DEVLET BAHÇELİ: TÜRKEŞ BEY'İN EMANETİ ÇOK ŞÜKÜR EHİL VE EMİN ELLERDE

11 Haziran 2018 13:04 Ahmet Deniz AĞCA
Okunma
1218
DEVLET BAHÇELİ: TÜRKEŞ BEYİN EMANETİ ÇOK ŞÜKÜR EHİL VE EMİN ELLERDE

DEVLET BAHÇELİ:TÜRKEŞ BEY'İN EMANETİ ÇOK ŞÜKÜR EHİL VE EMİN ELLERDE

 

AHMET DENİZ AĞCA

YENİ DÜŞÜNCE -Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Partimizin kurucu Genel Başkanı merhum Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey'in doğumunun 100.yılında Türk ve Türkiye sevdasıyla kavrulan yiğit yürekler güçlü bir iradeninilan ve ifadesini haykırmışlardır. Türkeş Bey'in emanetleri çok şükür ehil ve emin ellerdedir." dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Bahçeli, ABD'deki  Reza Zarrab davasıyla ilgili "Türkiye'ye tezgâh kurulmakta, Türk ekonomisinin çökertilmesi hedef alınmaktadır. Dava, Türkiye'de siyasi sonuçlar doğurmak amacıyla saptırılmakta ve yönlendirilmektedir. CHP, başkalarının dümeninden tutunup akıl tutulması yaşayabilir. İftira siyasetinden medet umabilir.Türkiye'yi yabancı ülkelere sürekli şikâyet edebilir, etmiştir de. Bize düşen,bunların foyasını meydana çıkarmaktır." açıklaması yaptı.

Doğumunun 100. yıl dönümü sebebiyle Ankara'nın görkemli ve göğüs kabartıcı bir toplantıya ev sahipliği yaptığını, yüz binlerin başkente akın ettiğini hatırlatan Bahçeli, "Türk gençliği âdeta kükremiş; dosta güven, düşmana korku salmıştır. Oluşan heyecan dalgası ümitlerimizi kamçılamıştır.Dimdik duruş sergileyen Ülkücü Türk gençliği şevkimizi kabartmıştır. İşte o bozkurt ruh, işte o bozkurt şuur Ankara'ya damga vurmuş, nitekim akan suları durdurmuş, tehditlere sur çekmiştir. Bozkurtların ölümüne umut bağlayanlar, bozkurtların dirilişiyle şaşkına dönmüşler, küçük dillerini yutmuşlardır. Ülkücü Türk gençliği kınından çıkmış kılıç gibi parlamıştır. Yayından fırlamış ok gibi göz kamaştırmıştır." diye konuştu.

Bahçeli, özetle şunları ifade etti:

"Milliyetçiliği kim öcü gösteriyorsa, milliyetçiliği kim ötekileştirip öğütmek için uğraşıyorsa, biliniz ki; keçeden topuz, ipten üzengi, tahtadan kılıç yapmakla oyalanan ucuz ve ucube şahsiyetlerdir.Ankara'da yapılan muhteşem toplantımızı görmek istemeyen, görülmemesi için olan biten tüm imkânlarıyla direnen ne kadar yazar, çizer, medya kuruluşu varsa,kalemizi içten yıkmak için pusuya yatmış iş birlikçilerdir. Ne kadar görmeselerde, Milliyetçi Hareket Partisi akın akın geliyor. Ne kadar ihmal ve inkâr etseler de Türk milleti sevdalılarına sahip çıkıyor. Bunlar için milliyetçilik korku, MHP ise hasımdır. Malumlarınız olacağı üzere, bittiğimizi söylüyorlardı.Eridiğimizi ileri sürüyorlardı. Barajaltı polemikleriyle vakit harcıyorlardı.Taban kaymasından, çatı çökmesinden, gövdenin yarılmasından bahsedenler de keçeyi suya atmış çıkan yerlerini taşlamakla zaman geçiriyorlardı. Birbirlerinin tavuğuna kış demeyen güruh, bozkurtun ürkeceğini ahmakça, aptalca, küstahça ima ve iddia ediyordu. Ne oldu, Allah bağışlasın, Ülkücü Türk gençliği alayını zelzele gibi titretti, iftiralarını devirdi, hepsini çılgına çevirdi. Anca beraberiz,kanca beraberiz diyen milliyetçi-Ülkücü irade, nemelazımcılığa kapılmadan, kara propagandaya aldırmadan; eyyamcıları, entrikacıları, erdemsiz niyetleri,ihanete yakasını kaptırmış tüm bereketsizleri hallaç pamuğu gibi savurdu. Türk gençliğigidene ağam gelene paşam demeyecektir. Ve bizim gözümüz gibi sakınacağımız bir gençliğimiz vardır, onlar Türk istikbalinin güvencesidirler. Bazılarının öylesine çirkin ithamları vardı ki, arpaya katsanız at yemeyecek, kepeğe katsanız it yemeyecektir. Elbette bunlar ağızlarının payını da tam olarak almışlardır. İyisini kötüsünü bilmeyiz, orasını burasını anlamayız, şuna buna kafa yormayız; gerçekten de 26 Kasım Pazar günü Ankara'da mahşerî  bir kalabalık davasını tıpkı bir bayrak gibi yüceltmiştir. Türk milliyetçilerinin haklı ve meşru mücadelesi göz doldurmuş,gönüllere girmiştir. Paslı kulaklar varsın duymasın. Sisli gözler varsın görmesin. Mühürlü kalpler varsın idrak etmesin. Milliyetçi-Ülkücü Hareket günden güne büyüyerek, devamlı gücüne güç katarak, dünüyle kucaklaşıp geleceğe yürümektedir. Kıskananlar varmış, bunlar boşuna heves etmesinler, kirli yüzlerini rüyada görsek hayra yormayız. Bir kısım siyasi mevta ve marazi tipin MHP'nin milliyetçilik anlayışına itirazları varmış. Bunlar gelsinler dedertlerini külahıma anlatsınlar. Bunların ipiyle suya inilmez, sularına pirin çhaşlanmaz. Her seferinde uyarıyor her defasında akıllarını başlarını almalarını söylüyoruz; ne çare, bana mısın demiyorlar. PKK'ya evet diyenler, İmralı canisine hürmet edenler, FETÖ'yle aynı çuvala girenler elbette bize itiraz edecekler, ilkesiz ve iki yüzlü tavırlarıyla rezilliklerinin altında ezileceklerdir. Unutmayınız ki, iki yüzlünün dilinde aldatıcı tat, kalbinde kahredici fesat gizlidir."

CHP, TÜRKİYE MUHALİFLERİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYOR

Devlet Bahçeli, CHP'ye yönelik olarak şu tür eleştirilerde bulundu:

"CHP, başkalarının dümeninden tutunup akıl tutulması yaşayabilir.  İftira siyasetinden medet umabilir. Türkiye’yi yabancı ülkelere sürekli şikâyet edebilir, etmiştir de.Bize düşen, bunların foyasını meydana çıkarmaktır. Bu müflis CHP kafasına soruyorum; oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını, peki siz kimden gördünüz böylesi çürük ve çorak siyaseti. Türkiye muhaliflerinin ekmeğine yağ sürüyor, emellerine hizmet ediyorsunuz. Hadi bizden utanmıyorsunuz; bari Atatürk’ten utanın, milletten utanın, ceddimizden utanın,bu da olmadı, hiç olmazsa Allah’tan utanın, Allah’tan korkun. Türk milleti, biryese de bin şükreder. Sussa da unutmaz, sessiz kalsa da ehlisalibin elinden tutanları, sözcülüğüne heves edenleri asla ama asla aklından çıkarmaz ve affetmez. Türk milleti yenilmez, teslim olmaz, tehditlere boyun bükmez. Diyorduki aziz Atatürk: 'Türk yenildi derlerse inanmayınız, yenilen kumandandır, bende ekliyorum, bunu da asla unutmayın.'  Bizde diyoruz ki, özümüz neyse, kökümüz neyi gerektiriyorsa, millî vicdanımız neyi emrediyorsa onu yapacağız, onunla bir ve bütün olacağız."

ZARRAB DENİLEN ŞARLATAN SUÇ İŞLEDİYSE YARGILANSIN

Bahçeli, Reza Zarrab'ın Türkiye'de yargılanması cezasını çektikten sonra Türk vatandaşlığından çıkarılması gerektiğini belirterek,şunları kaydetti:

"Zarrab denilen şarlatan ABD’nin kendi kanunlarına göre bir suç işlediyse yargılansın ve hak ettiği cezaya çarptırılsın. Buna kim itiraz edebilir? Türkiye’de işlenen bir suç varsa bunun hesabının sorulacağı yer de Türk yargısıdır. Bu kirli şahıs, bu suçlar için Türkiye’ye iade edilmeli, ABD elindeki belgeleri Türkiye’ye vermelidir. Cezası verildikten sonra Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır. Türkiye’deki bazı çevrelerin bu senaryoyu alkışlamaları, buna ümit bağlamaları bir zillettir. Yandaş görünen çevrelerin her vesileyle FETÖ konusunda günah çıkartmaya çalışanların da ellerini ovuşturduklarını görüyoruz. Zarrab davasından sinsi hesaplarla bu davaya bel bağlamak vatanseverlikle de dürüst siyaset anlayışı ile de bağdaşmayacaktır. Bizim şahıslarla ilgili bir telaşımız yoktur. Hiç kimsenin avukatı da değiliz. Biz Türkiye’nin onurunun haysiyetinin peşindeyiz. Türkiye ahlaksızca yargılanırsa, Türk bankacılık sistemi ve ekonomi ağır bir hasara uğrarsa siyaset kurumumuz Amerikalı yargıcın elinde oyuncak olursa bundan kim kazançlı çıkacaktır? Böyle bir depremden kim siyasi zafer kazanacaktır? Siyaset Türk ahlak ve töresine göre yapılır, adam gibi yapılır. Türkiye’nin haysiyeti üzerinden siyaset olmaz. Türk töresinde, Türklüğün geleneğinde pusu kültürüne yer yoktur. FETÖ ihaneti yeni melanetler peşinde koşarken, bu alçakların değirmenine su taşımak neyle izah edilecektir? Siyasi hesaplar uğrunaTürkiye’yi sırtından hançerlemek ihanetin daniskasıdır. Rıza Zarrab’ın yargılanması ancak ve ancak Türk mahkemelerinde sağlanmalıdır. Bu kaçakçının işlediği hangi suç varsa, hukuki sınırlar bellidir. ABD, Türkiye’nin itibarıyla saygınlığıyla siyasi ve ekonomik haklarıyla oynamayı nasıl planlamaktadır?Bizim ABD’nin yargı sisteminden alacağımız, duyacağımız hiçbir şey yoktur.Yabancı bir ülkenin ağzına bakarak, bize ne düşer diyerek siyaset yapmak da bizim şerefli mazimizde olmayan, görülmeyen bir ilkesizlik ve ahlaki düşkünlüktür. Eğer onurumuza sahip çıkmazsak, bağımsızlığımızı korumazsak, ses çıkartmazsak Türkiye’yi bekleyen dış güçlerin mandası altına girmek olacaktır.Bunu Türk milliyetçileri asla kabul etmez ve bunun hesabını sorar. Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır böyle de kalacaktır."

NATO'NUN HATA YAPMA LÜKSÜ YOKTUR

MHP Lideri Bahçeli, 23 Kasım 2017 tarihinde Manisa’nın Salihli ilçesinde katıldığı toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada da NATO’ya yönelik sert eleştirilerde bulundu.

 "NATO’nun hata yapma lüksü yoktur. Skandallara kuluçka işlevi görmesi, sakat ve sancılı niyetlere yataklık yapması kabulü mümkün olmayan kepazeliktir." diyen Bahçeli, şunları belirtti:

“Norveç’te 8-17 Kasım 2017 tarihleri arasında NATO Müşterek Harp Merkezi’nde düzenlenmekte olan ‘Trident Javelin 2017 (Üç Uçlu Mızrak)’isimli masaüstü tatbikatta gizli ve gizil Türkiye hazımsızlığı, Türklük husumeti yüzeye çıkmıştır.Bu tatbikat görünümlü provokasyon kapsamında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının kurgusal hasım ülkelerin liderleri arasında gösterilmesi, ilaveten Sayın Erdoğan’ın alenen karalanması tamir ve telafisi olmayan bir rezilliktir. NATO’yu doğrudan bağlayan bu alçalmanın, bu aşağılık tertibin birkaç ucube ve alçak görevlinin suçu diye geçiştirilmesi,özür dilemekle durumun kurtarılma gayretleri beyhude ve boş bir arayıştır. Artık ve vakit kaybetmeksizin NATO’nun sorgulanması, dünden bugüne emel ve hedeflerinin masaya yatırılması Türkiye için aciliyeti olan bir mecburiyettir.Ya hep ya hiç diyeceğimiz bir sınıra yaklaşıldığı bir gerçektir. Özürmüş, neözrü, neyin özrü? Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı’yla şu anda görevinin başında bulunan Cumhurbaşkanı’nı psikolojik harp taktikleriyle yıpratma, tartışmaya açma, suçlama teşebbüsü su katılmamış bir düşmanlık emaresidir. NATO, Türkiye’den ne istiyor? Neyi bekliyor? Nereye varmayı ümit ediyor? Hepsini geçtik, Türkiye’nin bekasını yıkmak, tarihî varlık ve vakur duruşunu yok etmek isteyen çevrelerle aynı çizgiye nasıl, hangi hak ve gerekçeyle savruluyor?Aziz Atatürk diyordu ki: ‘Bir milletin büyüklüğü coğrafi yüzölçümü ile değil; yüreğinin asaleti, ülküsünün yüksekliğiyle ölçülür.’ Buyürek, bu ülkü Türk milletinde vardır. Sabrımızı test edenler, sağduyumuzu yanlışa yoranlar millî mukavemet karşısında mağlup olacaklardır. Düşman kim vehangi milletten olursa olsun; saklandığı oluşum ve örgütün ismi neyi işaret ederse etsin birdir, aynıdır, ahlaksız ve alçaktır. Milliyetçi Hareket Partisi,Türkiye’nin ilk ve ardından 12. Cumhurbaşkanı’na yapılan hakaretamiz ve mütecaviz fiilleri, bu fiillerin kararmış faillerinin asıl maksadının ülkemizve Türk milleti olduğunu görmektedir. Allah’a şükürler olsun biriz, beraberiz,hep birlikte güçlüyüz, düşmemizi bekleyenlerin, birbirimize girmemizi projelendirenlerin melanet oyunlarını bozacak gürbüzlükteyiz. Ne Atatürk ne deRecep Tayyip Erdoğan üzerinden yürütülen Türkiye düşmanlığının hedefine asla ulaşamayacağını, hiçbir batıl ve müstevli hevesin millî değer ve mirasımıza zarar veremeyeceğini cümle âleme ilan ediyorum.

 

NATO’nun, maksatlı ve marazi çürümüşlerin eylemlerini pardonla örtemeyeceği bellidir, yanlış anladınız, sorumluları işten attık ucuz yaklaşımlarıyla dibe oturmuş art niyetliliğini tedavi ve telafi edemeyeceği nettir.”

BAHÇELİ’DEN İYİ PARTİ’Yİ YÖNELİK SERT SÖZLER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada İYİ Partiye yönelik sert eleştirilerde bulundu.

İYİ Partinin programında yer alan ve tartışmalara neden olan NATO maddesine de göndermede bulunan Bahçeli, "Biz NATO'ya değil Kato'ya(Kato Dağı) bakıyoruz. Canımız kimden isterse silahı oradan alırız. Herkesyerini yurdunu bilsin." diye uyardı.

Bahçeli, şunları ifade etti:

“Partimiz üzerinde hesap yapan, davasına sırt dönmüş isimler pusudan başlarını kaldırarak zaman kaybetmeden harekete geçtiler. Aslında hedef Türkiye'ydi. Aslında hedefin tam ortasında Türk millet vardı. MHP'yi içten içe çürütmek için aldıkları talimatlara harfiyen uydular. Kimliğimizi kullanıp anılarımıza sığınıp şahsiyetimize nifak kurşunu sıktılar. İmza toplayıp tarladan çıktılar, şehir şehir dolaşıp tezviratın hain çıkarmasını yaptılar.Kendisine yuvalanacağı hastalıklı vücut bulmuştur. Bu vücudun sonu siyasi mezarlık ipin sonu mezbeleliktir. Kripto simaların parti değiştirirken dillerinin ayarını da kaçırmaları kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir. Köhne,dönem ve siyasi tortuların çıra gibi yanacağı zaman gelecektir. Türk milleti olup biteni görmektedir. 6 olur 7 olur hep Allah'ın dediği olur. Biz bunları püskürtmeye yeminliyiz. Biz gemileri yaktık. İnanıyorum ki haykıracağımız mesajlar iş birlikçilerine korku olacaktır. Tek bir ses tek bir nefes olacağız.Bizim gönlümüzde herkese yer vardır. Yüreğimiz herkesi kucaklamaya yetecektir.Milliyetçilik varsa umut vardır. MHP olarak bütün meselelerin üstesinden geliriz. Kenarda durmamız için çaba gösterilse de başaramadılar. Biz istemeden hiçbir kokuşmuş fâni bizi faka bastıramayacak oyuna getiremeyecektir.”