. Selçuk Duman’la yapılmış bir röportaj bulacaksınız. “Türklerde Devlet Başkanlığı, Başkanlık Tartışmaları ve Cumhurbaşkanlarımız” isimli eserin yazarı olan Selçuk Hoca; dergimize verdiği röportajda, Türkiye’nin dinamiklerinin başkanlık sistemi için hazır olmadığını söylüyor.
Bu, ciddi bir tespit…
Başkanlık sistemini uygulayan Güney Amerika, Orta ve Güney Afrika ülkelerinin yaşadığı derin rejim problemleri ortada… Hemen hepsi diktaya sürüklenmekten kurtulamamış…
Gelelim Okyanus’un bu tarafına…
Fransa ve Rusya yarı başkanlıkla idare ediliyor. Fransa’da rejimin aksayan tarafları var; bu yüzden zaman zaman siyasi krizler yaşanıyor. Zaten rejimi ayakta tutan başkanlık modeli değil, Fransa’nın millî ve üniter yapısıyla onun garantörü olan taş gibi Anayasa’sı… Fransa’ya giren her neviden insan, Fransız rengini alıp topluma entegre oluyor.
Rusya’da ise Güney Amerika ve Afrika ülkelerinden daha beter bir yapı var. Köhne bir balyoz rejimi… Hatta buna yarı başkanlık değil, çarlık rejimi dense daha uygun olur.
Global Politika ve Strateji isimli düşünce kuruluşu tarafından yapılan kapsamlı bir araştırmada, siyasi rejimler çeşitli yönleriyle analiz edilmiş.
Araştırmaya göre; Orta ve Güney Afrika ülkeleri başta olmak üzere başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin büyük çoğunluğu, ekonomik gelişmişlik açısından dünya sıralamasında çok gerilerde.
Eğitim düzeyi, sağlık hizmetleri ve güvenlik analiz sonuçlarında yine parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin bariz üstünlüğü var. Otoriter rejimler nal topluyor.
Parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin ekseriyeti politik istikrara sahip… Buna karşılık başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler, genellikle siyasi istikrarsızlık içinde…
Ülkelerin refah düzeyleri ve ekonomik gelişmişlik göstergelerine göre, parlamenter sistemle yönetilen ülkeler başkanlık sistemine sahip olan ülkelere göre çok daha iyi durumda…
Tabii bütün bu bulgulara yegâne istisna ABD rejimi…
Şurası muhakkak ki Türkiye çok partili sisteme alışmış, çoğulculuğa eğilimli bir ülke… Başkanlık sistemi taleplerinin çok partili demokratik sistemle bağdaşmayacağı ortada…
Değerli okuyucularımıza soruyoruz:
Toplumsal alışkanlık ve eğilimlerimizi besleyen parlamenter sistem dururken başkanlık sisteminde ısrar niye?
Hangi somut gerekçeyle Türkiye’de rejim değişikliği isteniyor?