Değerli Yeni Düşünce Okurları,
Türk milletine adanmış gönüller ve Türk-İslam ülküsüne inanmış yürekler yıllar boyunca “Devlet-Ebet-Müddet” hedefi uğruna gereken bütün fedakârlıkları yapmış ve canlarını bu uğurda seve seve feda etmiştir. Türklüğün ve Türk milletinin beka sorunu yüzyıllardır süregelen bir süreç olmuştur. 15 Temmuz hain FETÖ kalkışması da bu sorunlardan en sonuncusudur. Tarih boyunca vatanımız nasıl korunduysa, 15 Temmuz’da da aynı şekilde gerekli cevap devletimiz ve milletimiz tarafından verilmiştir. Varlık mücadelesi devam etmektedir ve Türk-İslam ülküsüne inanmış yürekler bu mücadele meşalesini canları pahasına taşımaktadır.
Türkiye jeopolitik ve coğrafi olarak dünyanın en kıymetli alanlarından birine sahiptir. Bu duruma paralel olarak içeride ve dışarıda birçok düşmanı bulunmaktadır. Günümüzde bu düşmanlar devlet statüsünde olabileceği gibi devletlerin finanse edip kontrol ettiği terör örgütleri statüsünde de olmaktadır. Komşumuz olan Ortadoğu devletleri terör örgütleri PKK, PYD, İŞİD ve türevleri ile doldurulmuş, hepsinin namlusu ihtiyaca göre bize çevrilmeye programlanmıştır. Buna karşılık ülkemiz gerektiği zaman bu ülkelere operasyonlar gerçekleştirip gerekli cevabı vermiştir. Kuzey Irak’a yapılan PENÇE -1 ve PENÇE - 2 harekâtları da tam bu yüzdendir. Bu bir beka sorunudur.
Anlaşılması lazımdır ki, devletimizin gücü uluslararası arenada da hissedilmekte, kritik kararlar alınıp uygulanmaktadır. Doğu Akdeniz’e göndermiş olduğumuz sondaj gemilerinin bulacağı doğal gaz ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacağı gibi diğer ülkelere de doğalgaz temin etme noktasında önemli bir atılımdır. Bu durumdan rahatsız olan AB ülkeleri ülkemizi yaptırımları ile tehdit etmektedir. Bu da bir beka sorunudur. Ülkemiz hava savunması açısından çok önemli olan S-400 hava savunma sistemini Amerika’nın tüm baskıları ve tehditlerine rağmen Rusya’dan satın almış ve sevkiyatı başlatılmıştır. Buna karşılık Amerika ortak olarak ürettiği F-35 programından Türkiye’yi çıkarma kararı almıştır. Üstelik satın aldığımız uçakları da vermeyeceklerini söylemişlerdir. Devlet aklı çalışmaktadır. Karar çoktan verilmiştir.
Değerli okuyucular yine bir beka mücadelesinin sonucu olan 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zafere ulaşan Büyük Taarruz’un yıl dönümüne ulaşmış bulunuyoruz. Bu vesile ile vatanımız uğruna can veren tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, gazilerimize minnetlerimi sunuyorum.
Esen kalınız efendim.