GÜLER: ATATÜRK, İYİ Kİ CHP’NİN BUGÜNLERİNİ GÖRMEDİ

29 Ekim 2019 11:24 Ahmet Deniz AĞCA
Okunma
757
GÜLER: ATATÜRK, İYİ Kİ CHPNİN BUGÜNLERİNİ GÖRMEDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Başdanışmanı ve MYK Üyesi Dr. Ali Güler, "Bölücü terör örgütü PKK'nın kuruluşu öncesinde nasıl ki 'Kürtçü/bölücü' yapılar sol hareketlerin içinde neşvü nema, yaşam alanı bularak gelişti ise Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP de PKK/HDP için 'taşıyıcı annelik' görevine soyunmuştur. Vay Atatürk'ün partisinin vaziyetine. Vay ki ne vay! 'Atatürk iyi ki CHP’nin bugünlerini görmedi.” dedi.
Güler, CHP'nin bugün giderek nasıl HDP'lileştiğini değerlendirirken, çarpıcı tespitlerde bulundu.
Bugünkü HDP ve selefleri olan siyasi patilerin, bu küresel stratejinin bir parçası olarak PKK'nın siyasal uzantısı şeklirde hayata geçirilmiş partiler olduğunu belirten Güler, "Efendim şu kadar oy alıyorlar, demokratik yolla oy alıyorlar." gibi olanı gizlemeye, halkın gözünde terör örgütünü meşrulaştırmaya dönük çabaların bugün de sürdürüldüğünü söyledi.
Güler, şunları kaydetti:
"PKK/HDP allanıp pullanarak, âdeta tüm Kürtçe konuşan insanlarımızın temsilcisi gibi pazarlanmaya çalışılmaktadır. Parlamenter sistemde ana muhalefet partisi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde en büyük muhalefet partisi olan CHP, özellikle Deniz Baykal’ın bir kaset operasyonu ile tasfiyesinden sonra önceki 'iş birliği' dönemine yeniden dönmüştür. PKK'nın kuruluşu öncesinde nasıl ki 'Kürtçü/bölücü' yapılar sol hareketlerin içinde neşvünema, yaşam alanı bularak gelişti ise Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP de PKK/HDP için 'taşıyıcı annelik' görevine soyunmuştur. Ülkemizde 15 Temmuz 2016'da yaşanan ABD güdümündeki FETÖ kalkışması sonrasında gerçekleşen ve 'Yenikapı Ruhu' olarak ifade edilen millî ruh, CHP tarafından görmezden gelinmiş, her türlü teröre karşı AKP ve MHP'nin oluşturduğu millî direniş; CHP'nin başını çektiği bir ittifakla sabote edilmeye çalışılmıştır.
Gözlerini 'Tayyip karşıtlığı' bürüyen ve 'Tayyip gitsin de ülke yanarsa yansın' mantığı ile hareket eden CHP yönetimi, Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde âdeta 'terör destekçisi', 'terörün ve teröristlerin can simidi' hâline gelmiştir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün alçak kalkışmasının üzerinden dört ay geçmeden, Aralık 2016'da Adana'da düzenlenen 'Türkiye'yi Böldürmeyeceğiz' mitinginde FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Şahin Alpay Ali Bulaç'ın da aralarında bulunduğu tutuklu gazeteciler için, 'Onlar şu anda hapiste, ama onlar aynı zamanda Adana meydanında, yüreklilerin bulunduğu meydanda, Cumhuriyet’e, demokrasiye sahip çıkan meydanda, Mustafa Kemal'in meydanında onlar şimdi.' ifadelerini kullanmış ve kürsüden bunların isimlerini okuyarak, meydandakilere 'Burada!' diye bağırttırmıştır. Mitingin adına bak, talep edilene, yapılana bak! Milletin aklı ile alay eden bir siyasetçi portresi ile karşı karşıya kalmıştık. Maalesef, bundan sonra bunun örneklerini çok fazla görecektik. 16 Nisan 2917 Anayasa Değişikliği Referandumu'nda HDP, FETÖ vesair bütün yıkıcı ve bölücü sol ile 'hayır bileşenleri' adı altında bir iş birliği gerçekleştiren CHP, koşar adım terör ve terörist destekçisi bir parti işlevine bürünüyordu. 15 Temmuz sonrası devletin terörle mücadelede gösterdiği kararlılık sayesinde cezaevlerine FETÖ ve PKK'lı teröristler doldurulmuş, Kılıçdaroğlu ise 'adalet' için Ankara'dan İstanbul'a 460 kilometrelik yolu yürümüştür. 15 Haziran 2017 günü Ankara Güvenpark'tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 25. günün sonunda, 9 Haziran 2017’de Maltepe'ye gelerek 'Adalet Yürüyüşü'nü tamamlamıştır. Terör şehitlerimiz için bir adım bile atmayan Kılıçdaroğlu, yaz sıcağında, ramazan ayında teröristler için 460 kilometre yol yürümüştür!"

DEVLET NE ZAMAN TERÖRÜN BAŞINI EZSE CHP İMDADINA YETİŞİYOR
Güler, "Kılıçdaroğlu liderliğinde Atatürk'ün yolundan süratle uzaklaşan CHP'nin artık yeni ortakları vardı. İP, Saadet, HDP ve diğerleri. Birbiriyle bir araya gelmesi tarihî ve sosyolojik olarak mümkün gözükmeyen bu partiler bir araya gelmişti." diye konuştu.
"24 Haziran 2018'de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde yine aynı 'kirli ittifak' gündemdeydi." hatırlatmasında bulunan Güler, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"PKK'nın siyasal uzantısı HDP, 7 Haziran, 1 Kasım 2015'te olduğu gibi bir kere daha CHP'liler tarafından kurtarılmış, TBMM'ye sokulmuştu. Aynı ittifak ilişkisi 2019 Yerel Seçimlerinde de devam etti. Güya HDP, CHP ve İP tarafından oluşturulan 'zillet ittifakı'nda yoktu. Fakat bu ittifak adaylarının seçimi alabileceği hiçbir yerde HDP aday çıkarmamıştı. HDP'nin seçimi alabileceği illerde de 'zillet' aday çıkarmamıştı. Tabii ki, tamamen tesadüf olarak! Tamamen tesadüf olarak, Kandil'deki PKK terör baronları arkası arkasına 'zillet ittifakı'na oy verin diyen videolar yayımlatıyorlardı. Zilletin adayları âdeta 'Demirtaş seviciliğine' soyunmuşlar, cezaevindeki Demirtaş'ı ziyaret kuyruğuna girmişlerdi. Devlet, Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin PKK/PYD/SDG garnizon devletçiği oluşturma çabasını engellemek için El-bab, Zeytin Dalı Operasyonları yapar, CHP'liler bağırır: 'Afrin'de ne işimiz var?' Allah Allah! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını cevapladı. 'Türkiye'nin beka sorunu olmadığını' iddia eden Kılıçdaroğlu, sunucunun, 'Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin terör örgütü YPG/PKK'yı silahlandırmasını' hatırlatması üzerine akla ziyan bir ifade kullandı: 'Onlar bize mi saldıracaklar, hayır efendim!' diyen Kılıçdaroğlu, dış politika ve millî güvenlik açısında âdeta bir faciaya imza attı. Kılıçdaroğlu daha önce de terör örgütü YPG'ye kol kanat gererek 'Bizim için YPG terör örgütü değildir. Şimdi bir kere terör örgütü olarak sivillere genç, yaşlı, kadın, erkek demeden öldüren örgütlenmelere biz 'terör örgütü' diyoruz. PKK bu bağlamda terör örgütüydü, çünkü genç, yaşlı, kadın, erkek demeden katletti. Ancak YPG'nin şu ana kadar Türkiye'ye veya kendi halkına yönelik böyle bir uygulaması olmadı. Olursa tabii ona da karşı çıkarız. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.' demişti."

DEVLET, PKK/HDP'YE VURUYOR, SES CHP'DEN GELİYOR
Dr. Ali Güler, HDP'li belediyeler kayyum atanması ve CHP'nin bu konudaki tavrı konusunda da çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
"İşin özü, devlet ne zaman terörün başını ezse, ne zaman PKK'yı bitirme aşamasına gelse CHP imdada yetişiyordu." görüşüne yer veren Güler, şunları belirtti:
"PKK ile iltisak ve iş birlikleri tespit edildiği için, belediyenin, devletin imkânlarını Kandil'deki terör baronlarına peşkeş çektikleri için HDP'li bazı belediyelere kayyum atanması üzerine nedense buna en çok tepki CHP'lilerden geliyordu. HDP'li bazı belediyelere kayyum atandığında yine CHP’li vekiller ve İmamoğlu gibi büyükşehir belediye başkanları koşarak 'taziyeye' gidiyorlardı. İşin garip tarafı, Diyarbakır'da PKK/HDP'lilere Atatürk posteri hediye eden İmamoğlu, aynı günlerde Diyarbakır'daki HDP il binası önünde “çocuklarının dağdan indirilmesi' talebi ile oturma eylemine başlayan anneleri görmezden geliyordu!
'Demokratik yoldan seçilen belediye başkanlarının, görevden alınması, millet iradesini gaspetmekmiş…' CHP'lilerden en çok duyduğumuz değerlendirmelerden biri de bu son günlerde… Sevsinler sizin demokrasinizi… Siz seçilen belediye başkanının Kandil'den atanan 'eş başkan'ın kulu olduğundan habersiz misiniz? 77 yaşındaki Ahmet Türk’ün esas duruşta 20 yaşındaki sözde 'eş başkan'ın sigarasını yaktığını da mı görmüyorsunuz? Neyin demokrasisi? Neyin kafası bu? Sakine Cansız denilen teröristin öldürülmesi üzerine 'üzülen' ve o teröristi 'kutsayan' bir il başkanınız var. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, sosyal medya paylaşımları nedeniyle toplam 5 ayrı suçtan 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme; Kaftancıoğlu'nu; 'Terör propagandası yapmak' suçundan 1 yıl 6 ay 'kamu görevlisine alenen hakaretten' 1 yıl 6 ay 20 gün, 'Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret' suçundan 1 yıl 16 ay, 'Devleti alenen aşağılamak' suçundan 1 yıl 3 ay, 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' suçundan 2 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Terörü ve teröristi övmekten dolayı ceza almış bir il başkanınız var. Hayırlı olsun! CHP, artık PKK/HDP ilişkisini saklayamaz hale gelmiştir. Devlet, PKK/HDP’ye vuruyor, ses CHP'den geliyor. Çok ilginç bir durum doğrusu!"

VAY ATATÜRK'ÜN PARTİSİNİN VAZİYETİNE. VAY Kİ VAY!
Dr. Güler, "Devlet, PKK/HDP'ye vuruyor, ses CHP'den geliyor." ifadesini yineleyerek, "Vay Atatürk'ün partisinin vaziyetine. Vay ki ne vay! 'Atatürk iyi ki CHP’nin bugünleri görmedi' demek herhâlde en iyisi." diye konuştu.
"Temennimiz CHP'nin bir an önce bu yanlıştan dönmesidir." ifadesine yer veren Güler, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
"Kendisine 'Atatürk'ün ve Cumhuriyet’in partisi' diyerek oy veren seçmeninin millî duyarlılıklarına saygılı bir hâle dönmesidir. Terörle mücadele, Türkiye'de milletimizin en fazla hassasiyet gösterdiği konudur. Bu duyarlılık, her şehir, her köy, her mahalle, her sokaktaki şehit ailelerimize, gazilerimize ve onların yakınlara gösterilecek saygının duyarlılığıdır. Şehitlerimize gösterilecek saygının duyarlılığıdır. Siyaseti bu duyarlılığı dikkate almadan yapan zihniyetleri Türk milletinin affetmediği, sandık önüne geldiği zaman büyük bir ders verdiği tarihen sabittir. 'Çözüm süreci' denilen rezalet, AKP'ye 7 Haziran 2015 Seçimlerinde 10 puan oy kaybettirmiştir. CHP, terör örgütü PKK'nın siyasal uzantısı olduğu aşikâr olan HDP ile arasına bir kalın duvar örmez ise ve devletin terörle mücadelesinde gereken tavrı göstermezse aynı akıbetten kurtulması mümkün değildir. 'Tek adam rejimini yıkacağız.' diyerek şimdilik bir arada tuttuğu geniş halk kesimleri, bu söylem ortadan kalktığında HDP/PKK ile yan yana duran, iç içe geçmiş bir CHP gerçeği ile yüz yüze gelecektir. Ve o zaman CHP Türk milletinden gereken dersi alacaktır. Bu böyle biline!"