"DURDUĞUMUZ YER TÜRKİYE VE TÜRKLÜĞÜN AĞIRLIK MERKEZİDİR"

10 Eylül 2018 13:12 Yeni Düşünce
Okunma
1169
DURDUĞUMUZ YER TÜRKİYE VE TÜRKLÜĞÜN AĞIRLIK MERKEZİDİR

"DURDUĞUMUZ YER TÜRKİYE VE TÜRKLÜĞÜN AĞIRLIK MERKEZİDİR"
MHP Lideri Bahçeli "Milliyetçi Hareket Partisi kaçak güreşmez, kaçak dövüşmez. Siyaseti ülke menfaatine göre yaparız, vatan için yaparız, millet için yaparız, mertçe yaparız, adam gibi yaparız. Biz ki, vatan ve bayrak uğruna övülmeye de ölüme de razıyız, bunlara seve seve hazırız." dedi.
EVİN GÖKTAŞ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin üzeninden yaklaşık bir ay sonra yaptığı basın toplantısında siyasi gündemi değerlendirirken, MHP'nin durduğu yerin Türkiye ve Türklüğün ağırlık merkezi olduğunu bildirdi.
Bahçeli, "Bizde pişmanlık asla yoktur. Geçmişimize yabancılaşmayız, yabancı kaldıklarımızla yan yana olmayız. Duruşumuz millettir. Durduğumuz yer Türkiye ve Türklüğün ağırlık merkezidir. Milliyetçi Hareket Partisi kaçak güreşmez, kaçak dövüşmez. Siyaseti ülke menfaatine göre yaparız, vatan için yaparız, millet için yaparız, mertçe yaparız, adam gibi yaparız. Biz ki, vatan ve bayrak uğruna övülmeye de ölüme de razıyız, bunlara seve seve hazırız." dedi.
Konuşmasında Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birisinin 24 Haziran'da başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Türk milleti tercihini yapmış, iradesini göstermiştir. 24 Haziran Seçimleri demokratik olgunluk içinde, yüksek bir katılımla icra edilmiş, nihai olarak geride kalmıştır. Önümüzdeki beş yılda, 2023 hedeflerini yakalamanın mücadelesi her yönüyle sahnelenecektir. Sonuç itibarıyla Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine resmen geçiş sağlamış ve yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bununla birlikte 27. Dönem TBMM 600 üyesiyle temerküz ve tecelli etmiştir. Bu şartlar altında aziz milletimiz dünyaya âdeta bir demokrasi dersi vermiştir. Bundan haklı olarak gurur duyuyoruz. Görülmüş ve anlaşılmıştır ki, içte ve dışta sistematik olarak tedavüle sokulan karalama kampanyaları boşa çıkarılmıştır. Ülkemiz aleyhine kurgulanan altıncı kol faaliyetleri, algı oyunları, sinsi operasyonlar sandığa çarpmış ve beklendiği üzere tel tel dağılmıştır. Bu tablo gerçekten hepimiz adına bahtiyarlık vericidir. Türk milletinin tarihsel ve demokratik gücünü test edenler hem yanlışa düşmüşler hem de yenilgiye uğrayarak layık oldukları hüsranı tatmışlardır. Türkiye üzerinde hesap yapan odaklar bir kez daha hezimetle tanışmışlardır. Millî uyanış umut vermiş, millî diriliş huzur vermiş, bu sayede istikbalin ufku pırıl pırıl parlamıştır. Türk milleti sistemsel açmazları bertaraf etmiştir. Bununla da kalmamış, kansız, kavgasız ve kargaşadan uzak şekilde Cumhuriyet’in üçüncü evresine sabır, sükûnet ve derin bir kavrayışla intikal sağlamıştır. Türkiye’nin demokratik rüştü bir kez daha ispatlanmıştır. Aziz milletimiz sözünü söylemiş, tavır ve tutumuyla ses getirmiştir. 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri herkese, her partiye ayrı ayrı ve üzerinde durulması gereken mesajlar vermiştir. Bu mesajlar dikkatle incelenmeli, titizlikle irdelenmelidir. "
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ 24 HAZİRAN'DAN ALNININ AKIYLA ÇIKMIŞTIR

Milliyetçi Hareket Partisi'nin 24 Haziran'dan alnının akıyla, millet aklının taltif ve teveccühüyle çıktığını kaydeden Bahçeli şöyle devam etti:
"Yüksek Seçim Kurulu 24 Haziran Seçimlerinin kesin sonuçlarını 4 Temmuz 2018'de açıklamıştır. Partimiz, 5 milyon 565 bin 331 vatan evladının oyuyla %11.10'luk bir oy oranına ulaşmış, bu kapsamda 49 muhterem milletvekiliyle TBMM’de temsil edilme imkânına kavuşmuştur. Bu sonuç geçtiğimiz zorlu aşamalar hesaba katıldığında, karşılaştığımız onca badire göz önüne alındığında hakikaten başarıdır, takdir edilecek bir yükseliş hâlidir. 24 Haziran öncesi iflasımızın fermanını yazmışlardı. 24 Haziran öncesi bitişimizin ilanını yapmışlardı. 24 Haziran öncesi tükenişimizin ihbar ve ilamıyla avunmuşlardı. 'Allah bes baki heves.' dedik, milletimize güvendik, Ülküdaşlarımıza inandık. 'Allah’tan başka galip yoktur.' dedik, maneviyatımızın gücüyle direndik. Bardaktan boşanırcasına yağan iftira sağanağına rağmen ayakta kaldık, asla geri adım atmadık. 'İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz.' ilahî buyruğuna bütünüyle bağlılık ve sadakat gösterdik. 'İman varsa imkân da vardır.' dedik, kuşatmaları yardık, kuyulardan çıktık. Kaldı ki ihanetin imanı yenemeyeceğini adımız gibi biliyorduk. Biz bitti demeden, Türk milleti tamam iradesi göstermeden hiçbir tezgâh ve tertibin tutmayacağının farkında ve bilincindeydik. Türk tarihinin itibarı yanımızdaydı. Ecdadımızdan aldığımız feyiz ve ilham yüreklerimizdeydi. Aziz şehitlerimizin duası elbette bizimleydi. Milliyetçi Hareket Partisi tıpkı Anka kuşu gibi, küllerinden yeniden doğmuş, millî duruşuyla, milliyetçi mücadelesiyle bir kez daha taraflı tarafsız herkesin hayranlığını kazanmıştır. Türk milleti üç hilali ne mahzun bırakmış ne de mahcup etmiştir. Aslında başarı zamanın bir anında ulaşılan sonuçtan ziyade, zorluklara gösterilen mukavemet, saldırılara göğüs geren muazzez ve muteber iradenin tekemmül hâlinde muhafazasıdır. Bu açıdan 24 Haziran’da Milliyetçi Hareket Partisi büyük bir başarı elde etmiştir. Hiç kuşku yok ki, olanla yetinemeyiz, olmuşla vakit geçiremeyiz. Yerimizde sayamayız, küçük olsun bizim olsun basitliğine sığınamayız. Daha fazlasını istiyoruz, daha çoğunu almayı hedefliyoruz. Eksiğimiz varsa tamamlayacağız, açığımız varsa kapatacağız. Kendimizi unutmadan, kökümüzden kopmadan, kimliğimizi terk etmeden, ülkülerimizi kenara itmeden millî iradenin var olan desteğini artırmak, arzuladığımız seviyelere çıkarmak için bütün gücümüzle çalışacağız. Dün tecrübedir, gerekli sonuçları çıkardık. Bugün fırsattır, yakalamak için çabaladık. Yarın ise umuttur, tutunmak, hakkımızı almak için akıl, sabır ve inançla gereğini yapacağız."
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ TÜRKLÜĞÜN ÖVÜNCÜ, TÜRKİYE'NİN ÖZ GÜVENİDİR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi Türklüğün övüncü, Türkiye’nin öz güveni, Türk-İslam medeniyetinin özeli ve öz değeridir. Davamızın harcı duayla karılmış, haysiyet ve hedefleri nice kahramanımızın fedakârlıklarıyla yoğrulmuştur. Bu itibarla, Milliyetçi Hareket önlenemez, öngörülemez, anket ve kamuoyu araştırmalarıyla asla, ama asla öğütülemez." diye konuştu.
24 Haziran'da MHP'ye oy veren aziz vatandaşlara bir kez daha teşekkür eden Bahçeli, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Parti teşkilatlarımızı, seçilen veya seçilemeyen tüm milletvekili adaylarımızı kutluyorum. Siyasi görüşü, ideolojik aidiyeti, anasının dili, mezhebi, yöresi ve kökeni ne olursa olsun milletimin her güzel insanına şükranlarımı sunuyorum. Cumhur ittifakının başarısı için inisiyatif alan, sorumluluk üstlenen, seferberlik ruhuyla sahada faaliyet gösteren her kardeşime tebriklerimi iletiyorum. Bilinsin ki, 24 Haziran'da Türkiye kazanmıştır. Türk milleti kazanmıştır. Üzerinde karalama yapılan demokrasimiz kazanmıştır. Kundaklanmak istenen millî ve yerli duruş kazanmıştır. Kurcalanmak istenen birlik ve dayanışma ruhu kazanmıştır. Kurban edilmek istenen bekamız ve tarihî haklarımız kazanmıştır. Bunlara karşılık zillet kaybetmiş, ihanet tepelenmiş, bozgunculuk yapanlar, emperyalizmin borusunu öttürenler unutamayacakları bir mağlubiyet yaşamışlardır. Hiç kimse hatırdan çıkarmasın, iradenin sahibi aynı zamanda karar sahibidir. Karar sahibi aynı zamanda sözün sahibidir. İrade, karar ve söz sahibi olan sonsuza kadar egemenliğin de sahibidir ki, bu da büyük Türk milletidir. 27. Dönem TBMM'nin saygıdeğer üyeleri 7 Temmuz'da yeminlerini etmişler, kutlu görevlerine başlamışlardır. Partimizin milletvekilleri tam kadro hâlinde bu anayasal görevi yerine getirmiştir. Milletimizin bize verdiği denge ve denetleme görevini layıkıyla yapmak için her arkadaşımız olağanüstü bir özveriyle yasama faaliyetlerine aktif bir şekilde katılmak maksadıyla son hazırlıklarını tamamlamışlardır. Milliyetçi Hareket Partisi üstlendiği millet görevini eksiksiz ifa ve ifade edecektir. Partimiz yasama faaliyetleriyle hem Seçim Beyannamesi’nde yer bulan vaatlerinin gerçekleşmesini sağlayacak hem de yürütmeyi denetleme sorumluluğunu yoğun çalışmayla ikmal edecektir. Verdiğimiz sözlerin hiçbirini unutmadık, unutmayacağız. Taahhütlerimizi boşuna vermedik, bize ümit bağlayanları hayal kırıklığına uğratmadık, bundan sonra da uğratmayacağız. Cumhurbaşkanı adaylığında, partimizin samimiyetle ve kararlılıkla desteklediği Sayın Recep Tayyip Erdoğan 26 milyon 330 bin 823 vatandaşımızın oyunu alarak yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olarak 9 Temmuz 2018 tarihinde yemin etmiştir. Aynı günün akşamında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin birinci Bakanlar Kurulu bizzat Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmıştır. Bir gün sonra, yani 10 Temmuz 2018’de, hükûmet üyeleri TBMM'de yemin ederek görevlerine resmen başlamışlardır. Bu arada, yine partimizin açıktan ve ön şartsız desteklediği Sayın Binali Yıldırım 12 Temmuz 2018'de TBMM’nin 28. Başkanı olarak üçüncü turda seçilmiştir."
CUMHURİYET YENİ SİSTEMLE DAHA DA GÜÇLENMİŞ VE DAHA SAĞLAMLANMIŞTIR
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sınır ve içeriğini belirlemek, nitelik ve uygulama netliğini açıklığa kavuşturmak maksadıyla birinci Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve takip eden diğerleriyle birlikte bazı atamaları gösteren Cumhurbaşkanlığı kararlarının 10 Temmuz 2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlandığını belirtti.
Buna göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeni sistemin doğasına uygun olarak baştan ayağa reform sürecine girdiğini, tarihsel hüviyetinden savrulmadan köklü değişimler yaşamaya başladığını anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Başbakanlık makamı artık son bulmuş, tarihe mal olmuştur. Bakanlık sayıları 25’ten 16’ya inmiştir. Cumhurbaşkanlığı Teşkilat Yapısında Cumhurbaşkanı’na bağlı 9 kurul ve 4 ofis teşkil edilmiştir. Maşeri vicdan tarihî gelişmelere, yeni bir sistemin kurum ve kurallarıyla yerleşmesine şahitlik etmektedir. Kararların seri ve süratli alınacağı bir döneme girilmiştir. Bunu hazmedemeyen odaklar ekonomide yeni bir dalgalanma, döviz ve faizde şeytanlıklar peşindedir. Ancak başaramayacaklar, Türk milletini pes ettiremeyeceklerdir. Piyasalardaki oynaklık ve oyunlarla Türkiye’den taviz koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Devlet yönetimindeki laçkalıkların, hantallıkların, kararsızlıkların ve aksaklıkların bertaraf edileceği bir süreç önümüzdedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye’nin tarihsel istikametinden sapma değil, tam tersine bu istikametin teyidiyle birlikte kutlu hedeflere ulaşma azim ve arayışını uhdesinde barındırmaktadır. Cumhuriyet, yeni sistemle daha da güçlenmiş daha da sağlam esaslara bağlanmıştır. Devlet hayatında belirsizliklerin hâkimiyeti bitmiş, cepheleşme ve sonuçsuz cebelleşmelerin hükmü geçmiştir. ‘Rejim elden gitti, tek adam geldi.’ diyen sorumsuz ve şuursuz çevrelerin korku aşısı inşallah tutmayacak, kriz ayinleri, kaos beklentileri sonuç vermeyecektir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye’nin medeniyet ve milletler mücadelesinde stratejik kozu, güvenlik suru, güçlü ruhudur. Ruh sağlamdır, beden çelik gibidir. Bu ruh; bozulmadan, heba edilmeden, devletin kuruluş esaslarından herhangi bir ödün vermeden geleceğe doğru coşkun bir nehir gibi akarsa Türkiye’nin önüne hiçbir mihrak geçemeyecek hiçbir alçak kumpas sonuç vermeyecektir. Yeni sistem millî iradenin marifet ve mükâfatıdır. Cumhur ittifakı TBMM’de çoğunluğu kazanarak yeni sistemin rotasını çizecektir. Ve temeli millet olan mezkûr ittifak hukuku titizlikle korunacaktır. Türk milleti kendi istikbal ümidi ve aydınlık ufku için bir sistem değişikliğini temellendirmiş, demokratik olarak tezahür ettirmiştir."
PARLAMENTER SİSTEM HATASIYLA, SEVABIYLA ARTIK GERİDE KALMIŞTIR
Parlamenter sistemin hatasıyla sevabıyla artık geride kaldığını hatırlatan Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türk milletinin ruh kökünden doğmuş, cumhurun ittifak şuurundan meydana gelmiştir. Bu yeni sistemin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi konusunda parti olarak her desteği vereceğiz." dedi.
Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisinin devletin yeniden yapılanma sürecinde siyaseten, tarihen ve ahlaken taşıdığı sorumluluğun gereğini harfiyen yapacağını kaydederek, şunları ifade etti:
"TBMM’de denge ve denetleme görevimizi eksiksiz ifa ederken devlet ve bürokrasi hayatının istikrar ve güvenceye kavuşabilmesi, hızlı ve verimli kararların alınabilmesi için gerek duyulduğu takdirde sözümüzü söyleyeceğiz, tekliflerimizi paylaşacağız, irademizi göstereceğiz. Hatırlanacak olursa, daha önce de söylemiştim; gelişmeleri uzaktan izlemeyeceğiz. Meselelere yedek kulübesinden bakmayacağız. Tarihin akışını, devletin yeniden mimarisini atıl ve hareketsiz takip etmeyeceğiz. Müdahil olmamız gereken yerlerde geri durmayacağız. Milletimizin amaç ve arzusu ne ise ona kafa yoracağız. Çünkü biz bu ülkeyi de bu milleti de karşılık beklemeden sevdik. Biz sevgimizde karşılık bekleyerek siyasi tefeci duruma hiç düşmedik. Ülkücü olmanın şan ve şerefi neyse ona göre hareket ettik. Önce ülke dedik önce millet dedik, dava adamlığının onuruyla, yaşanmış Türk - İslam asırlarının vakarıyla ahlaki tutarlılığımızı şekillendirdik. Cumhur ittifakına girerken, yeni bir sistemi planlayıp hayata geçirirken pazarlık yapmadık, al ver sürecine heves ve tevessül etmedik. Bazı aklıevveller, beyni menkulleşmiş bir kısım mankurtlar çok gizli pazarlık yaptığımızı söylüyor. Bunların ihmal ettikleri yalın gerçeği yeri gelmişken hatırlatmak isterim: Ülkücünün fiyatı yoktur, Ülkücülüğün pazarı yoktur. Biz ya yurdum ya da yokuz deriz. Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızda akan kanda gizli olduğunu çok iyi biliriz. Başka da gizlilik tanımayız, tanımayacağız. Hafızası silinmiş olanları ikazen uyarmak isterim ki, pişman olacak söz söyleyemeyiz, söylediklerimizden de hamdolsun pişman olmayız. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi bilir. 'Apolet tartışmasını fazla uzattım.' diyen zavallılar için, HDP’ye 'Kürt siyasi hareketi.' diyerek, Kürt kökenli kardeşlerimizi töhmet altında bırakan ve PKK’ya umut aşılayan fikir ve ülkü yoksunları adına pişmanlık olabilir. Ama bizde pişmanlık asla yoktur. Geçmişimize yabancılaşmayız, yabancı kaldıklarımızla yan yana olmayız. Duruşumuz millettir. Durduğumuz yer Türkiye ve Türklüğün ağırlık merkezidir."