IRAK VE SURİYELİ TÜRKMENLERDE KANSER PATLAMASI

26 Temmuz 2016 11:59 Evin GÖKTAŞ
Okunma
1778
IRAK VE SURİYELİ TÜRKMENLERDE KANSER PATLAMASI

 

 
Türkmen Dernekleri Federasyonu (TÜFED) Yöneticisi Op. Dr. Aydın Beyatlı, gerek Irak gerekse Suriye’de olsun, acı ve ölüm korkusunun bu iki ülkede kanser vakalarında patlamaya yol açtığını bildirdi.
Beyatlı, savaş sebebiyle hem Irak hem de Suriye’de sağlık sisteminin tamamen çöktüğüne dikkati çekti.
Yaptığı araştırmalar sonucunda bu ülkelerde yaşayan Türkmenler arasında en fazla görülen hastalığın kanser olduğunu belirten Aydın Beyatlı; tiroit, beyin ve meme kanserlerinin dışında kolera, tifo ve tetanos gibi hastalıkların da yaygın olduğunu anlattı.
AÜ Karşılaştırmalı Medeniyet ve Barış Çalışmaları Merkezince (KAMMER) düzenlenen "Orta Doğu’daki Siyaset ve Toplum İlişkileri Yansımasında Irak Türkmenleri" konulu panelde konuşan Dr. Beyatlı, Irakve Suriye’deki psikolojik sıkıntıların içinden çıkılması zor bir hâl aldığını söyledi.
 
Savaşın Sebep Olduğu Hastalıkların Başında Kanser Geliyor
Özellikle Irak’ta savaşın sebep olduğu hastalıkların başında kanserin geldiğini vurgulayan Beyatlı, bu konuda şunları kaydetti:
“Bundan önce de Irak'ta kanser vardı ama bugün kanser olayları ile ilgili çok geçici bir tabloyla karşı karşıya bulunmaktayız. 18 ilin 12’sine gittim.  Buradaki rektörlerle, hastane müdürleri ile görüştüm. Zaho'dan Basra'ya kadar gittiğimiz hastanelerde ciddi bir şekilde kanser vakaları ile karşı karşıya kaldık. ABD'nin özellikle bu dönemlerde seyreltilmiş uranyum mermilerini kullanması sonucu da başlangıçta kendi askerlerinde özellikle deri üzerindeki lezyonların ve diğer komplikasyonların çıkmasını ilk defa müşahede etti ve bunu dünyaya yaydı. Bugün maalesef 10-12 yaşındaki gençlerde çocuklarda özellikle meme ve kan kanserlerinin bugün çok ciddi şekilde arttığını görüyoruz. Araştırmalarda özellikle Irak'ta tiroit kanseri rizikosunun üç buçuk kat arttığı, beyin kanserinin ve meme kanserinin görülme ihtimalinin 4,3 kat arttığı ifade edilmektedir. Irak'ta bir kent hastanesinde günde 40 ameliyat yapılırken bugün bu beş katına çıkmış durumda.  Ameliyat için 5-6 ay sonrasına randevu verilmektedir.”
 
Irak ve Suriye’de Sağlık Sistemi Tamamen Çökmüş Durumda
Op. Dr. Aydın Beyatlı, gerek Irak gerekse Suriye’de olsun savaş sebebiyle sağlık sisteminin tamamen çökmüş durumda olduğunu bildirdi.
“Savaşın en büyük sebeplerinden birisinin savaş sonrası çocuklarda bağışıklık sisteminin son derece zayıf olduğu hatta çökmesidir.” diyen Beyatlı, şunları söyledi:
“Solunum yolu hastalıkları konusunda seyreltilmiş uranyum mermileri ve kimyasal silahların kullanılması, akciğerde çok ciddi hastalıklar meydana getirmektedir.  Birçok genç ve çocukla konuşunca üçüncü ve dördüncü cümleden sonra nefes nefese kaldığını ve zorlandığını görebiliyoruz. Tabii ki burada kullanılan kimyasal maddelerin bu ortamdan tamamen izole edilebilmesinin seneler alabileceğini söyleyebiliriz. Irak'ta aşı ile önlenebilen hastalıkların başında tetanos, boğmaca, difteri; su ve benzeri besinlerle bulaşabilen hastalıkların başında tifo ve kolera gelmektedir. Bugün maalesef Kerkük ve Basra ile diğer illerde özellikle kolera vakası ile çok ciddi şekilde karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Irak halkı temiz su içemediğini, yiyeceklere dikkat edilmediğini söylemekte.”
 
Gençler Kendilerini ya iç ve Eroine ya da İbadete Veriyorlar
Yaşamdan beklentisi ve yarınlarından ümitleri olmayanların güven duygularının zayıfladığını kaydeden Beyatlı, şu tespitlerde bulundu:
“Özellikle çocuklar, yaşlılar, hastalar ve kadınların savaş travmasından en çok etkilenen grup olduğunu görmekteyiz. Psikolojik sıkıntıların açlık, soğuk ve sıcak kadar etkili olduğunu gördük. Gelecekten kaygılı ve işinin bozulacağını görmesi, yakınlarının her an ölebileceğini hissetmesi kişide büyük bir travma yaratmaktadır. Gençler her an ölebileceği düşüncesinde olduğu için, geleceğe yönelik bir plan ve program yapmıyorlar. Bütün bunlar üst üste bindiği için büyük bir depresyon meydana getirmektedir.  Özellikle Türkmeneli bölgesinde çocukların, kadınların, yaşlıların olayları canlı olarak yaşamaları ve patlamalar sonrası vücutlarının parçalandığını görmeleri; onlara travma yaşatmaktadır. Bunun yanında Irak'ta kişisel husumetlerden dolayı pek çok cinayetin önü alınamaz hâle gelmiştir.”
Beyatlı; gençlerin, önlerinde iki yol ayrımı gördüğünü belirterek şunları söyledi:
“Ya kendilerini içki ve eroine ya da camiye ve ibadete vermekteler. Antidepresif ilaçların bugün en çok Irak'ta kullanıldığı Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri tarafından söylenmektedir. Uyuşturucu kullanımı sonucu ölümlerin daha çok Kerbela bölgesinde görüldüğü, ikinci sırada Bağdat ve Necef gibi kentlerin geldiği bilinmektedir. Irak'ın genelinde 20 bine yakın kayıtlı uyuşturucu bağımlısının olduğu bilinmektedir. Uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığının Irak'ta çocuklara kadar indiğini görmekteyiz. Uyuşturucu bağımlısı sayısının Amerika'nın Irak’ı işgalinden sonra %83 oranında arttığı belirlenmiştir.”
 
Irak’ta ABD İşgalinden Sonra 4, IŞİD Tarafından da 9 Bin Doktor Öldürüldü
Konuşmasında, doktorlar için söylenen “Yeryüzündeki cehennem Irak'tır.” sözünü hatırlatan Beyatlı; son olarak şunları ifade etti:
ABD işgalinden sonra 4 bin doktorun öldürüldüğü, IŞİD tarafından erkek kadın doğumcuların, erkeğe çok fazla yaklaşıp ağzına baktığı için de kadın diş doktorlarını haram olduğu gerekçesiyle öldürüldüğü tespit edilmiştir. Yüzlerce kadın doğumcu ve diş doktoru öldürülmüştür. 9 bin doktor kaçırılmış ve tehdit edilmiştir. Irak'ta kayıtlı 44 bin doktorun 21 bini yerlerini terk ederek başka ülke ve bölgelere gitmiştir.”