SEMİH YALÇIN: GERÇEKLERORTAYA ÇIKARSA DAVUTOĞLU MAHCUP OLUR
YENİ DÜŞÜNCE –Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, FETÖ'nün milletin iradesine el koyma girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesini hatırlatarak, “Ahmet Davutoğlu’nun himayeci politikaları yüzünden FETÖ’cüler 15 Temmuz’un zeminini hazırlayabilmişlerdir.Sahi, Sayın Davutoğlu 15 Temmuz 2016 gecesi nerede saklanmıştır?" diyesordu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada; Kerkük konusunda açıklama yapan Davutoğlu'na yüklenerek "Durdundurdun da şimdi niye ortaya çıktın? Sen hangi yüzle konuşuyorsun?" diye konuştu.
Davutoğlu ise Bahçeli’ye, "Türkmen'e Türklük dersi vermeye çalışmak, hayatları boyunca bir kez Kerkük'e uğramamış olanların haddine değildir." şeklinde cevap vermişti.
Böylece Bahçeli ile Davutoğlu arasında başlayan ve karşılıklı açıklamalarla süren polemik, CNN Türk'te yayımlanan ve Hande Fırat’ın sunduğu “Gece Görüşü” programında yeni bir boyut kazandı.
Yalçın, programda yaptığı açıklamada Davutoğlu'nu ser tsözlerle eleştirdi ve koalisyon görüşmelerine atıfta bulunarak “Davutoğlu gerçekler ortaya çıkarsa mahcup olur.” dedi.
Programda, Davutoğlu ve MHP arasındaki polemik konusunda Gazeteci Nevzat Çiçek, MHP kulislerinde tartışmanın arka planı olarak "Kerkük değil koalisyon görüşmeleri görülüyor." değerlendirmesini yaptı.
Programın bir diğer konuğu gazeteci Gürkan Hacır ise Davutoğlu'na yakın kaynaklarla görüştüğünü, bu kaynaklara göre yaşanan polemik için eski Başbakan'ın “Bu zillet (hor görülme) durumu beni çok üzüyor. Bunu hakettiğimi düşünmüyorum.” dediğini aktardı. Hacır, Davutoğlu'nun bu sözlerle kendi partisine de sitemde bulunduğunu söyledi.
Programa katılan o dönem koalisyon görüşmelerine AK Parti adına katılan Şanlıurfa AK Parti Milletvekili Faruk Çelik, koalisyon görüşmelerinde amacın hükûmet kurmak olduğunu ancak MHP'nin koalisyona yanaşmadığını ileri sürdü.
Bu sözlerden sonra programa bağlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 7 Haziran Seçimlerinden sonra gerçekleşen koalisyon görüşmelerinde dönemin Başbakan’ı Ahmet Davutoğlu tarafından kendilerine koalisyon teklifi yapılmadığını ifade etti.
Yalçın, ayrıca önemli bir iddiada da bulunarak Davutoğlu'nun koalisyon teklifi yapmayıp suçu MHP'ye atmayı planladığını bunu da seçim meydanlarında kullandığını kaydetti. Davutoğlu'na sert sözlerle yüklenen Yalçın, “Gerçekler ortaya çıkarsa, defterler açılırsa Davutoğlu mahcup olur,zorda kalır.” dedi.
Yalçın, Türkiye’nin yaşadığı uluslararası krizlerin nedeninin Davutoğlu olduğunu ileri sürerek, eski Başbakan’ın Suriye rejiminin yıkılacağı tezi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yanlışa sürüklediğini belirtti.
Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Orta Doğu, Balkanlar veOrta Asya’daki itibarlı Türkiye imajının büyük zarar gördüğünü savunan Yalçın, şunları söyledi:
“Türkiye’nin dünyada ve bölgesinde içinden çıkılması zor krizlere sürüklenmesinde en büyük suç ve sorumluluk Kiziroğlu olmaya özenen,ama krizoğlu olarak tarihe geçen Davutoğlu’nun dur. Onun döneminde FETÖ’ye arka çıkılmış, devletin en hayati kurumlarındaki FETÖ’cüler gereğince temizlenemediği için Türk milleti bölücü örgüte doğrudan hedef olmuştur.Davutoğlu dönemi sonrasında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Başbakan Sayın Yıldırım, onun yanlış politikalarının izlerini silmek, bölgede ve dünyada yitirilen güveni yeniden sağlamak için gayret göstermişlerdir. Türkiye’yi cendereden çıkarma çabaları hâlen devam etmektedir.”
DAVUTOĞLU'NUN SÖYLEDİKLERİNİ İZİN ALMADAN AÇIKLAYAMAM
AK Partili Çelik'in yanlış bilgilendirdiğini ifade edenYalçın, Davutoğlu'nun kendilerine koalisyon görüşmeleri için gelmeden önce zaten kamuoyuna seçim hükûmetine gidildiğini açıkladığını belirtti ve Davutoğlu'ndan net bir koalisyon teklifi gelmediğini vurguladı.
Yalçın, Çelik'in sözlerine karşılık şunları söyledi:
“Sosyal bölünmeyi sonlandırmak ve toplumsal mutabakat adına AKP ile CHP'nin bir araya gelmesini Genel Başkan’ımız söylemişti. Ancak bu görüşmeler olumsuz sonuçlandığında Davutoğlu, bize gelmeden önce basın mensuplarının karşısına çıkarak, 'Süreç seçim hükûmetine gidiyor ama son bir kez de MHP ile görüşeceğiz.'dedi. Son olarak da bize geldi. Daha bize gelirken Anayasa gereği seçim hükûmeti kurulacağını açıklayarak gelmişti. Faruk Bey yanlış bilgilendiriyor. Yanıltıcı ifadeler vermesini pek anlamlandıramadım. Görüşmeye geldiklerinde Sayın Bahçeli, 'Biz şimdi koalisyon kurabilecek miyiz?' dedi. Davutoğlu cevap vermedi. Faruk Bey devreye girerek muğlak şekilde 'Orayı çözeriz.' dedi. Ama Sayın Davutoğlu'ndan bu teklif net olarak gelmedi. Bakın tekrarlıyorum, net şekilde koalisyon teklifi gelmedi. Maalesef net bir teklif gelmediği için ayrıntılı görüşmelere gidilemedi."
Davutoğlu’nun, yurt dışındaki FETÖ okullarının himayesi için diplomatik temsilciliklerden istekte bulunduğunu belirten Yalçın,“Davutoğlu’nun himayeci politikaları yüzünden FETÖ’cüler 15 Temmuz’un zeminini hazırlaya bilmişlerdir.” dedi.
Davutoğlu’nu hezeyan içinde olmak ve halüsinasyon görmekle suçlayan Yalçın, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin başına ördüğü çorapların farkında olmayan mazul Başbakan Davutoğlu, Kerkük için 10 maddelik öneride bulunduğuna, Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yine 10 maddelik bir cevap metni hazırladığına göre acaba kendini siyasetin Musa’sı mı sanmaktadır? Yoksa Deli Musalara mı karışmıştır? Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanı uzun süredir kendisinin halt ve pisliklerini temizlemek için çaba gösterdiğini farketmemiş midir? Etrafındakilere ve kendisine geçmişte büyük bir iyi niyetleimkân tanıyanlara zarar verdiğini neden görmek istememektedir? Kuyruğunu kıstırıp susacağına neden aşağı mahalle lafçıları gibi konuşmakta, niçin çenesini kapamamaktadır? İktidara karşı dolaylı bir yıpratma stratejisi mi takip etmektedir? Uluslararası aktörlerin ajanı olan Aydınlıkç ıbaşı gibi sübliminal mesajlar vererek iktidarı yıpratmayı mı hedeflemektedir? Sahi, Sayın Davutoğlu15 Temmuz 2016 gecesi nerede saklanmıştır?”
HESABA ÇEKİLECEĞİN GÜNLER HIZLA YAKLAŞIYOR
Davutoğlu’nu millî birlik ve beraberlikten ürkmek ve 15 Temmuz sonrasında inşa edilen mukavemeti baltalamakla suçlayan Yalçın, şunları söyledi:
“Kerkük Türk’tür sözüyle sarsılıyor, millî bekanın müdafaasından tek kelimeyle öcü gibi korkuyorsun. Boşuna Serok olmadın. Boşuna iktidarında rezaletlere imza atmadın. Şimdi söyle bize, 10 maddeyi eline kimler tutuşturdu? 10 maddelik imha ve ihanet belgesini sana kimler havale etti? Akıl sahipleri kimlerdir? Tutsaklığına razı olduğun efendilerin bildiğimiz odak ve karanlık çevreler midir? Kimsin, neye hizmet ediyorsun, hangi hain emelleri gözetiyorsun? Taşkentli Yörük olarak Kobani’ye selam vermekten, Barzani’yi omzunda gezdirmekten hiç mi utanmadın? Pensilvanya’dan aldığın sufleler, FETÖ’yle yaptığın verkaçlar kara bir leke gibi alnına çalındı. Hâlâ ıslah ve terbiye olmadın. Sen kim, Genel Başkan’ımıza sataşmak ve saldırmak kim? Sana tavsiyemiz, haddini bileceksin, sabrımızı daha fazla zorlamayacaksın. Kripto damarın tutuyor, Pensilvanya özlemin canlanıyor, ama hesaba çekileceğin günlerde hızla yaklaşıyor.”
YALÇIN’DAN “5 BİN ÜLKÜCÜ” DEĞERLENDİRMESİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP Lideri Bahçeli’nin “5 bin Ülkücü hazır.” değerlendirmesiyle ilgili yapılan eleştirilere karşılık da, “Asıl provokasyon, Sayın Devlet Bahçeli'nin tarihî ve uyarıcı açıklamaları üzerinden Türkiye'de oluşan millî konsensüs havasını baltalama girişiminde bulunmaktır. Negâhan Alçı gibi sözde gazeteciler doğrudan olmasa da Türk milletine yakışır cesareti göstermektense Barzani'yi doğrudan, 4 parçalı Kürdistan'ı da zımnen desteklemeyi yeğlemektedirler." görüşüne yer verdi.
Cumhuriyet gazetesinin attığı "Savaş Çığırtkanlığı" başlığının, dolaylı olarak "Bırakın Kürdistan kurulsun." demeye geldiğini ifade eden Yalçın, "Türkiye hâlâ devasa tehditlerin hedefindeyken, ülkemizi Suriye ve Irak yapıp etnik ve mezhep temelli bölme planları dolaşımdayken malum iş birlikçi medyanın MHP düşmanlığında ısrar etmesinin ne anlama geldiğini iyi biliyoruz. MHP'nin milletimizin bekası, devletimizin var olması uğrunda kanıyla canıyla mücadeleyi sürdüreceğinin bilinmesini istiyoruz." dedi.
BAHÇELİ’YE YÖNELİK BALTALAMA GİRİŞİMİ MÜŞAHEDE EDİLMEKTE
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili SemihYalçın, "MHP'ye yönelik temelsiz suçlamalara dair" yaptığı basın açıklamasında da şunları kaydetti:
“Son günlerde kendini bilmez bazı mimli siyasi figüranların,kimi TV yorumcularının, üç beş gazetenin ve onların köşe yazarlarının, âdeta ‘Ateşten gömlek giydiğimiz.’ zor ve çetin bir dönemde MHP'nin ve onun saygın liderinin deruhte ettiği vazifeyi baltalamaya giriştiği müşahede edilmektedir. Bilinmelidir ki, hâlihazırda içinde bulunduğumuz sıkıntıların derinleşmesinde rol oynayan problemleri azaltmak,ülkeyi âdeta kilitleyen sorunlar yumağını çözmek, ülkemizin huzuruna ve güvenliğine kasteden risk ve tehditlerin ortadan kaldırılmasına katkı vermek MHP'nin temel önceliğidir. Bu bağlamda Milliyetçi Hareket Partisinin lideri Sayın Devlet Bahçeli, millî meselelerle ilgili kemikleşmiş önyargıların ve kısır çekişmelerin bir kenara bırakılması için çaba göstermektedir. Sayın Devlet Bahçeli, başta siyasi partiler olmak üzere toplumun tüm katmanlarını vatan, millet sevdası ve menfaatinde birleşmeye, millî mutabakat zemininde buluşmaya davet etmektedir. İç ve dış güvenlik sorunlarının giderek ağırlaştığı, vatanımızı içine alan husumet çemberinin giderek daraldığı,kısacası Türkiye'nin çok ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıya kaldığı en buhranlı bir zamanda partimizce atılan adımlar son derece önemlidir. Ülkemizi meşgul eden Irak ve Suriye'deki gelişmelerle ilgili tavrımız da bu noktada değerlendirilmelidir. MHP'nin bu süreçte yapmaya çalıştığı; dış politika sorunlarının siyaseti tıkamaması, bunların güvenlik krizine dönüşmesinin engellenmesi ve yeni krizlere davetiye çıkarılmamasıdır. Biz böyle bir hassasiyetle hareket ederken her önüne gelenin, her aklı yettiğini sanan paranoyağın, gazetelerinde eline tutuşturulanı yazarak, televizyon programlarında ezberletilenleri konuşarak Milliyetçi Harekete ayar vermeye kalkışması, öncelikle haddini bilmezliktir. Bilinmelidir ki MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin son açıklamasının temelinde, küresel tezgâhların kıskacındaki Türkmenlerin umudunu diri tutma gayesi yatmaktadır. Üstelik sadece Barzani'nin değil, onu yöneten,sevk ve idare eden ellerin de caydırılması lazımdır. Sivil toplumun, siyasi partilerin ve özellikle de topyekûn milletin verdiği desteğin gücü, caydırıcı, ikna edici bir kozdur. Bırakınız engin Türk tarihini, daha yakın geçmişte bekasına ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelen tehditlereTürk milletinin verdiği karşılığı ve bunun sonuçlarını yansıtan çok sayıda örnek mevcuttur. Şer güçlere, küresel odaklara ve onların maşalarına mukadder akıbetlerinin hatırlatılması, caydırıcılık bakımından fevkalade ehemmiyet arzetmektedir. Herkes sıcak yataklarında uyurken Türkmenlerin Kerkük'te ve başka bölgelerde can ve mal güvenliği nöbetleri tutarak uykusuz geçirdiği geceler görmezden gelinemez.”