VATANDAŞ BORÇ, ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞI DERDİNDE!

17 Eylül 2014 11:45 Doç. Dr.Mehmet Günal
Okunma
1937
VATANDAŞ BORÇ, ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞI DERDİNDE!


Bildiğiniz gibi artık kanıksanan adıyla “Torba Kanun Tasarısı” 38 günlük komisyon çalışmaları sonunda Meclis gündemine geldi ve görüşülmeye devam ediyor. Soma’da yaşanan ve bu köşede de değindiğimiz maden faciasının yaralarını sarmak amacıyla gündeme getirilen 61 maddelik İş Kanunu ve başta iş sağlığı ve güvenliği olmak üzere diğer bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarı, İçtüzük’e aykırı birçok ilgisiz madde eklenerek 149 madde olarak Meclis Genel Kuruluna sunuldu. Yani “torba” âdeta çuvala hatta “harar”a döndü. AKP hükûmeti Torba Kanun Tasarısı’nın içine bir taraftan hukuk devletini ayaklar altına alan, kendi yolsuzluk ve usulsüzlüklerinin üstünü kapatmayı amaçlayan, yeni rant alanları yaratmaya imkân tanıyan maddeler eklerken diğer taraftan ekonomide yaşanan sıkıntılar nedeniyle ödeme güçlüğü içine girmiş olan vatandaşlara bazı ödeme kolaylıkları sağlayan maddeleri doldurarak yine milleti kandırmaya çalışıyor.
AKP “Helale Haram Katarak” Vatandaşı Aldatıyor
AKP hükûmeti 2010 yılındaki Anayasa değişikliği sürecinde de yaptığı gibi yine “helale haram katarak” millete yutturmaya çalışıyor. Başta MHP olmak üzere muhalefet partileri de hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de Genel Kurulda bu hukuksuz dayatmaya İçtüzük’ün verdiği imkânlar ölçüsünde karşı çıkmaya çalışıyor.
Meclisi torba kanun gündemine kilitleyen Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında adaletsiz bir şekilde bütün devlet gücünü kullanmakta ve her ne pahasına olursa olsun Çankaya’ya çıkarak kendisini kurtarmaya çalışmaktadır. Seçim kampanyasının başında Vizyon Belgesi açıklayan Başbakan Erdoğan, maalesef yine ekonomiyle ilgili pembe tablolar çizmeye devam etmiş, birçok yanlışı bir araya getirerek milleti aldatmaya yeltenmiştir. Aslında Başbakan Erdoğan bunu ilk defa yapmıyor, defalarca yazmamıza ve Meclis kürsüsünden uyarmamıza rağmen yanlış ve eksik bilgileri kamuoyuna aktarmaya devam ediyor. Artık Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanı olabilmek için her türlü usulsüzlüğü ve baskıyı yapmakta, âdeta diktatör gibi davranmakta, Anayasa’yı ve hukuku tanımamakta, takmamaktadır. Bu çerçevede adaylık açıklamasında da milleti aldatmaya yönelik birçok gerçek dışı hususu gündeme getirerek kendisini aklamaya ve başarılı göstermeye çalışmıştır.
Ama vatandaşın gerçek durumunun Erdoğan’ın söyledikleriyle hiç alakası yoktur. Başbakan Erdoğan’ın refahını artırdığı kitle yandaş müteahhitler ve iş adamlarıdır. Kentsel dönüşüm adı altında yaşanan “rantsal bölüşüm”den faydalanan yandaşların serveti ve refahı artmıştır. Vatandaşın refahının yerine borcu artmıştır. İç tüketime ve ithalata dayalı sanal ekonomik büyüme vatandaşlarımızı borçlanarak tüketmeye yönlendirmiş ve ekonomik ve sosyal çıkmaza sokmuştur.
Vatandaşın Borcu 12 Yılda 55 Kat Arttı!
2002 yılında 1 milyar 973 milyon TL olan vatandaşlarımızın tüketici kredisi borcu 2014 Mart sonu itibarıyla tam 128 kat artarak 252 milyar 167 milyon TL’ye, aynı dönemde kredi kartı borcu da 4 milyar 335 milyon TL’den 18 kat artarak 79 milyar 209 milyon TL’ye yükselmiştir. Toplamda Mart 2014 rakamlarına baktığımız zaman, vatandaşların kredi ve kredi kartı borcu 12 yıllık AKP iktidarı döneminde 6 milyar 308 milyon TL’den 53 kat artışla 331 milyar 376 TL’ye yükselmiş, Mayıs 2014 itibarıyla da bu rakam 55 kat artışla 343 milyar TL’ye ulaşmıştır. Yani vatandaş borçlanarak tüketmekte, hükûmet ise önlem olarak vatandaşın gelirini artıracak yapısal reformlar yerine kredi kartı harcamalarına taksit sınırı getirmektedir.
Kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın sayısındaki artış da dikkati çekici boyutlara ulaşmıştır. 2003 yılında sadece 5.781 kişi kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemezken, bu rakam 2013 yılında 912.839 kişiye yükselmiş. 2014 yılının ilk beş ayında ise 532.081 kişinin kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği dikkate alındığında 2014 yılında yıllık artışın %50’yi geçeceği açıkça görülmektedir. Kısacası, vatandaş sayısı açısından da borç miktarı açısından da durum hiç de Başbakan Erdoğan’ın söylediği gibi değildir.
Hane halkı bazında baktığımızda da vatandaşlarımızın durumu pek parlak değildir. Hane halkının finansal varlıkları 2003’te 156 milyar TL iken 2013’te 730 milyar TL’ye, borçları ise 8 milyar TL’den 371 milyar TL’ye çıkmıştır. Borcun varlığa oranı ise 2003’te %5,1 iken 10 kat artarak %54’e yükselmiştir.
10 Ağustos Hesap Günü Olacak!
İşte vatandaş geçim derdiyle uğraşırken İstanbul Sanayi Odasının belirlediği ilk 500 firma arasında 129 firma zarar açıklamışken Başbakan’ın pembe tablolar çizmesinin gerçekle alakası yoktur. Seçim öncesi seçim rüşveti olarak vatandaşın ağzına bir parmak bal çalmak yerine, gerçek anlamda gelirini artıracak, borçlarını azaltacak önlemler alması gereken Başbakan; maalesef yolsuzlukların üstünü örtecek, 17-25 Aralık Operasyonunu etkisiz hâle getirecek işlerle uğraşıyor ve TBMM’yi de baskı altına alarak hukuksuzluğa alet etmeye çalışıyor.
Vatandaş borç altında inlerken “Borç yiğidin kamçısıdır.” diyen Tayyip Erdoğan vatandaşın yediği kamçılarla ilgili acaba ne düşünüyor? Bence şu anda 17-25 Aralık Operasyonunun intikamını alarak kendisini yargılanmaktan kurtarmak ve Köşk’e çıkmaktan başka bir şey düşünmüyordur! Ama Allah’ın da bir hesabı vardır. 10 Ağustos Tayyip Erdoğan’ın değil, “kamçı altındaki” vatandaşların hesap soracağı ve Allah’ın hesabının gerçek olacağı bir gün olacaktır. Bütün Türkiye’nin Başbakan Erdoğan’dan kurtuluşunun başlangıcı olacaktır.