HİÇ İBRET ALINSAYDI,TEKERRÜR MÜ EDERDİ TARİH?
Nihat YAZAR
Haklı bir gururla bir "15 Temmuz Demokrasi ve MillîBirlik Günü”nü daha idrak ettik. Bir kez daha her yıl olduğu gibi bütün ülkegenelinde bir taraftan hüzünle şehitlerimizi anarken bir taraftan daemperyalist işgale karşı milletçe gösterilen millî direnişin ve elde edilenzaferin gururunu yaşadık. Ayrıca biz Ülkücü-Milliyetçi Hareketçiler olarak alnıaçık, başı dik olmanın, olacakları önceden görerek istemesek de haklı çıkmanınve en önemlisi de işgal girişimine karşı herkesten önce en anlamlı ve en etkilidirenişi başlatmanın ayrıcalıklı onurunu yaşadık. Burada uzun uzun yazmayagerek yok, şu kadarını söyleyelim ki; darbe ve işgal girişiminin ilksaatlerinde AK Partili çoğu kadrolar da dâhil herkes gidişata göre pozisyonalma derdindeyken Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli'nin darbeye karşı çıkıpErdoğan'a ve hükûmete sahip çıkması darbecilerin planlarını bozan ilk ve enönemli hamle olmuştur. O gün herkes gizlenip saklanırken, bütün partilerin genelmerkezleri karanlığa bürünmüşken, "Burası Türk milletinin karargâhı,buradan daha güvenli yer mi olur." diyen Devlet Bahçeli kanlı işgalemeydan okurcasına MHP Genel Merkezinde sabaha kadar nöbet tutarak tarihe notdüşmüştür! Elbette gururlanacağız, elbette onur duyacağız. Elbette, 12 Eylül'de'Bizim çocuklar başardı.' diyerek göbek atan emperyalist ABD'nin “Bizimçocuklar”ına fırsat vermemenin, emperyalizme karşı gösterilen millî direnişin,millî egemenliğimize ve demokrasimize can verme pahasına sahip çıkarakkazanılan bu kutlu zaferin hazzını yaşayacağız. Ancak, tarih bilinci, tarihşuuru sadece anmaktan, gururlanmaktan, övünmekten ibaret değil! Tıpkı İstiklalşairimizin dediği gibi tarihten ibret almak, ders çıkartmak lazım.
İstiklal şairimiz,
"Geçmişten adamhisse kaparmış...Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssayarım hisse mi verdi?
‘Tarihi ‘Tekerrür’diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı,tekerrür mü ederdi?"
derken âdeta bu günleri işaretlemiş, milletimizin herferdinin kulaklarına küpe olması gereken bu öğüdü vermiş! 15 Temmuz denilinceanlaşılması gerekenler açıktır, verdiği mesajlar nettir, çıkartılması gerekendersler bellidir. FETÖ, tarihin kaydettiği en sinsi ve en alçak Türk ve Türkiyedüşmanı terör örgütüdür. Maalesef hala canlı ve diridir ve tehdit olmaya devametmektedir. Hafife almadan, savsaklamadan, sulandırmadan kararlı bir şekildemücadele edilmeli ve kökü kazınmalıdır! Tarih boyu emperyalistler Türk milletine karşı en kullanışlı aparatolarak din kisvesi altındaki yapıları görmüşler ve de onları kullanmışlardır.Bunun en son ve en somut örneği FETÖ'dür! Gücünü Anayasa ve kanunlardanalmayan, hukukun üstünlüğü yerine bağlı bulunduğu tarikat, cemaat, şeyh, dede,lider vs’nin üstünlüğüne inanan, organizeli olarak kamuya sızan ya daörgütlenen, devlet otoritesi yerine bağlı olduğu cemaat veya şeyhininotoritesine tabi olan, yetki ve sorumluluklarını bu yönde kullanan heroluşum-cemaat-tarikat, mezhep vs ‘paralel’ bir yapılanmadır. İsmi, cismi neolursa olsun onlar da devletimiz ve geleceğimiz için büyük bir tehdittir. Birtaraftan FETÖ'ye karşı kararlı bir mücadele yürütülürken bir yandan da hertürlü "paralel" yapılanmalara karşı ihmal edilmeden gerekli tedbirleralınmalıdır. Biliyoruz ki, FETÖ, PKK başta olmak üzere Türk ve Türkiye düşmanıterör örgütleri sadece taşeron tetikçidir. Asıl odaklanmamız gerekenazmettirici “üst akıl”dır. Bunun genel tanımı da “emperyalizm”dir. 15 Temmuz'daher ne kadar somut olarak karşımızdaki düşman FETÖ unsurları olsa daarkalarındaki azmettirici güç bellidir. Atatürk'ün "Hangi İstiklal vardırki ecnebilerin nasihatleriyle, planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle birhadiseyi kaydetmemiştir" sözleri millî politikamızın ve uluslararasıilişkilerimizin en önemli referanslarından biri olmalıdır. Yine rahmetli Başbuğ’umuzun“Devletlerarasında dostluk yoktur sadece çıkarlar vardır. Biz de Türkiye olarakkurduğumuz ilişkilerde bu gerçeği asla göz ardı etmemeliyiz." tespitiniilişkilerimizin merkezine oturtup uluslararası politikalarınızı bu gerçeküzerinde şekillendirmeliyiz. Daha da önemlisi yine rahmetli Başbuğ’umuzun"Yeryüzünde hak haklının değil hak güçlünündür ilkesine dayanan haydutkanunu hüküm sürmektedir. Biz Türkiye olarak fikirlerimizi ve hedeflerimizigerçekleştirebilmek için her şeyden önce güçlü olmalıyız." diyerek altınıçizdiği hakikati dikkate alarak güçlü olmak için var gücümüzleçalışmalıyız. 15 Temmuz birçok boyutuylageleceğimize ışık tutan ibretlik mesajlar verirken aynı zamanda Türkiye ve Türktarihi açısından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. 15 Temmuz gecesibaşlayan millî direniş, Yenikapı'da ayağa kalkan millî heyecan ve Cumhurİttifakı'nda vücut bulan millî şuurla birlikte Türk tarihinde yeni bir sayfaaçılmıştır. 15 Temmuz'dan sonra Cumhur İttifakı'yla birlikte 'tam bağımsızlıkçıve millî politikalar, devletimizin temel politikaları haline gelmiştir. Cumhurİttifakı'nın 2053-2071 vizyonuyla Türk Cihan Devleti ve Nizam-ı Âlem ülküsügelecek hedefi olarak benimsenmiştir. 15 Temmuz'a ve küresel emperyalizmeverilebilecek en güzel cevap, 15 Temmuz'dan alınabilecek en güzel ders tarihedüşülebilecek en güzel not kuşkusuz bu hedeflere ulaşabilmek için çalışmak veer geç bu hedefleri yakalamak olacaktır. Yine, Cumhuriyet’imizin ikinciyüzyılını Türk ve Türkiye Yüzyılı yapmak emperyalizme, Türk ve Türkiyedüşmanlarına karşı vereceğimiz en güzel cevap ve tarihe karşı en büyüksorumluluğumuz olacaktır.