RUSYA’NIN BİR BLOGGER İLE SINAVI

11 Mart 2021 13:01 Mehmet DEMİRKAN
Okunma
378
RUSYANIN BİR BLOGGER İLE SINAVI

RUSYA’NIN BİR BLOGGER İLE SINAVI
Rusya’da ekonomik, siyaset ve özgürlüklere ilişkin ağırlaşan tablo karşısında bir süredir kendini gösteren öfke tuhaf biçimde bir blogger üzerinden ortaya döküldü. Onun çağrısı ile küçümsenmeyecek bir kitle Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’e “Hırsız”, “Git” diye meydan okudu. Rusya Federasyonu’nda dünya medya kuruluşlarının dikkatle izlediği, Batılı başkentlerin gizli hamlelerle körüklediği gelişmeler yaşanıyor. Hedefteki yönetim ve efsane lider olarak tanımlanan Vladimir Vladimiroviç Putin şimdilik kontrolü elinde tutuyor görünüyor. Ancak öyle şeyler oluyor ki, bir köşeye sıkışmadan söz edilebilir.  Türkiye’de haber yapmaya değer görülmese de, dünya medyası bir gelişme üzerine çok kalem oynattı. Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Yüksek Mahkemesine Adalet Bakanlığı ile birlikte insan hakları mahkemesi kurulması konusunda çalışma yapma talimatı verdi. Rusya'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) benzer bir mahkeme kurulması, İnsan Hakları Konseyi üyesi Yevgeniy Mıslovskiy tarafından önerilmişti. Putin, bu öneriyi destekleyerek "İlkesel olarak doğru bir fikir." yorumunu yaptı. 8 Aralık'ta da Rusya Anayasası'na uluslararası anlaşmalara karşı öncelik verilmesini öngören bir yasa paketini imzaladı. Bunun ne anlama geldiği üzerine çok sayıda makale yazıldı, tartışıldı. Bunların önemli bölümü Rusya’da yaşanan gerilimi azaltma hamlesi olarak değerlendirilirken, bir kısmı da düzenlemelerin kabul edilmesiyle Rusya vatandaşlarının AİHM'de haklarını arama konusunda zorluklar yaşayabileceğine dikkat çekti. Her iki durum da Rusya Federasyonu ve onun karizmatik liderinin zor durumuna işaret ediyor.
BİR FENOMEN OLARAK V.V. PUTİN
Rusya Federasyonu ve Putin’in dış politika bağlamında ağırlığının, ülke içi siyasette farklı parametrelerle zayıfladığını görüyoruz. Ülkede sosyal ve sınıfsal mücadele bütün haşmeti ile gözler önüne seriliyor. Rusya’nın köklü ve güvenilir sosyolojik araştırmalar merkezi Levada Tsentr’in yaptığı çalışmaya göre Rusyalıların %54’ü Rusya’nın doğru bir istikamette ilerlediğini, %86’sı ise Putin’in görevini başarıyla yapan bir başkan olduğunu düşünüyor. Ancak araştırmada ilginç bir yan daha var. Katılımcıların 18-45 yaş arasındaki kısmının üçte ikisinden fazlası, Rusya’da bürokratik çürüme, yolsuzluk, rüşvet ve insan hakları ihlalleri olduğunu düşünmesi. Yani Rusya’da halk Putin’i destekliyor, onu başarılı buluyor ama Rusya yönetimini atıl, rüşvete batmış, halktan ve adaletten uzak bir yapı olarak değerlendiriyor. Rusya’yı 4 dönem başkan 1 dönem de başbakan olarak yöneten Putin’in siyaset üstü bir figür olarak görülmesi oldukça ilginç. Putin’in ekonomik ve sosyal performansı daha önceki dönemlerle Gorbaçev’in son yılları ve Yeltsin’in yönetimde olduğu 1990’lı yıllar ile kıyaslanıyor.
SSCB’yi yok eden Rus halkını sefalete sürükleyen iki dönemin ardından Putin,  istikrar, refah artışı, dış borçlardan kurtulma ve devletin işlevsel hale gelmesi açısından büyük başarı kazanan lider olarak görülüyor. Petrol, doğal gaz, maden ve mineraller, askerî sanayi ihracatının yarattığı olanakları doğru kanalize eden Putin, bir yandan da Çar Petro’ya ve Stalin’e sahip çıkan söylemlerle büyük imparatorluk dönemlerine göndermeler yapıyor. Bunun karşılığı olarak da ciddi bir destek alıyor. Putin 2036’ya kadar devlet başkanı kalmasına olanak sağlayan anayasa değişiklikleri oylamasından başarıyla çıktı. Ancak pandemi sürecindeki yetersizlikler, demokratik olmayan düzenlemeler ona duyulan güvene ciddi darbeler vurdu. Bakanların, danışmanların, Putin’e sadık oligarklar ağının Rusya dışındaki banka hesapları, yolsuzluklar, halkın ortak mallarını ele geçirdikleri yönünde haberler büyük homurtuyu da beraberinde getiriyor.
BİR BLOGGER İLE PATLAYAN İSYAN
Rusya’da ekonomik, siyaset ve özgürlüklere ilişkin ağırlaşan tablo karşısında bir süredir kendini gösteren öfke tuhaf biçimde bir blogger üzerinden ortaya döküldü. Aleksey Anatolyeviç Navalni…
Onun çağrısı ile Rusya için küçümsenmeyecek bir kitle Federasyon Başkanı Putin’e “Hırsız”, “Git” diye meydan okumaya başladı. Sonucu giderek belirsizleşen olaylar zincirinin gelişimi de tuhaf… Aleksey Navalni, ülke yönetimindeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili araştırmaları birçok Rus tarafından dikkatle izlenen bir muhalif siyasetçi. Navalni son birkaç yıldır Rusya'nın dört bir yanında örgütleniyor, taraftarları yerel seçim kampanyalarında yarışıyor, yerel sorunları gündeme getiriyor ve protestolar düzenliyor. Navalni Rusya'da siyasi iktidarı elinde tutan ana güç olan Putin'in Birleşik Rusya Partisini "dolandırıcılar ve hırsızlar partisi" diye tanımlıyor. Yönetici kesimin yolsuzluklarıyla ilgili iddialarını da çok sayıda video ile dillendiriyor. YouTube'da videolarını yayınladığı kanalının izlenme rakamları bir milyarı aşıyor. Navalni, 2013 yılında Moskova belediye başkanlığına aday oldu ama seçimi ikinci sırada bitirdi. Daha sonra devlet başkanlığına aday olmak istediyse de daha önce hakkında verilmiş mahkûmiyet kararları olduğundan bu mümkün olmadı. Navalni 2020 yılının Ağustos ayında Sibirya'da yerel bir seçimde muhalif adaylara destek verdiği seyahat sırasında zehirlendi. Tedavi için götürüldüğü Almanya'da uzmanlar, Navalni'nin Rusya'da imal edilen sinir gazı Noviçok ile zehirlendiği sonucuna vardı. Kremlin suçlamaları reddedip bilgi paylaşımı istedi ama talep karşılık bulmadı. Navalni Rus istihbarat örgütlerini kendisini zehirlemekle suçladı. Rus istihbarat servisi FSB'nin bir ajanını kandırarak kendisine yönelik saldırının detaylarını itiraf ettirdiğini iddia ettiği telefon konuşmasını YouTube kanalında yayınladı. Onunla konuştuğunu anlamayan FSB ajanı Konstantin Kudriyatsev, Noviçok'u Navalni'nin iç çamaşırlarına koyduğunu anlattı. Büyük sansasyon yaratan Navalni, siyasi sürgün olarak yaşamak istemediğini söyleyerek, tedavi gördüğü Berlin'den Moskova'ya döndü. Hava alanında gözaltına alındı ve polis merkezinde hâkim önüne çıkartılarak tutuklanmasına karar verildi. İyi planlanmış bir dönüştü. Navalni’nin çağrısı üzerine 23 Ocak Cumartesi günü, Rusya'da yıllardır yapılan en büyük kitlesel gösterilere tanık olundu. Bu gösteriler katılımlarının yüksekliğine ek olarak, sadece Moskova ve St. Petersburg gibi büyük kentlerde değil, Rusya'nın her yerinde yapıldı. Yakutsk gibi -50 santigrat derece ile dünyanın en soğuk köşelerinden birinde bile yüzlerce gösterici protestolara katıldı. Putin'e doğrudan meydan okuyan göstericiler esas olarak Aleksey Navalni'nin hakkındaki suçlamaların hukuki değil, siyasi olduğunu söyleyerek serbest bırakılması istiyordu.  

Navalni tutuklandıktan sonra daha da el yükseltti ve taraftarları şu ana kadar en çok izlenen yolsuzluk araştırması videosunu yayınladı. Bu video Putin'in yakın çevresinin inşa ettirip ona hediye ettiği öne sürülen çok lüks bir saray ifşa edildi. Belgesel tarzındaki videoda bu sarayın Putin'in petrol zenginleri ve milyarderlerden oluşan en yakın çevresinin sağladığı gayri meşru fonlarla inşa edildiği öne sürüldü. Video YouTube'da 100 milyon izlendi ve genç Ruslar arasında çok popüler olan TikTok'ta da viral oldu. Kremlin iddiaların tamamının asılsız olduğunu açıkladı.
NAVALNİ’NİN GİZLENEN YÜZÜ?
Navalni’nin tutuklanmasının bir protesto dalgasını tetikleyebileceğini Putin gibi bir istihbarat efsanesinin bilmemesi mümkün mü? Tabii ki hayır. Putin farklı bir yol seçti. Gözler Moskova’ya çevrilmişken “Kimi parlattığınızı biliyor muşunuz?” diye sordu. Navalni’nin gerçek kimliğini ortaya döktü. Navalni 2008’deki savaş sırasında Gürcülere “Kemirgenler." deyip Rusya’dan sürülmelerini isteyen, Kafkasyalıları temizlenmesi gereken “hamamböcekleri” olarak gören, diş hekimi kılığında propaganda filmi çekip göçmen işçileri “diş çürükleri” olarak gösteren, Orta Asyalı göçmenlere düşmanlığını gizlemeyen, Moskova’ya çalışmak için gelmiş farklı etnik kökenlerden Rusya vatandaşlarını kovmaktan bahseden, Putin karşıtlarına bile “Rusya’nın geleceği bu adam olamaz.” dedirten biri. “Kafkasya’yı Beslemeye Son” sloganı ile düzenlenen gösterilere katılıp konuşmalar yapan Navalni, Çeçenya’daki savaşı yeterli gömüyor ve şunları söylüyordu: “Kuzey Kafkasya’da haydutların gelip Lezginka dansı yapacağı, dışarıya çıkıp havaya ateş edeceği, insanları kaçırıp öldüreceği, sonra ceza almadan geri döneceği ‘offshore’ bölgelerin yaratılmasına izin vermeyecek kanun ve düzen olmalı.” Navalni Rusya’da yolsuzlukları ifşa ederken kendisi de yönettiği vakfın kaynaklarından zimmetine para geçirmekten mahkum!. Anti-Oligark olarak ünlese de, özel uçak ve hastane masraflarını karşılayan kişi Boris Zimin; o da bir oligark.
RUSYA’DA STATÜKO AĞIR BASIYOR
Aleksey Navalni 44 yaşında, çevresindeki ekip daha da genç. Farklı yaşlardan destekçileri olsa da, en çok genç ve eğitimli kesimden destek alıyor. Dikkatler yaşanan gelişmelere çevrilmişken “Önümüzdeki pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?” sorusu Ruslara da soruldu. Ankete katılanları yüzde 55’i “Putin” dedi. Navalni ise yüzde 2’de kaldı. Videolarını milyonlar izlese de, sosyal medyada çok görünür olsa da, bazı çevrelerin Navalni için beklediği destek kamuoyunda görülmüyor. Putin her şeye rağmen büyük bir kesim için Rus gücünün geri dönüşünü temsil ediyor. Navalni milliyetçiliğine rağmen toplumsal reflekse hitap edemiyor. Bununla birlikte Navalni ve ekibi yakın zamana kadar mümkün görünmeyen bir şeyi başardı. Medyada görünür oldukları gibi YouTube ve diğer sosyal medya platformları üzerinden yürüttükleri kampanyalarla Putin'in iktidarına doğrudan meydan okudu.
Mehmet DEMİRKAN