ZİYA GÖKALP’İN BÜSTÜ VE FİKİRLERİ

20 Ocak 2014 11:24 Dr. Hayati Bice
Okunma
2591
ZİYA GÖKALPİN BÜSTÜ VE FİKİRLERİ

ÜLKÜ-YAZ olarak düzenlediğimiz sanal kütüphane için ‘Ziya Gökalp Külliyatı’ adı ile bir arşiv oluşturma çalışmasını sürdürürken 12 Kasım 2013 günü ajanslara Diyarbakır çıkışlı bir haber düştü: “Diyarbakırlı ünlü edebiyatçı Ziya Gökalp'in Valilik karşısındaki Anıt Park'taki büstü kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tahrip edildi.

Bu haberden sonra Ülkücü Hareketin iz bırakan yayın organlarından birisi olarak Yeni Düşünce’nin yeni döneminde yazacağım ilk yazımın Ziya Gökalp üzerine olması, benim için artık farz olmuştu.

Aslında Ziya Gökalp’e yönelik saldırılar,  büstüne yapılan son saldırı ile başlamamıştı ve anlaşılan oki orada da kalmayacaktır. Yıllar vardı ki, Ziya Gökalp’in Türkiye’deki milliyetçi düşünce ve hareketin oluşumundaki önemini bilen çevreler, ülkenin bölünmez bütünlüğü için “özbeöz Diyarbakırlı” olan bir fikir adamının ‘neçok şey’ ifade ettiğinin farkında olan tescilli bölücüler, Gökalp’e saldırıyordu. Bu saldırılardan en sinsi ancak etkili olabilecek olanı Ziya Gökalp’in fikir dünyasındaki etkisini sıfırlama, bu mümkün görünmediği için de unutturma çabası idi. Bölücü eğilimlilerin bu yaklaşımını anlamak bir yerde mümkün idi; ancak İslâmi kesimden bazı “yeni yetme” isimlerin de öncüllerininizinden giderek Gökalp düşmanlığını yeniden alevlendirme, bunun için de onu nimanına kadar dil uzatmaları, tevhidin ne olduğundan her hâlde biraz haberdar olan gönlüme ağır geldi.