SİYASİ OLARAK DIŞLAMAK HUKUKİ OLARAK KAPSAMAK

29 Mart 2014 15:11 Prof. Dr.Nadim MACİT
Okunma
2133
SİYASİ OLARAK DIŞLAMAK HUKUKİ OLARAK KAPSAMAK

Siyaset ve hukukun hayalî bir anlayışla beslenen yüzü “kendilerine ait bir gerçekliğe ait” oldukları görüşüne dayanır. Oysa her iki kavram da bir inşanın ürünüdür. Yapıları ve sistemleri oluşturan kültürel, iktisadi ve içtimai unsurların izlerini / etkisini taşırlar. Böyle olmasına karşın dünya görüşlerinin, inançların, beşerî tecrübenin ulaştığı esasların, kültürel ve ahlaki değerlerin üzerinden üretilen ve uzlaşılan sabitelerin varlığı bir gerçektir. Fakat ağırlıklı olarak siyaset ve buna paralel olarak hukuk her türlü ideali aşındırıp tüketen ve yine her türlü değeri güç aygıtlarının parçası yaparak itibarsızlaştıran sömürgeci ve otoriter eğilimlerle biçimlenir. Hukuk ve siyaset üzerinden öteki devletler / muhalifler kontrol altına alınır. Bunların üzerinden sömürgeci hedefler gerçekleştirilir. Baskıcı temayüller icra edilir.

Anılan çerçevede siyasi olarak dışlanmanın ve hukuki olarak kapsanmanın anlamı nedir, sorusuna cevap arayarak meseleyi netleştirebiliriz. Söz konusu soru farklı tarihî tecrübelere, tatbikatlara, siyasi iktisadi kavramlara ve temalara atıf yapılarak cevaplandırılabilir. Fakat modern zamanlara özgü duruma gönderme yaparak diyebiliriz ki siyasi olarak dışlanma ve hukuki olarak kapsamanın küresel ve yerel olmak üzere iki yüzünden bahsedebiliriz. Küresel yüzü merkezî güçler tarafından sömürgeleştirilmek istenen ülkelerle ilişkilidir. Yerel yüzü ise siyasi iktidarın tahakküm etme hevesine ve gücünü derinleştirme amacına dayalı olarak muhalefeti siyasi olarak dışlayan, hukuki olarak kapsayan siyasi tutumlarla / modellerle ilgilidir...