YENİ DÜŞÜNCE'DEN

16 Mart 2020 12:42 Ahmet Deniz AĞCA
Okunma
1478

Değerli Yeni Düşünce Okurları,
Bir milletin sosyal yapısı, kültürel ve ekonomik hayatı ile devlet teşkilatı çok iyi olabilir. Ama bunların özellikle dış tehditlere karşı korunabilmesi ve devam ettirilebilmesi için güçlü bir askerî düzene ihtiyaç vardır. Türk milletinin ordu-millet anlayışını tarih boyunca sürmüştür. Bu süregeliş sonucunda milletimizin kodlarındaki ordu-millet anlayışı patlamaya hazır bir yanardağ gibi tehlikeyi hissettiği anda ortaya çıkmıştır. Barış zamanında günlük işlerini devam ettiren milletimiz mesele devletin bekası olunca topyekûn bir seferberlik hâlinde düşmana saldırmıştır. Bununla birlikte araştırmacılar, Türk ordusunun diğer kavimlerin askerî sisteminden farklı olan iki yönünü tespit etmişlerdir: 1- Türk ordusu ücretli değildir. 2- Türk ordusu daimîdir. Bu tespitler Türk vatanının Türk milleti adına ne kadar kutsal olduğunu ve bu kutsiyeti korumak üzere gerektiğinde bütün fedakârlıkları yapabileceğini göstermiştir.
Yakın tarihte “Arap Baharı” ile başlayan hegemon güçlerin Orta Doğu’daki doğal kaynakları ve stratejik alanlara hâkim olma planı birçok insanın katledilmesine yol açmış ve hangi ülkeye bulaştıysa, bulaştığı ülke iç savaş bir yana büyük göç dalgalarına maruz bırakılmıştır. Ülkelerin içi boşaltılmış ve boşalan alanlara bu güçlerin istediği popülasyon yerleştirilmiştir. Ülkemiz açısından ise yüz yıllık plan olan 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi, yukarıda bahsetmiş olduğum ordu-millet anlayışı ile bastırılmıştır. Türk milletinin vatan aşkı ve imanı, hainlerin üzerine demir yumruk gibi inmiş, bunları kontrol eden ülkeler planlarının bozulmasıyla hüsrana uğramıştır.
 Sınır komşularımızda tüm bunlar olurken ülkemiz mazluma kucak açmış, onları bütün zalimlerden korumuş ve bir “baba” gibi kollamıştır. Kendi halkına biyolojik silah kullanacak kadar alçaklaşan Esad, sırtını nereye dayayacağını şaşırmış ve en son Rusya’nın kucağına düşmüştür. 27 Şubat akşamı İdlib kırsalındaki birliklerimize Suriye rejim güçlerine ait uçaklar tarafından düzenlenen ve Türkiye’yi bölgede düzenleyeceği büyük operasyondan caydırmak için yapılan alçakça hava saldırısı, içeride ve dışarıda bozulan birçok kirli hesabın açığa çıkmasına yol açmıştır. Sınırlarımızda yaşanan bu gerginlikleri çok iyi analiz eden Milliyetçi Hareket Partisinin Bilge Lideri Devlet Bahçeli, “Esad tahtından indirilmeden ne Suriye'ye ne de Türkiye'ye huzur gelecektir. Türk milleti gerekirse, artık başka bir seçenek de görülmezse Şam'a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimleri yerle yeksan etmelidir. Diyorum ki, yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad.” diyerek toplumsal bekamız konusunda tüm dünyayı uyarmış ve akabinde Bahar Kalkanı Harekâtı başlamıştır. Bu vesile ile şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifa diliyorum. Büyük Türk milletinin başı sağ olsun.
Esen kalınız efendim.