DEPREM ve GÖÇ

03 Nisan 2023 12:22 Yrd.Doç.Dr.Nasrullah UZMAN
Okunma
255

DEPREMve GÖÇ

Doç.Dr. Nasrullah UZMAN*

 

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraşili Pazarcık ilçesinde saat 04:17’de 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan ilçesinde saat13:24’te 7.6 büyüklüğünde iki büyük deprem meydana geldi. Esasen Türkiye’de ilkdefa bir deprem olmuyordu; fakat Türkiye, tarihinde ilk defa 9 saat arayla ikibüyük depremle karşı karşıya kalıyor ve deprem sebebiyle bu kadar büyükkayıplar yaşıyordu. Bu yüzden depremler gerek büyüklüğü, gerekse sebep olduğukayıplar sebebiyle Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerinden biri olaraktarihe geçti. Ülkemizde 7 gün millî yas ilan edildi. Fakat depremden birinciderecede etkilenen ve hasar gören 11 şehrimizde olağanüstü hâl ilan edildi. Buşehirlerimiz Kahramanmaraş’la birlikte Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Elâzığ,Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’ydı. Bilindiği üzere bu11 şehrimizden 7’si (Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş veŞanlıurfa) “büyükşehir”statüsündedir. Türkiye’de büyükşehir statüsünde 30 şehrin olduğu düşünüldüğündeortama her 4 büyükşehirden 1’i depremden birinci derecede etkilenmiştir. Depreminetkilediği bölgenin büyüklüğünü daha iyi ifade etmek adına OHAL kapsamınaalınan 11 şehrimizin toplam yüz ölçümünün yüzölçümü, 110 bin kilometrekaredenfazla olduğunu belirtmek gerekir. Türkiye’nin toplam yüz ölçümü esasalındığında yaklaşık 1/7’i depremden etkilenmiştir. Bölgedeyaşayan insan sayısı ise 14 milyondan fazladır. Türkiye İstatistik Kurumu’nunverdiği rakamlara göre OHAL kapsamındaki illerin nüfusları şöyledir:Kahramanmaraş (1.177.436), Adana (2.274.106), Adıyaman (635.169), Diyarbakır(1.804.880), Gaziantep (2.154.051), Elazığ (588.000), Hatay (1.686.043), Kilis(147.919), Osmaniye (559.405), Malatya (812.580) ve Şanlıurfa (2.170.110). Yanidepremden etkilenen bölge, gerek yüz ölçümü gerekse nüfus itibarıyla birçokAvrupa ülkesinin toplam yüz ölçümünden ve nüfusundan daha büyüktür. Türkiye’nintoplam nüfusunun 85 milyon civarında olduğu düşünüldüğünde toplam nüfusumuzun yaklaşık%16’sının deprem bölgesinde yaşadığı, neredeyse her 6 kişiden 1 kişinin deprembölgesinde yaşadığı görülecektir. Üstelik bu rakama söz konusu 11 ilde ikameteden geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar ve yabancı statüsünde buillerde ikamet edenler dâhil değildir.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresiBaşkanlığının verdiği resmî rakamlara göre 2 Şubat 2023 tarihi itibarıyladepremden etkilenen bölgelerde ikamet eden Suriyeli sığınmacı sayısı 1.7 milyoncivarındaydı. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığının verdiği resmîrakamlara göre OHAL kapsamındaki illerde ikamet eden Suriyeli sığınmacılarındağılımı şöyledir: Kahramanmaraş (94.888), Adana (250.679), Adıyaman (22.267),Diyarbakır (21.727), Gaziantep (459.751), Elâzığ (12.188), Hatay (354.549),Kilis (87.408), Osmaniye (31.427), Malatya (38.650) ve Şanlıurfa (369.145). Türkiye’dekisığınmacı sayısının 3.5 civarında olduğu düşünüldüğünde Türkiye’de geçicikoruma statüsündeki Suriyeli sığınmacıların yaklaşık yarıya yakını, yani her 2Suriyeli sığınmacıdan 1’i depremden etkilenen bölgelerde ikamet etmektedir.Bunun yanı sıra deprem bölgesinde kurs, turizm, bilimsel araştırma vb.nedenlerle 3 aydan kısa süreli vize veya ikamet iznine sahip bulunan yabancısayısı da 65 bin civarındadır. Elimizdeki verileri topladığımızda depremdenetkilenen insan sayısının 16 milyon civarında olduğu görülmektedir. Kahramanmaraşmerkezli depremler 110 bin metrekare alanı doğrudan etkilemiş, derinçatlaklara, tren raylarının bükülmesine, otoyolların çökmesine ve yer kabuğunun7,3 metrelik yer değiştirmesine sebep olmuştur. Fakat belirtmekte fayda var kideprem ve inşaat yönetmelikleri görmezden gelinerek, proje ve yapı denetimhizmeti alınmadan, kalitesiz, eksik ve yetersiz malzeme kullanılarak yapılanbinalar da doğal olarak hasar almıştır. Bu hususlarda hatası ve ihmali olanlar,mahkemelerde hesap vereceklerdir. Kahramanmaraş merkezli depremler sebebiyleOHAL kapsamındaki illerde hasar alan ve yıkılan binalarda yaşayan insanlarevlerini kaybetmişlerdir. Bunların yanı sıra evleri az hasar ya da hasarsızolsa bile yaşanan depremin sebep olduğu travma sebebiyle evlerine giremeyecekdurumdadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığının verdiği rakamlara göredepremin etkilediği illerde yapılan incelemelerde 24 Şubat 2023 tarihi itibarıyla173 bin 534 bin bağımsız binada 534 bin bağımsız bölümün acil yıkılması gerekenhasarlı ve yıkık olduğu tespit edilmiştir. Depremden sonra yaşanan artçıdepremler de bölge halkının tedirgin olmasına sebep olmaktadır. Kaldı kiİçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından verilenbilgilere göre Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremden 21 Şubat 2023tarihine kadar geçen sadece 15 günlük süreçte 7.184 artçı deprem yaşanmıştır.Yaşanan artçı depremlerin sayısı da göz önünde bulundurulduğunda bölge halkınınevlere girmek istememesinin sebebi rahatlıkla anlaşılabilir. İnsanlar bölgedekiasgari yaşam şartlarının ortadan kalktığı böylesine olağanüstü durumlardaasgari yaşam şartlarını karşılayabilecekleri daha güvenli bölgelere göç ederler.Böylesine büyük bir afette de bölge nüfusunun kendisini daha güvende gördükleriyerlere doğru göç etmesi normaldir. Türkiye, daha önceki benzer felaketlerde deaynı durumu tecrübe etmiştir. Dolayısıyla her depremde olduğu gibi bu depremdede evleri hasar alan insanlar daha güvenlik gördükleri alanlara göç etmiş,böylece ciddi bir nüfus hareketliliği yaşanmıştır. AFAD koordinasyonundaJandarma Genel Komutanlığı iş birliğiyle evleri yıkılan ya da hasar alanvatandaşlarımızın bir kısmı bölgeden “tahliye”edilmişlerdir. Nüfus hareketliliği özellikle bina hasarının yoğun olduğuillerde daha fazladır. Buradaki vatandaşlarımızdan bazıları yakınlarınınyanına, bazıları da daha güvenli buldukları şehirlere göç etmişlerdir. Bugibiler ya akrabalarının yanına yerleştirilmişler ya da yönlendirildiklerişehirlerde yine devletin ilgili birimlerinin koordinasyonunda öğrenciyurtlarında, otellerde ve kamu misafirhanelerinde, konutlarda barınma imkânınakavuşmuşlardır. Bunun yanı sıra deprem bölgesinde olmakla birlikte hasaralmayan daha güvenilir bölgelere de bir göç söz konusudur. Özellikle yayla veyabağ evleri ya da hasar almayan yerleşim birimleri bu anlamda ön planaçıkmaktadır. OHAL kapsamındaki şehirlerimiz, özellikle de büyükşehir statüsündeolanlar, sosyoekonomik birikimi olan, potansiyeli yüksek şehirlerdir.Dolayısıyla rakam ne kadar yüksek olursa olsun deprem sebebiyle yaşanan göçhareketi, istisnalar olmakla birlikte geçicidir. Deprem bölgesindeki şartlarınnormalleşmeye başlamasıyla birlikte tersine göçün başlayacağı da aşikârdır.Mevsimin kış ve hava koşullarının olumsuz olmasının göçü tetikleyen önemli birunsur olduğu, iklim şartlarının iyileşmeye başlamasıyla birlikte tersine göçünhızlanacağı da unutulmamalıdır. Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı kısa vadedeçadır, konteyner ve prefabrik yapılarla uzun vadede ise bölgenin kültürüneuygun, kaliteli, güvenli ve kalıcı yapılar inşa edilerek giderilecektir.Barınma sorununun çözülmeye başlamasıyla birlikte göç eden vatandaşlarımız daeski ikamet birimlerine geri döneceklerdir. Devletimiz ve milletimiz, nasıl tümimkânlarıyla öncelikle depremzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarını karşılamakiçin seferber olduysa, bundan sonra da aynı duyarlılıkla depremzedelerinbarınma sorununu kalıcı olarak çözmek için çalışacaktır. Bölgenin imar veinşası oranında tersine göç de gerçekleşecektir. Bölgeye tersine göçühızlandıracak bir diğer önemli faktör ise hasar gören iş yerlerinin kapılarınıyeniden açması ve üretime başlamasıdır. Hasar gören iş yerlerinin kapılarınıyeniden açması ve üretime başlaması çalışan nüfusun yeniden bölgeye gelmesini sağlayacak,ekonomik olarak bölgenin ayağa kalkması ve sosyal hayatın yeniden başlamasını dahızlandıracaktır. Ayrıca belirtmekte fayda var ki hâlen deprem bölgesinde olupgöç etmeyen insanların sayısı tahliye edilenlere kıyasla çok daha fazladır. Türkiye’ninbu süreçte bir diğer öncelikli meselesi de acıların sarılması, yaralarınkapanmasıdır. Depremden etkilenen vatandaşlarımızın psikolojik ilk yardımalmaları ve yaşadıkları travmayı en az hasarla atlatmalarıdır. Şehirlerinyeniden imarı, binaların yeniden inşası Türkiye’nin rahatlıkla üstesindengelebileceği meselelerdir. Türk milletinin bu süreçte gösterdiği fedakârlık,özveri ve yardımseverlik takdire şayandır. Türkiye, süreci sağlıklı bir şekildeyürüterek, yaralarımızı saracak, bölgeyi yeniden imar ve inşa edecek, ileriyeyönelik önlemleri alabilecek, süreçte ihmali ve kastı olanlardan hesap soracakgüçtedir. Ülkemiz, milletimizin sağduyusu ve özverisiyle yaralarımızı kısasürede saracak, hasar gören şehirlerimizi yeniden inşa edecektir. Bu sayedebölgenin demografik yapısı da korunacaktır. Bu vesile ile bir kez daha yaşanandepremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yaralılarımızaacil şifalar diliyorum.

KAYNAKÇA

https://www.aa.com.tr/tr

https://www.afad.gov.tr

https://www.csb.gov.tr

https://www.goc.gov.tr/gecici-koruma5638

http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/2/deprem-bilgileri/buyuk-depremler

 



*Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. E-posta:nasrullah.uzman@hbv.edu.tr