BİLİM VE MEDENİYET

29 Mart 2014 15:54 Seraceddin Gürbüz
Okunma
3406
BİLİM VE MEDENİYET

Uygarlık ve Medeniyet, bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Uygar kelimesi, yerleşik hayata ilk geçen Türk kavmi olan Uygurlardan gelmekte olup medeniyet ise Arapça’da kent manasına gelen ‘medine’ sözünden türetilmiştir ve bedeviliğin tam tersine vurgu yapar.

Medeniyet ve uygarlık kavramları çoğunlukla aynı anlamda kullanılmakla birlikte, uygarlığın daha geniş bir anlam taşıdığını ifade etmek mümkündür. Medeniyetin, belirli bir insan topluluğu veya topluluklarının belirli bir coğrafya üzerinde ve belirli bir zaman içinde ortaya koydukları değerlerle sınırlı olmasına karşı; uygarlık kavramının, binlerce yıl devam eden gelişmeler sonunda, insan aklının, bilim ve teknolojisinin katkısı ile ortaya çıkan ve tüm insanlığın eseri ve malı olan evrenselliği söz konusudur.
 
Ziya Gökalp ve Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar’a göre medeniyette; bilim, fen, teknolojik aygıtlar, sosyal-siyasal-ekonomik kurumlar ve kuruluşlar olarak kendini apaçık göstermektedir.

Din, dil, ahlak, edebiyat, folklor, güzel sanatlar, felsefe gibi duygular, algılar, değerler ve kanaatler olarak var olan kültür ise her bir birey tarafından paylaşılan ama her bir bireye mensubiyet şuuru telkin ettiği için, onlardan bağımsız olarak da var olabilen bir toplumsal müktesebattır. Bu yüzden ulus; soya-kana, etnisiteye-ırka, coğrafyaya, siyasi birliğe değil, belirli bir dile, dine, ahlaka, terbiyeye, sanata, estetiğe, felsefeye, ülkü ve ilkelere bağlı ve tabi toplumsal bütündür. Bunlar bedensel varlığın ruhu gibi, bir milleti ayırt eden ve kuşkusuz ki o milleti var eden unsurlardır...