DEVLET BAHÇELİ: MİLLÎ BEKA NAMUSDUR, VAR OLUŞTUR. KONU MİLLÎ BEKAYSA SİYASET OLMAZ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Büyük Türk milletinin bekası tehlikeye düştüğünde, son nefesimize kadar mücadele ederiz. Bu uğurda gerekirse, yeri gelirse koşa koşa, seve seve ölüme yürürüz.” dedi
Bahçeli, yeniden genel başkan seçildiği büyük kurultayın ardından partisinin ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, kurultayın yapıldığı gün Afrin'in de denetim ve kontrol altına alındığını hatırlattı.
18 Mart 2018'e gelinceye kadar nice engellerin aşıldığını belirten Bahçeli, "Büyük kurultay öncesi 'yapamazlar' dediler, yaptık, 'dağıldılar, parçalandılar, bu iş bitti' dediler, alayını kaçtıkları yere kadar kovaladık. Bizi kolay lokma sandılar, boğazlarına durduk. Herkes bilsin ki sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile." diye konuştu.
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Millî beka namustur, var oluştur. Millet ve devlet olarak varlığımızın sürmesi ana gayemizdir. Türkiye milli bekanın tehlikede olduğu bir süreçten geçerken Milliyetçi Hareket Partisi duruşunu net olarak ortaya koymuştur. Artık hayati nitelikte iki seçenek vardır. Ya ülkemize biçilmek istenen kefeni onursuzca kabulleneceğiz ya da bu kefeni parçalayarak hainlerin kafasına geçireceğiz. Teslimiyet diyenlere, taviz diyenlere karşı geleceğiz. Türkiye önüne çıkarılan her türlü badireyi aşmaya muktedirdir. Tarihî varlığımıza kastetmek isteyen saldırıları defetmenin yolu millî birliğimizi korumaktan geçmektedir. Millî duruş aynı zamanda Türkiye'nin de duruşudur. Milletin bekası bizim için şeref konusudur. Millî beka tehlikeye düşerse sözün bittiği yere gelinmiş demektir. Altını kalın bir şekilde çizmek isterim ki millî duruş Türkiye'nin millî güvenliğinin arkasında durmaktır. Millet için, vatan için, bayrak için, istiklal için her fedakârlığı yapmaktır. Millî beka söz konusu olduğunda siyasi plan yapılamaz. Biz susmayız, ayağa kalkarız ve bozkurt töresinin gereği neyse onu yaparız. Türk milletinin bekası bizim namusumuzdur ve bu uğurda gerekirse seve seve ölüme yürürüz. Terörle mücadeleye verdiğimiz destekten geri adım atmak, çark etmek yoktur. Kurultayla birlikte önümüzdeki üç yıllık süreçte partimizin yönetim kadroları da belirlenmiştir. Amacımız, kucaklayıcı ve mücadeleci bir anlayış ortaya koymaktır. Milletin kabul etmediği, millî iradenin benimsemediği hiçbir ilişki ağının meşru olmadığını bilir, buna inanırız. Türk milleti ne pahasına olursa olsun zorba dayatmalara tamam demez, alttan almaz."
AB'NİN KAPISI TÜRKİYE'YE ARDINA KADAR KAPATILMIŞTIR
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Varna'da katıldığı zirve sonrası AB'ye sert tepki gösterdi.
Türkiye'nin AB'ye mecbur, muhtaç, mahkûm olmadığını dile getiren Bahçeli, "Ya onurlu, eşit ve saygın bir üyeliğin yolu açılır ya da evli evine, köylü köyüne gider. Bitecekse biter, dünyanın sonu değildir. Türkiye'nin önünde iki seçenek bulunmaktadır. Ya bize biçilmek istenen kefeni giyeceğiz ya da onu parçalayacağız." İfadesine yer verdi.
AB'den Türkiye'yi yönelik kınamaya da tepki gösteren Bahçeli, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin yılan hikâyesine döndüğüne dikkat çekti.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Yılan hikâyesine dönmekle kalmayan, temellerimize dinamitlemeye varan bir belirsizliğe bürünmüştür. Bu aşamada bırakınız üyeliği, müzakere sürecinin bile sürüp süremeyeceği belirsizdir. AB her seferinde karşımıza bariyerler dikmiştir. Türkiye Cumhuriyeti millî onurun ayaklar altına alınmasına izin vermeyecektir. AB Konseyinin, ülkemizin Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki faaliyetlerini kınayan açıklaması skandaldır, iflah olmaz bir Haçlı kafasıdır. AB'nin kınama mesajı bizim için yok hükmündedir. Çürük AB zihniyeti, Lozan'dan kaynaklanan haklarımızı gasp etmenin peşindedir. AB, Türkiye'yi kınıyormuş; kınasanız ne yazar kınamasanız ne çıkar. Yunan Başbakanı Çipras, Türkiye'ye aba altından sopa göstermeye cüret etmiştir. Herkes aklını başına almalıdır. Türkiye'nin sinir uçlarına dokunan kim olursa olsun sonuçlarına katlanmıştır, bundan sonra da katlanmaya mahkûmdur. Bu işin şakası yoktur. Gerçekte AB'nin kapısı Türkiye'ye ardına kadar kapatılmıştır. Bu hakikatlerin artık görülmesi ve Avrupa'ya karşı millî bir duruş sergileyerek gerekli cevabın verilmesi bir zorunluluk olmuştur. Türkiye, AB'ye mecbur, muhtaç ve mahkûm değildir. Ya onurlu, eşit ve saygın bir üyeliğin yolu açılır ya da evli evine köylü köyüne gider. AB'nin ortaya koyduğu tavra katlanacak ne sabrımız ve ne de tahammülümüz kalmıştır. Bitecekse biter, bu da dünyanın sonu değildir."
TÜRKİYE TERÖRE KARŞI BÜYÜK BAŞARILAR KAZANMIŞTIR
Türkiye'nin teröre karşı üç cephe açarak büyük başarılar kazandığını ifade eden Bahçeli, şöyle dedi:
"Aşama aşama teröristler bulunup yok edilmelidir. Tehditleri olağan görmeyeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi teröre karşı seferberlikte gereken her türlü desteği verecek ve sonu sefa da olsa cefa da olsa Türk milletinin yanında duruş gösterecektir. Türkiye hain hesapları boşa çıkarmaya kararlıdır. PKK'nın en büyük destekçisi, ne yazık ki, dost ve müttefik bildiğimiz ABD’dir. Kontrollü istikrarsızlık ABD'nin bölgedeki stratejik tercihidir. Türkiye terörizmi kullanan dost görünen hasımların oyuncağı olmayacaktır. Unutulmamalıdır ki, yaşayacaksak adam gibi yaşayalım öleceksek de adam gibi ölelim."