TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE 1971 ASKERÎ MUHTIRASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

22 Ağustos 2022 16:20 Prof.Dr.İsmet TÜRKMEN
Okunma
95
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE 1971 ASKERÎ MUHTIRASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE 1971 ASKERÎ MUHTIRASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
İsmet Türkmen

12 MART MUHTIRASI’NA GİDEN SÜREÇ
Demokrasi rejiminin hakim olduğu devletlerin İkinci Dünya Savaşı’nda elde etmiş oldukları başarı, Türkiye üzerinde de etkisini göstermiş ve bu sayede Türkiye’de 1945 yılında ikinci bir siyasi partinin kurulması sağlanmıştır. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti (DP), ile Türkiye’de çok partili siyasal hayat resmen ve fiilen başlamıştır. 14 Mayıs 1950 Seçimleri’nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) karşısında büyük bir başarı elde ederek tek başına iktidara gelmiştir. 10 yıl tek başına iktidarda kalan DP, 27 Mayıs 1960 tarihli askerî darbe ile yönetimden uzaklaştırılmıştır. 1961 Seçimleri’nden sonra Türkiye için koalisyonlu yıllar başlamış, bu durum 1965 yılına kadar devam etmiştir. Türk demokrasi tarihinde 1961’den 1965 yılına kadar ülkede, koalisyonlu yıllar hüküm sürmüştür. 1965 yılında yapılan genel seçimlerde Adalet Partisi (AP) tek başına iktidara gelmiş ve 12 Mart 1971 tarihine kadar iktidarda kalmıştır. 12 Mart Muhtırası ile askerler, hükûmete bazı uyarılarda bulunmuşlar ve yerine getirilmesini istedikleri reformların yapılmaması durumunda, fiilen iktidarı ele geçireceklerini açıklamışlardır. Bunun üzerine, 12 Mart Muhtırası ile Başbakan Süleyman Demirel ve hükûmet üyeleri istifalarını vermek zorunda kalmışlardır. Başbakan Süleyman Demirel, 12 Mart 1971 tarihli istifa mektubunda şunları belirtmiştir: “Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Kumandanları tarafından Zatı devletlerine, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlarına tevdi edilip bugün Türkiye Radyolarının saat 13.00 bülteninde Türk kamuoyuna duyurulan muhtıranın Anayasa ve hukuk devleti anlayışı ile telifini mümkün görmediğimizden Hükûmetin istifa kararı aldığını saygı ile arz ederim”.  12 Mart Muhtırası’ndan sonra Demirel hükûmetinin istifası, yeni hükûmet arayışlarını başlatmıştır. Komuta kademesinin ortak imzasıyla ilan edilen muhtıra, ordu içerisinde bazı subayların tasfiyesini de beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede 16 Mart 1971’de beş general, bir amiral ve 35 albay emekliye sevk edilmiştir. Emekliye sevk işlemleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde bazı sıkıntıların olduğuna işaret sayılabilir. Emekli edilenlerden bazılarının 12 Mart’tan önce askerî müdahaleye niyetlenmiş olan subaylardan oluşması, bu sıkıntının kuvvetli bir delilidir . Ordu içerisinde yaşanan bu durum, Türkiye’nin siyasi atmosferini de etkilemiş ve kurulacak hükûmet de bu etkiden nasibini almıştır. Demirel hükûmetinin istifasından sonra Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, siyasi partilere birer mektup göndererek yeni hükûmetle ilgili görüşlerini sormuştur. Siyasi partiler, Cumhurbaşkanı Sunay’a görüşlerini ulaştırmışlar, koalisyon veya seçim konusunda karar kıldıklarını belirtmişlerdir.  CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, kurulacak reformcu hükûmeti destekleyeceklerini belirtmiş, AP de kurulacak hükûmete destek verileceğini açıklamıştır.  Demokratik Parti Divanı da, 17 Mart 1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a sunduğu mektupta demokratik nizamın vazgeçilmezliğine işaret etmiş, Anayasa ve hukuk devleti anlayışı içerisinde kurulacak olan hükûmete yardımcı olunacağı vurgulanmıştır.  Cumhuriyet Senatosu Kontenjan Grubu Başkanı Cemal Madanoğlu ise, mutlak tarafsız bir başbakanın kendilerince destekleneceğini belirtmiştir.  Siyasi partilerin yeni dönemle ilgili Cumhurbaşkanlığına ilettikleri görüşlerden sonra Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Cihat Alpan, 19 Mart 1971’de CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Nihat Erim’e bir mektup göndermiştir.  Bu mektupta Alpan, Cumhurbaşkanı’nın kendisini partiler üstü bir anlayışla Başbakan olarak görevlendirmek istediğini ve bunu kabul etmesi durumunda CHP’den istifa etmesi gerektiğini belirtmiştir.  Bu konuyu Nihat Erim, Sadi Koçaş’ın İsmet İnönü ile görüşmesini istemiştir. İsmet İnönü ise, Nihat Erim’in teklifi kabul etmesi durumunda CHP’den istifa edeceğini öğrenmiş ve bunu CHP Parti Meclisi’nin kabul etmeyeceğini ve bir daha politika yapamayacağını düşünerek reddetmesini talep etmiştir. Ancak, bir gün sonra sırayla Kemal Satır ve Nihat Erim, İsmet İnönü ile görüşerek CHP’den istifaya dair izni almışlardır. Nihayet CHP Kocaeli Milletvekili Nihat Erim, 19 Mart 1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından hükûmeti kurmakla görevlendirilmiştir.  Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Nihat Erim’i hükûmeti kurmakla görevlendirdiği gün, 19 Mart 1971 tarihinde siyasi parti liderlerine de bir mektup göndermiştir. Sunay, bu mektubunda partiler üstü bir anlayışla Kocaeli Milletvekili Nihat Erim’in başbakanlığında kurulacak olan hükûmete “herhangi bir şart ileri sürmeden” iştirak edilmesini ve güvenoyuna mazhar kılınmasını istemiştir. Sunay ayrıca, kurulacak hükûmetin görevlerini yerine getirmesi konusunda desteklenmesini talep etmiştir.  Bu durum, dönemin şartları açısından değerlendirildiğinde demokrasi tarihimiz açısından önemlidir. Nihat Erim’in hükûmeti kurmakla görevlendirilmesi yabancı basın tarafından asker sivil ilişkileri bağlamında değerlendirilmiştir. Times’ın 20 Mart 1971 tarihli sayısında, parlamentodan Prof. Dr. Nihat Erim’in başbakan olarak seçildiği ve askerin denetimi altında demokrasi için ilk adımın atıldığı vurgulanmıştır. Alfred Friendly ise, 19 Mart 1971 tarihli haberinde askerî liderlerin Demirel’in gecikmiş reformları konusunda kızgın olduklarını ve zayıf duruşundan rahatsız olduklarını savunmuştur. Yine Alfred Friendly’nin 21 Mart 1971 tarihinde vermiş olduğu bilgilerde, Demirel’in istifasıyla ortaya çıkan siyasi krizin, Nihat Erim’in açıklanmasından sonra çözüldüğü belirtilmiştir. Friendly, Erim’in nazik ve saygılı bir hukuk profesörü olduğunu belirtmiş, reformist bir hükümete dair söz verdiğini ancak, temel reformların gerçekleştirilmesinin zor olduğunu savunmuştur.  Hükûmeti kurmakla görevlendirilen Kocaeli Milletvekili Nihat Erim, ortada fevkalade bir durum olduğunu belirtmiş ve millî bir hükûmet kuracağını vurgulamıştır.  Bu arada Nihat Erim, partilerle görüşmelere başlamış ve partilerin hükûmete katılmalarını istemiştir. Erim, yeni hükûmetin öncelikli vazifesinin memleketin rahat yaşanır bir memleket hâline tekrar dönmesini sağlamak olduğunu belirtmiştir.  Nihat Erim, sonraki günlerde yaptığı açıklamada reform tasarılarını eski plancıların hazırlayacağını vurgulayarak, hükûmete güven duyulmasını istemiştir.  Meclisin sıkıntılı dönemlerde açık tutulması, bu süreçte demokrasinin daha da çıkmaza girmesini engellediği savunulabilir.
Şevket Süreyya Aydemir de, hükûmet kurma çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş ve en büyük tehlikenin zayıf bir hükûmetin kurulma ihtimali olduğunu belirtmiştir. Aydemir, bu süreçte yeni bir seçimin hem kentlerde hem de köylerde askerî müdahaleyi hoş görmeyen ve ona karşı tahrik edilen kesimleri, gerici örgütlerin etrafında toplayacağını savunmuştur.  Bu durum, basının hükûmet kurma çalışmaları sırasında siyasi temsilcileri etkileme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Nihat Erim’in hükûmeti kurma görevinden sonra hem siyasi partiler hem basın hem de çeşitli sivil toplum örgütleri görüşlerini açıklamışlardır. Bu bağlamda Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu’nun 4. Genel Kurulu’nda söz alan konuşmacılar, yeni hükûmete karşı çıkmışlar ve yeni hükûmetin sosyal demokrat gelişmeyi önlemek için kurulacağını savunmuşlardır. Diğer taraftan Türk-İş Genel Başkanı Seyfi Demirsoy, Nihat Erim başkanlığında kurulacak hükûmete destek olduklarını açıklamıştır.  Bu da Erim başkanlığında kurulacak olan hükûmetin bazı kesimler tarafından destekleneceğini bazı kesimler tarafından ise desteklenmeyeceğini göstermektedir.  Neticede, Demokratik Parti, bu hükûmete güvenoyu vermemiştir. Ferruh Bozbeyli, 12 Mart sonrasında Nihat Erim’e; “Siz partiler üstü değil partiler dışısınız. Hiçbir partinin rızası yok.” dediğini belirtmiştir.  Demokratik Partinin olumsuz görüşüne karşılık CHP ortak grubu ağırlıklı olarak, İsmet İnönü’nün hükûmeti destekleme görüşünü benimsemiş ve yeni hükûmete katılma kararında olduğunu açıklamıştır.  Bu çerçevede, 21 Mart 1971 tarihinde CHP ortak grubunda Erim’in partiler üstü reform hükûmetine üye verilmesi, 45’e karşı 100 oyla kabul edilmiştir. Olumsuz oyun fazlalığı, CHP içerisindeki muhalefetin derinliğini göstermesi bakımından önemlidir.
Adalet Partisi Senato ve Meclis Grupları ise 22 Mart 1971’de yeni kurulacak olan hükûmete üye vermeye dair ortak bir mutabakat sağlamış ve hükûmet programını gördükten sonra bu kararı tekrar değerlendirme yönünde bir karar almıştır.  AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, 22 Mart 1971’de AP Meclis Grubu’nda yapmış olduğu konuşmada, AP’nin hür demokratik nizama inancını belirtmiş ve yapılanların hürriyetçi nizamı yaşatmak için olduğunu savunmuştur.  Demirel’in ve AP’nin bu süreçteki genel eğilimine baktığımızda, sert bir politika yerine daha yumuşak bir politika seçtiğini görüyoruz. Bu durum, AP’nin ve liderinin demokraside açılan yaranın derinleştirilmemesine çalışacaklarını göstermektedir. Bu arada, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından yeni Bakanlar Kurulunu oluşturmak üzere başbakan olarak görevlendirilen Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Nihat Erim, kabine listesini oluşturmaya başlamıştır. Diğer bakanlıklarda da Erim, Koçaş’a geniş salahiyet vermiş ve birinci derecede yakınında olmasını istemiştir.
BİRİNCİ NİHAT ERİM HÜKÛMETİ’NİN KURULMASI: TEPKİLER VE DESTEKLER
Nihat Erim tarafından yeni hükûmetin kuruluş çalışmaları tamamlanmıştır. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından atanan Bakanlar Kurulu, 26 Mart 1971’de Millet Meclisine sunulmuş ve resmen görevine başlamıştır . Hassaslaşan toplumsal şartlar ve yaşanan birtakım gelişmeler üzerine III. Demirel Hükûmeti`nin görevi sona ermiş, kendisini “Reform Hükûmeti” olarak tanımlayan I. Erim Hükûmeti, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay`ın hükûmet kurma görevini Kocaeli Bağımsız Milletvekili Nihat Erim’e tevdi etmesi Bakanlar Kurulu oluşturulmuştur.


Tablo 1: I. Erim Hükûmeti Bakanlar Kurulu Listesi
BAKANLIĞI    ADI SOYADI    SEÇİM BÖLGESİ    BAŞLAMA
TARİHİ    AYRILMA TARİHİ
Başbakan     İsmail Nihat ERİM    Bağımsız Milletvekili, Kocaeli    26.03.1971    11.12.1971
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı    Sadi KOÇAŞ    Konya    26.03.1971    11.12.1971
    Atilla KARAOSMANOĞLU    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Devlet
Bakanı     Mehmet ÖZGÜNEŞ (Senatör)        26.03.1971    11.12.1971
Devlet
 Bakanı    Doğan KİTAPLI    (Samsun)    26.03.1971    15.10.1971
Adalet
Bakanı    İsmail Hakkı ARAR    İstanbul       
İçişleri Bakanı     Hamdi ÖMEROĞLU    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Dışişleri Bakanı    Osman OLCAY    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Maliye Bakanı    Sait Naci ERGİN
    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Milli Eğitim Bakanı     Şinasi OREL    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Milli
Savunma Bakanı     Ferit MELEN
(Senatör)    Van    26.03.1971    11.12.1971
Bayındırlık Bakanı    Cahit KARAKAŞ    Zonguldak    26.03.1971    09.11.1971
    Mukadder ÖZTEKİN (Senatör)    Adana    09.11.1971    11.12.1971
Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı     İsmail Hamit Özer DERBİL (Senatör)    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Sağlık ve Sosyal
Yardım Bakanı    Türkan AKYOL    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Gümrük ve Tekel Bakanı     Haydar ÖZALP    Niğde    26.03.1971    11.12.1971
Tarım
Bakanı     Orhan DİKMEN    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Ulaştırma Bakanı     Haluk ARIK    TBMM dışından    26.03.1971    28.09.1971

    Cahit KARAKAŞ (Vekaleten)    Zonguldak    28.09.1971    12.10.1971
    Selahattin BABÜROĞLU    TBMM Dışından    12.10.1971    26.10.1971
    Cahit KARAKAŞ (Vekaleten)    Zonguldak    26.10.1971    09.11.1971
    Cahit KARAKAŞ    Zonguldak    09.11.1971    11.12.1971
Çalışma Bakanı     Atilla SAV
27.10.1971-11.12.1971    TBMM Dışından    26.03.1971    12.10.1971
    Atilla SAV    TBMM Dışından    12.10.1971    26.10.1971
    Atilla SAV    TBMM Dışından    26.10.1971    11.12.1971
Sanayi ve Teknoloji Bakanı     Ayhan ÇİLİNGİROĞLU    TBMM Dışından    26.03.1971    11.12.1971
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı    Mehmet İhsan TOPALOĞLU    Giresun    26.03.1971    28.09.1971
    İsmail ARAR
 (Vekaleten)    Meclis Dışından    28.09.1971    12.10.1971
    Atilla SAV    Meclis Dışından    12.10.1971    26.10.1971
    İsmail ARAR
(Vekaleten)    Meclis Dışından    26.10.1971    09.11.1971
    Nezih DEVRES    TBMM Dışından    09.11.1971    11.12.1971
Turizm ve Tanıtma Bakanı    Erol Yılmaz AKÇAL    Rize    26.03.1971    11.12.1971
İmar ve İskân Bakanı     Selahattin BABÜROĞLU    TBMM Dışından    26.03.1971    12.10.1971
    Selahattin BABÜROĞLU
(Vekaleten)    TBMM Dışından    12.10.1971    26.10.1971
    Selahattin BABÜROĞLU    TBMM Dışından    26.10.1971    11.12.1971
Köyişleri Bakanı    Cevdet AYKAN    TBMM Dışından    26.10.1971    11.12.1971
Orman Bakanı    Selahattin İNAL    TBMM Dışından    26.10.1971    11.12.1971
Gençlik ve Spor Bakanı    Sezai ERGUN
    Konya    26.10.1971    11.12.1971
Kültür
Bakanı    Talat HALMAN    TBMM Dışından    13.07.1971    11.12.1971
TC Resmî Gazete, 27 Mart 1971, S. 13791; Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşundan Günümüze Hükûmetler, s.291-295; DAĞLI – AKTÜRK, Hükûmetler ve Programları, C.II, s.198-199.

Tablodan da anlaşılacağı üzere, Nihat Erim’in ilk kabinesi, ağırlıklı olarak TBMM dışından belirlenmiştir. Bu kabinede; 5 üye AP’den, 3 üye CHP’den, 1 üye MGP’den, 1 üye Cumhuriyet Senatosu Millî Birlik Grubundan ve 14 üye ise parlamento dışındaki teknisyenlerden ve uzmanlardan oluşturulmuştur.  Demokratik Parti ise Nihat Erim kabinesine üye vermemiştir. Hükûmeti kurma sürecinde Nihat Erim’e yardım eden Sadi Koçaş, Dışişleri Bakanlığı teklifini kabul etmemiş, bunu daha bilgili ve dünyayı tanıyan birisinin yapması gerektiğini belirtmiştir. Nihayet Nihat Erim, başbakan yardımcısı olmayı Koçaş’a teklif etmiş ve kabul ettirmiştir. Nihat Erim, hükûmeti Süleyman Demirel’den teslim almıştır.  Atanan yeni kabine ilk toplantısını aynı gün saat 17.45’te yapmış ve reformların gerçekleştirileceğini vurgulamıştır. Bu toplantıda Başbakan Erim, partili bakanların parti disiplininden ayrılmalarını istemiş ve kurulmuş olan kabinenin sorumluluklarının partilerde olmayacağını ve görev alanlarda olacağını vurgulamıştır.  Bu durum, kabinede her ne kadar partili üyeler olsa da partilerin sorumluluk üstlenmeyeceğine işaret sayılabilir. Nihat Erim’in kabineye üye tespitinde asker ve sivil çeşitli gruplardan etkilendiğini söylemiştik. Bunun dışında yabancıların tesiri olduğu da savunulmuştur. Bu çerçevede Nihat Erim’in Dünya Bankasında çalışmakta olan Attila Karaosmanoğlu hakkında MİT’in solcu olduğu iddiasıyla olumsuz kanaat belirtmesi üzerine ABD’de Savunma Bakanlığını yapmış olan McNamara’dan Karaosmanoğlu’nun kabineye alınıp alınmayacağını sorduğu iddia edilmiştir.  Bu iddiaya ihtiyatla yaklaşmak gerekmiş olsa dahi, Erim hükûmetinin hangi usullerle kurulduğunu göstermesi bakımından önemli bir ipucudur. Bilindiği üzere 1970’li yıllarda Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi ekonomidir. Bu nedenle Nihat Erim, hükümetini ağırlıklı olarak ekonomi uzmanlarından oluşturma gayreti içerisinde olmuştur.  Bu arada Bakanlar Kurulu listesi, 30 Mart 1971 tarihinde Cumhuriyet Senatosunda okunmuştur. Kabinenin 14 üyesinin parlamento dışından belirlenmesi, kabineye teknokrat bir ağırlık kazandırılmak istendiğini göstermektedir.  Bu durum, dikkatleri parti dışından hükümete giren üyeler üzerine yoğunlaştırmıştır.
BİRİNCİ NİHAT ERİM HÜKÛMETİ’NİN PROGRAMI VE GÜVEN OYLAMASI
Nihat Erim’in başbakanlığında kurulan ve görevine başlayan yeni hükûmet, program üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çerçevede programın hazırlanmasında ilgili bakanlıklardan çeşitli konularda bilgiler talep edilmiştir. Bakanlıklardan gelen yaklaşık 200 sayfalık metin 20 sayfaya kadar düşürülerek I. Erim Hükûmetinin Programı hazırlanmıştır. Bu programın hazırlanması sürecinde Başbakan Yardımcısı Sadi Koçaş ve Attila Karaosmanoğlu aktif olarak çalışmışlardır. Bu bilgiler, yeni hükümete ait programın bütün bakanlıkların katkısı ile hazırlandığını göstermektedir. Başbakan Nihat Erim, yeni hükûmete ait programı 2 Nisan 1971’de Millet Meclisinde okumuştur. Erim, programın zorunlu reformları gerçekleştirmeye yönelik bir program olduğunu belirtmiş ve hükûmetin de “Reform Hükûmeti” olarak ortaya çıktığını vurgulamıştır . Hükûmet programında, kurulan hükûmetin bir “reform hükûmeti” olacağı, “idari ve ekonomik yapının modernleştirilmesi” ana ilkesi doğrultusunda, “devlet kesiminin etkin bir şekilde çalışır hale getirilmesinin” yapılacak reformların temel hedeflerinden bir olacağı belirtilmektedir. Programa göre: “Kısa vadede acil reformların özel birtakım tedbirlerle bugünkü yönetim düzeni içinde yürütülmesi mümkündür. Ancak kalkınma çabasının sürekli olması reformcu ve dinamik bir idarenin kurulmasına bağlıdır. yöndeki ilk adımımız devlet kuruluşunun reformcu bir yapıya ulaştırılması için bugüne kadar yapılmış yeniden düzenleme çalışmalarının değerlendirilmesi ve bir uygulama programına bağlanmasın olacaktır.”  .    
Başbakan Erim, yeni hükûmete ait programda, ön planda yapmaya kararlı oldukları reformları da sıralamıştır. Buna göre; toprak ve tarım reformu, millî eğitim reformu, mali reformlar, hukuk ve adalet reformu, devlet kesiminin yeniden düzenlenmesi, enerji ve tabii kaynaklarla ilgili reformlar öncelikli gerçekleştirilmesi planlanan reformlardır. Hükûmet böylece toplumsal sıkıntıların giderilmesini kendisine hedef göstermiştir. Başbakan Nihat Erim, hükûmet programını 2 Nisan 1971’de aynı zamanda Cumhuriyet Senatosunda okumuştur.  Reformların hiç bekletilmeksizin gerçekleştirilmesine dikkat çeken Erim, bu nedenle hükûmetlerine “Reform Hükûmeti” adını verdiklerini burada da belirtmiştir. Hükûmet programında her bakanlığın yapacağı işlerin ayrı ayrı programda yer almayacağını belirten Erim, sadece ana ilkelerin belirtileceğini vurgulamıştır. Reform için ana ilkelere vurgu yapmıştır. Buna göre; idari ve ekonomik yapının modernleştirilmesi, sosyal adaletin gerçekleştirilmesi konusunda kararlı adımlar atılması, bugünkü huzursuzluk ve asayişsizliğin hızla giderilmesi ana ilkeler arasında sayılmıştır.  Erim’in bahsettiği bu konulardan, ülke ekonomisinin iyileştirilmesine yönelik bir programın hükûmet tarafından yürütülmek istendiği anlaşılmaktadır. Nihayet, 2 Nisan’da okunan Nihat Erim Hükûmeti Programı’na ve hükûmete ait güven oylaması, 7 Nisan 1971 tarihinde Millet Meclisinde yapılmıştır. 370 kişinin katıldığı güven oylamasında 321 üye kabul, 46 üye ret ve 3 üye de çekimser oy kullanmıştır. Böylece I. Nihat Erim Hükûmeti’ne, Millet Meclisi tarafından güvenoyu verilmiştir . Adalet Partisi, I. Erim Hükûmeti’ne güvenoyu verilmesinden sonra 8 Nisan 1971’de teşkilata bilgi vermiştir. Burada, AP’nin yeni hükûmetin kurulmasındaki ve yeni hükûmete güvenoyu verilmesindeki maksadın genç demokrasiyi zedelenmiş olmaktan kurtararak, demokrasinin maruz kaldığı zararı telafi edebilmesi şeklinde bir değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak güven oylaması, 12 Mart Muhtırası ile çıkmaza giren demokrasimizin sonraki süreçte aslî mecrasına kavuşması açısından önemli bir gelişme olmuştur.
SONUÇ
Demokrasi ile yönetilen devletlerde milletin tercihi ve onayı dışında hükûmetin düşürülmesi hiçbir zaman kabul görmemiştir. 27 Mayıs 1960 askerî darbesi, Türk demokrasi tarihinde antidemokratik sürecin ilk örneği sayılabilir. I. Erim Hükûmeti’ne AP, CHP ve MGP üye vermiş olmakla birlikte, tarihî kaynaklara göre bu hükûmetin koalisyon hükûmeti olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda; I. Nihat Erim Hükûmeti, dönemin koşullarında oluşturulan geçici bir hükümet olmuştur. Hükûmete ait programda da muhtırada belirtilen uyarılara özellikle vurgu yapıldığı anlaşılmaktadır. 19 Mart 1971 tarihinde hükûmeti kurmakla görevlendirilen Nihat Erim, 2 Nisan 1971’de hükûmet programını okumuştur. Nihayet 7 Nisan 1971’de yapılan güven oylaması ile I. Erim Hükûmeti, 12 Mart Muhtırası’ndan sonra kurulan ve güvenoyu alan ilk hükûmet olmuştur. Sonuç olarak, demokrasinin buhranlı dönemlerinde başta siyasi partiler olmak üzere sivil toplum örgütleri ve özellikle milletin duruşu hayati derecede önemlidir. Demokrasinin yüksek standartlara kavuşması da hiç şüphesiz belirtilen kesimlerin demokrasiye sahip çıkmasına ve demokrasiyi geliştirmesine bağlıdır.