TAŞRADAN SİYASETE BAKMAK

29 Ağustos 2015 11:56 Yrd. Doç. Dr.A. Yılmaz SOYYER
Okunma
1957
TAŞRADAN SİYASETE BAKMAK


Taşrada seçime hazırlanmak sankibayrama hazırlanmak gibidir; tatlı bir telaşla sabahın 08.00’inde, seçimarabalarına binip hedef ilçe, köy ya da mahallelere doğru yola koyulmaklabaşlar. Bizim gibi il ARGE örgütünde görevli akademisyenler için ise daha zorolmakla beraber daha itibarlıdır. Bir defa kesinlikle milletvekili adaylarınınarabalarında olursunuz çünkü o bölge hakkında daha önceden edinmiş olduğunuzher türlü bilgiyi adaylara aktarmak o dönem için belki de tek göreviniz hâlinegelmiştir.

Isparta Milliyetçi Hareket Partisi ilörgütü ARGE teşkilatında çalışmaya başladıktan sonra siyasetin ne demek olduğunuöğrendim desem yeridir. ARGE olarak seçime yönelik en ciddî görevimiz Olağan ilkongresinde il başkanımızın teşekkür konuşmasını hazırlamak olmuştu. Başkabaşkan adayı olmadığı için seçileceği kesin olan birinin yanında yer almak sonderece rahatlatıcı bir şeydir. Zira adaylar arasında taraf tutma ithamındanuzak çalışırsınız.

Biz de oturup birisi ben diğeri TurgutErmumcu olmak üzere iki konuşma hazırladık; şehrin meselelerini ortaya koymaaçısından Ermumcu dostumun metni fena değilse de benimki hamasetten ibaretolmuştu. Neyse ki ARGE’mizde ak saçlı bir dev vardı: Atila Kurtul… Yaşı yetmişiaşmış, ömrünü dershanecilik ve siyasetin içerisinde geçirmiş olan Atila Hoca,iki metnin bazı noktalarını kendi metnine ekleyerek asıl konuşmayı hazırladı.Biz de ideolojik konuşmayla siyasi konuşmanın farklarını ilk kez görmüş olduk.Hoca, iktidar partisi olan AKP’nin Isparta’ya yönelik geçmiş vaatlerini vebaşaramadığı işleri tek tek ortaya koydu bu metinde. Vadedip yapmadıklarıbarajları, göletleri, yolları tek tek delilleriyle ispat etti. Anladım kimahallî siyaset, üniversitede Türkiye sosyolojisi okutmakla olmuyormuş.Yaklaşık yirmi yıldır yaşadığım Isparta’ya ciddi manada eğilmeye başlamam da buhadiseden sonradır. Atila Kurtul Hoca bana Isparta’nın meseleleriyle ilgilidokümanlar yolladı; AKP milletvekillerinin daha önce verdikleri sözleri nasıltutmadıklarıyla ilgili belgeler verdi.

Propaganda sürecinde il birinci sıraadayımız Nuri Okutan Bey’le tanışmış olmam da hayatım boyunca iftihar edeceğimhususlardandır. Trabzon, Sakarya, Urfa valiliklerinden sonra siyasete girmeyekarar vermiş bir çelikten irade ve gayretin cisimleştiği bir şahsiyettir o.Eğirdir’de esnafı dolaşırken yorgunluktan bitap bir hâlde arkasından yürüyenarkadaşlarla bakışarak “Rabb’im şu ikindi ezanı ne zaman okuyacak?” sorusuylatek dinlenme fırsatımız olan namazı bekleyişimizi hayatım boyuncaunutamayacağım. Sanki Allah bizlere birer ona dokuz can vermişti.

Isparta’da gitmedik köy, mahallekahvesi bırakmadık. Her pazar yeri en az üç beş kere dolaşıldı; heyecanımız o kadardoruktaydı ki ben şahsen %25’in altında bir sonucu asla beklemiyordum. Öngörümegöre Isparta’da ise birinci parti oluyor, iki milletvekili çıkarıyorduk.

Olmadı… Seçim sonuçlarının televizyonailk düşüşleriyle beraber sükûtuhayale uğramıştım. Çevremde ağlayanlar vardı,kısacası biz bu sonucu hak etmemiştik. Herkes birbirine “Ne oldu böyle neredehata yaptık?” diye soruyordu.

Hâlâ düşünüyorum, verilen cevaplarınhiçbir beni tatmin etmiyor zira. Biz bir düşünce partisiyiz, biz bir idealyolcusu partiyiz, o hâlde öncelikle bize oy verecek kitleyi oluşturmamızgerekli. 1970’li yıllarda Türkiye “Türk dünyası” “esir Türkler” gibi kavramlarıduymamışken biz Ülkücüler biliyorduk. O gün henüz yeni yeni başlayangecekondulaşma meselesi kimsenin umuru değilken Tarım Kentleri projesi, bizimprojemizdi.

Bugün kitle partisi olmakla ideolojipartisi olarak kalmak arasında bir tercihle karşı karşıyayız. İktidar olmayaelbette karşı değilim ama bu hülya uğruna Ülkücü Hareket temel dinamiklerinikaybedecekse ben bu yolda yer almak istemem. Yüce Türk milleti gerçekten yücedir.Eksiklik varsa ona hakikati göstermekte yeterli olamayan bizlerdedir. Buseçimin sonucunu ben aldım. Siyasi yansımaları beni ilgilendirmiyor; isterkoalisyon ister erken seçim benim için aynı şey. Vazifem Türk milletinin başıdik, karnı tok, ümitleri diri bir şekilde yaşayacağı yarınların tesisidir. Biz Ülkücüler–çok şükür- hâlâ varız, o zaman Türklük için mesele yoktur.