DIŞ POLİTİKADA AMAÇ VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN ÖNEMİ

06 Aralık 2022 12:35 Dr.Serkan KEKEVİ
Okunma
123
DIŞ POLİTİKADA AMAÇ VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNİN ÖNEMİ

DIŞ POLİTİKADA AMAÇ VE KUZEYKIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN ÖNEMİ

Serkan KEKEVİ

 

Anavatana gelecek her zarar, bize de zararverecektir!

Rauf Denktaş

 

 

Uluslararası politikaliteratüründe devletlerin dış politikalarının belirli bir amaca dönük olupolmadığı tartışılmaktadır. Dış politikada amaçların gündelik kaygılara ya daverili ve uzun erimli amaçlara yönelik olması ana gerilim olarak kabuledilmektedir. Her iki anlayışın da belli ölçülerde doğruluğunu kabul etmekleberaber verili ve uzun erimli amaçların kimi dış politika konularında dahaaçıklayıcı olacağı ifade edilebilir. Dış politikada amaç ve amaçlılığı elealmadan evvel “dış politika amaçları”nın sınıflandırmasına bakmak gereklidir.Faruk Sönmezoğlu’nun kullanışlı sınıflandırmasını benimsersek devletlerin dışpolitika amaçları: a- var olmaya ilişkinolanlar, b-güvenlik-prestij yelpazesinde olanlar, c- uzun dönemli/jeopolitik veideolojik olanlar şeklinde ayrıma tabi tutulabilir.

Var olmaya ilişkin amaçlartanım gereği bir devletin hayatını sürdürmesiyle ilgilidir. Büyük orandaülkenin varlığına ait kabul edilen konular ile ülke savunması bu amacın tanımıiçinde düşünülmektedir. Sözgelimi, gerçekçi (realist) Uluslararası İlişkilergeleneği devletlerin dış politika amaçlarını dikkatli belirlemediğinde sistemtarafından cezalandırılacaklarını savlamaktadır. En ağır ceza şüphesiz kisistemden atılmak yani egemenliğini kaybetmektir. Güvenlik-prestij yelpazesindekiamaçlar ise karmaşık bir amaçlar seti olarak değerlendirilmektedir.Küreselleşen dünyada güvenlik kavramının içeriği giderek genişlemiştir. Buçerçevede askeri, siyasi, sosyal, ekonomik, coğrafi ve ekolojik düzeylerde pekçok konu günümüzde güvenlik meselesi haline gelmiştir. Güvenlik bu bakımdan varolmaya ilişkin amaçlarla çok yakından ilgili ya da onu etkileyebilecek türdenamaç olarak değerlendirilebilir. Güvenlik-prestij yelpazesi içinde yer alan birdiğer amaç ise “hayati olanlar”dır. Hayati amaçların uluslararası politika veuluslararası ilişkileri ilgilendiren hemen hemen her konuyu da kapsayabileceğisöylenebilir. Prestije dair amaçlar ise günümüzde ekonomik, teknolojikgelişmişlikle iç içe geçmiştir. Prestij günümüzde bir devletin diğer devletlerve onların halkları üzerinde yumuşak güç kamu diplomasisi uygulamalarıçerçevesinde de ele alınabilir. Devletlerin dış politika amaçlarına dair uzundönemli/jeopolitik-ideolojik amaçlar ise üçüncü düzlemi oluşturmaktadır.Jeopolitik, dış politikayı açıklamak açısından coğrafya ve onu bağlı öğelerimerkeze alır. Bu bakımdan dış politikanın yürütüldüğü zemin olarak coğrafya,klasik literatürde çokça dayanılan bir analiz bağlamıdır. Bu meyanda karahâkimiyet, deniz hâkimiyet, hava hâkimiyet, büyük satranç tahtası, sıcakdenizlere inmek vs. gibi birçok jeopolitik teorinin üretilmesi de şaşırtıcıdeğildir. Gelişen teknolojinin jeopolitik önemi azalttığına dair görüşlerkuvvetlense de halen jeopolitik unsur ve jeopolitik amaçlar dış politikaanalizinde gücünü korumaktadır. Uzun dönemli dış politika amaçları denildiğindegenellikle ideolojik veya belli bir değerler sistemine dair genel politikdüzeyden bahsedildiği anlaşılabilir. İki kutuplu dönemde SSCB ve ABD’ninbirbirlerine karşı, müttefiklerine yönelik ve dünya geneline dairpolitikalarında ideolojiden beslenen siyasi, ekonomik anlayış ve uygulamalarıişaret edilebilir. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupalılık düşüncesi etrafındaşekillenen Avrupa entegrasyonu örnek verilebilir. Günümüzde ise uluslararasısistemde yer alan büyük güçlerin görünürde tonu azalmakla birlikte belli uzundönemli ya da ideolojik saikleri olduğu savlanabilir. Öte yandan devletlerindış politika amaçlarını sınıflandırmak mümkün olmakla birlikte anılan amaçlarınsu geçirmez kaplar olmadığını da hatırlamakta fayda vardır. Aynı zamandadevletler dış politika amaçları çerçevesinde hareket ettiklerinde geneluluslararası sistem içinde karmaşık ve çok aktörlü bir sahada etkileşimdebulunmaktadırlar. Dolayısıyla devletler arasında amaçların uyuştuğu ve çoğuzaman çatıştığı bir hal ortaya çıkmaktadır. Özetle, devletlerin dış politikaamaçlarının birincil (öz varlığa yönelik ve yüksek önem atfedilenler olanlar)ve ikincil düzeylerde değerlendirilebilir. Birincil ile ikincil amaçlar arasındada geçişkenlik bulunabileceği göz ardı edilmemelidir.

 

Şekil1: Dış Politika Amaçları, Amaçlar arası İlişkiler ve Dış Politika OrtamındakiYeri

 

Yazar tarafındanoluşturulmuştur.

 

 

Şekil2: Dış Politika Amaç Düzeyleri Amaçlar arası İlişkiler ve Dış PolitikaOrtamındaki Yeri

 

Yazar tarafındanoluşturulmuştur

 

Dışpolitikada amaç ve amaçlılık açısından Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyeti (KKTC) politikası özel bir yere sahiptir. KKTC, dış politikaamaçları bahsinde değinilen bütün düzeylerde Türkiye’yi ilgilendirmektedir.Kıbrıs adası Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika, Avrupa ve Anadolu arasında bulunmasınedeniyle hâlihazırda benzersiz bir jeopolitik konuma sahiptir. BilhassaAnadolu ve yakın çevresini kontrol etmesi etrafındaki gaz kaynakları olmasıKıbrıs adasının önemini arttırmaktadır. Buna ek olarak KKTC bölgedeTürkiye-Yunanistan, Türkiye-Suriye (Rusya), Türkiye-ABD, Türkiye-İsrail,Türkiye-Mısır ve Türkiye-AB (özelde Fransa), Türkiye-İngiltere ilişkileridüzeylerinde askeri, siyasi ve ekonomik dengenin temel sütunlarındandır.Türkiye’nin KKTC’deki askeri varlığı KKTC’nin varlığına bir garanti olmaklaberaber yukarıda anılan dengenin de devamlılığı açısından vazgeçilmezdir.Anadolu ve boğazları tutan Türkiye açısından KKTC’nin varlığı olmazsa olmaz birgüvenlik jeopolitik ve amacı olarak düşünülmelidir. Benzer şekilde UlviKeser’in ve Serdal Akgün’ün çalışmalarında belirttiği gibi;

“..Kıbrıs adası, Anadolu’nun en önemli ihracat ve ithalatlimanları olan ve NATO’nun Ortadoğu’daki bir harekâtında silah, malzeme vepersonel transferi maksadıyla kullanılmak üzere ‘hub-port (toplanma limanı)’olarak benimsediği Mersin ve İskenderun’a giriş ve çıkışı kontrol etmektedir.Doğu Akdeniz’deki, hatta Türk Boğazlarının ve Süveyş Kanalı’nın açıldığıAkdeniz’deki bütün deniz ticaretini, deniz ulaştırmasını kontrol edebilecekolanaktadır. 1990 sonrasında Kafkas coğrafyasından gelen petrolün Türkiye üzerindendağılması, böylece Kafkasya, Hazar havzası ve Kerkük-Musul petrollerinin vedoğal gaz boru hatlarının ulaştığı en önemli enerji terminallerinden birisiolarak İskenderun Körfezi’ni koruma ve kontrol bakımından eşsiz bir stratejikkonuma sahiptir. Kıbrıs’ta konuşlandırılacak askeri güçler, özellikle deniz vehava kuvvetleri ile orta/uzun menzilli füzeler, adanın merkezi konumunedeniyle, Anadolu ve güney sahillerimiz dâhil bölge ülkelerini etkileri altınaalabileceklerdir.”

Dolayısıyla KKTC’nin varlığıTürkiye’nin dış politika amaçları ile yakından ilgilidir. Öte yandan KKTC’ninvarlığını sürdürmesi ve başarılı bir devlet olarak bölgesinde kökleşmesi birbakıma Türkiye’nin dış politika prestiji ile de alakalıdır. Bilindiği üzere,bağımsızlığını ilan etmesinden hemen sonra BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550sayılı kararları doğrultusunda Türkiye dışında hiçbir devlet KKTC’yi hukukentanınmamaktadır. Bu husus hayati olan amaçlar düzeyinde olduğu prestije de aitbir meseledir. Burada prestij bir bakıma hem Türkiye hem de Yunanistan baştaolmak üzere bölgeye dair politika üreten bütün devletler açısından psikolojikbir mücadeleye de dönüşmüştür.

Yazının girişindezikredilen KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a ait söz aynı zamandaKKTC’nin varlığına gelecek her zararın Türkiye’yi de doğrudan etkileyeceğiniişaret etmektedir. Dış politika amaçları bağlamında kurgulanan bu küçükinceleme de benzer bir sonucu savunmaktadır. Öz olarak, KKTC’nin varlığıTürkiye açısından birincil düzeyde dış politika amaçları içindedir. Bununaksini savlamak veya KKTC’yi tasfiye edecek hareketlere göz yummak Türkiye’nindış politika amaçları içinde temel bir sütunu yok etmek anlamına gelebilecektirve uluslararası sistem amaç/amaçlılık ve hedefler ilişkisini kuramayanlara pekşefkatli davranmayacaktır.

Yararlanılan Kaynaklar

Faruk Sönmezoğlu, Uluslararası Politika ve Dış PolitikaAnalizi, Der Yayınları, İstanbul, 2012.

Mustafa Kibaroğlu, “Ege -Doğu Akdeniz Denkleminde Kıbrıs’ın Stratejik Konumu Ve Annan Planı”, Mülkiye Dergisi, Sayı 242, Mart 2004,s.85-94.

Ulvi Keser; Serdal Akgün,“Stratejik Güvenlik Bağlamında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Adasının StratejikPozisyonu Üzerine Bir Değerlendirme”, CasusBelli; Kıbrıs, Yayına Hazırlayan Ulvi Keser ve Serdal Akgün, Kıbrıs-Akdeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi Yay.,Lefkoşa, 2015, s.1-14

Zeki Koday, “ Kıbrıs’ınJeopolitik Önemi”, Türk Coğrafya Dergisi,Sayı, 33, 1998, s. 419-428.

UN Security Council, Resolution 541 (1983),https://documents-dds-ny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/453/99/PDF/NR045399.pdf?OpenElement,(20.04.2022, çevrim içi).

UN Security Council, Resolution 550 (1984),https://www.securitycouncilreport.org/atf/cf/%7B65BFCF9B-6D27-4E9C-8CD3-CF6E4FF96FF9%7D/Cyprus%20SRES550.pdf,(20.04.2022, çevrim içi).

“KKTC’ye Sahip Çıkın”, Cumhuriyet, 23.12.2011.