Nereden başlasak, nasıl başlasak?
Kaç zamandır yazdık, söyledik: Suriye Türkmenlerinin kaderi de Irak Türkmenlerinin kaderine benzemesin!
Suriye Türkmenleri insan değil mi, diye sorduk. Irak’ta katledilen Türkmenlerin hesabını kimden soracağız diye feveran ettik!
İşte olacak dediğimiz geldi karşımıza: Bayırbucak Türkmenleri yurtlarından sürüldüler, sınırımızda beş binden fazla Türkmen çadırlı, çadırsız; hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Türkmen Dağı’nda mücahitler, şiddeti çatışmalarla topraklarına tutunuyorlar. Halep'in güneyindeki Videhi bölgesinde, Sultan Murat tümeni ile İran’a bağlı Hizbullah ve Esad birlikleri arasında kıyasıya çatışmalar devam ediyor.
Bu bilgiler, Suriye Türkmen Meclisinin resmî genel ağ sitesinde kayıtlı. Türkmen Dağı’nda kesinlikle IŞİD militanın bulunmadığını belirten Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, Rusya’nın IŞİD'i vuruyorum diye Türkmen Dağı’na bomba yağdırmasını anlayamadıklarını söylüyor. Eğer gerçekten IŞİD'i vurmak istiyorlarsa Rakka'ya, Halep'in kuzeyine ve Deyrizor'a yönelmeleri gerektiğini, kendilerinin IŞİD'le bu bölgelerde mücadele ettiğini anlatıyor ve Rusya'ya, "Gelin kuzeyde IŞİD' i beraber yok edelim." diyor.
Ama durum ortada…
Ne Rusya'nın ne Amerika'nın IŞİD'i yok etme gibi bir amaçları var!
Her ikisinin de yakınlık duyduğu ve sadece bu yakınlığın dereceleri farklı olan bir PYD, kuzu sessizliğinde bekliyor. Bu vakte kadar, Kürt koridoru için döşenmiş taşları kim bozmak ister ki!
PYD, IŞİD'le savaştı: İyi çocuk!
Türkmenler IŞİD'le savaşıyor: Kötü çocuk!
İşte Rusya'nın da Amerika'nın da Batı’nın da çifte standardı...
Türkler; o topraklarda olmamalı, Türkler hiçbir masaya oturtulmamalı!
Yani dilimizde biten tüylerden yorulduk. Mesele İslam kardeşliği, Müslüman kanı falan değil!
Türkmen Müslüman değil mi, yüzlerce yıl o topraklarda İslam’ın şerefini korumadılar mı?
Peki nerede bizim kendilerine ağıt yaktığımız Müslüman kardeşlerimiz, dostlarımız?
Türkmenler kırılırken kulaklar uzuyor, burunlar da..
Arap Baharı’yla geldiğimiz noktayı görüyor musunuz?
Dört buçuk yıldır Esad rejiminin yıkılmasını bekledik.
B, C, D planlarımız var mıydı, Suriye topraklarındaki Türkmenler ne olacak, diye sormuş muyduk?
Büyük devletler dünyanın kabadayısı, anladık. Petrolün, doğal gazın ve yer altı madenlerinin eksiksiz ve sınırsız sahibi olmak istiyorlar!
İyi de bizim büyük devlet olma ideallerimize ne oldu?
2023, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüzüncü yılı değil mi?
Bu coğrafyada yüz yıl, bölünmeden kalabilmek için daha büyük ideallere yelken açmak gerekmiyor mu? Türk coğrafyasını uyandırmak, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'la bir Türk birliği kurup Türkmenlerin dertlerini ve yurtlarından sürülüşlerini o meclislerde konuşmak nasıl olurdu dersiniz?