Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde hem darbecilere itiraz etti hem de Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sahip çıktı.
Bahçeli, darbe girişimine ilk andan itibaren en sert ve tavizsiz tepkiyi verdiklerini belirterek, “Arkasından 16 Temmuz saat 01.30 sularında yazılı bir basın açıklamasıyla her türlü demokrasi dışı arayışa karşı olduğumuzu, darbe teşebbüsünde bulunanların derhâl hukuka teslim olmalarını çekinmeden, korkusuzca ifade ettim. Ama demedik, ancak demedik, bize yarar mı, hissemize bir şey düşer mi hesabı yapmadık. Darbe cüretinin karşısına çakı gibi, çelik gibi çıktık, darbecilere hayır dedik.” diye konuştu. MHP Lideri Bahçeli, 19 Temmuz Salı günü TBMM’deki haftalık grup toplantısında yaptığı konuşma 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
“Bıçak gibi keskin, kurşun gibi ağır, gece gibi karanlık bir ülke tablosu altında haftalık parti Meclis Grup toplantımızı gerçekleştiriyoruz.” diye konuşmasına başlayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Tarihinde ilk kez mütecaviz emellere uğrayan, ilk defa kurşun ve bomba yiyen Gazi Meclisin çatısı altında sönmeye yüz tutan kardeşlik meşalemizi canlı tutmaya çalışıyoruz. Her mihnet ve melanete rağmen düşmedik; hamdolsun ayaktayız. Karmakarışık günlerden düşe kalka, ağlaya sızlaya geçiyor; yaşanan ağır ve travmatik olaylara hep birlikte kafa yoruyoruz. Sonunda bu da oldu, kaos fitili ülke genelinde tutuşturuldu. Türkiye demokrasi dışı arayış ve müdahale çabalarının soğuk ve yüksek basınç ihtiva eden havasıyla sarsıldı. Akılların bir köşesinde devamlı asılı duran, hepimizi kaygılandırıp kara kara düşündüren vahim olaylara adım adım, usul usul, sinsi sinsi gelindi. Bunalım çığı 79 milyonun üzerine yuvarlandı. Husumet depremi vicdanları yıkacak kadar şiddetli oldu. İleri demokrasi iddiaları ters tepti, boş ve asılsız çıktı. İster kabul edilsin, isterse de inkâr; ama bilinsin ki, Türkiye’miz şu anda kör bir çıkmazda, koyu bir istikrarsızlık kuşağındadır. Bugün 93 yıllık Cumhuriyet tarihinin en nazik en kırılgan en yürek yaralayıcı dönemini yaşıyoruz. Bu nedenle ortak akıl ve iradeyle hareket etmek durumundayız. Sabırlı olmalı, sağduyunun rehberliğinden ayrılmamalıyız. Kin, nefret ve öfke salgınına kapılıp bu cennet vatana kâbus üstüne kâbus yaşatanların, tuzak kurup arkasına yaslanarak birbirimize girmemizi seyre dalanların değirmenine su taşımaktan kaçınmalıyız.”
UYANIK OLMALI, DİRİ
DURMALIYIZ
“Türk milleti olarak uyanık olmalı, diri durmalıyız.” hatırlatmasında bulunan Bahçeli, şunları ifade etti:
“Millî birlik ve kardeşliğimiz üzerinde oynanan acımasız kumarı görmeli, aklımızı başımıza almalıyız. Maalesef Türkiye yoğun bakımda, yoğunlaşmış risk altındadır. Türk milleti endişeli, gelişmelerin boyutu çok tehlikelidir.Türkiye Cumhuriyeti muazzam bir mücadelenin, muhteşem bir diriliş destanının eser ve hediyesidir.Ve bu tarihî gerçeğin kötülenmesi, üstünün örtülmesi veya yok edilmesi vatana ve millete kastetmekle eşdeğer bir cürümdür.Türk milleti 30 Ekim 1918’den 9 Eylül 1922’ye kadar nice badire ve belaları yenerek bağımsızlığını tekrar elde etmiş, tarihsel yolculuğunu inançla sürdürmüştür.Türkiye korsan bir devlet değildir.Türkiye rüştünü ispat edememiş, hukukun ayaklar altında süründüğü yeni yetme çadır ve çukur devleti hiç değildir. Kaldı ki tam tersi bir eylem veya teşebbüse sessiz kalmamız, hepsinden mühimi büyük Türk milletinin müsaade etmesi akla ziyan, millî onura mugayir bir hâldir. Yürürlükteki Anayasa’nın 2.maddesinde ifade edildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Millî ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923’te atılmıştır. Egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Bunun hilafına, buna aykırı her girişim, her düşünce, her hazırlık, her plan gayrimeşru, gayriahlaki ve gayrihukukidir. Kaderimizin çatısı demokrasinin erdem ve emanetleriyle örülmüştür. Geleceğimizin rotası millî iradenin şaşmaz, değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik telif haklarıyla çizilmiştir.”