MHP'den hem Sağlık Bakanlığı hem de Sözcü Ömer Çelik'e tepki
YALÇIN: ÇELİK'İ DİKKATE ALIRSAK İTTİFAK SAĞLIKLI İLERLEMEZ
AHMET DENİZ AĞCA
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerin cumhur ittifakının şuuruyla temellenmesini hedeflediklerini söyledi.
Bahçeli, yerel seçimlerde yapılacak ittifakın Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini kökleştireceğini de belirtti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, hem AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in ittifakla ilgili açıklamalarına hem de Sağlık Bakanlığının MHP Lideri Bahçeli'nin sözlerine yönelik sert tepki gösterdi.
Çelik, AK Partinin MKYK toplantısı ardından yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
"Her siyasi meselede cumhur ittifakının sorgulanması diye bir şey söz konusu olmaz. Çeşitli görüş ayrılıkları bunu savurmaz, sarsmaz. Yerel seçimlerde bu ittifakın somut bir mekanizmaya dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Şu anda bununla ilgili bir somut mekanizma, bir ittifak yapılacak ya da yapılmayacak şeklinde bir formül ortaya çıkmış değildir. AK Partinin bir yerde seçime girmemesi söz konusu değil. MHP ile görüş ayrılıkları cumhur ittifakını sarsmaz. AK Parti Türkiye'nin her yerinde aday çıkaracak şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Biz her yerde iddialıyız. Her siyasi meselede cumhur ittifakı sorgulanmaz. Yerel seçimde nasıl bir ittifak olacak, olmayacak herhangi bir şey yok. Yerel seçimlere var, tartışmalar sürüyor. Soruluyor, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sayın Bahçeli bir araya gelecek mi, ne zaman olur?' diye. Her an olabilir. Heyetler görüşecek. Heyetlerin görüşmesinde mahsur yok."
Çelik'in bu sözlerine MHP cephesinden sert tepki geldi. Açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Ömer Çelik'in açıklamalarını dikkate alırsak yerel seçimde ittifak görüşmesi sağlıklı ilerlemez." dedi.
Yalçın, MHP ile AK Parti arasında 15 Temmuz sonrasındaki millî mutabakat zemini doğrultusunda oluşan cumhur ittifakının resmiyete döküldüğünü ve neticede iki partinin 24 Haziran'da ittifak çerçevesinde seçimlere girdiğini ifade etti.
Bu isabetli ve olumlu ittifakın bir sonucu olarak gerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekse genel seçimlerde tarihî bir başarı kazanıldığını ve hem MHP'nin hem de AK Partinin seçimlerden istediğini aldığını hatırlatan Yalçın, şunları belirtti:
"Böylece cumhur ittifakından rahatsız olan çevrelerin hesapları boşa çıkarılmış, Türkiye'nin geleceğini karartmaya yönelik kirli tezgâhlar da bozulmuştur. Genel Başkan’ımız Devlet Bahçeli; 24 Haziran Seçimlerinden bir süre sonra çeşitli vesilelerle yaptığı açıklamada, yerel seçimlerde de mahallî dinamiklere zarar vermeyecek bir ittifakın düşünülebileceğini belirtmiştir. Genel Başkan’ımızın açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan da olumlu değerlendirmeler gelmiş, MHP ve AK Parti arasında yerel seçimlerde sınırlı ve makul bir ittifak zemini hazırlanması yolunda görüşmelere başlanması için fikri mutabakat oluşmuştur."
MHP lideri Bahçeli'nin gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında, İstanbul'dan aday göstermeyeceklerini, bununla birlikte mevcut belediyelere yeniden talip olduklarını ifade ettiğini hatırlatan Yalçın, şunları kaydetti:
"MHP lideri Bahçeli'nin bu son açıklamalarından sonra dün kameralar karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, cumhur ittifakının geleceği açısından iki düşündürücü hususun altını çizmiş bulunmaktadır. Birincisi Çelik, partimizin af yasası teklifi konusunda açıkça 'MHP ile aynı yerde durmadığımız ortadadır.' diyerek şimdiden niyet beyanında bulunmuştur. İkincisi de yerel seçimlerle ilgili muhtemel ittifak konusunda, 'AK Parti her yerde seçimlere girecektir. Her ilçede aday çıkaracak şekilde partimiz çalışmalarını yürütüyor. AK Partinin bir yerde seçime girmemesi söz konusu değil.' şeklinde ifadeler kullanmıştır. Çelik'in beyanlarına bakıldığında; Genel Başkan’ımızın cumhur ittifakı çerçevesinde yerel seçimlerle ilgili ortaya koymak istediği stratejinin algılanmadığı, doğru anlaşılmadığı ortaya çıkmaktadır. Genel Başkan’ımızın 'İstanbul'dan aday göstermiyoruz.' şeklindeki beyanının bir zafiyet olarak anlaşılması yanlıştır. AK Parti Sözcüsü Çelik'in, mesele enine boyuna taraflarca teati edilmeden, masaya yatırılmadan çıkış yapması hangi akla hizmet etmektedir? Ömer Çelik'in açıklamalarını dikkate alacak olursak yerel seçimlerle ilgili ittifak görüşmelerinin sağlıklı zeminde ilerlemeyeceği anlaşılmaktadır."
MHP'NİN KİMSEYE DİYET BORCU MECBURİYETİ YOKTUR
Yalçın, Sağlık Bakanlığının MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sözlerine yönelik açıklamasına da sert tepki göstererek, hem bakanlık hem de cumhur ittifakı için ağır ifadeler kullanıldı.
Yalçın yaşananlarla ilgili olarak, “MHP'nin kimseye diyet borcu mecburiyeti yoktur. Türkiye'nin uğraşacak bunca meselesi varken MHP'nin hassasiyetleri üzerinden kriz ve anlaşmazlık üretmeye çabalamak, ayağına kurşun sıkmaktır.” dedi. Yalçın, oldukça sert ifadeler içeren şu açıklamayı yaptı:
"Milletimizin birlik ve bütünlüğü Türkiye'nin bekası uğruna MHP'nin gösterdiği diğerkâmlık ve fedakârlığın yeterince takdir edilmediği ve aynı rikkat ve özenin bazı çevrelerce sergilenmediği üzülerek görülmektedir. MHP; kendi siyasi geleceğine, çıkar ve beklentilerine değil, insana ve milletine odaklanmıştır. MHP, milletimizin dertlerini dert edinmiş; konum, makam, rütbe, sınıf ayırt etmeksizin; mahkûm, mevkuf, zanlı, serbest demeksizin halkımızın bütün fertlerinin sorunlarına eğilmeyi görev bilmiştir. ‘Damdan düşenin hâlinden damdan düşen anlar.' misali, mensuplarının önemli bir kısmı yıllarca damlara tıkıldığı için damda yatanların hâlini iyi bilen MHP; Türk toplumunun bir parçası olan kader mahkûmlarıyla da bu yüzden içtenlikle ilgilenmiştir. Bu hususta bir yasa teklifi hazırlanmakta oluşu da MHP'nin bahse konu ilkeleri ve hassasiyetleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Genel Başkan’ımızın son olarak Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesindeki çok sayıda gözaltı sonrasında, ‘Çakıcı hakkında daha önce verilen sağlık raporuyla ilgili kuşkular Sağlık Bakanlığınca bugüne kadar incelenerek pekâlâ sonuca ulaştırılabilirdi.' diye konuşmuştur. Bunu çok sayıda tutuklama takip etmiş, arkasından da Sağlık Bakanlığının Sayın Genel Başkan’ımızın beyanlarına yönelik acul ve acemi bir üslupla hazırlanmış cevabı gelmiştir.
Bakanlık açıklamasında, mesele mecrasından saptırılarak isim verilmeden Sayın Bahçeli eleştirilmekte ve değerlendirmelerinin de ‘gelişmelerle ilgili yeterli bilgiye ulaşılamamış olmasından kaynaklandığı' öne sürülmüştür. Sayın Bahçeli'nin bahse konu açıklamasına durup düşünmeden, iyice araştırılmadan Sağlık Bakanlığınca alelacele verilen bu cevaptaki sorunlu ve seviyesiz üslup; fevkalade rahatsız edici bulunmuştur. MHP olarak aşağıdaki soruları sorma ihtiyacı duyuyoruz. Sayın Genel Başkan’ımızın hemen her konuda olduğu gibi adaletin tecellisine, mahkûmiyetlerin zulme, hoyratlığa, kasti eziyete ve mağduriyete dönüşmemesine yönelik çabaları neden başından beri görmezden gelinmektedir? Durumdan vazife çıkaranlarla fırsatı değerlendirenler bir araya gelmiş Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yerleşme sürecinin yarattığı boşluktan bilistifade yetki ve nüfuz istismarıyla güç gösterisi yapanlar mı bulunmaktadır? Sayın Cumhurbaşkanı'nın cumhur ittifakı konusunda gösterdiği fevkalade hassasiyete ve yerel seçimlerde de ittifak ruhuyla hareket edilebileceğine dair beyanlarına rağmen, bundan rahatsız olan bazı çevreler birtakım dolaplar döndürme hevesine mi kapılmışlardır? Türkiye'nin bunca derdi varken, Alaattin Çakıcı konusunun hayat memat ve prestij meselesi, kavga vasıtası hâline getirilmesi ne anlama gelmektedir? MHP'nin millet vicdanından beslenen siyasi müessiriyeti ve özgül ağırlığı kimleri neden rahatsız etmiştir ve etmektedir? Bir maksada mebni olduğunu düşündüren bu tutum ve vaziyet, partimize dönük ince bir mesaj mı taşımaktadır? Alaattin Çakıcı konusuna gösterilen özenin, FETÖ'nün siyasi ayağı konusunda da izhar edilmesini beklemek hakkımızdır. Biz, olanca hüsnüniyetimiz ve samimiyetimizle bu konunun üzerine gitmeye devam edeceğiz. MHP'nin kimseye diyet borcu mecburiyeti yoktur. Cumhur ittifakı bir koalisyon değildir ve millî mutabakat ruhuna dayalı bir demokratik protokoldür. Bu protokolün ruhunu zedeleyenler, ona gereken içtenliği göstermeyenler bilmelidir ki MHP; fedakârlığının ve hoşgörüsünün istismar edilmesine izin vermeyecektir. Türkiye'nin uğraşacak bunca meselesi varken MHP'nin hassasiyetleri üzerinden kriz ve anlaşmazlık üretmeye çabalamak, ayağına kurşun sıkmaktır.”