MHP Ankara İl Başkanı Turgay BAŞTUĞ: "BUGÜN GELİNEN NOKTADA CHP, PKK'NIN SÖZCÜSÜ OLMUŞTUR"

18 Haziran 2018 15:10 Ahmet Deniz AĞCA
Okunma
1650
MHP Ankara İl Başkanı Turgay BAŞTUĞ: BUGÜN GELİNEN NOKTADA CHP, PKKNIN SÖZCÜSÜ OLMUŞTUR

MHP Ankara İl Başkanı Turgay BAŞTUĞ:

"BUGÜN GELİNEN NOKTADA CHP, PKK'NIN SÖZCÜSÜ OLMUŞTUR"

 

AHMET DENİZ AĞCA

YENİ DÜŞÜNCE -MilliyetçiHareket Partisi (MHP) Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ, bugün gelinen noktada CHP'nin PKK'nın sözcüsü hâline geldiğini ileri sürerek, "CHP’nin sözcüleri Sayın Genel Başkan’ımızın adını ağızlarına alırken iyi düşünmelidir. CHP’nin,AKP ile geliştirdiği üslubu MHP için kullanmamasını özellikle tavsiye ederiz." dedi.

Başkan Baştuğ, CHP'li Özgür Özel ve yine CHP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Yıldırım ile Malatya’da Alevi yurttaşların yaşadığı bazı mahallelerde bazı evlere kırmızı boya ile çarpı işareti atılması ile ilgili olarak geçen ay içerisinde yazılı açıklamalar yaptı.

İlk açıklamasında, Özel'in MHP ile ilgili bazı sözler sarf ettiğini hatırlatan Baştuğ, Özel'in "Hem Saray’a yaranayım hem partimi kapatmayayım hem ittifakı kurayım hem baraj dursun derken burada devreler yanmış." dediğini hatırlattı. Baştuğ, şunları kaydetti:

"Ciltlerce kitabı beş satırda anlatmış Mevlana Hazretleri:'Kör cehalet çirkefleştirir insanları; Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.’  Özgür Özel gibiler cehaletin bataklığına saplandıkları için beyinleri yerine başka uzuvlarından fikir üretmektedir. Eleştirilerin ve Sayın Devlet Bahçeli’nin karalanmasının sebebi, partimizin birçok alanda olduğu gibi seçim barajı konusunda da inisiyatif almasının ve gündem yaratmasının hazmedilememiş olmasıdır. Adında halk olan, halkın partisi olduğunu iddia eden CHP, her teklifimizde niye celalleniyor, niye rahatsız oluyor? Bugünkü CHP, Kandil'in ışığını önüne alıp yürüyenlerdir yani sizlersiniz. Siz Türkmenlerin feryatlarına kulak tıkayıp sözde Kürdistan referandumundan Barzani’yi savunupTürkiye karşıtlığı yapmayı bilirsiniz. Sizin kanalınız Rudaw TV’dir, çıkar oraya konuşursunuz. Bugün gelinen noktada CHP, PKK’nın sözcüsü olmuştur. Meşhur fıkradır; bir gün Bektaşi’ye, 'Neden namaz kılmıyorsun?' diye sormuşlar.Bektaşi de 'Kur’an'da namaza yaklaşmayın ayeti var.' cevabını vermiş. Soranlar,'Ama o ayetin başında içkiliyken namaza yaklaşmayın ifadesi var.' deyince,Bektaşi, 'Ben hafız değilim.' cevabını vermiş. Özgür Özel’in durumu tam olarak budur. Seçim barajı konusunda Sayın Genel Başkan’ımız ne söylemiş, önce onu iyi okuyup anlamanızı isteriz diyeceğim ama anlama güçlüğü çektiğiniz açıklamanızdan anlaşılıyor. CHP’nin sözcüleri Sayın Genel Başkan’ımızın adını ağızlarına alırken iyi düşünmelidir. CHP’nin, AKP ile geliştirdiği üslubu MHP için kullanmamasını özellikle tavsiye ederiz."

CHP'Lİ İL BAŞKANI DA SAYIN GENEL BAŞKAN’IMIZA KÜSTAHCA DİL UZATMIŞ

Baştuğ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik ifadeleri sebebiyle CHP Adıyaman İl Başkanı ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada,şunları belirtti:

"Adıyaman’ın meczup CHP İl Başkanı Mehmet Yıldırım,partisinin Tut ilçe kongresinde nefsini tutamayıp haddini ve yerini aşan küstahça ifadelerle Sayın Genel Başkan’ımıza dil uzatmıştır. Yer yüzünün ensevimli ve akıllı mahlukları olan kuşlar üzerinden edepsizlik eden CHP İlBaşkanı; hayvanlara saldırarak, eziyet ederek içindeki şiddeti dışa vuran akıl hastalarının politikadaki örneklerinden biri olduğunu ispatlamıştır. Bu zavallıiki ayaklı mahlukun, kuşların bile acıyacağı beyinsiz bir ‘siyasi moron’olduğuna şüphe kalmamıştır. CHP Genel Başkanı’nın politika kürsüsünde rakiplerine en yakışıksız ifadelerle saldırmak suretiyle politik rekabetin düzeyini okyanus ötesi seviyesinin bile altına düşürdüğü bir dönemde, onu temsil eden il başkanının zıvanadan çıkması çok da sürpriz olmamıştır. İmam ruhi muvazene ve sağduyuyu kaybedip ölçüyü kaçırınca cemaatin de akıl sağlığını yitirmesi kaçınılmazdır. CHP ve onun sözcüleri; Türkiye’nin meselelerine makul ve mantıklı çözümler üretemeyince çareyi çirkeflik, kavga ve husumet siyasetini Meclise, parti kongrelerine ve meydanlara taşımakta bulmuşlardır. CHP; ebedî muhalefete mahkûm olmanın verdiği hırçınlıkla uzlaşmaz, kavgacı, asi ve kirli siyaseti parti misyonu hâline getirmiştir. Çizmeden yukarı çıkmayı, aşağılık küfür ve iftiralarla rakiplerini küçük düşürme gayretini marifet belleyen CHP’liler; bu yolla halkın teveccühünü kazanacaklarını sanıyorlarsa akıllarını peynir ekmekle yemişler demektir. CHP Adıyaman İl Başkanı siyasi adap ve nezaket kurallarını hiçe sayarak, yerini, haddini ve hududunu bilmeden cami duvarına bevlettiğine göre partisinin ilk genel seçimlerdeki mukadder yıkım ve hüsranını şimdiden hissetmiş olmalıdır. Bahse konu il başkanının çirkin ifadelerini kendisine ve partisinin genel başkanına iade ediyor; onu bağlayamayan, yularını tutamayan CHP’yi şiddetle kınıyoruz. Halk arasında sevgisizliğin menşei, siyasette barış ve hoşgörü ikliminin katili, sokaklarda huzursuzluğun ve kaosun mimarı, TBMM’de kavga ve patırtının müstahsili konumunu başka partilere bırakmayan mahallenin kofti kabadayısı CHP’ye nasihatimizi merhum halk ozanı Âşık Mahzuni’nin bir türküsünün sözleriyle iletiyoruz:’ Körolası Kel Ömer, Kel Ömer unutma bunu, Hatırını yıktın Haydar'ın, İtini bağla bari."

ALEVİ TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZLE BİZİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE GÜÇLERİ YETMEYECEK

 MHP Ankara İl Başkanı Baştuğ, 22 Kasım 2017 tarihinde Malatya'da Alevi ailelerin yoğunlukta yaşadığı Cemal Gürsel Mahallesi’ndeki 13 evin kapı ve duvarlarına kırmızı boyayla çarpı işaretleri atılması ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada da şu ifadelere yer verdi:

"Bu olayla ilgili olarak il yönetimindeki arkadaşlarımızla birlikte, Sayın Genel Başkan’ımız Devlet Bahçeli’nin tavsiye ve izniyle Ankara’da bulunan üç cemevini ziyaret ettik. Alevi İslam inancına mensup Türkmen canlarla hasbihâl ettik. Onlar da oynanan oyunun farkında olduklarını ifade ettikleri gibi daha sonra MHP Ankara İl Başkanlığımıza iadei ziyarette bulundular. Çok geçmeden İstanbul Bahçelievler’de de bir ailenin kapısına çarpı işareti konuldu, partimizin sembolü olan üç hilal sembolü ve kapıya 'Defol dinsiz.' ve 'İslam' gibi provokatif eylemde bulunuldu. Bu, özbe öz Türk ve İslamolan Alevi kardeşlerimize yönelik tehdit dolu sözlerin altına, partimizi zan ve töhmet altına alırcasına üç hilal simgemizin konulması elbette ki kabuledilemez. Üç hilal simgemizin yerini bilmekten ve doğru düzgün çizmekten aciz müptezeller; diğer taraftan da alçakça, 'Defol dinsiz.' ibarelerini kapılara yazıp,  kapı altına da partimizin amblemini koymaya yeltenmişlerdir. Kökü dışarıdaki bu çatışmaya ve kutuplaşmaya yönelik provokasyon sahipleri asla muvaffak olamayacaklardır. Alevi Türkmen kardeşlerimizle bizi karşı karşıya getirmeye hiçbir faninin gücü de nefesi de Allah’ın izniyle yetmeyecektir. Kuşkusuz ki Malatya ve ardından İstanbul’da yaşanan vakaları sıradan göremeyiz, bir densizin işidir deyip geçemeyiz. Bunlar bilerek ve sistemli yapılan bir oyunun parçalarıdır. Kendi insanımızı tedirgin ve rahatsız eden bu son olayların üzerindeki bu esrar ve gizem perdesini aralamak ve gerçekleri ortaya çıkarmak hükûmetin en temel görevidir. Zira mezhep aidiyeti ve etnik kimlik ekseninde yapılmak istenen kışkırtma ve cepheleşmelerin, Allah korusun farklı sonuçlara meydan verme riski bulunmaktadır.Milliyetçi-Ülkücü Hareketi kanın, gözyaşının ve kavganın tarafı yapmak için sürekli mesai harcayan rezillikleri, kumpasları ve şer kampanyalarını asla unutmadık ve unutmayacağız. Yüce dinimizin asli mensupları arasında yaratılmak istenen Alevi-Sünni kutuplaşmasından kimlerin istifade ettiğinin, böylesi bir kaosun kimlerin işine yaradığının da farkındayız. Her bulanık devirde ve dönemde;hassasiyetleri kaşıyarak, kalabalıkları ajite ederek ve inançlarımızı tersten yorumlayarak kargaşaya düşmemizi bekleyen şeref ve edep fukaralarını fazlasıyla gördük. Alevi Türkmen kardeşlerimiz bizim onların yanında olduklarımızı bilmektedir. Cemevi ziyaretinde de ifade ettiğimiz gibi; biz aşkla semaha açılan aynı vücudun iki eli gibiyiz. Çünkü biz biriz, beraberiz ve ilelebet de böyle kalacağız."