İlk Meclisin Binası: Yokluklar İçinde Varlık
16 Mart 1920’de İstanbul’un resmen işgali ve Osmanlı Padişahı Vahidettin’in İrade-i Seniyyesi ile 11 Nisan 1920’de İstanbul’daki Mebusan Meclisini resmen kapatması üzerine Ankara’da bir meclis açılması kararlaştırıldı. Ankara’da Meclisin toplanma yeri olarak, çeşitli binalar gezildikten sonra, II. Meşrutiyet Dönemi’nde İttihat ve Terakki Cemiyeti Kulübü olarak yapılmış, tek katlı, uzunca bir koridorla, bu koridorun iki yanında birer salonla beş büyük ve üç küçük odadan meydana gelen ve o zaman henüz yapımı tamamlanmamış bina tespit edildi.
Meclisin açılması kararlaştırıldıktan sonra boşalmış bulunan bu bina Meclis binası olarak seçildi. Yarım kalan işlerinin tamamlanması görevi, İttihat ve Terakki Partisinin temsilciliğini de yapmış olan Necati Bey’e verildi. Necati Bey’in çabaları ve Ankara halkının olağanüstü katkı ve fedakârlıklarıyla binanın eksiklikleri giderildi. Bina bir koridorla iki yana sıralanmış irili ufaklı odalardan oluşuyordu.
Devrin tüm özelliklerini yansıtan bu binanın cephelerinde Ankara taşı kullanılmıştır. Ön cephedeki üçlü ikili kemerler ise ahşap konsullara oturmuş geniş saçaklar ve ön cephedeki iki balkon binanın özelliklerini yansıtır.
İlk Meclisin açılacağı bu binanın en önemli eksikliği, çatısının kiremitlerinin yeterli olmaması idi. E. Behnan Şapolyo’nun anlatımına göre, “...O zamanlar Ulucanlar’da bir ilk mektep yapılıyordu. Bu bina için Marsilya kiremitleri getirilmişti. Bu kiremitler alınarak Meclisin orta kısmına yerleştirildi... Fakat yan taraflar açık kaldı. Kiremitlerin eksik kaldığını gören halk, evlerine koşarak damlarından kiremitlerini söktüler, kucak kucak yeni kurulacak devletin, yeni binasını ikmal ettiler. Bu görülecek bir tablo idi. Kadınlar, çocuklar, aksakallı ihtiyarlar kucaklarında kiremit taşıyorlardı. Bu suretli binanın eksiklikleri tamamlandı...”
Binada başlangıçta elektrik tesisatı yoktu. Bir kahveden alınan kenarları avizeli petrol (gaz) lambası tavanın ortasına asılmıştı. Daha sonraları, bir lokomotifle aydınlatılan Fresko’nun Millet Bahçesi’nden Meclise çekilen elektrik hattı ile aydınlanma sağlandı. Fakat gece saat 12.00 oldu mu, ışık 3 kere yanıp sönerek işaretini verirdi. Bu elektriğin kesileceği anlamına gelirdi...